 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/9-79
Karar no: 1999/77
T: 20.04.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Özensizlik ve önlemsizlik sonucu yangına neden olmak suçundan sanık Özder E...'ın TCY.nın 383/1, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 455.000 lira, sanık Yücel M...'in TCY.nın 383/1, 413, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri gereğince 225.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmalarına ve bu cezalarının ertelenmesine ilişkin Havsa Asliye Ceza Mahkemesince verilen 16.10.1997 gün 88/86 sayılı hükmün sanıklar vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9.Ceza Dairesi 13.5.1998 gün 6701/1565 sayı ile, "hükmün onanması" gerektiği karşı oyları ile ve oyçokluğuyla , "Dosya kapsamı ve oluşa göre sanıkların sosyal ve kültürel durumları yaşadıkları köy şartları dikkate alındığında kendilerine atfı kabil kusur bulunmadığı gözetilmeden beraetleri yerine yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozmuş, Yerel Mahkeme 19.6.1998 gün ve 37/46 sayı ile;
"Olay, sanıkların balya makinasının bakımını yapmamaları, rulmanlı yatağının uzun süre yağsız kalması sonucu meydana gelmiştir. Bilirkişi kurulu sanıkları kusurlu bulmuştur. Sanıkların kusurlu olup olmadıklarının tespiti teknik bir konu olup, bu husustaki bilirkişi raporu yok sayılamaz. Sanıkların cezalandırılmalarına karar verilmelidir." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi sanıklar vekili tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istemli 18.3.1999 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıkların özensizlik ve önlemsizlik sonucu yangına neden olmak suçundan cezalandırılmalarına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; sanıkların olayda kusuru bulunup bulunmadığına diğer bir deyişle suçun yasal öğeleri itibariyle oluşup oluşmadığına ilişkindir.
Ceza Yasasında taksirin tanımı yapılmamış olup 45. maddede, "Cürümde kasdın bulunmaması cezayı kaldırır. Failin birşeyi yapmasının veya yapmamasının neticesi olan bir fiilden dolayı kanunun o fiile ceza tertip ettiği ahval müstesnadır" denilerek taksirin hangi hallerde cezalandırılacağı açıklanmıştır. Ceza Yasasının 383. maddesi ile de, sonucun öngörülebilir olmasına rağmen failin gerekli özeni göstermemesi ve önlemleri almaması nedeniyle yangına neden olması halinde eylemle sonuç arasında illiyet bağının varlığında failin cezalandırılacağı kabul edilmiştir.
Somut olayda sanıklar, sahibi oldukları balya makinasının gerekli bakımını yapmadıklarından rulman yatağı yağsız kalmıştır. Sanık Yücel Memiş olay günü yedi saat boyunca mağdur İmdat Kuşçu'nun tarlasında çalışmış, buğday saplarını balya yaparken yağsızlık nedeniyle sürtünmeden çıkan kıvılcımın buğday
saplarını tutuşturması sonucu yangın çıkmış, yangın olasılığına karşılık da önceden hiçbir önlem alınmadığı için mağdurlara ve davaya katılanlara ait yaklaşık 150 dönüm ekili tarla yanmıştır.
Yapılan keşifte makinayı inceleyen bilirkişi "balya makinasının eski ve bakımsız olduğunu, yangın söndürme cihazı veya yerinin bulunmadığını, mekanik sistem olan aktarma organlarındaki bakım ve yağlamanın zamanında yapılmasının çok önemli olup zaman aralıklı çalıştırılmamasının malzemenin yorulması ve deforme olmasına neden olacağı gibi yağlama ve bakımının ihmalinde, metal aksamların teması ile kıvılcım çıkacağını yangının bu kıvılcımdan kaynaklandığını" bildirmiştir.
İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim görevlilerinden oluşan bilirkişi kurulu da, mahkemeye sundukları raporlarında, "balya makinasının rulmanlı yatağının uzun süre yağsız kaldığı ve sıcak yaz günü tozlu ortamda yağsızlık nedeniyle kuru sürtünme sonucunda aşırı ısındığı ve kıvılcım çıktığı, çıkan kıvılcımların da buğday saplarını tutuşturduğu anlaşıldığından uzun süredir makinanın bakımını yaptırmayan sanıkların sorumlu olduğunu, ancak yedi saat gibi uzun bir süre makinayı kullanarak aşırı ısınma ve sürtünmeye neden olan sanık Yücel Memiş'in 6/8, sanık Özder E...'ın ise 2/8 oranında kusurlu olduğunu" belirtmişlerdir.
Eski ve bakımsız olan balya makinasının aktarma organlarındaki bakım ve yağlamanın zamamında yapılmaması halinde metal aksamların birbirine sürtüneceği ve kıvılcım çıkmasına neden olacağı, gerek sanıklar gerekse üçüncü kişiler tarafından öngörülebilecek bir neticedir. Somut olayın özellikleri, ortak deneyimler, biçer döver sahibi de olan sanıkların sosyal durumları dikkate alındığında, bu şekilde bir yangının çıkabileceğini tahmin ve tasavvur edebilecek halde oldukları anlaşılmaktadır. Bu itibarla, balya makinasının bakım ve yağlanmasını düzenli olarak yaptırmayan, olay günü de sürekli olarak çalıştırıp ısınmasına ve yangın çıkmasına kusurlu hareketleri ile neden olan sanıkların cezalandırılmalarına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Sair yönleri de usul ve yasaya uygun bulunan direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım kurul üyeleri, "haklı nedenlere dayanan Özel Daire bozma kararına uyulması gerektiği" düşüncesiyle iki üye de,"dosya kapsamına göre sanık Yücel Memiş hakkındaki hükmün onanması, sanık Özder E... hakkındaki hükmün ise bozulması gerektiği" görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, sair yönleri de usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme direnme hükmünün ONANMASINA, tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak 20.4.1999 günü oyçokluğuyla karar verildi.