 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/9-77
Karar no: 1999/70
T: 20.04.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Halkı sınıf, ırk ve bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek suçundan sanık Akın B...'ın, TCY.nın 312/2. maddesi uyarınca 1 yıl hapis ve 300.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Konya Devlet Güvenlik Mahkemesince verilen 2.7.1996 gün ve 52/161 sayılı hüküm, sanık vekilinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen 9. Ceza Dairesince 20.4.1998 gün ve 5558/1245 sayı ile;
"Dava konusu konuşma metni bir bütün olarak ele alınıp incelendiğinde içeriği itibariyle ülke sorunlarına yönelik ağır eleştiri niteliğinde olup müsnet suçun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı düşüncelerle mahkûmiyeti cihetine gidilmesi" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme 16.12.1998 gün ve 207/431 sayı ile;
"Sanık yaptığı konuşmada güvenlik kuvvetlerince ülkenin bölünmez bütünlüğünü korumak amacıyla yasadışı örgüte karşı yürütülen mücadelenin haksızlığından söz etmiş, örgütün eylemlerinin kürt halkının tanınmayan haklarında kaynaklandığı ima edilmiş,kürt halkının köyünden ve yurdundan kovulduğu belirtilmiş, her vatandaşın yaşamı anayasal teminat altında olmasına rağmen, kürt halkının yaşamının anayasal teminat altına alınmasını istemek suretiyle toplumun bir kesimini diğeri aleyhine açıkça kışkırtmış,kin ve nefret duygusuyla halk suç işlemeye açıkça tahrik edilmiştir." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmünde Yargıtayca incelenmesi C.Savcısı ve sanık vekilleri tarafından istenildiğinden dosya; Yargıtay C.Başsavcılığının "onama" istemli,15.3.1999 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu,gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Halkı sınıf, ırk ve bölge farklılığı gözererek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek suçundan sanığın cezalandırılmasına karar verilen olayda; Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık suçun yasal unsurları ile oluşup oluşmadığına ilişkindir.
Sanık Akın B... BSP (Birleşik Sosyalist Partisi) tarafından düzenlenen Barış Şenliğinde yaptığı konuşmada; "... Emperyalist ve sosyalist dünyanın bulunduğu bir düzende, dünyada savaşlar sürüyor. Bu savaşların en kanlısı kendi coğrafyamızda Bosna Hersek'te yaşanan sırp vahşetinin Bosna halkı üzerinde yaşattığı insanlık dramını yaşatıp ve bunun devamı olarak tepki gösterdik. Ama insanlık onuruna karşı gelişme gösteren kirli savaşı ne yazık ki bazılarımız görmemezlikten geldi. Ülkede haksız ve o denli kirli bir savaşın sonuçlarını izledik... bu da kürt insanımıza tanınmayan haklardan ileri geliyor. Ülkemizde kirli savaşın sonunda 20.000 kişi öldü, 118 köy yakıldı, kürt halkı köyünden, yurdundan kovuldu... Barış istiyoruz. Kürtlerin de yaşamaları anayasa altına alınarak barış istiyoruz" şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.
TCY.nın 312/2. maddesi; "Halkı; sınıf, ırk, din mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik eden kimse... cezalandırılır." hükmünü içermektedir.
Maddede tanımlanan suç, tehlike suçudur. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçun maddi unsurunu oluşturur, ancak tahrik sınıf, ırk, din, mezhep ve bölge farklılığı gözetilerek yapılmalıdır. Sınıf, sosyal bir olgudur. Ekonomik nedenlerin dışında oluşan gruplaşmalar da bu kavram içine girer. Irk, genetik açıdan koşullandırılmış, kuşaktan kuşağa geçen bedensel özelliklere sahip birey topluluklarıdır. Bölge ise, idari veya ekonomik birlik, toprak veya iklim koşullarına göre belirlenen toprak parçasıdır. Toplumu oluşturan bireylerin arasında sınıf, bölge, ırk, din ve mezhep bakımından farklılıklar bulunabilir; ancak bu farklılıkların kin ve düşmanlığa neden olması buna olanak sağlanması düşünülemez,bu itibarla halkı sınıf, bölge, ırk, din ve mezhep farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik etme doğrultusunda açıklamalar düşünce özgürlüğü kapsamından değerlendirilemez.
İnceleme konusu somut olayda; sanığın konuşması bir bütün olarak ele alınıp değerlendirildiğinde bölücü ve silahlı terör örgütü PKK'ya karşı yapılan mücadele, bölge insanımıza karşı yapılan bir mücadele gibi gösterilmiş, bu mücadele haksız ve kirli savaş olarak değerlendirmiş, terörle mücadele eden güvenlik güçlerinin mücadelesi, Bosna-Hersek'te yaşanan sırp vahşetine benzetilmiş, Kürt halkının köyünden ve yurdundan kovulduğu, köylerinin yakıldığı belirtilmiş, örgütün mücadelesinin kürt halkının tanınmaya haklarından kaynaklandığı ileri sürülmüş;her vatandaşımızın yaşamı anayasal güvence altında olmasına rağmen ayrı bir halk olarak nitelendirdiği kürt vatandaşlarımızın yaşamlarının anayasal teminat altına alınması istenilmiş; bu şekilde yapılan konuşmada halk bölge veya ırk farklılığı gözetilerek açıkça kin ve düşmanlığa tahrik edilmiştir. Bu nedenle konuşma; halkı ırk veya bölge farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik suçunun yasal unsurlarını kapsayan ve bu suçu oluşturan niteliktedir.
Bu itibarla yerinde bulunan Yerel Mahkeme direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım üyeler; "Özel Daire bozma kararının yerinde olduğu; bu itibarla Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulması gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün isteme aykırı olarak ONANMASINA, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 20.4.1999 günü oyçokluğuyla karar verildi.