Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/8-44
Karar no: 1999/59
T:  13.04.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Yasak silah taşımak suçundan sanıklardan Yasin K...'un beraatine, Kemal Ç...'nın 6136 Sayılı Yasanın 13/2, TCY.nın 81/2-3 maddeleri uyarınca 5 yıl 5 ay 13 gün hapis ve 7.525.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Posof Asliye Ceza Mahkemesince 23.3.1998 gün ve 34-25 sayı ile verilen kararın sanık Kemal vekili ve üst C.Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 15.6.1998 gün ve 7826-8972 sayı ile;
"1- Suça konu silahın sanık Kamal Ç...'ya ait olduğuna dair diğer sanık Yasin K...'un atfı cürüm niteliğindeki iddiasından ve karısı ve kızları olan tanıklar Bahçegül, Kader ve Aysu'nun, Yasin'i suçtan kurtarmaya yönelik beyanlarından başka mahkumiyetini gerektirecek nitelik ve yeterlilikte şüpheden uzak delil elde edilemediği gözetilmeden, sanık Kemal Ç...'nın beraati yerine yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Oluşa, dosya kapsamına, silahın elde ediliş biçimine göre sanık Yasin Kurşun'a atılı 6136 Sayılı Yasaya aykırılık eylemi kanıtlandığı halde, kasıt unsurunun bulunmadığından bahisle ve dosya içeriğine uymayan bir gerekçe ile mahkumiyeti yerine yazılı biçimde sanık Yasin'in beraatine karar verilmesi" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise, 11.1.1999 gün ve 29-1 sayı ile, "....önceki karardaki gerekçelerle Yargıtay bozma ilamındaki tanıkların sanık Yasin'in karısı ve kızları olmasının tanık beyanlarının değerini ortadan kaldıracak nitelikte addedilmesi yollu kanaatlerine katılınmadığı" gerekçesiyle ilk hükmünde direnmiştir.
Bu kararın da sanık Kemal vekili, Yerel C.Savcısı ve üst C.Savcısı tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine, dosya Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 3.3.1999 günlü tebliğnamesi ile 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, yüklenen yasak silah bulundurmak suçunun hangi sanık yönünden sübuta erdiği noktasında toplanmaktadır.
Olayın ortaya çıkmasının nedeni, sanıklardan Yasin Kurşun'un 27.6.1997 tarihinde dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu eşi Bahçegül'ü silahla yaralamış olmasıdır. Dosya içinde bulunan Posof Asliye Ceza Mahkemesinin 1997/20 esas sayılı dava dosyası içeriğine göre; sanık Yasin'in eşi Bahçegül'ün silahla yaralandığı hususunda köy muhtarının ihbarı üzerine soruşturmaya başlayan görevlilerin,sanığın çocukları Kader ve Aysun'un beyanlarıyla mağdurenin, sanık Yasin'in silahla oynadığı sırada kaza sonucu ateş alması nedeniyle vurulduğunu belirledikleri ancak, olay günü düzenlenen arama tutanağında silahın bulunamadığının belirtildiği anlaşılmaktadır. Aynı dosya içinde bulunan 4.7.1997 günü düzenlenen el koyma tutanağında ise, olayda kullanılan silahın sanığın evinde olduğunun öğrenildiği, bu sırada sanığın kendiliğinden jandarmaya geldiği ve sanığın evinde yapılan aramada, girişteki ilk odada bulunan kum yığınının yarım metre kadar altında menşei belirsiz 9 mm çapında bir adet makinalı tabanca bulunarak zaptedildiği belirtilmiştir.
Sanık Yasin Kurşun 4.4.1997 tarihinde jandarmada alınan ifadesinde, olay günü saat 18.30 sıralarında evinin önüne traktörünü bırakan Kemal Ç...'nın kendisine bir çuval vererek içinde silah olduğunu söylediğini, silahın ruhsatlı olduğunu sandığını, saat 20.30 sıralarında içkili olarak evine döndüğünde nasıl bir silah olduğunu merak edip çuvaldan çıkarıp baktığı sırada silahın ateş aldığını ve eşinin vurulduğunu söylemiştir.
C.Savcılığında olayı jandarmadaki ifadesinde olduğu gibi anlatmış ve Sulh Hakimliğindeki sorgusunda ise, olay akşamı Kemal Ç... ile birlikte bir miktar içki içtikten sonra bu şahıs, eşyalarını traktörle yaylaya çıkaracağı için kendi evinin önüne geldiklerinde Kemal'in, içinde silah olduğunu söylediği bir çuval bıraktığını ve ertesi gün gelmek üzere gittiğini, silahı ruhsatlı zannederek aldığını, daha sonra merak edip silahı incelediği sırada patladığını ve eşinin yaralandığını, Kemal'in haricen kendisine, silahtan sabıkası olduğundan fazla ceza alacağını söyleyip silahı üstlenmesini istediğini ancak kabul etmediğini, olaydan sonra korktuğu için silahı sakladığını beyan etmiş olup duruşmada da benzer şekilde ifade vermiştir.
Sanık Kemal Ç... ise aşamalarda yüklenen suçu işlemediğini, sözkonusu silahın kendisine ait olmadığını söylemiştir.
Sanık Yasin'in eşi olan tanık Bahçegül Kurşun 28.6.1997 tarihinde Ardahan Devlet Hastanesinde polise verdiği ifadede yaylaya gidecek eşyaları traktöre yüklerken bir el silah sesi geldiğini ve yaralandığını, ateş edenin kim olduğunu bilemediğini beyan etmiştir.
Bu tanık 4.7.1997 tarihinde jandarmada ve C.Savcılığında, olay günü kendilerini yaylaya götürecek olan Kemal Ç...'nın traktörünü getirip evlerinin önüne park ettiğini, eşi olan sanık Yasin'e bir çuvalın içinde getirdiği silahı verip köyüne gittikten sonra eşinin evde silahı çıkarıp baktığı sırada birden patladığını ve yaralandığını söylemiş, sonraki aşamalarda da aynı şekilde ifade vermiş ve önceki ifadesiyle doğan çelişkinin nedenini kimseye zarar vermek istememesi olarak açıklamıştır.
Tanık Kader Kurşun, C.Savcılığınca alınmış olan ancak hangi tarihte alındığı belirtilmeyen ifadesinde; babası olan sanık Yasin'in olay günü akşam silahını temizlediğini, bu sırada annesinin çay koyduğunu ve silahın ateş aldığını annesinin yaralandığını söylemiş ancak, sonraki aşamalarda bu tanık da silahın sanık Kemal Ç... tarafından bırakıldığını belirtmiştir.
Sanık Yasin'in kızı olan tanık Aysun Kurşun da aşamalarda olay günü silahın sanık Kemal tarafından bırakıldığını beyan etmiştir.
Yine sanık Yasin'in üvey babası olan tanık Alaattin Kurşun 28.6.1997 günü kolluktaki ifadesinde silah sesine evinden çıktığında gelini Bahçegül'ün yaralanmış olduğunu gördüğünü, etrafa bakındığında kimseyi göremediğini, olay yerinde sanık Kemal'e ait traktörün bulunduğunu söylemiştir.
Bu tanık da sonraki aşamalarda söz konusu silahın olay günü sanık Kemal tarafından sanık Yasin'e bir çuval içinde verildiğini beyan etmiş, önceki ifadesi ile doğan çelişkinin nedeni sorulduğunda ise silah konusu sorulmadığı için sözetmediğini belirtmiştir.
Her iki sanığın da olay yerinde olduğunu bildirdikleri tanık Binasi Eraslan duruşmada; olay günü eşyalarını yaylaya bıraktıktan sonra sanık Kemal'e ait traktörle dönerlerken Derindere köyünün içinde, akrabası olan sanık Yasin'in kendilerini durdurup sanık Kemal'den, eşyalarını yaylaya götürmesini istediğini, sanık Kemal'in kabul ettiğini ancak, mazotu olmadığı için traktörü bırakıp ertesi gün mazot alıp geleceğini söylediğini ve beraber sanık Yasin'in evinin önüne gittiklerinde traktörden inip sanık Kemal'in manevra yapıp traktörü park etmesini beklediğini, sanık Kemal'in traktörü bırakıp hemen yanına geldiğini ve kendilerini yaklaşık 100 metre mesafede yol üzerinde traktöründe bekleyen tanık Maksut Parlak'ın yanına gittiklerini, sanık Kemal'in sanık Yasin'e silah veya çuval teslim ettiğini görmediğini, kendisinin sanık Kemal'i yaklaşık 10 metre kadar ileride beklediğini söylemiş ve 10.12.1997 tarihinde yapılan keşifte de ifadesinde geçen yerleri göstermiştir.
Tanık Maksut Parlak da duruşmada dinlenmiş olup, olay günü önde tanık Binasi ile birlikte traktörle giden sanık Kemal'i 25-30 metre kadar geriden traktörüyle takip ettiği sırada yayladan dönerlerken sanık Yasin'in sanık Kemal'i durdurduğunu, sanık Kemal'in mazotu az olan traktörünü sanık Yasin'in evinin önüne bırakıp ertesi gün yaylaya götürmek üzere anlaşmış olduklarını ve sanık Kemal'in traktörünü park ettikten sonra gelip kendisinin traktörüne bindiğini, bu arada olay önünde olduğu için gördüğünü, sanık Kemal'in sanık Yasin'e herhangi bir şey vermediğini söylemiş ve keşifte de ifadesinde geçen yerleri göstermiştir.
Olay mahallinde yapılan 10.12.1997 günlü keşifte tanık Maksut'un olay yerine 80-90 metre, tanık Binasi'nin ise yaklaşık 30 metre mesafede oldukları belirlenmiştir. Bununla beraber diğer tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığı ve olaya ilişkin bilgi içermedikleri anlaşılmaktadır.
Açıklanan bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu somut olay incelendiğinde;
Sanıklardan Kemal Ç...'ya yönelik kanıtların, sanık Yasin Kurşun ve ailesinde yeralan bireylerin beyanları olduğu görülmektedir. Bunlardan tanık Bahçegül olayın sıcağı sıcağına hastane polisine verdiği ifadede sanıklardan hiç söz etmediği halde sonraki aşamalarda silahın sanık Kemal tarafından getirildiğini söylemiştir. Sanık Yasin'in ilk ifadesi ise olaydan 7 gün sonra alınmış olup doğrudan sanık Kemal'in silahı kendisine emanet olarak bıraktığına ilişkindir.  Tanık Kader ise C.Savcısı tarafından alınan ilk ifadesinde babası olan sanık Yasin'in "silahını temizlediğini" belirtmiş, ancak sonraki aşamalarda ifadesini değiştirerek o da silahın sanık Kemal'e ait olduğunu söylemiştir. Keza tanık Alaattin Kurşun da kolluktaki ilk ifadesinde silahtan hiç söz etmemesine karşılık sonraki aşamalarda silahın sanık Kemal'e ait olduğunu belirtmiştir. Görüldüğü gibi silahın sanık Kemal'e ait olduğunu belirten tanık ve sanık beyanları aşamalarda çelişkili olup, olaydan 7 gün sonra alınan ifadelerde ilk defa sanık Kemal'in ortaya konması karşısında, bu ifadelerin sanık Yasin'i kurtarmaya yönelik olduğu ve itibar edilemeyeceği açıkça anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında sanık Kemal'in savunmasının aksini kanıtlayacak, mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak kanıt bulunmadığı dikkate alındığında Yerel Mahkemenin bu sanığın mahkumiyetine ilişkin direnme hükmünün isabetli olmadığı açıkça görülmektedir.
Kanıtların sanık Yasin Kurşun yönünden değerlendirilmesinde ise, silahın sanığın evinde yapılan arama sonucunda gübre yığınının içine saklanmış olarak olaydan 7 gün sonra elde edildiği ve sanığın ilk ifadesinin de aynı gün alındığı anlaşılmaktadır. Sanık aşamalarda söz konusu silahı sanık Kemal'in bir çuval içerisinde ve silah olduğunu söyleyerek emaneten bıraktığını silahın ruhsatlı olduğunu sandığını belirtmektedir. Bir an için sanığın bu savunmasının doğru olduğu kabul edilse bile, kendisinin silah bulundurma ve taşıma yetkisi olmadığını bilerek söz konusu silahı emanet olarak almayı kabul etmesi ve silahla evde oynaması sonucunda kaza ile eşini yaralayıp silahı saklaması karşısında sanığın yüklenen yasak silah bulundurmak suçunu işlediğinin kabulünde zorunluk bulunmaktadır. Zira, bir başkasına ait ruhsatlı silahı dahi iradi olarak kabul edip bu kasıtla bulundurmak, bu silah üzerinde tasarrufta bulunmak ve somut olayda olduğu gibi bunun sonucunda bir başkasına zarar verilmesi halinde artık, sanığın silahı geçici bulundurması nedeniyle kastının bulunmadığını söylemek mümkün değildir.
Bu itibarla yerinde olan Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken direnilmesi isabetli olmadığından hükmün bozulmasına karar verilmelidir.
Kurul üyelerinden 4. Ceza Dairesi Başkanı Sami Selçuk, "Dosya kapsamındaki kanıtlara göre her iki sanığın yasak silah bulundurmak suçunu işledikleri sabit olduğundan sanık Kemal Ç... hakkındaki mahkumiyet hükmünün onanması gerektiği" görüşüyle sanık Kemal Ç... yönünden çoğunluk görüşüne katılmamış ve karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 13.4.1999 günü tebliğnamedeki isteme uygun olarak sanık Yasin Kurşun yönünden oybirliği,sanık Kemal Ç... yönünden ise oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini