 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/6-3
Karar no: 1999/16
T: 09.02.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanıklar Ali Nafi Ö... ve Nevin C...'ın beraatlerine ilişkin Ankara 7.Ağır Ceza Mahkemesince 25.12.1997 gün ve 179/246 sayı ile verilen karar katılan vekilinin her iki sanık yönünden temyizi üzerine dosyayı inceleyen 6.Ceza Dairesince 15.12.1998 gün ve 11645/11655 sayı ile;
"Tefhimle hükmün esasını teşkil eden kısa kararın yazılı olduğu oturuma zabıt katibi Sema Ekici katıldığı halde, gerekçeli kararda zabıt katibi olarak Neziha Tokgöz'ün gösterilmesi suretiyle, CMUK.nun 265. maddesine muhalefet edilmesi" isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı 11.1.1999 gün ve 23232 sayı ile;
"CYUY.nın 264. maddesinde duruşma için tutanak tutulacağı, tutanağın mahkeme başkanı ve tutanak yazıcısı tarafından imzalanacağı belirtilmiş, aynı yasanın 265. maddesinin 2. bendinde de duruşma tutanağında diğer hususlar yanında "tutanak yazıcısının adının da tutanak başlığında yazılacağı hükme bağlanmıştır.
Buyurucu olan bu usul kuralları karşısında duruşmaya katılan tutanak yazıcısının kim olduğunun denetlenmesi bakımından ad ve soyadının tutanağa yazılması zorunlu tutulmuştur.
Diğer taraftan, hüküm fıkrasında bulunması gereken hususları belirten CYUY.nın 268. maddesinde "hükmün gerekçesi tamamiyle tutanağa derç edilmemişse tefhimden üç gün içinde dava dosyasına raptolunur.
Hüküm ve kararlar buna iştirak eden hakimler tarafından imzalanır" denilmekdedir.
Görüldüğü gibi tefhim edilmekle hükmün esasını oluşturan kısa kararın CYUY.nın 261 ve 268. maddeleri uyarınca Yargıç ve tutanak yazıcısı tarafından imzalanması gereklidir. Sonradan yazılan gerekçeli kararın kısa karara katılan tutanak yazıcısı tarafından imzalanması ise kanımızca zorunlu değildir.
Duruşmanın aşama ve akışını gösteren duruşma tutanağının tutulmasındaki amaç; ceza yargılaması işlemlerinin belgelendirilmesi suretiyle onlara belge kanıtı değerinin tanınmasıdır.Tutanakların değiştirilmesini önlemek ve onlara güven duyulmasını sağlamak için yargıç ve tutanak yazıcısı tarafından imzalanmaktadır.
Yargılama görevini yapmada tutanak düzenlemek suretiyle yargıcın yardımcısı olan tutanak yazıcıları değişebilir. Bu durumda her birisi kendisinin tuttuğu tutanağı imzalayacaktır. Duruşma hakkında yasal kurallara uyulup uyulmadığı ancak duruşma tutanağı ile kanıtlanır. Duruşma tutanakları CYUY.nın 267. maddesi uyarınca sahteliği kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. Ceza Yargılamasında ifade sahiplerinin imzası alınmadığından tutanağın ve dolayısıyla tutanak yazıcısının rolü büyüktür.
Son karar gerekçesi tefhimden sonra yazılmışsa, yasaya göre üçgün içinde dosyaya konur. Bu kararın mutlaka hüküm fıkrasına katılan tutanak yazıcısı tarafından imzalanması gerekmez. Esasen duruşma tutanağına geçirilmemiş olan gerekçeli kararda tutanak yazıcısının imzasının bulunup bulunmayacağı hususu bile öğretide tartışmalıdır.
Prof.Dr. Nurullah Kunter ile Prof.Dr.Feridun Yenisey'e göre; "Duruşma tutunağına geçirilmemiş olan son kararda zabıt katibinin imzası gerekmez" Kunter Yenisey - Ceza Mahkemesi hukuku 10.bası s.472.
Hükmün gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş olması halinde dahi yukarıda sıraladığımız gerekçeler karşısında tutanak yazıcısı adının değişik yazılmış bulunması usul ve yasaya aykırılık oluşturmaz. Zira hüküm fıkrasının tefhimi ile tutanak yazıcısının üstlendiği tutanaklara yasal tanıklık görevi sona erer. Bu aşamadan sonra yargıçın gerekçeli kararı değişik bir yazıcıya yazdırması olanaklıdır.
Kısa karar ile gerekçeli kararın aynı yazıcı tarafından yazdırılmasının zorunluluğunu iddia etmek, işlerin sürüncemede kalmasını da gerektirebilir. Kısa kararın yazılmasından sonra yazıcının uzun süreli rapor alması veya ölmesi durumunda yapılması gerekli işlem ne olacaktır? Gerekçeli kararın hükmün kurulduğu oturuma katılan tutanak yazıcısı tarafından yazılacağı hususunda CYUY.nın da herhangi bir hükme yer verilmemiştir." gerekçesiyle her iki sanık yönünden itiraz ederek özel daire bozma kararının kaldırılıp Yerel Mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini istemiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu,gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen dosyaya göre;
Resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanıklar Ali Nafi Ö... ve Nevin C...'ın her iki suçtan beraatlerine ilişkin hükümlerin, katılan vekilince her iki sanık hakkında ve her iki suça ilişkin olarak temyizi üzerine, Özel Dairece yalnızca sanık Ali Nafi Ö... hakkında ve sahtecilik suçundan düzenlenmiş olan tebliğnameye dayanılarak, bu suçtan kurulan hüküm bakımından incelenmiş ve "tefhimle hükmün esasını teşkil eden kısa kararın yazılı olduğu oturuma zabıt katibi olarak Sema Ekici katıldığı halde, gerekçeli kararda zabıt katibi olarak Neziha Tokgöz'ün gösterilmesi suretiyle CMUK.nun 265. maddesine muhalefet edilmesi" isabetsizliğinden ve sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar vermiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı 11.1.1999 günlü itiraznamesiyle gerekçeli hükmün duruşmaya katılan dışında bir katip tarafından yazılıp imzalanmış olmasında usule aykırılık bulunmadığını belirterek bu kez her iki sanık hakkında hükmün onanması için itiraz yoluna başvurmuştur.
Katılan vekilinin temyizi her iki sanık hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kurulmuş olan hükümlere yönelik bulunduğu halde; Özel Dairece yalnızca sanık Ali Nafi Ö...'ün sahtecilik suçuna ilişkin olarak temyiz incelemesi yapılmıştır. Sanık Ali Nafi Ö...'ün dolandırıcılık suçu ile ilgili ve diğer sanık Nevin C...'ın dolandırıcılık ve sahtecilik suçları ile ilgili temyiz incelemesi yapılmamıştır; Özel Dairece incelenmeyen bir hususun doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulunca incelenmesi olanaksızdır, bu nedenlerle dosyasının incelenmeksizin Özel Dairesine gönderilmesi gerekmektedir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle dosyanın incelenmeksizin Özel Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine 9.2.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.