 |
T.C
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/6-319
Karar no: 2000/23
T: 15.02.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Hırsızlık suçlarından sanık Ömer A...'nın değişik aşamalardan sonra TCY.nın 493/1, 522, 59. maddeleri uyarınca 13 kez ve TCY.nın 494/1, 522, 59, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri gereğince toplam 3 yıl 122 ay hapis, 160.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Bakırköy 6.Asliye Ceza Mahkemesince verilen 28.12.1998 gün ve 1057/1572 sayılı hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6.Ceza Dairesi 14.6.1999 gün ve 4047/3850 sayı ile;
"Müşteki Can A...'a karşı vaki eylemde, koşulları oluşmadığı halde TCK.nun 494/1. maddesinin tatbiki ve müşteki Erol İ...'e yönelik eylemle ilgili olarak kurulan hükümde, TCK.nun 59.maddesinin uygulanması sırasında hesap hatası sonucu eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Müşteki Hikmet Ş...'a karşı eylemde, teybi satın alan Erol K...'nun zararının karşılanıp
karşılanmadığı araştırılarak, sonucuna göre TCK.nun 523. maddesinin uygulanması olanağının tartışılmaması,
2- Sanığın birleştirilen 1997/290, 291, 292, 293, 294, 296, 297, 298,299, 300 ve 301 esas sayılı dosyalara konu hırsızlık suçlarını işlediğine dair, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, bu suçlardan mahkûmiyet kararı verilmesi" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme 3.11.1999 gün ve 1092-1203 sayı ile;
“Sanık çaldığı teypleri, çaldığı otomobille Edirne'ye götürmüş, orada bırakarak geri dönmüş, teypler beraet eden Erol K...'nun ihbarı üzerine Tahir K..'un tamirci dükkanında bulunmuştur. Sanık İstanbul'da çaldığı otomobil ve iki teyple yakalanmıştır.
Sanığın hazırlıktaki ikrarı elde edilen teypler ile teyit edilmiş olup bağlayıcıdır. Sanık, tamirci olduğunu, bu teypleri satın aldığını sonradan savunmuşsa da teypleri aldığı 13 kişiyi tanımaması, aldığı işyerini hatırlamaması ve İstanbul'da satması daha kolay olduğu halde Edirne'ye götürüp satması hayatın olağan akışına aykırıdır.
Deliller aynı olduğu halde şikayetçi Hikmet Ş...'ın teybini tanıması nedeniyle bu suçtan mahkûmiyetine, diğer çalıntı teyplerin sahipleri bulunamadı diye bu suçlardan beraetine karar verilmesi ikrarın bölünmesi olup mümkün değildir. Teyplerin Erol K... tarafından satın alındığı kuşkusuzdur. Polise ihbar eden bu şahıs olup zararının karşılanıp karşılanmadığının tartışılmasına gerek yoktur.
Hırsızlık malı teypler, bir ihbar sonucu yakalanmış olup iradi bir teslim olmadığından TCY.nın 523. maddesi uygulanmamıştır.” gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekilleri tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının “bozma” istemli 8.12.1999 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın hırsızlık suçlarından cezalandırılmasına karar verilen olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık sanığın mahkûmiyetine karar verilen 1997/257 esas sayılı dosyada TCY.nın 523. maddesinin uygulanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve birleştirilen 1997/290, 291, 292, 293, 294, 296, 297, 298, 299, 300 ve 301 esas sayılı dosyalarda suçların sübuta erip ermediğine ilişkindir.
Ceza Yasasının 523. maddesi; tazmin esasına dayalı olup mağdurun zararının giderilmesi
halinde, maddede belirtilen oranlarda cezanın indirilmesine ilişkindir. Malın iadesi veya tazminin sanık ya da üçüncü kişiler tarafından yapılması sonuca etkili değildir. İade veya tazminin bilerek, isteyerek yapılması gerekir . Amaç mağdurun zararının karşılanması olmakla beraber çalınan eşyanın birkaç el değiştirmesi halinde bu malı bedelini ödeyerek alan kişilerin de zararlarının karşılanması zorunludur. Bu fiilden dolayı zarar gören kalmamalıdır.
Somut olayda; beraet eden sanık Erol K...'nun telefonla yaptığı ihbar üzerine, radyo tamircisi Tahir K...'un dükkanında yapılan aramada çok sayıda oto teybi bulunmuştur. Tahir K..., bu teypleri Erol K...'nun getirip, “bir arkadaşım var o getirdi, satmamı söyledi, tamir et satacağım” dediğini, hırsızlık malı olduğunu bilmediğini söylemiştir.
Erol K... ise, karakolda alınan ifadesinde berber olan Bilen S... 'nın “oto teybi getirsem satarmısın” demesi üzerine satmak için kabul ettiğini, hırsızlık malı olduğunu bilmediğini, getirilen teypleri aldığını, altı milyon lira verdiğini, duruşmada ise hırsızlık malı teyp satın almadığını, teyplerin satılmak istendiğini görünce durumu polislere bildirdiğini beyan etmiş hakkındaki beraet kararı kesinleşmiştir.
Sanık Bilen S... oto teybi alıp alamayacağını sorduğu Erol K...'nun birkaç tane getirirsen alırım demesi üzerine teyp çaldığını öğrendiği sanık Ömer A...'dan istediğini, onun getirdiği 11 adet teybi İstanbul'dan Edirne'ye götürdüklerini, Erol'a çalıntı olduğunu söylemediklerini karakoldaki ifadesinde bildirmiştir. Duruşmada ise Ömer'in getirdiği teybin hırsızlık malı olduğunu bilmediğini, teypleri Erol'a verdiklerini ve henüz parasını almadıklarını savunmuştur.
Sanık, karakolda ve yer gösterme sırasında alınan ifadelerinde, Bilen S...'nın oto teybi istemesi üzerine pazar yerine gittiğini, kapısı kilitli olan şikayetçi Hikmet Ş...'a ait otomobilin kapısını ıspatula ile açtığını, teybini çaldığını, diğer teyplerle birlikte Edirne'ye götürüp Erol'a sattığını, altı milyon lira aldığını söylerken sulh ceza hakimliğinde ve duruşmada yüklenen suçu inkar etmiştir.
Şikayetçi Hikmet Ş... ise, otosunu park ederek kapılarını kilitlediğini, bir saat sonra döndüğünde otonun teybini bulamadığını söylemiş, gösterilen teypler içinde kendi teybini tanıyıp teslim almıştır.
Açıklandığı üzere, suça konu olan teyp, diğer çalıntı oto teypleri ile birlikte Edirne'de Tahir K...'un tamirci dükkanında bulunmuştur. Yapılan araştırma sonunda teypleri getirdiği saptanan sanık İstanbul'da yakalanmıştır. Diğer bir anlatımla çalıntı teypler sanık yakalanmadan önce ve sanığın yardımı olmaksızın bulunmuştur. Sanık, çaldığı teyplerin kime ait olduğunu bildirmemiş, yakınan çalınan teypler arasında teybini tanıyınca olay ortaya çıkmıştır.
Öte yandan, Özel Daire bozma kararında teybi satın alan Erol'un zararının giderilip giderilmediğinin araştırılması gerektiği belirtilmişse de, Erol K... duruşmada alınan ifadesinde hırsızlık malı teybi satın almadığını, teyp satmak isteyenleri görünce tanıdığı polislere haber verdiğini söylemiştir. Teyp satın almadığını söyleyen bir kimsenin zararının karşılanıp karşılanmadığının sorulması ve bu konuda araştırma yapılması sağlıklı bir sonuç doğurmayacaktır. Kaldı ki, dosyada mevcut tutanaklara göre Tahir K...'un dükkanında çalıntı teypler olduğunu ihbar eden Erol K... olup teybi satın aldıktan, para verdikten sonra kolluk kuvvetlerine ihbarda bulunması ve tamirciye bıraktığı teybe el konulmasını istemesi de hayatın olağan akışına aykırıdır. Beraet eden sanık Erol K...'nun teyp satın almadığına ilişkin beyanı, teyplerin getirilmesi sırasında sanık Ömer A...'nın yanında bulunan Bilen Şabanyalı tarafından da doğrulandığı gibi tanık Tahir K... da anlatımında teypleri getiren Erol'un, “bu teyplerin bir arkadaşına ait olduğunu satılması için getirdiğini” söylediğini bildirmiştir. Bu nedenlerle Erol K...'nun zararının karşılanıp karşılanmadığının araştırılmasına gerek bulunmadığından bu yöne ilişen direnme kararı isabetlidir.
Asıl dosya ile birleştirilen ve mahkemenin 1997/290, 291, 292, 293, 294, 296, 297, 298, 299, 300 ve 301 esas sayılı dosyalarında, sanık tarafından çalınan oto teypleri bulunmuş ancak sahiplerine ulaşılamamıştır. 1981 yılından beri çeşitli tarihlerde işlediği hırsızlık suçlarından sabıkalı olan sanık, inceleme konusu hırsızlık suçlarına ilişkin dosyalardaki ifadelerinde, hırsızlık yaptığı otoların marka ve modellerini, araçların bulundukları yerleri, çaldığı teyblerin markalarını bildirmiştir . Bunları ne şekilde çaldığını ayrıntılarıyla anlatmış ve sanığın göstermesi üzerine olay yerlerine gidilip “yer gösterme tutanakları” düzenlenmiştir.
Sanık, çaldığı oto teyplerini yine çaldığı otomobilin bağajında biriktirmiş, Edirne'ye satmaya getirmiş, bırakarak geri İstanbul'a dönmüş, İstanbul'da yakalandığında kullandığı çalıntı otomobilde yine çalınmış oto teypleri bulunmuştur.
Sanık, hakim huzurundaki sorgusunda suçu inkar etmiş ve teypleri Tahtakale'den satın aldığını savunmuşsa da bu savunmasına itibar edilmemiştir. Zira, sanığın arkadaşı olan Bilen Şabanyalı, “otolardan teyp çaldığını bildiği sanığa, teypleri Edirne'de satabileceklerini söylediğini, temin ederim diyerek getirdiği teypleri Edirne'ye götürdüklerini, çalıntı olduğunu bildiğini” söylemiştir. Sanık, Bilen S...'nın Edirne'de satabileceklerini söylemesi üzerine, otomobillerin kapılarını ıspatula ile açarak suça konu teypleri çalmış ve biriktirmiştir.
Sanığın hazırlık soruşturmasındaki ikrarı ele geçen oto teypleri ile doğrulanmıştır. Satın alındığına ilişkin herhangi bir kanıt olmadığı gibi, teyplerin bazıları arızalı olup bozuk olan bu teyplerin satın alındıktan sonra İstanbul'da onarım ve satımı daha kolay olduğu halde onarım için Edirne'ye götürülmesi ve orada satılmaya çalışılması da hayatın olağan akışına uygun değildir. Ayrıca ele geçen teyplerden bir tanesinin sahibi bulunmuş ve sanık bu suçtan da cezalandırılmıştır.
24.2.1997 günlü doktor raporunda, sanıkta darp ve cebir izine rastlanmadığı belirtilmiştir. Ayrıca, teyp sahipleri karakola müracaat etmemişler ve bu nedenle suça konu teypler bulunmadan önce bir soruşturmaya başlanmamış olup kolluk kuvvetlerinin olaylardan haberi yoktur. İhbar üzerine teyplerin bulunması ve sanığın yakalanması ile olaylar ortaya çıkmış ve sanığın yüklenen suçları işlediği tüm dosya kapsamı ile sabit olmuştur. Bu nedenle direnme kararı doğrudur.
Özel Dairenin 14.6.1999 gün ve 4047/3850 sayılı kararında “sanığın yakınıcı Can Arcan'a ait otomobilin kapısını ıspatula ile açarak otomobili çalmaktan TCY.nın 494/1, 522, 59, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri ile cezalandırılmasına ilişkin hüküm, koşulları oluşmadığı halde 494/1. maddenin uygulanması ve yakınıcı Erol İpin'in otomobilinin aynı yöntemle çalınması nedeniyle 493/1, 522, 59. maddelerle yapılan uygulama sırasında cezanın eksik tayini nedenleriyle”, aleyhe temyiz olmadığından eleştiri yapılmakla yetinilmiş, bu suçlara ilişkin hükümlerin onanmasına karar verilmemiştir. Bu eksikliğin giderilmesi ve Özel Dairece, Ceza Genel Kurulunca sübutu kabul edilen olaylarda suç vasfı yönünden görüş bildirilmediğinden bu hususun incelenmesi için dosyanın 6.Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım kurul üyeleri, “dosya kapsamına , bozma kararında gösterilen haklı nedenlere göre, direnme hükmünün bozulması gerektiği” görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme kararının doğru olduğuna, eksikliklerin giderilmesi ve suç vasıflarının tayini yönünden inceleme yapılmak üzere dosyanın 6.Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 1.2.2000 günü yapılan birinci müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından 15.02.2000 günlü 2. müzakerede tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak oyçokluğuyla karar verildi.