Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E:1999/7-298
K:1999/301
T:7.12.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
SÜRÜCÜ BELGESİZ MOTORSİKLET KULLANMAK
ÖNÖDEME UYARISINA UYMAMAK
CEZANIN UYGULANMA BİÇİMİ
 
KARAR ÖZETİ:l- Olay gününde 15 yaşını bitirmiş 18 yaşını doldurmamış olup, "önödeme" uyarısına uymaması nedeniyle dava açılan sanık hakkında 2918 sayılı Yasanın 36/3. maddesi ile belirlenen ceza, TCY nın 119/5. madde ile 1/2 oranında arttırıldıktan sonra 55/3. madde uygulanarak indirim yapılması gerekir.
2-İhtara karşın önödemede bulunulmadığında, yasada "maktu" olarak gösterilmiş para cezasının TCY. nın 119/5. madde uyarınca arttırılmaması yasaya aykırıdır.
        (765 s. TCK. m. 119/1-2-3-4-5)
(2918 s. Trafik K. m. 36/3)
 
Sürücü belgesiz motorsiklet kullanmak suçundan sanık Murat'ın 2918 sayılı Yasanın 36/3, Ek 3, TCY.nın 55/3, 119/5, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına ilişkin (Bayındır Sulh Ceza Mahkemesi)nce verilen 19.11.1998 gün ve 262/413 sayılı hükmün Yerel C. Savcısı tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesi 22.3.1999 gün ve 271 5/2533 sayı ile;
 
"1- Cezadan artırma ve indirme yapılmasını gerektiren sebepler birlikte olduğu halde önce artırma ile işe başlanacağı gözetilmeden TCY.nın 55/3. maddesinin TCY.nın 119. maddesinden önce uygulanması sureti ile Sonuçta eksik para cezası tayini ile TCY.nın 29. maddesine muhalefet edilmesi,
 
2- Önödeme önerisine uyulmadığından dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza TCY.nın 119. maddesi uyarınca artırıma tabi tutulduğu halde ceza bölünerek temel para cezasının artırılmaması sureti ile eksik para cezası uygulanması" isabetsizliğinden bozmuş,
 
Yerel Mahkeme 30.4.1999 gün ve 147/92 sayı ile;
 
"TCY.nın 119. maddesi ile artırım yapılırken, cezanın üst sınırı geçilemeyecektir. Maddede belirtilen ceza maktu olup alt ve üst sınır getirilmediğinden bu miktarın üzerinde cezaya hükmedilemeyecektir. Özel Daire kararları da aynı doğrultudadır. Bu nedenle para cezasının artırılması mümkün değildir. Ayrıca TCY.nın 55. maddesinin 119. maddeden önce uygulanması halinde Sonuç değişmemektedir. Temel cezanın tayininden sonra, 119/4. maddenin uygulanması, maddenin lafzına ve amacına uygundur." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
 
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi sanık vekili ile Yerel ve Üst C. Savcıları tarafından süresinde istenilmekle dosya Yargıtay C. Başsavcılığının "bozma" istemli 19.11.1999 tarihli tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu gereği konuşulup düşünüldü.
 
Sanığın 2918 sayılı Yasanın 36/3, TCY.nın 55/3, 119/5 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, TCY.nın 55. maddesinin mi yoksa, 119. maddesinin mi önce uygulanacağı ve temel para cezasının TCY.nın 119. maddesi ile artırılıp artırılmayacağına ilişkindir.
 
Önödeme kurumu, Ceza Muhakemeleri Usulü Yasasında 1696 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sırasında, Ek 5-9. maddeler olarak hukuk sistemimize girmiştir. Uygulamanın başarılı olması üzerine önödeme kurumu Ceza Yasasının 119. maddesinde düzenlenmiş, 2370 ve 3506 sayılı Yasalarla yapılan değişiklik sonucu bugünkü şeklini almıştır.
 
TCY.nın 119. maddesinde; "Yalnız para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezasının yukarı haddi üç ayı aşmayan suçun faili;
 
1- Para cezası maktu ise bu miktarı, aşağı ve yukarı hadleri gösterilmiş ise aşağı haddini,
 
2-Hürriyeti bağlayıcı cezanın aşağı haddinin her gün için 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde belirtilen aşağı hadler üzerinden karşılayan miktarını,
 
3- Hürriyeti bağlayıcı ceza ile birlikte para cezası da öngörülmüş ise, hürriyeti bağlayıcı ceza için yukarıdaki şekilde belirlenecek miktar ile para cezasının aşağı haddini,
 
Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet Savcılığınca yapılacak tebliğden itibaren on gün içinde merciine ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz.
 
Suçla ilgili kanun maddesinde, yukarı haddi üç ayı aşmayan hürriyeti bağlayıcı ceza veya para cezasından yalnız birisinin uygulanmasının öngörüldüğü hallerde, yukarıdaki fıkralara göre ödenmesi gereken miktar para cezası esas alınarak belirlenir.
 
Cumhuriyet Savcılığınca yapılacak tebligatta ödenecek miktar, ödeme süresi ve belli edilen miktarın bu süre içinde ödenmesi halinde kamu davasının açılmayacağı ve ödemediği takdirde açılacak kamu davası üzerine suçu sabit görüldüğü takdirde mahkemece tayin edilecek cezanın yarı nispetinde artırılarak hükmolunacağı sanığa bildirilir.
 
Yukarıdaki fıkra uyarınca yapılan tebligata rağmen belli edilen miktarın süresinde ödenmemesi halinde kamu davası açılır ve suç sabit olduğu takdirde tayin edilecek ceza, aşağı ve yukarı haddi gösterilen hallerde yukarı haddi geçmemek üzere yarı nispetinde artırılarak hükmolunur.
 
Hükmü yer almaktadır.
 
Bu madde, ayrıntıları 11.4.1983 gün ve 2/2 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere;
 
1- Kamu davasının açılmasını önlemesi durumunda (Usul Hukuku Kurumu)
 
2- Açılmış kamu davasını ortadan kaldırması durumunda ise ceza ilişkisinin düşmesi sonucunu doğurduğundan (Suç Hukuku Kurumu)dur. Önödeme kurumu, Türk Hukukunda hem usul hem de maddi ceza hukukuna ilişkin karma bir düzenlemedir. Çift nitelikli bir yapıya sahip olan 119. madde yorumlanırken suç hukukunun, suç muhakemesi hukukunun ve genel hukukun genel ilkelerinin birlikte nazara alınması suretiyle tatminkar, adalete uygun, haksız bir Sonuç doğurmayan çözüm getirilmeli, Yasa koyucunun amacı gözden uzak tutulmamalıdır.
 
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
 
1- Olay tarihinde 15 yaşını bitirmiş, 18 yaşını doldurmamış olan sanık hakkında 2918 sayılı Yasanın 36/3. maddesi ile ceza tayin edildikten sonra, TCY.nın 55/3. maddesi ile bu cezası indirilmiş ve 119/5. madde ile de yarı oranında artırılmıştır. Halbuki, TCY.nın 29. maddesinde "Eğer içtima eden sebeplerden bazısı artırmayı ve bazısı eksiltmeyi müstelzim olursa ilk önce artırmakla işe başlanır.
 
Bütün hallerde mücrimin yaşı, akli haleti, esbabı muhaffifei takdiriye ve tekerrür hususları bu sıra takip olunmak şartıyla en sonra nazara alınır." hükmü yer almaktadır. Bu hüküm gereğince cezayı artırıcı ve azaltıcı nedenlerin varlığında önce ceza artırılacak sonra da indirim nedenleri ve en son olarak TCY.nın 55, 2253 sayılı Yasanın 12, TCY.nın 47, 59 ve 81. maddeleri uygulanacaktır.
 
TCY.nın 119. maddesinin 55/3. maddeden sonra uygulanması halinde, önödeme kapsamına girmeyen suçlarda yapılacak uygulama ile önödeme kapsamına girip de önödemede bulunulmaması halinde yapılacak uygulama sırası farklı olacaktır. Bu durum ise yasaya aykırıdır. Genel kural olan TCY.nın 29. maddesinin uygulanması zorunlu olduğundan bu yöne ilişkin direnme kararı isabetsizdir.
 
2- Yasa koyucu mahkemelerin işlerinin azaltılması ve çabuklaştırılmasının yanında, sanığın mahkumiyet hükmü ile karşı karşıya kalmaması, basit suçlardan dolayı sabıkalı duruma düşmemesi amacıyla önödeme kurumunu kabul etmiştir. Sanık lehine hareket edilerek önödeme kurumu kabul edilmiş, ancak ihtarata rağmen on günlük yasal süre içinde ihtarata uymayanlar hakkında da, açılacak dava sonunda mahkemece mahkumiyetlerine karar verildiğinde tayin olunacak cezanın yarı oranında artırılması kabul edilmiştir.
 
Ceza Yasasının 119. maddesinin 1. fıkrasında sanığın eylemine uyan yasa maddesindeki para cezasının maktu olması halinde bu miktarın, aşağı ve yukarı hadlerinin belirtilmesi halinde aşağı haddin yatırılması hususunda ihtarat yapılması öngörülmüştür. Bu suretle yasa koyucu, belirli olan para cezalarının artırılmasını kabul etmiş, alt veya üst sınırı belli olmayan para cezalarında ise önödemede bulunulmaması halinde, mahkemece mahkumiyet hükmü kurulduğunda para cezasının artırılamayacağını hükme bağlamıştır. Para cezasının maktu, diğer bir anlatımla yasada alt ve üst sınırına değinilmeksizin tek bir miktar olarak gösterilmiş bulunması halinde ise, para cezası belli olup alt veya üst sınırından birinin belli olmadığı ileri sürülemeyeceğinden maktu para cezasının da 119. maddenin 5. fıkrası uyarınca artırılması gerekmektedir.
 
Ayrıca, 119. maddenin birinci fıkrasında para cezasının maktu olması halinde bu miktarın ödenmesi için C. Savcılığınca ihtarat yapılacağı, 4. fıkrada ise, yapılacak bu uyarıda "cezanın ödenmemesi halinde yarı oranında artırılacağının" bildirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Böylece, ödenmemesi halinde maktu para cezasının da artırılacağı hükme bağlanmıştır. Maddenin beşinci fıkrasında yer alan "yukarı haddi geçmemek üzere" ibaresi ise, yasalarda aşağı ve yukarı sınırları gösterilen para cezalarına ilişkin özel bir düzenlemedir.
 
TCY.nın 119. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, ihtara rağmen önödemede bulunulmadığında, alt ve üst sınırları belli olan para cezalarının artırılması, buna karşın, yasada belirlenmiş bulunan maktu para cezasının artırılmaması yasa koyucunun amacına, maddenin 1, 4 ve 5 fıkralarına aykırı olup direnme kararı yerinde değildir.
 
Çoğunluk görüşüne katılmayan 11. Ceza Dairesi Başkanı Sabih Kanadoğlu,
 
"TCK.nun 119. maddesinin 4. fıkrasında usulüne uygun tebligata rağmen belli edilen miktarın süresinde ödememesi halinde kamu davası açılacağı ve suç sabit olduğu takdirde TAYİN EDİLECEK CEZANIN, aşağı ve yukarı haddi gösterilen hallerde YUKARI HADDİ GEÇMEMEK üzere yarı nisbetinde arttırılarak hükmolunacağı öngörülmüştür.
 
Bu arttırımın TCK.nun 29. maddesi kapsamında kabulü, iki yönden olanaklı değildir.
 
Öncelikle, TCK.nun 29. maddesinde cezaların arttırılması ve eksiltilmesinde fiile ve şahsa bağlı sebepler sırasıyla gözetilerek, sanığın en lehine Sonuç verecek cezanın belirlenmesi ilkeleri gösterilmiştir. Önödemede bulunmaması nedeniyle yapılacak artırımın ne fiile ve ne de şahsa bağlı sebeplerle ilgisi vardır. Kaldı ki, arttırılacak ceza (TAYİN EDİLECEK) cezadır. Tayin edilecek, başka bir deyimle Sonuç cezanın TCK.nun 29. maddesinde öngörülen sıra içerisinde yapılacak arttırım ve indirimler sonunda belirlenecek ceza olduğunda kuşku bulunmamaktadır.
 
Diğer yönden TCK.nun 29. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen sınırlama Kanunun 1. kitabının 2. babında gösterilen cezaların üst sınırına bağlı olduğu halde, 119. maddenin 4. fıkrasında yapılacak arttırım aşağı ve yukarı haddi gösterilen hallerde yukarı had ile sınırlandırılmıştır.
 
Ayrıca arttırım, netice ceza üzerinden yapıldığında sanığın yararına olacaktır.
 
Bu nedenlerle çoğunluğun direnme kararının (1) numaralı bendinin bozulması yolundaki düşüncesine katılmıyorum." gerekçesiyle,
 
2. Ceza Dairesi Başkanı Erdem Güyer, "önödeme kapsamındaki suçlarda, usulüne uygun olarak yapılan önödeme bildirimine rağmen süresinde önödemede bulunmayan sanık hakkında, TCK.nun 119. maddesinin 4. fıkrası, kamu davası açılacağını ve suç sabit olduğu takdirde TAYİN OLUNACAK CEZANIN aşağı ve yukarı hadleri gösterilen hallerde, YUKARI HADDİ GEÇMEMEK ÜZERE yarı nisbetinde artırılarak hükmolunacağını öngörmektedir.
 
Olayda sorun; bu artırımın hangi aşamada uygulanacağı, bu bağlamda TCK.nun 29. maddesi kapsamında kabulü gereken bir artırım olup olmadığı ile ilgilidir.
 
Söz konusu fıkra hükmü, 5.3.1973 tarih ve 1696 sayılı Kanunla CMUK.nun Ek-5 ile Ek-9. maddelerinde para cezalarına hasren düzenlenen önödeme kurumunda, önödeme bildirimine rağmen süresinde ödeme yapılmaması halinde para cezasının belirtilen şartlarda yarı oranında artırılmasını öngören Ek-8. maddesinin 7.1.1981 tarih ve 2370 sayılı Kanunla, TCK.nun 119. maddesine aynen aktarılması ile oluşmuş ve madde de 7.12.1988 tarih ve 3506 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sırasında aynen korunmuştur.
 
TBMM.deki kanunlaştırma çalışmaları ile ilgili belgelerde ve doktrinde konuya ilişkin bir açıklamaya rastlanılmamaktadır.
 
Bu nedenle, sorunun artırımının niteliği ve metnin yazımında seçilen ifadelerden hareketle çözümlenmesi gerekmektedir.
 
TCK.nun 29. maddesi, cezaların artırılması ve eksiltilmesindeki ilkeleri belirlemekte olup bunların fiile bağlı ve şahsa bağlı sebepler olarak iki grupta toplanabileceği, önce fiile bağlı, sonra da şahsa bağlı sebeplerin nazara alınacağı ve uygulama sırasında takip edilecek sıranın, suçlunun en lehine Sonuç verecek şekilde düzenlenip uygulanacağı 14.12.1955 tarih ve 19/28 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ışığında saptanabilmektedir.
 
Önödemede bulunulmamasından kaynaklanan artırımın fiile bağlı bir artırım sebebi olmadığında kuşku duyulamayacağı gibi kusursuzluk, zaruret hali, kaza gibi sebeplere dayanan beraat etme düşüncesiyle önödemede bulunulmaması hali de gözetildiğinde şahsa bağlı artırımın sebebi sayılması da olanaklı değildir. Nitekim doktrinde bu artırımın Ceza Hukuku ilkelerine uygun düşmediğine işaret olunmaktadır.
 
Söz konusu fıkrada, suç sabit olduğu takdirde (tayin olunacak ceza) denilmiş olup (temel ceza) veya (ceza)nın artırılacağından söz edilmemesi, kendisinden önce ve sonra uygulanabilecek artırım ve indirim sebeplerinin bulunması halinde ancak bunların uygulanmasıyla tayin olunan ceza belirlenebilmesi gözetildiğinde, TCK.nun 29. maddesi kapsamında bir artırım nedeni sayılması, (tayin olunacak ceza) belirlemesi ile uygunluk göstermemektedir.
 
Diğer taraftan, artırımın uygulanan maddedeki (yukarı haddi geçmemek) şartına bağlanması, TCK.nun 29. maddesinin artırım ve indirim sebeplerinin uygulanma şartlarını ve Sonuçtaki ceza göstermesi itibariyle bu madde ile bağdaşmamaktadır.
 
Açıklanan sebepler, TCK.nun 119/4. maddesi ve fıkrasındaki artırım hükmünün bu Kanunun 29. maddesi kapsamında kabulünün mümkün olmadığını ve fıkranın yazılışındaki ifadeler ve belirlemeler itibariyle artırımın Sonuç ceza üzerinden yapılmasını öngördüğünü ortaya koyduğu gibi artırımın bu şekilde yapılması Sonuç itibariyle sanık yararına da bulunduğundan, Yüksek Ceza Genel Kurulu çoğunluğunun direnme kararının (1) no.lu bendinin bozulmasına ilişkin düşüncesine katılmıyorum." düşüncesiyle,
 
Bir kısım kurul üyeleri de "Yerel Mahkemece gösterilen gerekçeye göre haklı nedenlere dayanan direnme hükmünün onanması gerektiği" görüşüyle, karşı oy kullanmışlardır.
 
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün (BOZULMASINA), 7.12.1999 günü, tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak (1). nedende oyçokluğu, (2). nedende ise oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini