Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/6-47
Karar no: 1999/79
T:  27.04.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Dolandırıcılık suçundan sanık Şakir G...'in TCY.nın 503/1, 522, 59 ve 81/1 maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay 10 gün hapis 234.451.388 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesince 27.3.1998 gün ve 54/168 sayı ile verilen hükmün; sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen 6.Ceza Dairesince 28.9.1998 gün ve 8168/8313 sayı ile;
"1- Sanığın, müdahile satmak istediği evin kime ait olduğu, kayınpederine ait ise, satıştan vazgeçip geçmediği hususu araştırılıp, saptandıktan sonra sanığın hukuki durumunun taktir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
Tekerrüre esas alınan önceki hükümlülükteki içtima çözülüp en ağır ceza dikkate alınarak, TCY.nın 81/1-3 maddesinin buna göre tatbiki yerine, yazılı şekilde uygulama yapılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini" isabetsizliğinden buzulmuştur.
Yerel Mahkemece 3.12.1998 gün ve 974/909 sayı ile;
(2) nolu bozma nedenine uyulmuş; (1) nolu bozma nedenine karşı ise;
"sanığın katılandan aldığı parayı vermediği; karşılığında araba vereceğini söyleyip bir takım işlemler yaparak, onu hataya düşürüp haksız çıkar sağladığı" gerekçesi ile önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararında sanık tarafından temyizi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 2.3.1999 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu gereği konuşulup düşünüldü;
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın dolandırıcılık suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık soruşturmasının genişletilmesine gerek bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Katılan Cemile Parsibey aşamalarda; ev almak için emlakçılık yapan sanığa başvurduklarını, anlaşıp 180 milyon lira kapora verdiklerini, ertesi gün sanığın kendisini arayarak ev sahibinin vazgeçtiğini evi veremeyeceğini, parayı da kullandığını, elinde temiz bir araba olduğunu onu verebileceğini, arabanın iki-üç gün sonra geleceğini söylediğini, verdikleri parayı kurtarmak için bu öneriyi kabul ettiklerini, Noterlikten resmi satış işlemlerinin yapıldığını ancak aracın bir türlü teslim edilmediğini, Trafik Tescil Müdürlüğüne başvurduğunda aracın bir başka kişiye devrinin yapıldığının saptandığını, sanığın kendilerini dolandırdığını beyan etmiştir.
Sanık kollukta, katılana ev satış işini doğrulayarak, katılanın evin parasını ödeyemediğini, kapora olarak verdiği 180 milyon lirayı istediğini, zor durumda olduğu için parayı ödeyemediğini, borcuna karşılık Lütfi Erten adına tescilli otoyu katılana satmaya karar verdiğini, otonun nerede olduğunu bilmediğini,ruhsatının da bulunmadığını, Trafikten yeni ruhsat çıkararak satışı yaptığını,amacının zaman kazanmak olduğunu, aracı ikinci kez Emre Kutlu isimli şahsa sattığını,
Sulh Ceza Mahkemesinde aracı katılana rehin olarak verdiğini, dolandırıcılık kastının olmadığını,
Duruşmada ise kolluktaki beyanına benzer şekilde savunma yaparak, katılanın evi almaktan vazgeçtiğini savunmuştur.
Tanık Emre Kutlu; belirtilen otoyu, Özcan Oto Galeriden aldığını, resmi satış işleminin yapılmadığını, daha sonra sanık Şakir tarafından aracın kendisine resmi olarak satıldığını, aynı aracın sanık tarafından bir başka kişiye daha satıldığını öğrendiğini beyan etmiş, tanıklar Burhan Özcan ve M.Ali Yanıkören'de aracın satışıyla ilgili benzer bilgiler vermişlerdir.
Tanık Lütfi Erten, suça konu otoyu 3 yıl önce haricen sattığını, aracı bulamadığı için resmi satış işlemlerini yaptıramadığını, aracı bağlatmak için sanık Şakir G...'e vekalet verdiğini, bu şahsın arabayı önce Cemile isimli bayana, sonra Emre Kutlu'ya sattığını duyduğunu, vekaletnamenin işlerin halledilmesi için verildiğini söylemiştir.
Katılan tanığı Ekrem Parsibey; sanık ile ev pazarlığını yaptıklarını, 185 milyon lira kapora verdiklerini, sanığın kendilerini 12.12.1996 tarihine kadar oyaladığını, 17 Aralıkta kayınpederinin evi bir başkasına sattığını söylediğini, parayı istediklerinde harcadığını, elinde temiz bir araba olduğunu onu verebileceğini söylediğini, parayı kurtarmak için razı olduğunu, masraflar için 25 milyon lira verdiğini, aracın 27.12.1996 tarihinde eşine satıldığını, sanığın arabayı satarken aracın Eskişehir'de olduğunu, telefonla getirebileceğini söylediğini, aracın 10 gün sonra ikinci kez Emre Kutlu'ya satıldığını beyan etmiş, tanıklar İbrahim Palabıyık ve Levent Erbey de aracın satışı ile ilgili benzer bilgiler vermiştir.
26 FA 278 plakalı otonun 17.12.1996 tarihinde Cemile Parsibey'e, yine aynı aracın 27.12.1996 günü Emre Kutlu'ya satıldığı ve Emre Kutlu adına tescil edildiği, her iki satış işleminin de sanık tarafından gerçekleştirildiği, incelenen  belgelerden anlaşılmıştır.
TCY.nın 503. maddesinde yazılı dolandırıcılık suçu, bir kimseyi kandırıcı nitelikteki hile ve desiselerle yanıltıp, kendisine veya başkasına çıkar sağlamakla oluşur.
İncelenen dosyada sanık ve katılan arasında 680.000.000 lira bedelle ev pazarlığı yapılmış, sanığa 180 milyon lira kapora verilmiştir. Katılan ve eşinin birbirleriyle uyumlu ve tutarlı anlatımlarında da belirtildiği gibi; sanık evin resmi işlemlerini yapmamak üzere mağduru sürekli oyalamış, ısrarlar üzerine ise evin satışını veremeyeceğini belirterek, alınan paraya karşılık başkasına ait aracı satmış, bu aracı da teslim etmeyerek 10 gün sonra bir başkasına satmıştır;esasen sanık sattığı aracı kendisi dahi görmemiştir. Mağdur tarafın beyanlarının tutarlı olmasına rağmen sanığın savunmaları çelişkilidir. Sanık kollukta, "mağdur evin parasını ödeyemeyince, ödediği kaporayı istedi", Sulh Ceza Mahkemesinde,"aracı rehin olarak verdiği" duruşmada ise "şikayetçinin evi almaktan vazgeçtiğini" belirterek, dosya kapsamıyla bağdaşmayan beyanlarda bulunmuş olup savunmasına itibar edilmesi olanaksızdır; tüm bu olgular birlikte değerlendirildiğinde sanığın baştan beri mağduru dolandırmak kastıyla (eylem öncesi kast) hareket ettiği, toplanan kanıtların hüküm vermeye yeterli olduğu, satılmak istenen evin kime ait olduğunun saptanmasına ve satıştan vazgeçip geçmediği konularının araştırılmasına gerek bulunmadığı, tutarlı iddia, tanık anlatımları, sanığın beyan ve savunmalarıyla olayın yeterli derecede aydınlandığı anlaşıldığından direnme kararı yerinde olup, uyulan kısmın incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Başkanı ve bir kısım üyeler;
"Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; sanığın mağduru kandıracak nitelikte söz ve davranışlarda bulunması gerekir. Suçun maddi unsuru olan bu tür söz ve davranışlar mağduru yanıltmalı, onu kendi mal varlığı aleyhine bir işlemde bulunmaya yöneltmeli, sanık bu işlem (kandırıcı nitelikteki fiil hareketler) sonucu kendine veya başkalarına çıkar sağlamalı, başka bir anlatımla elde olunan menfaatlerle kullanılan hile ve sanialar arasında bir nedensellik bağı bulunmalı,mağdur menfaat temin edilmesinden önce yanıltılmalıdır. Bu itibarla esasen elde edilmiş bir menfaati meşrulaştırmak için hile ve sanialar kullanılması halinde dolandırıcılık suçu oluşmaz. (S.Dönmezer, Mala Karşı Cürümler sh.426; A.P.Gözübüyük, Türk Ceza Kanunu Şerhi sh. 627, F.Erem, TCK. Şerhi Cilt 3, sh., 2435 vd.,S.Selçuk, Dolandırıcılık Cürmünün kimi suçlardan ayrımı, sh.  21 vd.).
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; birinci olay mağdura evin satılması ve daha sonra bu satıştan vazgeçilmesi; ikinci olay ise verilen kaporaya karşılık otonun önce şikayetçiye daha sonra bir başka kişiye satılmasıdır; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun (26.6.1995 gün ve 197/227, 7.12.1987 gün ve 495/587) sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, önceden doğmuş bir borçtan dolayı sanığın, mağdura karşı hile ve desiseler kullanıp yüklendiği edimini yerine getirmemesi, menfaatin daha önceden elde edilmesi nedeniyle dolandırıcılık suçunu oluşturmaz, dolandırıcılık suçu ancak ilk olayda, sanığın ev satışından önce mağduru kandıracak söz ve davranışlarda bulunmak suretiyle onu yanıltması ve bunun sonucunda haksız menfaat elde etmesi halinde sözkonusu olabilir. Dosyada bu yöne ilişkin yeterli bilgi bulunmaktadır. Bu nedenlerden dolayı satılmak istenilen evin kime ait olduğu, sanığa evi satış yetkisinin verilip verilmediği, savunmada belirtildiği gibi bu evin kayınpederi tarafından bir başkasına satılıp satılmadığı araştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayini gerekir" gerekçeleriyle Yerel Mahkeme kararının bozulması yönünde oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; soruşturmanın genişletilmesine gerek bulunmadığına ilişkin direnme kararının isabetli olduğuna;
Sanık hakkında uyulan kısım ve hükmün sair yönleri incelenmek üzere dosyanın 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine,13.4.1999 günü yapılan 1. müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından, 27.4.1999 günü isteme aykırı olarak oyçokluğuyla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini