 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/7-115
Karar no: 1999/126
T: 18.05.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
1567 sayılı Yasaya muhalefet suçundan sanık T... İpek Sanayii ve Ticaret Limited Şirketinin beraatine ilişkin İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 3.6.1998 gün ve 861/378 sayılı karar, katılan vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesince 23.10.1997 gün ve 8000/8366 sayı ile;
"İthalatlarla ilgili belgeler, giriş beyannameleri, faturalar celp edilerek ithalatlara dair yapılan döviz transferleri,ne mal geldiği,gelen malın bildirilen değeri ile uyumlu olup olmadığı, faturalarla beyan edilen değerler arasında fark olup olmadığı araştırılıp değer farkının varlığının tespiti halinde sanık tüzel kişinin yurt dışına transfer ettirdiği anılan ithalatlara ilişkin ödenen mal bedelleri dışında, tespit edilen değer farkının ihracatçı firmalar adına açıktan çek, senet veya havale yolu ile mal bedeli olarak döviz ödemesinde bulunup bulunmadığı araştırılıp, gerektiğinde sahtecilik ve kaçakçılıktan mevcut davaların sonucunun da beklenilerek karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise, 4.3.1999 gün ve 672/57 sayı ile;
"Gümrük ve Hazine Başkontrolörlerinin raporlarından anlaşıldığına göre; sanık şirketin, ithalat sırasında düşük bedelli sahte fatura kullanması sonucu aradaki farkı ihracatçı karşı firmaya ne şekilde gönderdiğine veya gönderip göndermediğine dair hiç bir belge elde edilemediği anlaşılmaktadır. Kontrolörlerin ulaştığı kanı varsayıma dayanmaktadır. Zira; aradaki fark, mal karşılığı ödenmiş olabileceği gibi, yaptığı ihracat bedelinden de karşılanması mümkündür. Bu durumda sanık şirketin şüpheden yararlanması gerekir.
Kontrolör raporlarına göre, ithalat işleminin mal mukabili olduğu saptanmıştır. Mal mukabili ithalatlarda bedelin önceden gönderilmesi söz konusu değildir. 32/5 sayılı tebliğin 32/15 sayılı tebliğ ile değişik 29/2. maddesine göre; mal bedelinin fiili ithalden sonra ödenecek ithalat işleminin takibinin yapılamayacağı hükmü getirilmiştir. Şirketin işlemi bu nedenle de takip edilemez.
Yine raporlara göre, sanık şirket gerçek fatura kullanmış olsa idi; 16/07/1993 gün ve 4316 sayılı gümrük giriş beyannamesi ile 36 650 USD.lik, 17/03/1994 gün ve 1886 sayılı giriş beyannamesi ile 12.168 USD.lik olmak üzere toplam 48.818 USD.lik mal ithal edilmiş olması gerekirdi. 50.000 USD.nin altında olan bu miktar, 32/5 sayılı tebliğin 31. maddesine göre terkin kapsamında bulunduğundan, işlem hakkında, bu durumda da takibat yapılamaz." biçimindeki gerekçe ile önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararın da, katılan vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının onama isteyen 8.4.1999 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen dosyaya göre; Sanık şirketin beraatine ilişkin Yerel Mahkeme kararı,Özel Dairece yukarda açıklanan nedenlerle bozulmuş, Yerel Mahkeme eski hükmünde direnirken sanığın eylemi sonucu ithal edilmiş olması gereken miktarların toplamının 50.000 Amerikan Dolarının altında olup 32/5 sayılı tebliğin 31.maddesine göre terkin kapsamında olduğundan sanık şirket hakkında takibat yapılamayacağını,keza şirketin işleminin 32/5 sayılı tebliğin 32/15 sayılı tebliğ ile değişik 29/2.maddesi uyarınca da takip edilemeyeceğini ilk kez tartışıp, yeni ve değişik gerekçelere dayanmıştır.
Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamasına göre bir kararın direnme kararı olarak kabul edilebilmesi için önceki kararla direnmeye ilişkin kararın aynı olması gerekir.
Bozmadan sonra yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan kanıtlara, yeni
ve değişik açıklama ve gerekçeye dayanılarak verilen karar, özde direnme kararı olmayıp yeni bir karardır. Bu nitelikteki bir kararın temyiz edilmesi halinde incelemenin Özel Dairece yapılması gerekir.
Özel Dairenin görüşü bellidir. Tekrar inceleme yapmasının davayı uzatacağı gibi bir görüş ileri sürülemez. Çünkü Özel Dairenin görüşünde her zaman değişiklik olabileceği gibi davaların uzamasını önlemek amacıyla da olsa Yargılama Yasasının buyurucu nitelikteki hükümleri gözardı edilemez.
İncelenen dosyada, direnme kararına dayanak yapılan ve ilk kez tartışılan hususlar ile yeni ve değişik açıklamalar Özel Dairece denetlenmemiş bu husustaki görüşü kararda yer almamıştır. Özel Dairece incelenmeyen bir hususun doğrudan doğruya ve ilk defa Ceza Genel Kurulunca incelenmesi olanaksız olduğundan saptanan eylemli uyma nedeniyle dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkemenin son kararı bozmaya eylemli uyma niteliğinde olduğundan dosyanın, temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine 18.5.1999 günü oybirliği ile karar verildi.