 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E:1999/6-303
K:1999/310
T:14.12.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TEBLİGAT YASASINA AYKIRILIK
İDDİANAMENİN NİTELİĞİ
KARAR ÖZETİ:Suç bölümünde iddianamede yazılan "Tebligat Yasasına aykırı davranış" suçunun ne şekilde, nasıl işlendiği açıklanmaksızın 'fezlekede izah edildiği gibi" diyerek eylemlerin anlatılmaması, fezlekeye yollama yapılmasıyla yetinilmesi, olay ve suçun yasal unsurlarının açıklanmaması suretiyle "savunma hakkının kısıtlanması" CYY. nın 163 ve hükmün konusu olayların belirtilmemesi de 150 ve 257 maddelere aykırıdır.
(1412 s. CMUK. m. 150, 163, 257)
Tebligat Yasasına aykırı davranmak suçundan sanık Savaş'ın değişen suç vasfına göre TCY. nın 342/2, 81/1, 59. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına ve fer'i ceza tayinine ilişkin (Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesi)nce verilen 6.10.1998 gün ve 96/69 sayılı hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesi 30.12.1998 gün ve 11403/12648 sayı ile;
1- Oluşa, dosya içeriğine ve mevcut delillere göre sanığın eyleminin TCY. nın 345. maddesi ile 7201 sayılı Yasanın 55/3 ve TCK. nun 80. maddesine uyduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Sabıkasız olan sanık hakkında TCK. nun 81. maddesinin uygulanması" isabetsizliğinden bozmuştur.
Yerel Mahkeme 4.2.1999 gün ve 14/12 sayı ile (2) nolu bozmaya uymuş (1) nolu bozmaya ise, "Davanın tarafı olmadığı halde dava dilekçesini ve kararı almakla davanın Sonuçlanmasını sağlayan sanığın eylemi, TCY. nın 342/2. maddesine uygun tek bir suç oluşturmaktadır. Kararın temyiz edilmeyeceğine ilişkin dilekçe ise özel evrak olup henüz kullanılmadığından suç oluşmamıştır." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde istenilmiştir. Dosya Yargıtay C. Başsavcılığının "bozma" istemli 23.11.1999 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, Ceza Genel Kurulunda duruşmalı inceleme yapılacağına dair yasal bir hüküm bulunmadığından sanık vekilinin duruşma isteminin reddi ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra gereği konuşulup düşünüldü.
Sanığın TCY.nın 342/2, 59. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık suç vasfının tayinine ilişkindir.
Esasın görüşülmesine geçilmeden önce, sanık hakkında mahkümiyet hükmü kurulan ve bozma konusu yapılan eylemden dolayı usulüne uygun şekilde kamu davası açılıp açılmadığının Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27/1. maddesi uyarınca "ön sorun" olarak ele alınıp öncelikle bu hususun incelenmesine karar verilmiştir.
CMUY.nın 163. maddesi uyarınca iddianamede "sanığın açık kimliği, isnat olunan suçun neden ibaret olduğu, suçun kanuni unsurlarıyla uygulanması gereken kanun maddeleri, deliller ve duruşmanın yapılacağı mahkeme" gösterilecektir. Aynı Yasanın 150. maddesinde "tahkikat ve hüküm yalnız iddianamede beyan olunan suça ve zan altına alınan şahıslara hasredilir" hükmü yer almaktadır. 257. maddeye göre de, hükmün konusu, "duruşmanın sonucuna göre iddianemede gösterilen fiilden ibarettir. Fiili takdirde mahkeme, iddia ve müdafaalarla bağlı değildir.
Bu hükümlerde belirtildiği gibi, hükmün konusu iddianamede gösterilen eylemdir. İddianamede açıklanan fiilin dışına çıkılarak dava konusu yapılmayan bir eylem nedeniyle yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması yasaya aykırıdır. Bu nedenle iddianamenin ayrıntılı olması, sanığa yüklenen fiilin/fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir duraksamaya meydan vermeyecek şekilde açıklanması zorunludur. Sanık; sorgusundan önce iddianame okunduğunda üzerine atılı suçun ne olduğunu anlamalı ve buna göre savunmasını yapabilmeli, kanıtlarını sunmalıdır. Yüklenen suç belirsiz olmamalı açık ve net olarak belirlenmeli, savunma hakkı kısıtlanmamalıdır.
İncelenen dosyada, sanık hakkında düzenlenen Zonguldak C. Başsavcılığının 20.5.1998 tarihli iddianamesinde, sanığın beraatine kararı verilen ve temyiz edilmemesi nedeniyle kesinleştiği anlaşılan, "hakime havale ettirilen kararın temyiz edilemeyeceğine ilişkin sahte imzalı dilekçenin yazı işleri müdürüne verilmesi ve bu suretle resmi evrakta sahtekarlık yapmaya kalkışma suçundan" bahsedilmiş, bunun yanında suç bölümünde yer alan "Tebligat Yasasına aykırı davranmak" suçunun ne şekilde, nasıl işlendiği hususunda hiçbir açıklamada bulunulmamıştır. *Fezlekede izah edildiği gibi" denilmekle yetinilmiş sanığa yüklenen ve suç oluşturduğu iddia olunan eylemleri anlatılmamıştır. Ağır Ceza ve Asliye Ceza Mahkemelerinde açılan davalarda fezlekeye yollamada bulunulması yeterli olmayıp olay ve suçun kanuni unsurları açıklanmalıdır. Bu nedenle mevcut iddianın CMUY.nın 163. maddesine uygun bulunduğundan söz etmeye olanak yoktur. İddianamede sanığa yüklenen suç anlatılmayarak savunma hakkı kısıtlandığı gibi CMUY.nın 150 ve 257. maddelerine aykırı olarak hükmün konusu olan olaylar da belirtilmemiştir. Yerel Mahkeme direnme hükmünün öncelikle bu usuli nedenden dolayı bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Sair yönleri incelenmeyen Yerel Mahkeme direnme hükmünün tebliğnamedeki görüşten farklı gerekçeyle ve yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan üsuli nedenle (BOZULMASINA), 14.12.1999 günü oybirliği ile karar verildi.