 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/8-107
Karar no: 1999/131
T: 25.05.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Bıçakla etkili eylem suçundan sanık Hakan Y...'ın TCY.nın 456/4 ve 457/1. maddeleri uyarınca 2 ay 20 gün hapis, yasaklanmış bıçak taşımak eylemi nedeniyle 6136 sayılı Yasanın 15/1. maddesi gereğince 6 ay hapis ve 420.000 lira ağır para cezası; saldırgan sarhoşluk suçundan ise TCY.nın 572/1.maddesi uyarınca 2 ay hafif hapis cezasıyla cezalandırılmasına, suça konu bıçağın zoralımına ilişkin Beykoz Asliye Ceza Mahkemesince verilen 10.12.1996 gün ve 606/827 sayılı karar, sanığın temyizi üzerine dosyayı inceleyen 8.Ceza Dairesince 25.12.1997 gün ve 17242/18511 sayı ile;
Mağdur hakkında düzenlenen sağlık ocağı raporunda raddi yaradan söz edildiğine göre; bu yaranın bıçakla husule getirilip getirilemeyeceği hususunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınıp sonucuna göre sanık hakkında yaralamak suçundan TCK.nun 457/1. madde ve fıkrasının uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekirken, böyle bir araştırma yapılmaksızın yazılı biçimde eksik soruşturmayla uygulama yapılması" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel mahkeme ise 12.5.1998 gün ve 119/310 sayı ile;
24.8.1996 tarihli geçici raporda sol glutal bölgede 1 cm. eninde 7-8 cm. derinliğinde raddi yara bulunduğu ve sütüre edildiği, kesin raporda ise 10 gün iş ve güçten kalacağı belirtilmiş, mağdur tüm aşamalarda sanık tarafından bıçaklandığını söylemiş, sanık da suçunu ikrar etmiş ve suça konu bıçak ele geçmiştir. Toplanan kanıtlar hüküm vermeye yeterli olup, başka bir inceleme yapılmasına gerek bulunmamaktadır. gerekçesiyle önceki kararda direnmiştir.
Bu kararın da sanık tarafından temyizi üzerine dosya Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 9.4.1999 günlü tebliğnamesiyle, 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Bıçakla etkili eylem, saldırgan sarhoşluk ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından sanık Hakan Y...'ın cezalandırılmasına karar verilen olayda; Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, mağdurdaki yaranın bıçakla husule getirilip getirilemeyeceği konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasına gerek bulunup bulanmadığına ilişkindir.
Olay gecesi saat 23.00 sularında, sanık Hakan Y... ile hakkındaki hüküm onanarak kesinleşen Celal Sarıgül'ün aldıkları alkolün etkisi ile sokakta yüksek sesle bağırıp çağırdıkları, sesler üzerine balkona çıkan şikayetçi Ramazan K...'ın sanıkları uyardığı, sanıkların aynı davranışlarını sürdürmeleri üzerine aralarında tartışma ve kavga başladığı, bu olayı gören mağdur Mustafa Akyol'un olay yerine gelerek tarafları ayırmaya çalıştığı, bu esnada Hakan Y... tarafından yaralandığı, mağdurun nasıl ve ne ile yaralandığını fark etmediği, aynı şekilde şikayetçi Ramazan K...'ın da mağduru yaralı olarak gördüğü ancak nasıl yaralandığı konusunda bir bilgisinin bulunmadığı, tanıklar Hasan K... ve Mehmet Gürgen'in de yaralanma anını görmedikleri; mağdura ait 24.8.1996 tarihli Paşabahçe SSK. Hastanesince düzenlenen raporda "sol glutal bölgede 1 cm. eninde 7-8 cm. derinliğinde raddi yara" dan söz edildiği, Beykoz Sağlık Ocağına ait 26.8.1996 tarihli raporda ise hiç bir bulgudan söz edilmeden mağdurun 10 gün iş ve güçten kalacağının belirtildiği,hakkındaki hüküm onanarak kesinleşen Celal Sarıgül; mağduru sanık Hakan Y...'ın cebinden çakardığı bıçakla yaraladığını beyan etmiş ve Hakan Y... tarafından bu husus kabul edilmiş ise de; 24.8.1996 tarihli raporda raddi yaradan söz edildiği, raddi yaranın künt cisimlerle meydana getirilen ezici yaralanma anlamını taşıdığı, sanık hakkındaki temel cezanın TCY.nın 457/1. maddesi ile artırılabilmesi için mağdurda meydana getirilen yaranın bıçak veya buna benzer kesici delici bir aletle meydana getirilip getirilemeyeceğinin saptanmasında zorunluluk bulunduğu, bu itibarla Özel Daire bozma ilamında belirtildiği gibi Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak soruşturmanın genişletilmesi gerektiği anlaşılmakta direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Başkanı ve bir kısım üyeler; sanık Hakan Y... ve Celal Sarıgül tarafından yaralanmanın bıçakla meydana getirildiğinin belirtildiği, suça konu kelebek tabir edilen bıçağın ele geçtiği, raporda raddi yaradan söz edilmiş ise de hemen akabinde yaranın sütüre edildiğinin belirtildiği, sütüre etmenin dikiş atma anlamını taşıdığı ayrıca raporda yaranın 1 cm. eninde 7-8 cm. derinliğinde olduğunun belirtildiği, raddi sözcüğünün yanılgıdan kaynaklandığı, toplanan kanıtların silahla yaralama suçunda hüküm kurmaya yeterli olduğu, bu konuda yeniden rapor alınmasına gerek bulunmadığı, yönünde oy kullanmışlardır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün isteme uygun olarak BOZULMASINA, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine 1. müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından 25.5.1999 günü yapılan ikinci müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.