Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/9-12
Karar no: 1999/21
T:  16.02.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını Devletin İdaresinden ayırmaya yönelik silahlı eylemde bulunmak suçundan sanıklar Ramazan İ... ve Davut G...'ün TCK.nun 125 ve 59/2. maddeleri uyarınca ayrı ayrı müebbed ağır hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve fer'i ceza tayinine ilişkin Diyarbakır 3 No.lu Devlet Güvenlik Mahkemesince verilen 13/02/1996 gün ve 242/64 sayılı re'sen de temyize tâbi olan hükmün C.Savcısı ve sanık Ramazan İldem vekili tarafından da temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 10/07/1996 gün ve 3004/4499 sayı ile;
"1- ......
2- Karar verilen oturumda sanıkların son sözleri sorulduktan sonra dosyadaki mağdur Beşir O...'a ait ifadesinin okunup kendisine ateş edenin 1.90 boyunda esmer tenli 30-35 yaşlarında birini tarif etmesi karşısında huzurdaki sanık Davut G...'ün eşgaline uymadığı gözlenip bu husus zapta geçirildiği halde buna karşı sanıkların diyeceğinin sorulmaması suretiyle CMUK.nun 250. maddesine muhalefet edilmesi," isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkemece 20/11/1997 gün ve 329/382 sayı ile bozma kararına uyularak, sanıkların önceki hükümde olduğu şekilde cezalandırılmalarına dair verilen ve yasa gereği re'sen de temyize tâbi olan bu hükmün, sanıklar vekili ve sanık Davut G... tarafından da temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesi 21/12/1998 gün ve 2271/4138 sayı ile; "Kanıtların yetersiz ve kuşku sınırını aşmadığı sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerektiği" karşı oyu ile ve oyçokluğu ile hükmün onanmasına karar vermiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı 01/02/1999 gün ve 55576 sayı ile;
"Silahlı saldırıya uğrayan müşteki mağdur 09/07/1993 tarihli ilk ifadesinde; yanında oğlu Abdurrahim O... ve Kasap İsmail Ö... olduğu halde mal pazarına gitmekte iken Suriye uyruklu 35 yaşlarında, 1.90 cm. boylarında, 65-70 kg. ağırlığında gür bıyıklı, siyah saçlı, saçları geriye taralı Davut isimli şahsın kendisine ateş ederek yaraladığını bildirmiş, sonradan talimatla alınan yeminli ifadesinde yukarıdaki ifadesini tekrar ettiği görülmektedir.
Tanık Abdurrahim O.., 01/12/1994 tarihli yeminli ifadesinde babası Beşir O...'a ateş edenlerin kim olduklarını bilmediğini bildirmiştir.
Tanık İsmail Ö... de ateş edenleri doğrudan doğruya görmediğini, sanıkların eşgaline uyum sağlamayan iki şahsın eşgalini verdiği ilk ifadesini tekrarlamıştır.
13/02/1996 tarihli oturumda, mağdur Beşir O...'a ait ifadesinin okunduktan sonra belirtilen tarifin sanık Davut G...'ün eşgaline uymadığı gözlenerek bu hususun zapta geçirildiği mahkemece belirtilmiştir.
Bütün  deliller bu istikamette iken, mağdur Beşir O... ve oğlu Abdurrahim O...'ın suç tarihinden 4 yıl sonra 06/03/1997 tarihli oturumda, safahattaki ifadelerine çok aykırı bir şekilde tamamiyle sanıkları suçlayıcı mahiyette beyanda bulundukları ve mahkemenin de mahkûmiyet hükmünü bu son ifadelere dayandırdığı anlaşılmaktadır." gerekçesiyle itiraz ederek onama kararının kaldırılıp Yerel Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıkların, TCY.nın 125, 59 uncu maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına karar verilen olayda; Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, suçun sübutuna ilişkindir.
26/06/1993 günü meydana gelen silahla yaralama olayının mağduru Beşir O...'ın kolluktaki 09/07/1993 tarihli beyanında, kendisine ateş eden kişinin Suriye uyruklu Davut isimli bir şahıs olduğunu belirtmesi üzerine yapılan araştırma sonunda olayla ilgisi olduğu saptanan Davut G..., Ramazan İldem ve Murat Bulut gözaltına alınmışlardır.
Sanıklardan Davut G... kollukta; "1993 yılı Mart ayı içinde Kahraman Bilgiç evime geldi. PKK.ya katıldığını, Kızıltepe şehir merkezinde faaliyet yürüttüğünü, benim de örgüte katılmamı söyledi. Geceyi evimde geçirdi, birkaç gün sonra tekrar geldi. Tevfik Sincar'ın evine gittik. Kahraman, örgüt propagandası yaparak örgüte maddi yönden destek olunmasını söyledi. Kahraman, Kendal kod olduğunu, yakında kendisinin şehir merkezinden ayrılacağını, yerine gelecek şahsın da Kendal kod olduğunu söyledi. Bundan sonra kendisini görmedim. Bir müddet sonra bahsedilen kişi geldi.Bu şahıs Kendal kod Mehmet Nuri Ekin'di.Bana diğer Kendal'a yardım ettiğim gibi kendisine de yardımcı olmamı söyledi. Birlikte ev açmak, zengin kişileri vergilendirmek üzere tespit yapılması görevlerini verdi. Birlikte Murat Bulut'un evine gittik, propaganda yaptı, sonra Ramazan İldem'in evine gittik. Geceyi orda geçirdik. Zaman zaman evime geliyordu. Örgütsel sohbet yapıyorduk. Birgün Ramazan'la evime geldiler. Ramazan'a 14'lü bir tabanca vererek Mardin Caddesindeki O... Ticaretin sahibi Beşir O...'ın devlet ajanı olduğunu, maddi durumunun iyi olduğunu, dükkanına giderek tehditle parti adına 40 milyon lira almamızı istedi. Kabul edip  Ramazan'la birlikte Beşir'in dükkanına gittik. Ramazan silahlı olarak dışarda nöbet tutuyordu. İçeriye girdim, parti adına 40 milyon para istediğimizi, aksi takdirde cezalandırılacağını söyledim. Kabul etmedi. Şahsına istiyorsan vereyim dedi ve 500.000 lira para verdi. Ramazan'la eve geldik. Kendal'a durumu izah ettim. Kendal uygun bir zamanda şahsı cezalandıracağımızı söyledi.
Birkaç gün sonra Kendal kod ile Ramazan'ın evine gittik. Bizlere birkaç gündür Murat Bulut'un,Beşir'i takip ettiğini, Beşir'in cezalandırılacağını söyledi. Olay günü sabah Ramazan ile Kendal evime geldiler. Kendal'ın elinde bir çanta vardı. Birlikte Tevfik Sincar'ın evine gittik. Eylemden sonra silahlar bu evde saklanacaktı. Üçümüz birlikte beklemeye başladık. Kısa namlulu silahı bana,14'lüyü Ramazan'a, bana verilen silahın aynısından ve el bombasını da kendisi aldı.Ramazan gözcülük yapacaktı. Murat koşarak yanımıza gelip Beşir'in evden ayrıldığını söyledi. Kısa bir süre sonra da Beşir bulunduğumuz noktaya geldi. Ramazan gözcülük yaptığı yerde silahını çekerek beklemeye başladı. Beşir önde, arkasında oğlu, en arkada ise işçileri İsmail yürüyordu. Yaklaştıklarında 261.sokaktan cadde üzerine çıkıp Beşir diye bağırdım,kafasını kaldırmasıyla ateş etmeye başladım.Kendal da ateş ediyordu. Beşir elindeki telefonu üzerimize fırlatıp kaçmaya başladı. Kendal'le peşinden ateş ederek koştuk, sonra 261.  sokağa döndük. Silahları Kendal'e teslim edip değişik istikametlere kaçtık. Beşir'in ölmediğini sonradan öğrendik. El bombası kovaladığımız esnada Kendal'dan düşmüş olabilir" şeklinde olayı anlatmış, C.Savcılığında ve Sulh Ceza Mahkemesinde suçlamaları reddetmiş, yargılama aşamasında ise uyuşturucu bağımlısı olduğunu, yakalandığı tarihe kadar evden ayrılmadığını, yüzleştirme yapılmadığını, suçsuz olduğunu savunmuştur.
Sanık Ramazan İldem kollukta; "1993 yılı Mart ayı içerisinde Davut G... ve Kendal kod evimize geldiler. Kendal eşimin akrabası olur. Bize örgütün propagandasını yaptı. Kendal,Kızıltepe şehir örgütlenmesinde faaliyet yürüttüğünü söyleyerek bizden yardımcı olmamızı istedi,isteğini kabul ettim. Zaman zaman evimize gelerek örgüt propagandası yapıp telkinde bulunuyordu. Sonunda görev almayı kabul ettim. Kendal'le birlikte Davut'un evine gittik. Kendal bana 14'lü tabanca vererek Mardin Caddesinde bulunan O... Ticaretin sahibi Beşir O...'ın devlet ajanı olduğunu, Kürt olmasına rağmen Kürtlere ihanet ettiğini, maddi durumunun iyi olduğunu, dükkanına giderek parti adına 40 milyon lira alınmasını söyledi. Davut'la birlikte dükkana gittik, silahlı olarak gözcülük yaptım. Davut dükkana girdi,tekrar döndüğünde Beşir'in para vermeyi kabul etmediğini, ancak 500.000 lira harçlık verdiğini söyledi.Bu durumu Kendal'e anlattık. Bir kaç gün sonra Davut ile Kendal kod evime gelerek Beşir'in cezalandırılma zamanının geldiğini, Murat Bulut'un, Beşir'i takip ettiğini, eylemi birlikte gerçekleştireceğimizi, eylem gününü haber vereceğini, beklememizi söyledi. 26/06/1993 günü sabah saat 05.00 sıralarında Kendal kod elinde bir çanta ile geldi. Beşir'in her gün saat 06.00'da ayrılıp işe gittiğinin tespit edildiğini, işe giderken cezalandırılacağını söyledi. Buradan Davut G...'ün evine gittik. Konuyu izah ettik.Sonra Tevfik Sincar'ın evine gittik. Kendal görüştü. Beşir'e yönelik eylemden bahsederek eylem sonunda silahları getirip evinde saklayacağımızı söyledi. Tevfik kabul etti. Birlikte Yenimahalle İstiklal Caddesi ile 261 no.lu sokağın kesiştiği noktaya geldik. Kendal çantadan çıkardığı makinalıyı Davut'a, 14'lü tabancayı bana verdi. Kendisinde ise makinalı ile el bombası kaldı. Beklemeye başladık. Murat yanımıza gelip Beşir'in evden ayrıldığını söyledi. Ben İstiklal Caddesini görmüyordum. Sokak arasında gözcülük yapıyordum. Davut, İstiklal Caddesine çıkarak Beşir diye bağırdı ve ateş etmeye başladı. Sonra Kendal ateş etmeye başladı. Beşir, yanındakilere "kaçın" diye bağırıyordu. Beşir kaçmaya kalkışmış olmalı ki; Davut ve Kendal arkasından koşarak ateş ettiler. Ben bulunduğum yerden ayrılmadım. Kısa bir süre sonra yanıma geldiler. Silahları Kendal'a verdik, ayrı sokaklardan kaçtık. Sonra Beşir'in yaralandığını duydum. Kendal, Beşir'i kovalarken el bombasını düşürmüş olabilir. Nereye kadar kovaladıklarını görmedim."
C.Savcılığı ve Sulh Ceza Mahkemesinde suçlamaları kabul etmediğini,duruşmada ise olay tarihinde Adana'da işçi olarak çalıştığını belirtmiş,mahkemeye verdiği 20/11/1997 günlü dilekçesinde ise Beşir'in işbirlikçi olduğunu söyleyerek 14 sayfadan oluşan ideolojik nitelikte savunmada bulunmuştur.
Mağdur Beşir O... kollukta; "Mersin Caddesinde kasap ve bakkallık yaptığını,olay günü saat 06.15 sıralarında oğlu ve işçileri İsmail yanında olduğu halde evden ayrıldığını, yolda bir şahsın kendisine Beşir diye seslendiğini, dönüp baktığında bağıran şahsın ateş ettiğini, yaralandığını, yanındaki şahsın ateş edip etmediğini bilmediğini, kendini korumak için elindeki telsiz telefonu şahıslara fırlattığını, yanındakilere kaçmalarını söylediğini,kendisine ateş eden şahsın Suriye uyruklu Davut isimli şahıs olduğunu, diğer kişiyi de oğlunun tanıdığını, Davut'un 30-35 yaşlarında,1.90 cm. boylarında, esmer tenli, 65-70 kg. ağırlığında,gür bıyıklı, siyah saçlı ve saçlarının geriye doğru taralı olduğunu belirtmiş,21/01/1994 tarihli duruşmadaki beyanında kolluktaki açıklamalarının doğru olduğunu, ilk bozmadan sonraki 06/03/1997 günlü beyanında ise Davut ile huzurdaki Ramazan benden para istediler, vermedim. Olay günü evin köşesinde sanıklarla karşılaştık. Davut ağzındaki sigarayı attı. Beşir dayı dedi ve elindeki MP-5 ile beni taradı. Ramazan'ın elinde tabanca vardı. O da ateş etti, el bombasını attı.Sırtıma değdi,her ikisini de tanıdım. Vurulduktan sonra ailem bu şahısların isimlerini vermeyelim, kendimiz halledelim diye düşünmüş, oğlum bu nedenle isim vermemiştir." şeklinde beyanda bulunmuştur.
Hakkındaki hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşen sanık Murat Bulut kollukta; "Yakalandığım tarihten 1-2 ay önce akrabamız Davut G..., yanındaki bir kişi ile geldi. Bu şahıs Kendal kod M.Nuri Ekin'di. Örgütün faaliyetleri hakkında bilgi verip propaganda yaptılar. Zaman zaman Kendal'la görüşüyordum. Israr ve propagandaları sonucu örgüt adına görev yapmayı kabul ettim. Komşumuz olan Beşir'in devlet ajanı olduğunu, Kürtlere ihanet ettiğini, parti tarafından ölümle cezalandırılmasına karar verildiği söylenerek bu şahsı takip etmem istendi. Verilen görevi yerine getirip Beşir'in işe gidiş-geliş saatlerini öğrendim. Durumu Kendal'e bildirdim. Olay gününde sabah erken kalkıp Beşir'in evden çıkmasını bekledim. Aynı saatlerde evden ayrıldı. Yanında oğlu ve işçisi vardı. Evden çıkmalarını görür görmez İstiklal Caddesine geldim. 261. sokağın kesiştiği noktada bekleyen Kendal,Davut G... ve Ramazan İldem'e Beşir'in evden çıktığını söyledim.Sonra yanlarından ayrılıp eve gittim. Beşir'e ateş ettiklerini, ancak Beşir'in ölmediğini, yaralandığını duydum" şeklinde olayı anlatmış, C.Savcılığı, Sulh Ceza Mahkemesi ve duruşmada suçlamaları red etmiştir.
Tanık Abdurrahman O... kollukta;"Olay günü saat 5.30 sıralarında yanımızda çalışan İsmail ve babamla birlikte yola çıktık. 261 no.lu sokak hizasına geldiğimizde, sokak içerisinde 27-28 yaşlarında, uzun, ince, 1.80 cm. boylarında, buğday tenli, ince yüzlü, ince bıyıklı, açık alınlı, saçları düz, yan tarafa ve hafif arkaya taralı, kumaş pantolonlu, çizgili beyaz gömlek giyen bir şahıs elinde bulunan siyah makaralı 80-90 cm. uzunluğunda silahla babamın önüne çıktı.Beşir diye bağırıp ateş etmeye başladı. Babam ters istikamete doğru kaçmaya başladı. Bu sırada aynı sokak içerisinde ateş eden şahsın arkasında bulunan 19-20 yaşlarında,1.70 boylarında, buğday tenli, siyah kısa ve dağınık saçlı, üzerinde kumaş pantolon ve gömlek bulunan şahısta elindeki 14'lü tabancayı bana doğrulttu. Köprüye doğru kaçmaya başladım. İsmail de önümden koşuyordu. Şaşırtmak için 260. sokak içine girdim. 1. kişi babamın peşinden koşuyordu. Üç defa silahlı tarama sesi geldi. Önce damadımızın evine, sonra evimize geldim. Babamın Kızıltepe Devlet Hastanesine götürüldüğünü duydum. Hastanede babamın karın hizasından bir taraftan girmiş, diğer taraftan çıkmış kurşun yara izini gördüm. Babamı önce Mardin Devlet Hastanesine götürdüm, sonra Diyarbakır'a sevk edildi."
01/12/1994 günlü duruşmada alınan beyanında önceki beyanlarının doğru olduğunu, ateş edenlerin Kızıltepeli olduğunu bildiğini,
Duruşmadaki ikinci beyanında ise; "Ateş edildiğinde Ramazan'da tabanca, Davut'ta akrep gibi bir şey vardı. Hangisinin önce ateş ettiğini bilmiyorum, bombayı bilmiyorum. Silah sesi üzerine sokağa kaçtım. Önceki ifadelerimde isim vermedim, sadece Kızıltepeli olduğumu söyledim." şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık İsmail Öncel kollukta, olayın başlangıcını diğer tanıkla benzer şekilde anlatarak; "Birden tarama sesi geldi. Dönüp baktığımda 261 no.lu sokak ile İstiklal Caddesi kavşağında sokak başında arkası dönük iki kişi vardı. Ellerinde 60-70 cm. uzunluğunda, siyah renkli otomatik bir silah gördüm. Ateş esnasında Beşir'in geldiğimiz yerin gerisine kaçtığını farkettim. Ben de Beşir'in oğlu ile köprüye doğru kaçtım. Tarayan şahısların yüzünü görmedim. Ancak elinde silah olanşahsın üzerinde kot takım olup, siyah saçlı, 1.70-1.75 cm. boylarında idi. 2. kişi de aynı boylarda üzerinde beyaz gömlek vardı, her iki şahıs da tahminen 25-26 yaşlarında olabilir. Olay mahallinden evime kaçtım. Sonra Beşir'in evine gittim.  Hastaneye kaldırıldığını duydum." Duruşmada ise önceki beyanının doğru olduğunu tekrar ettiğini söylemiştir.
12/07/1993 tarihli ifadeli yüzleştirme tutanağında, Beşir O..., silahlı yaralanma olayında istihbaratı yapan ve olay günü sokak başında karşılaştığı kişinin huzurdaki Murat Bulut olduğunu, Davut G...'ün ise elindeki silahla kendisine ateş eden ve Beşir diye bağıran şahıs olduğunu, aynı tarihli yüzleştirme tutanağında ise Davut ve huzurda bulunan Ramazan İldem'in 7-8 ay önce örgüt adına para istemeye gelen kişiler olduklarını, Davut konuşurken Ramazan'ın dinlediğini,Davut'ta colt marka tabanca olduğunu, bu iki kişiyi kesin tanıdığını, ateş eden ikinci kişinin ise oğlu tarafından tanındığını belirtmiştir.
18/07/1993 tarihli ifadeli yer gösterme tutanağında Davut G... ve Ramazan İldem olayı önceki beyanlarında olduğu şekilde anlatarak olay yerini göstermişler ve tutanağı birlikte imzalamışlardır.
26/06/1993 tarihli tutanakta, olay yerinde 11 adet yabancı menşeli 9 mm.çapında boş kovan, bir adet aynı nitelikte patlamamış mermi, parça tesirli patlamamış el bombası, 254. sokak kavşağında ise 4 adet 9 mm. çapında yabancı menşeli boş kovan bulunduğu belirtilmiş, olay tutanağında ise bulunanlara ek olarak saman yığınının dip kısmında bir adet el telefonu bulunduğu yer almıştır.
Kızıltepe Devlet Hastanesinde düzenlenen Beşir O... hakkındaki 26/06/1993 tarihli raporda sağ ve sol kasıkta birer adet ateşli silah yarası tespit edildiği şahsın hayati tehlikesi olduğu bildirilmiştir.
Sanıklardan Davut G... hazırlık aşamasındaki kimlik tespitinden Suriye Kamışlı'da doğduğunu, 1979 yılında Beyrut'tan Türkiye'ye gelerek yerleştiğini söylemiştir.
Sanıklarda darp ve cebir izine rastlanılmadığı, dosya arasında bulunan raporlarla saptanmıştır.
Tüm kanıtlar birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde; sanıkların, Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu Bölgesinde Marksist-Leninist ideolojiye dayalı ayrı bir Devlet kurulmasını nihai hedef olarak kabul eden, silahlı terör örgütü PKK.ya katıldıkları, Ramazan İldem'in Cellat kod, Davut G...'ün ise Şevgar kod adıyla faaliyet yürüttükleri, ele geçirilemeyen Kendal kod ile Davut G...'ün zengin kişileri vergilendirmek ve örgüte eleman kazandırmak için propaganda faaliyetlerine giriştikleri, örgütsel amaç doğrultusunda Kendal kodun talimatı üzerine sanıklar Davut G... ve Ramazan İldem'in örgüt adına zorla para almak için mağdur Beşir O...'ı silahla tehdit ettikleri, bu tehditlerin sonuçsuz kalması, Beşir O...'ın istenilen parayı vermeyi reddetmesi üzerine, mağdurun örgütçe cezalandırılmasına karar verildiği, bu eylem için gerekli istihbari çalışmayı yapmak üzere Murat Bulut'un görevlendirildiği, Murat Bulut'un verdiği bilgiler doğrultusunda 26/06/1993 günü sabah erken saatlerinde eylem yapılmasına karar verildiği, olay günü mağdurun geçiş yolu üzerine pusu kurulduğu, sanıklardan Ramazan İldem'in silahlı olarak gözcülük yaptığı, diğer sanık Davut G... ve ele geçmeyen Kendal kodun ellerinde bulunan makinalı tüfeklerle mağdur Beşir O...'ı taradıkları, mağdurun kaçarak yaralı olarak bu saldırıdan kurtulduğu,sanıkların kolluktaki beyanları, yer gösterme tutanakları, mağdur Beşir O...'ın kollukta kendisine ateş eden şahsın Suriyeli Davut olduğunu beyan etmesi, bu kişinin de kendi beyanlarında 1979 yılında Beyrut'tan Türkiye'ye gelerek yerleştiği şeklindeki açıklamaları,olay yerinde mağdura ait el telefonu ve patlamamış el bombasının elde edilmesiyle iddianın doğrulanması, 26/06/1993 tarihli olay yeri tutanakları,12/07/1993 tarihli ifadeli yüzleştirme tutanağı, 18/07/1993 tarihli ifadeli yer gösterme tutanağı, sanıklarda darp ve cebir izlerine rastlanılmadığına dair raporlar,sanık Murat Bulut'un anlatımları ve tüm dosya kapsamı ile sanıklara atılı suçun sübuta erdiği toplanan kanıtların cezalandırılmalarına yeter kesin ve inandırıcı nitelikte bulunduğu, her iki sanığın eylemlerinin TCY.nın 125.maddesinde tanımlanan, Devletin topraklarından bir kısmını Devlet idaresinden ayırma amacına matuf fiil niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla, Yargıtay C.Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım Kurul Üyeleri, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının haklı nedenlere dayandığı gerekçesiyle kabulü yönünde oy kullanmışlardır.
SONUÇ  : Açıklanan nedenlerle; Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının REDDİNE,dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine,16/02/1999 günü oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini