 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/9-144
Karar no: 1999/157
T: 08.06.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmaya yönelik eylemlerde bulunmak suçundan sanık Mehmet Ali K...'nın suç niteliğinin değiştiği kabul edilerek TCY.nın 168/2, 59 ve 3713 Sayılı Yasanın 5. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay ağır hapis ve fer'i ceza ile cezalandırılmasına ilişkin Diyarbakır 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesince 12.10.1998 gün ve 442-203 sayı ile verilen kararın sanık vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 12.4.1999 gün ve 3222-1659 sayı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise, 11.5.1999 gün ve 128932 sayı ile;
"Sanık kolluk tarafından arandığını duyunca güvenlik güçlerine teslim olmuştur.
Kolluk ifadesinde, örgüt militanlarına kırsala katılmaya hazır olmadığını, Diyarbakır'da görev almaya hazır olduğunu, tanıdığı subaylarla bağlantı kurup örgüte yardımlarını sağlayabileceğini bildirdiği ve telefonunu verdiği, daha sonra tekrar kırsala çağrıldığında Kaleşnikof silahla güvenlik güçleriyle çatışmaya katıldığını beyan etmiştir. Diğer beyanlarında militanlarca zorla kırsala götürüldüğünü, örgüt adına çalışma önerilerini kabul etmediğini savunmuştur.
Mahkemece de sanığın güvenlik güçleri ile çatışmaya girdiği kabul edilmemiştir.
İtirafçı sanıkların, sanık hakkındaki beyanları bizzat kırsala gidip örgüt mensuplarıyla irtibat kurmak, örgütün eksik taraflarını anlatmak, güvenlik güçlerinin örgüt hakkındaki plan, görüş ve faaliyetlerini bildirmek, örgüte gıda maddesi ve malzeme temin etmek şeklindedir. Bu kabule göre, sanığın eyleminin örgüte yardım düzeyinde kaldığı anlaşılmaktadır." görüşüyle itiraz yoluna başvurarak, Özel Daire onama kararının kaldırılmasını ve hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, somut olayda sanığın sabit olan eylemlerinin hangi suç niteliğine uyduğunun belirlenmesine ilişkindir.
Sanığın, Kara Harp Okulu ile Personel Sınıf Okulunu bitirip teğmen rütbesi ile bir ilçede Askerlik Şubesi Başkanı olarak görevlendirildikten sonra 1989 yılında Yüksek Askeri Şura kararıyla re'sen emekliye sevk edilmesi üzerine,Diyarbakır iline yerleşerek Büyükşehir Belediye Başkanlığında zabıta memuru olarak çalışmaya başladığı sırada, ordudan atılmasına duyduğu tepki ile yasadışı PKK örgütü ile ilişkiye girdiği, kırsala giderek örgütün birçok üst düzey sorumlusu ile görüşüp bunlara örgütün eksik taraflarını anlattığı, güvenlik güçlerinin örgüt hakkındaki plan, görüş ve faaliyetleri hakkında bilgi verdiği, gıda maddesi ve askeri malzeme temin ederek örgüte gönderdiği, ayrıca örgüt tarafından verilen elbiseyi giyip, silahı taşımak suretiyle 1994 yılı Şubat ayında kırsalda yapılan sözde Kürdistan Ulusal Meclisi Amed Eyalet Meclisi toplantısına katıldığı örgüt mensuplarınca "dost subay" olarak bilinip tanındığı tüm dosya içeriği ile sabittir.
TCY.nın 168. maddesinde,"Her kim, 125, 131, 146, 147, 149 ve 156 ncı maddelerde yazılı cürümleri işlemek için silahlı cemiyet ve çete teşkil eder yahut böyle bir cemiyet ve çetede amirliği ve kumandayı ve hususi bir vazifeyi haiz olursa .... mahkum olur.
Cemiyet ve çetenin sair efradı .... cezalandırılır." hükmü;
169. maddesinde ise, "64 ve 65 nci maddelerde beyan olunan hal haricinde her kim, böyle bir cemiyete ve çeteye hal ve sıfatlarını bilerek barınacak yer gösterir veya yardım eder yahut erzak ve esliha ve cephane veya elbise tedarik eder veya her ne suretle olursa olsun hareketlerini teshil ederse ........ cezalandırılır" hükmü getirilmiştir.
TCY.nın 168. maddesinde, Devlete karşı "ağır zarar tehlikesi" yaratacak nitelikteki hazırlık hareketleri özel suç tipi olarak kabul edilmiştir. Silahlı çete suçu, belirtilen bu amaç çerçevesinde kabul edilmiş bir "zarar tehlikesi" suçudur. Maddede sayılan diğer maddelerdeki suç tipleri "amaç suçu" oluşturmaktadır.Silahlı çete oluşturulmasının "araç suç" olarak kabul edilmesinin nedeni ise, "amaç suç tipi" ile korunmak istenen hukuki değer açısından "ağır ve yakın zarar tehlikesi" yaratıldığının varsayılması olmaktadır.
Silahlı cemiyet ve çetede amirlik, kumanda ve hususi bir görev almayan, fakat niteliğini bilerek çeteye katılıp, amaca ait konularda irade birliği içinde olarak ve çetenin amaçlarını kendi amacına uygun görerek hareket edenler, cemiyet ve çetenin sair efradıdır.
TCY.nın 169.maddesinde ise, madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, TCY.nın 64 ve 65. maddelerinde öngörülen iştirak hali dışında, yukarıda açıklanan silahlı çeteye hal ve sıfatını bilerek, seçimlik olarak sayılmış özel yardım halleri öngörülmüştür.
Bu seçimlik hareketler;
a) Barınacak yer göstermek,
b) Yardım etmek,
c) Erzak veya esliha ve cephane veya elbise sağlamak,
d) Her ne suretle olursa olsun hareketlerini kolaylaştırmaktır.
Bu seçimlik hareketlerden birinin gerçekleşmesiyle yardım yapılmış olabilir. Burada önemli olan silahlı çetenin faaliyetlerine iştirak etmeden, yardım edilmesi, onun varlığını ve faaliyetlerini sürdürmesini kolaylaştırmaktır.
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığın örgütün amacı doğrultusundaki ve örgüt içersindeki faaliyetleri nazara alındığında, örgütle organik bir bağ kurmak suretiyle lojistik destek sağladığı, örgütün verdiği elbiseyi giyip silahı taşıyarak sözde Amed eyaleti meclis toplantısına katılarak, örgütün amaçlarını kendi amacına uygun kabul ederek hareket ettiği anlaşılmaktadır. O halde, örgütün üst düzey sorumluları ile kırsala giderek ilişkiye geçen, örgütün amacını gerçekleştirmesini sağlamak için onlara tavsiyelerde bulunan, uzun bir süre örgüt içinde kalan ve örgüt mensuplarınca "dost subay" olarak bilinip tanınan sanığın örgütün sair efradı olduğu açıktır. Bu nedenle Yargıtay C.Başsavcılığının itirazı yerinde olmadığından reddine karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının REDDİNE, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 8.6.1999 günü oybirliği ile karar verildi.