 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/9-101
Karar no: 1999/137
T: 25.05.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Silahlı çete mensuplarına hal ve sıfatlarını bilerek yardım ve yataklık etmek suçundan sanık Fahrettin B...'ın TCY.nın 169, 59 ve 3713 sayılı Yasanın 5.maddeleri uyarınca cezalandırılmasına ilişkin Erzurum Devlet Güvenlik Mahkemesince 6.3.1998 gün ve 489-75 sayı ve oyçokluğu ile verilen kararın sanık vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay Nöbetçi Ceza Kurulunca 11.8.1998 gün ve 1651-2131 sayı ile;
"Sanığın isnat olunan silahlı çete mensuplarına hal ve sıfatlarını bilerek yardım etmek suçunun zor ve tehdit altında işlenmesi nedeniyle manevi unsurunun oluşmadığı gözetilmeksizin, beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 29.1.1999 gün ve 235-15 sayı ile;
Sanık, 31.10.1997 günlü kolluk ifadesinde "teröristlerce tehdit edildiğini, verdikleri para ve sipariş listesini aldığını, ertesi gün Horasan'a gidip piyasadan temin ettiği 10 çuval unu köyüne (Hayrangöl-Eleşkirt) getirerek ahırında sakladığını, akşam 22.00 sıralarında örgüt mensubu iki kişiye teslim ettiğini; 3.11.1997 günlü Sulh Ceza Hakimliği ifadesinde, ilk ifadesinin doğru olduğunu ancak bahis konusu un miktarının 10 çuval değil 2 çuvaldan ibaret bulunduğunu; 21.1.1998 günlü duruşmada sorgusunda, parayı tehdit ile aldığını, ertesi gün durumu tahkikatın bir diğer sanığı muhtar Sadrettin Sağ'a bildirdiğini ve Jandarmaya aktarmasını istediğini, fakat bunu takiben Horasan'a giderek örgüt mensuplarının siparişi unları satın aldığını, ne ilgili Eleşkirt ve ne de unları aldığı Horasan güvenlik birimlerine bizzat bildirimde bulunmadığını, çünkü bu işi muhtara havale etmiş olduğunu, sonra gelen örgüt mensuplarının iki çuval un ile hayvanını alıp gittiklerini" beyan etmektedir. Görüldüğü gibi sanık aşamada malzemelerin miktarını azaltmakta ve savunma yolunu çoğaltmaktadır. Yani, temin ettiği un miktarını 10'dan 2 çuvala indirmekte ve savunmasına önceki ifadelerde yer almayan Sadrettin Sağ'ın tanıklığını eklemektedir. Adı geçen Sadrettin'in de tahkikatta sanık sıfatıyla ifadelerinin alındığı, ne kollukta ne de Sulh Ceza Hakimliğinde Fahrettin'in bildiriminden hiçbir şekilde söz etmediği ancak duruşmada aynı günlü sorgusunda sanık Fahrettin'e paralel olarak onun bilgi verdiğinden söz ettiği anlaşılmaktadır.
Sanığın aşamada beyan ve eklemeli savunması samimi bulunmamıştır. Çünkü, gerek sanığın gerekse adı geçen Sadrettin'in beyanlarının aşama aşama ve ihtiyaca uygun şekilde geliştirildiği gözlenmiştir. Böylece sanığın, atılı fiili işlerken tehdit altında bulunduğu savunması kabule değer görülmemiştir" gerekçesiyle oyçokluğuyla, önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararın da sanık vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine, dosya Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istekli 12.4.1999 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın TCY.nın 169 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilen somut olayda çözülmesi gereken uyuşmazlık, sanığa yüklenen suçun kasıt ögesi itibariyle oluşup oluşmadığına ilişkindir.
Güvenlik güçlerince, çıkan silahlı çatışma sonucu ele geçirilen yasadışı PKK. örgütü mensubu Kajin (kod) Sezai Baran'ın kolluktaki ifadesinde yaptığı açıklamalar doğrultusunda sanıklar Ramazan Kaya, Lütfü berrak, Muzaffer Kaya, Sadrettin Sağ, Muzaffer Sağ ve Fahrettin B...'ın yasadışı örgüt mensuplarına yardım ettikleri, örgüt mensuplarının verdikleri listelerdeki malzemeleri temin ettikleri iddiası ile açılan davada sanık Fahrettin'in mahkûmiyetine diğer sanık ların beraatlerine karar verilmiş olup, diğer sanıklar haklarındaki hükmün temyiz edilmediğinden kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Sanık aşamalardaki ifadelerinde özünde değişmeyen şekilde, evine gece saat 22.00 sıralarında silahlı iki kişinin geldiğini, PKK. mensubu olan bu şahısların bir liste vererek yazılı malzemeleri ertesi gün alıp getirmesini istediklerini ve para verdiklerini, alamayacağını söyleyip itiraz ettiyse de tehdit ettikleri için kabul ettiğini, Erzurum İli Horasan İlçesinden temin ettiği malzemeleri köye getirdiğini, daha sonra örgüt mensuplarının götürmesine yardımcı olup eşeğini verdiğini, yakalanan örgüt mensubunun kendisinin gönüllü yardım ettiğine ilişkin beyanlarının doğru olmadığını söylemiştir.
Sanık, hazırlık aşamasında bu olayları herhangi bir makama ihbar edip bildirmediğini söylemesine karşılık, son soruşturma aşamasında durumu muhtar olan sanık Sadrettin Sağ'a bildirip jandarmaya haber vermesini istediğini, köyün temsilcisi muhtar olduğundan ayrıca kendisinin haber vermediğini, muhtarın jandarmaya haber verdiğini söylemiştir.
Hakkındaki beraat kararı kesinleşen sanık Sadrettin Sağ hazırlık aşamasında kolluktaki ve Sulh Hakimliğindeki ifadesinde, köylerine gelen 14 kişilik terörist grubunun kendisini ve köylüleri silahla tehdit ederek bir takım malzemeleri aldıklarını, durumu ertesi günü jandarmaya bildirip, istenen malzemeleri aldığını ve akşam gelen teröristlerin malzemeleri alarak eksik kalan bazı malzemelerin alınmasını isteyip gittiklerini, ertesi günü ise tekrar jandarmaya haber verip grubun gittiği yönü belirtmesi üzerine operasyon yapıldıysa da yakalanmadıklarını, köyünden örgüte katılan, örgütü destekleyen kimse olmadığın beyan etmiştir.
Bu sanık duruşmada ise terör örgütü mensuplarının köye geldiklerinde para verip birtakım malzemelerin teminini istediklerinde muhtar olduğu için böyle birşeyi yapamayacağını söylediğini, diğer köylülere sipariş verip bunu engellemesi veya haber vermesi halinde zarar vereceklerini belirterek tehdit edip gittiklerini, sabahleyin köylüsü olan sanıklar Muzaffer Sağ, Lütfü Berrak ve Fahrettin B...'ın akşam evlerine silahlı teröristlerin gelerek malzeme siparişi verdiklerini belirtip, durumu jandarmaya bildirmesini istemeleri üzerine ilçeye giderek jandarma komutanına durumu anlattığını, onun da köye dönmesini ve dikkatli olmasını, gelenlerin PKK.lı olup olmadığını araştırmasını söylediğini, ertesi akşam teröristlerin tekrar köye gelip, bazı melzemeler ile komşularına ait atları alarak ayrıldıklarını, bunu da ertesi günü jandarma komutanına tekrar bildirdiğini söylemiştir.
Hakkındaki beraat kararı kesinleşen sanık Muzaffer Sağ'da kolluktaki ifadesinde, gece vakti silahlı olarak evine gelen 12 kişilik grubun erzak istemesi üzerine yemek yedirdiğini, grubun bir miktar erzak alıp ayrıldıktan 2-3 gün sonra bu kez 14 kişilik silahlı grubun gelip un istediklerini, bu sırada gruptan birkaç kişinin sanık Fahrettin'in evine gidip oradan 4-5 çuval un alarak geldiklerini ve unları kendisinin ve sanık Fahrettin'in atına yükleyerek gittiklerini söyleyip kendi konumu hakkında açıklamalarda bulunmuştur.
Sulh Hakimliğindeki sorgusunda ise, örgüt mensuplarının silah tehditi ile kendisine kılavuzluk yaptırarak bir yaylaya götürdüklerini, serbest kalınca durumu muhtara bildirdiğini, jandarmadaki ifadesini okumadan imzaladığı için kabul etmediğini beyan etmiş, duruşmada da olayı benzer şekilde anlatıp teröristlerin sanık Fahrettin'in evine de gittiklerini, muhtara durumu bildirmek için gittiğinde öğrendiğini söylemiştir.
Haklarındaki beraat kararı kesinleşen diğer sanıklar Muzaffer Kaya, Lütfü Berrak ve Ramazan Kaya ise kendi eylemleri hakkında beyanda bulunmuş olup sanık Fahrettin hakkında herhangi bir anlatımları bulunmamaktadır.
Sanıkların savunmaları doğrultusunda son soruşturma aşamasında dinlenen Eleşkirt İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Mustafa Gündüz ise, sanıklardan köy muhtarı Sadrettin'in 17.10.1997 tarihinde başvururak üç gün öncesinde bir grup teröristin köylerinden yiyecek malzemesi toplayıp kimseye söylememeleri hususunda ölümle tehdit ettiklerini bildirmesi üzerine, bu şahısların gerçekten terörist olup olmadıklarını araştırıp yeniden gelirlerse haber vermelerini istediklerini bir kaç gün sonra muhtarın gelerek teröristlerin yine köylerine geldiklerini ve yiyecek malzemelerini toplayıp atlarla birlikte götürdüklerini ihbar ettiğini, ilk ihbardan itibaren operasyon hazırlıklarına başladıklarından ikinci ihbardan bir süre sonra bölgede operasyona giriştiklerini ancak, bu sırada teröristlerin operasyon halkasının dışında kaldıklarını tespit ettiklerini, yakalanan örgüt mensubunun beyanları ve köydeki şahısların ifadelerinden, teröstlerin para vererek malzeme aldırdıklarını, bu konuda bir ihbarda bulunmadıklarını öğrendiklerini, teröristlerin bulunduğu mıntıkanın ve sığınakların muhtar tarafından doğru bir şekilde ihbar edildiğini tespit ettiklerini söylemiştir.
Dosyada mevcut olan, silahlı çatışma sonucunda yakalanan örgüt mensubu Sezai Baran hakkındaki 1997/490 esas sayılı dava dosyasından çıkartılan ifade örneklerinden, kollukta alınan ifadesinde, yüzleştirme tutanağında yer alan anlatımlarında sanık Fahrettin'in yardım ettiğini bildirmiş olduğu ancak, son soruşturma aşamasında kolluk ifadelerini ve hazırlık soruşturması sırasında yapılan bütün işlemleri reddederek, bu ifadelerini baskı altında verdiğini, köylülerin silah zoruyla kendilerine yardımda bulunduğunu bildirmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan bu bilgilerin ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığın aşamalardaki ifadelerinde özde değişmeyen, tutarlı bir şekilde, örgüt mensuplarına silahlı tehdit altında yardım ettiğini bildirdiği açıktır. Sonraki aşamalarda, basit ayrıntılarda meydana gelen değişik anlatımın, sanığın ifadesinin özünde yer alan bu tutarlılığı ortadan kaldırdığından sözedilemez. Sanığın savunması, hakkındaki hüküm kesinleşen sanık köy muhtarı Sadrettin ta rafından da doğrulanmış olup, bu sanık aşamalarda tutarlı şekilde köylülerin isteği ile durumu jandarmaya bildirdiğini söylemiştir. Bu köylülerin kimler olduğu konusunda ayrıntılı anlatımları ise son soruşturma aşamasında yer almaktadır. Kaldı ki sanıkların bu savunmaları, tanık Yüzbaşı Mustafa tarafından da doğrulanmıştır. Öte yandan, sanıkların ihbarı üzerine bölgede operasyonlar yapıldığı ve örgüt mensubu Sezai Baran'ın da bu operasyonlar sırasında çatışma sonucu yakalandığı da açıktır. Bu nedenle Yerel Mahkemece dosya içeriğinde yer alan ve aynı nitelikteki kanıtlara dayanılarak isabetli bir değerlendirme ile diğer sanıkların beraatlerine karar verilmesine karşın, sanık Fahrettin hakkında aynı kanıtların bu kez hatalı ve bu sanığın aleyhine değerlendirilmesi ile mahkûmiyetine ilişkin hüküm kurulması isabetsizdir.
Bu itibarla, yerinde olmayan Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul üyeleri, "Yerel Mahkeme direnme hükmü haklı nedenlere dayandığından onanmasına karar verilmelidir." görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMA-SINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcalığına tevdiine, 25.5.1999 günü tebliğnamedeki isteme uygun olarak oyçokluğu ile karar verildi.