Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/7-6
Karar no: 1999/19
T:  09.02.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Ön ödemede bulunması nedeniyle hakkında yerleşik yerde nedensiz ateş etme suçundan dolayı takipsizlik kararı verilen sanık İsmail A...'ın suçta kullandığı tüfeğin zoralımına ilişkin Ayvalık Sulh Ceza Mahkemesinin 06.03.1997 gün ve 86/54 sayılı ceza kararnamesine yönelik itirazın reddine ilişkin Ayvalık Asliye Ceza Mahkemesince verilen 13.05.1997 gün ve 1997/61 Müt. sayılı kararın sanık vekili tarafından temyizi üzerine, mahkemece 30.06.1997 gün ve 1997/70 Müt. sayı ile istemin reddine karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7.Ceza Dairesi 14.12.1998 gün ve 10148/10569 sayı ile;
"CMUK.nun 392 ve müteakip maddeleri uyarınca müsadereye ilişkin taleplerin duruşmalı incelenmesi gerektiği ve ceza kararnamesi ile karar verilemeyeceğinden müsadere istemine dair kararların niteliği itibariyle temyizi kabil görüldüğünden sanık vekilinin bu karara karşı yaptığı ilk başvurunun temyiz niteliğinde olması nedeniyle Ayvalık Asliye Ceza Mahkemesinin 12.05.1997 gün ve 1997/61 sayılı, 30.06.1997 gün ve 1997/70 sayılı müteferrik kararları hukuken geçersiz sayılarak yapılan incelemede,
06.03.1997 tarihli müsadere kararının 02.04.1997 tarihinde sanığa usulüne uygun olarak tebliğinden itibaren yasal süresinden sonra temyiz talebinde bulunulduğundan sanık vekilinin temyiz isteminin CMUK.nun 317. maddesi uyarınca reddine" karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 28.01.1999 gün ve 91890 sayı ile;
"Sulh Ceza Mahkemesinin 06.03.1997 günlü ceza kararnamesinde "tebliğinden itibaren 8 gün içinde itiraz edilebileceği" belirtilmiştir. Sanık vekili, belirtilen sürenin son günü itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesi, temyiz dilekçesi olarak kabul edildiğinden temyiz süresinin geçmesinde kast yoktur. Kararda 8 gün olarak belirtildiği için fiili yanılma olup itirazın son günü, temyiz süresinin son günü olarak kabul edilmelidir." gerekçesiyle itiraz edilmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen dosyada çözülmesi gereken sorun, temyiz davasının süresinde açılıp açılmadığına ilişkindir.
Dosya içeriğine göre; köydeki gençlerin askere gitmeleri nedeniyle yapılan eğlencede, sanığa ait av tezkereli,pompalı tüfekle, önödemede bulunması nedeniyle hakkında takipsizlik kararı verilen Fadıl Bagatır tarafından havaya üç el ateş edilmiştir. Bu suça iştirak ettiğinden bahisle sanık hakkında soruşturmaya başlanmış, önödemede bulunması nedeniyle takipsizlik kararı verilmiş,emanetteki tüfeğin zoralımı Sulh Ceza Mahkemesinden talep edilmiştir.
Sulh Ceza Hakimi tarafından, ceza kararnamesi düzenlenmiş, "TCK.nun 549. maddesi uyarınca tüfeğin zoralımına, ceza kararnamesinin tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz edilebileceğine" karar verilmiştir. 02.04.1997 günü tebliğ olunan bu karara karşı, sanık vekili 10.04.1997 günü itiraz etmiş, bu itirazı Asliye Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmiştir. Red kararı temyiz edilmiş, "itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğundan" bahisle temyiz istemi reddolunmuş, 10.07.1997 günü tebliğ olunan bu karara karşı 17.07.1997 günü temyiz davası açılmıştır.
Münhasıran zoralıma tâbi olmayan ve suçta kullanılan eşyanın zoralımına ilişkin isteğin, CMUK.nun 392 ve devamı maddeleri uyarınca duruşmalı inceleme ile karara bağlanması zorunlu olup bu karara karşı temyiz yolu açıktır. Duruşma açılmaksızın, yasaya aykırı olarak evrak üzerinde karar verilmesi,kanun yolunu değiştirmeyecektir. Bu nedenle Sulh Ceza Mahkemesince verilen 06.03.1997 gün ve 86/54 sayılı ceza kararnamesi temyizi olanaklı kararlardan olduğu halde, sanık vekilinin itirazı üzerine, itirazı inceleyerek reddine karar veren ve bu karara yönelik temyiz istemini de, "itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğundan" bahisle reddeden Asliye Ceza Mahkemesinin her iki müteferrik kararı hukuki değerden yoksun ve yok hükmündedir.Bu itibarla, Ayvalık Asliye Ceza Mahkemesinin 13.5.1997 gün ve 1997/61 sayılı, 30.06.1997 gün ve 1997/70 müteferrik sayılı kararları hukuken geçersiz olup, sanık vekilinin Sulh Ceza Mahkemesi kararına karşı yaptığı başvurunun incelenmesi gerekmektedir.
Ayvalık Sulh Ceza Mahkemesinin, temyiz yolu açık olan 06.03.1997 gün ve 86/54 sayılı zoralım kararı,02.04.1997 günü usulüne uygun şekilde sanığa tebliğ olunmuştur. Sanık vekili tarafından 10.04.1997 günü itirazda bulunulmuştur.CMUY.nın 293. maddesi uyarınca, yasa yolunun veya merciin tayininde yapılan hatanın,başvuru sahibinin hukukunu ihlal etmemesi için, yapılan başvurunun yasal sürede olması zorunludur. Diğer bir anlatımla, yasanın belirlediği süre içinde ve varsa diğer koşullar da yerine getirilmek suretiyle yapılan başvuruda, yasa yolunda yada merciin tayininde hata yapılması, müracaat edenin aleyhine sonuç doğurmayacaktır.
Öte yandan, olağan yasa yolu olan temyiz davasının açılabilmesi (CMUY.nın305. maddesinde kabul olunan re'sen temyize tabi olan hükümler dışında) istek ve süre koşuluna bağlıdır.
İstek koşulu, bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek üzere tutanak katibine beyanda bulunulması ve dilekçe ya da tutanağın hakime havale ettirilmesi ile gerçekleşecektir.
Süre koşulu ise temyiz isteminde bulunanın sıfatına göre değişmektedir ve sanık için CMUY.nın 310. maddesi uyarınca hükmün tefhim veya tebliğinden itibaren bir haftadır. Bu süre hiçbir şekilde kısaltılamaz veya uzatılamaz. Bu nedenle de,eski hale getirme kurumu kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda, temyize tâbi olan ve sanığın yokluğunda verilen sulh ceza mahkemesi kararı 02.04.1997 tarihinde bizzat sanığa tebliğ olunmuştur.
Temyiz davası açma süresi 09.04.1997 günü sona ermiştir. Son gün resmi tatile rastlamadığı halde, yasal süreden sonra 10.04.1997 günü yapılan ve temyiz dilekçesi olarak kabul edilen başvurunun, süresinde olmaması nedeniyle reddi gerekmektedir. Ayrıca, eski hale getirme talebinde de bulunulmamıştır. TCY.nın 44. maddesinin uygulanamayacağından ve sanık vekilinin yanıltıldığından bahisle, yasada belirlenmiş olan temyiz süresinin uzatılması olanaksız olduğundan, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine,09.02.1999 günü oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini