 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/8-94
Karar no: 1999/94
T: 04.05.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Sigorta bedelini almak için kasten bina yakmak suçundan sanık Yusuf H...'nun TCK.nun 369, 381/2, 411 ve 59/2. maddeleri uyarınca 4 sene 6 ay 13 gün ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına TCK.nun 20 ve 31. maddeleri uyarınca 3 Sene kamu hizmetlerinden yasaklanmasına ilişkin BOLU Ağır Ceza Mahkemesince verilen 19.11.1996 gün ve 61/132 Sayılı karar, sanık vekilinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 19.12.1998 gün ve 18432/2039 Sayı ile;
"Oluşa, sanığın aşamalardaki savunmalarına,tanık anlatımlarının tahminden öteye gitmemesine göre; sanık hakkında kuşkudan öteye atılı suçu işlediğine dair mahkumiyet hükmüne yeterli inandırıcı ve kesin kanıtlar bulunmadığı, kuşkunun sanık lehine yorumlanması gerektiği gözetilmeden, varsayıma dayalı bir gerekçe ile hakkında mahkumiyet hükmü kurulması" isabetsizliğinden,oyçokluğu ile bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise 9.6.1998 gün ve 67/70 Sayı ile;
"Spor kulübü taraftarlarının yazdığı iddia edilen yazılara ait boya kutularının camlar kırılmadan açık bulunan asma kat kapısından dükkanın iç kısmına bırakılması ve Bolu genelinde spor kulübü taraftarlarının şimdiye kadar başka kulübü tutan taraftarlara karşı hasımlı davranışta bulundukları gözlenmemiş bulunması nedeniyle; tuttuğu F.B. kulübünün baş harflerinin üzerine çarpı koyup T.S.(Trabzonspor) yazılmış olduğuna ve bu nedenle eylemin spor fanatiklerince gerçekleştirilmiş olabileceğine ilişkin savunmaya itibar edilmemiştir." biçimindeki gerekçe ile önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararın da, sanık vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının Onama isteyen tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen dosyaya göre;
Sanığın sigorta bedelinin almak suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; sanığa atılan ve yüklenen suçun subutuna ilişkindir.
İki aşamada gelişen yangın olayının birinci aşamasına ilişkin 6.5.1996 günü saat 00.15 sularında polis tarafından düzenlenen tutanakta "Haber merkezine gelen anons üzerine, Güler işhanına gidildiği, pasaja girip asma kata çıkıldığında girişte sol tarafta duvara yazı yazıldığı F.B.(Fenerbahçe) ibaresinin siyah bir boya ile çizildiği altına T.S.(Trabzonspor) ibaresinin yazıldığı, dükkanın müstecirine sorulduğunda kimseyi görmediğini söylediği, dükkanın kapısının kapalı vaziyette olduğu, dışında hafif bir boya kokusunun mevcut olduğu, sorulduğunda,yanıt olarak herhangi bir şikayetinin olmadığını bildiren dükkan sahibine duvarları temizlemesi tembihlenerek olay yerinden ayrılmış olunduğu, yine aynı gün tutulan ikinci tutanakta ise; "aynı işyerinde gece saat 02.30 sıralarında patlama ile birlikte yangın çıktığı, içindeki eşyaların tamamen yandığı, dükkanın çekme katında 2 kg.lık siyah boya kutusunun bulunduğu, dükkanın zemin girişinde bir adet piknik tüpünün patlayarak yaprak şeklinde açılmış olduğu" bildirilmektedir.
Yapılan soruşturma sonunda mağazası istenen sanığın burasını 11.1.1996 tarihinde 8.1.1996 ile 8.1.1997 tarihleri arasındaki dönem için toplam 2.745.000.000 lira bedel ile yangına karşı sigortaladığının anlaşılması üzerine, bu sigorta bedelini alabilmek için beraat eden diğer sanık Mustafa Y... ile anlaşarak Güler işhanındaki pasajda bulunan dükkanın benzin döküp yaktığı iddiasıyla hakkında kamu davası açılmıştır.
Sanık aşamalardaki ifade ve sorgusunda; yangın çıkmadan önceki evreyi polis tarafından düzenlenen birinci tutanak içeriğine uygun olarak anlatmış, polisler olay yerine gelmeden önce kendisinin, aynı pasajda kuaför dükkanı olup orada yatan tanık Asım ve bekçi Mustafa Y... ile pasajın karşısındaki çorbacıda çorba içtikleri sırada, Güler işhanının üst katındaki Seç-Der Lokalinin garsonu tanık Cihat'ın gelip bekçiye gizlice bir şeyler söyleyip götürmesi üzerine, kendisinin de Asım'la birlikte çorbalarını içip pasaja gittiklerini, Seç-Der lokalinin işleticisi ile iki garsonun ve bekçinin orada toplandıklarını, etrafa bir benzin kokusunun yayıldığını, dükkanın ana kat kapısının aralık olduğunu, olay yerine gelip duvardaki yazıları gören polislerin gitmesinden sonra kendisinin de bir sigara içmek için kuaför Asım'ın dükkanına gittiğini, sigarasını içince tekrar dükkana döndüğünü, dükkanda elbise dizili askıların yerlerini değiştirip bir kısmını dışarı çıkaracağı sırada yanından aniden bir kişinin kendisini de itekleyerek fırlayıp kaçtığını bu şahsın elinde yanmakta olan sigara gördüğünü ve bu arada meydana gelen patlama sonucu her taraf alevlerin sardığını, kendisinin yangın çıkarmadığını suçsuz olduğunu savunmuştur.
Yargılama aşamalarında dinlenen tanıklar tutanakların içeriğini doğrular mahiyette anlatımda bulunmuşlar, ancak yangının kim tarafından nasıl çıkarıldığına ilişkin bir beyanda bulunmamışlardır.
Yangından sonra C.Savcısı tarafından olay yerinde yazılan tesbit esnasında dinlenen bomba uzmanı bilirkişi, dışardan bir kişinin müdahalesi ile olmamış ise; yangının devamlı yanmakta olan reklam panosunun aşırı ısınması sonucu içerdeki spor malzemelerinin tutuşması suretiyle meydana gelebileceğini, piknik tüpünün patlamasının da yangının büyümesine neden olacağını bildirmiştir. Seferberlik Müdürlüğü İtfaiye Şubesinin yangın kapısında da aynı görüş ileri sürülmüştür.
Yerel Mahkeme, benzinin döküldüğü saat 24.00 ile 02.00 arasında dükkanı yakmak isteyen birinin başka birisi olması halinde bu kişinin benzin döktüğü dükkanın içinde sigara yakıp beklemesinin normal bir davranış olmayacağı, duvara yazılar yazılması ve benzin kokusunun yazılması nedeniyle dükkan içindeki kolilere benzinin döküldüğünü farketmesine rağmen olay yerine gelen polislere sanığın, şikayetçi olmadığını söylemesi, olayın başlangıcından önce kuaför Asım'ı ve bekçi Mustafa'yı çorba içmek, yine polislerin ve tanıkların ilk aşamada dükkanın önünden ayrılmaları üzerine bekçi Mustafa'yı merdiven almak bahaneleriyle oradan uzaklaştırması, iş yerinin yaklaşık 5 ay evvel sanık tarafından yangına karşı sigorta ettirilmesi olguları karşısında, sanığın atılan suçu işlediğine hükmetmiş ve Özel Daire'nin bozması üzerine, yukarda yazılı gerekçeler ile sanık hakkındaki mahkumiyet hükmünde direnmiş ise de; belirtilen bilirkişi ve itfaiye yangın raporları içeriği, savunmanın aksine olayın sanık tarafından gerçekleştirdiğine ilişkin görgüye dayalı bir anlatımın bulunmaması, meydana gelen zarar ile sigorta bedelinin birbirine yakın olması, pasaj bekçisi Mustafa Y...'ın benzin kokan pasajın pencerelerini açıp havalandırmak için merdiven almaya gittiğine ilişkin anlatımı bulunması karşısında; Yerel Mahkeme kabulünde sıralanan algıların varsayımdan ibaret oldukları kanaatine varılmıştır. Zira, Ceza Yargılamasında amaç,maddi gerçeği hiç bir kuşkuya yer bırakılmaksızın ortaya çıkarılmasıdır; kuşkunun bulunması halinde, mahkumiyet kararı verilmesi Ceza hukukunun genel ilkelerine aykırıdır ve kuşkudan sanığın yararlanamayacağı evrensel bir ceza hukuku ilkesi olup varsayılana dayanılarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Bu sonuç, Yargıtay'ın içtenlikle benimseyip Ceza yargılamasında sürekli çözümünde tuttuğu masumluk karinesi gereğidir. Bu itibarla, Yerel Mhakeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul üyeleri haklı nedenlere dayandığı görüşüyle direnme kararının onanması gerektiği doğrultusunda karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 4.5.1999 günü oyçokluğu ile karar verildi.