 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/6-123
Karar no: 1999/129
T: 18.05.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Sanık Müslüm D...'ın silahla gasp suçundan TCK.nun 497/1, 61, 59/2. maddeleri uyarınca 4 sene 2 ay ağır hapis, tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu yaralamak suçundan TCK.nun 459/2, Ek-1, Ek 2 ve 59/2. maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, sanığa ayrıca ruhsatsız silah taşımak suçundan verilen 10 ay hapis ve 350.000 lira hapis cezası ile yukardaki cezaları toplanarak sonuçta; 4 sene 2 ay ağır hapis, 12 ay 15 gün hapis ve 700.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, suçta kullanılan silah, mermi çekirdeği ve boş kovanların TCK.nun 36.maddesi uyarınca zoralımına, sanığın tutuk halinin sürdürülmesine ilişkin İstanbul 5.Ağır Ceza Mahkemesince verilen 9.10.1997 gün ve 293/184 sayılı karar, C.savcısı ve sanık vekilinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6.Ceza Dairesince 12.3.1998 gün ve 2385/2271 sayı ile;
"1- Tüm dosya içeriğine göre gasp suçu tamamlandığı halde eksik teşebbüsden hüküm
kurulması,
2- Sanığın yaralama suçundan dolayı eyleminin TCK.nun 456/2, 457/1-2. maddelerine uyduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise, 8.10.1998 gün ve 94/140 sayı ile
1. bozma nedenine karşı "Tanık Bülent K... hazırlık ifadesinde müşteki Niyazi
ile sohbet ederken, sanığın aniden içeri girdiğini, elindeki silahın sürgüsünü çekerek mermiyi ağzına verdiğini, Niyazi ile birlikte sanıkla boğuşmaya başladıklarını ve sanığı dışarı attıklarını, müşteki ile sanığın boğuştukları sırada bıçak almak için büfeye döndüğünde dışarda silah sesi duyduğunu ve şahsı kovaladıklarını söylemiştir. Sıcağı sıcağına alınan bu ifadede sanığın parayı aldığına ilişkin bir anlatım yoktur. Bu anlatıma göre, sanığın içeri girmesi, silahı çekip mermiyi ağzına vermesi, boğuşmaların olması ve sanığın dışarı atılması olguları bir birini fasılasız takip eden olaylar olup, bu nedenle sanığın kasadan para almaya fırsatının olmadığını kabul zorunludur. Şöyleki;
Yakalama ve üst arama tutanağına göre, sanığın büfeden çıkıp kaçması ve 200 metre ilerdeki arabaya binmesi polislerin anında müdahalesi ile yakalanması sonucu üzerinde yapılan aramada kendi üzerinden 8.750.000 TL.sı, 400 ABD Doları, bir arkadaşından 9.000.000 TL.sı, digerinden 670.000 TL.si ve 200 ABD Doları olmak üzere toplam 18.420.000 TL ve 600 ABD Doları para çıkmıştır. Bu da müştekini 30-35 milyon lira alındığı iddiasını destekten yoksun bırakmaktadır.
Ayrıca olay yeri inceleme ve tesbit tutanağı ile oto arama tutanağında da her hargi bir paranın elde edilmediği bildirilmektedir.
Bu durumda, sanık, amacı olan parayı almak için bütün icrai hareketlerini tamamlayama-
dığından bu aşamada suç tüm unsurlarıyla oluşmamış ve eksik teşebbüs derecesinde kalmıştır" biçimindeki gerekçeyle direnmiş,
2 Nolu bozmaya kısmen uyarak sanığın T.C.K'nın 456/2, 457/1 ve 59/2. maddeleri uyarınca 2 sene 8 ay 20 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiş, ancak sanığa ayrıca, T.C.K'nın 457/2. maddesinin de uygulanması gerektiğine ilişkin Özel Daire bozma nedenine karşı "Tanık Bülent K... hazırlık ifadesinde açıkça büfenin içinde olmadığını, sanığı, müşteki ile dışarı attıktan sonra bıçak almak için içeri girdiği sırada silah sesleri geldiğini beyan etmesine karşılık duruşmada bu beyanının kısmen yanlış olduğunu, içerde sanık tetiğe basarken silahın tutukluk yapması üzerine sanığın üstüne atladıklarını ve silahın sanıktan alınması için müşteki ile sanığın çekiştirmede bulunduklarını, bu sırada tabancanın üç el ateş aldığını beyan etmiştir. Kamu tanıkları Bekir HİÇYILMAZ ve Mustafa ÇOBAN mevcut boş kovanları nerede bulduklarına dair kesin bir beyanda bulunmamışlardır. Müştekinin yaralanmasının kanıtı olan kan lekesi de büfenin içinde değil, olay yeri basit krokisinde belirtildiği gibi büfenin dışında kaldırımdan sonra çiçeklik yanında bulunmuştur. Bu nedenlerle müştekinin yaralanması hususu sanık lehine yorumlanarak, sanığın, yakalanmamak için, eline satır benzeri bıçağı alan tanık Bülent ile müştekinin direnişlerinin kendisine bir zarar vermemesi amacıyla ve büfenin dışında yaralamak kasdıyla ateş edip müştekiyi yaraladığı görüşüyle sanık hakkında TCK'nın 457/1. maddesinin uygulanması gerektiği yolundaki bozmaya uyulmuştur. Bu kabule nazaran, sanık hakkında T.C.K'nun 457/2. maddesinin uygulanamayacağı kanaatine varılmıştır. Başka bir anlatımla, olayda T.C.K'nun 450. maddesinin 5. bendinde yazılı hal müstesna olmak üzere, diğer bentlerindeki hallerden biri ile de birleşme olmadığından sanık hakkında TCK'nun 457/2. maddesi uygulanamaz." biçimindeki gerekçe ile direnmiştir.
Bu kararın da sanık vekilince süresinde ve ayrıca C.Savcısı tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma isteyen 12.4.1999 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, usule yönelik olarak yapılan ön inceleme sonunda aşağıdaki karar verildi:
CEZA GENEL KURUL KARARI
İncelenen dosyaya göre;
Sanığın iki ayrı suçtan mahkûmiyetine ilişkin Yerel Mahkeme kararı sanık vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyada ayrıca C.Savcısı tarafından verilmiş ve aleyhe bozma sebeplerini içeren bir temyiz dilekçesinin kopyalı örneği bulunmaktadır. Bu temyiz dilekçesinde hakim havalesi yer almadığı gibi,temyiz defterine kaydedildiğine dair bir belirleme de bulunmamaktadır. Öte yandan, mahkeme katibi tarafından düzenlenmiş olan 24.2.1999 günlü dizi pusulasında bu temyiz dilekçesine yer verilmiş olduğu halde bundan 6 gün sonra hakim tarafından imzalanan dosyanın Yargıtaya Gönderme Formunda bu dilekçeye değinilmediği görülmektedir.
Dosyadaki kopyalı örneğinden aleyhe olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin ceza süresini önemli derecede etkileme olasılığı ve kopyalı bulunması karşısında; C.Savcısının temyiz dilekçesinin süresinde hakim tarafından görülmüş olup olmadığının belirlenmesi icap etmektedir.
Bu nedenle C.Savcısının temyiz dilekçesinin aslının mevcut olup olmadığının ve hakim havalesi taşıyıp taşımadığının mahallinden araştırılıp sonucunun beklenmesi gerekmekle noksan ikmali için dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesinde zorunluluk bulunmaktadır.
SONUÇ: Açıklanan nedenle, dosyanın ön incelemesi sırasında saptanan usuli eksikliğin, işin tutukluya ilişkin olması da gözönünde tutularak mahallinde, tezelden yerine getirilmesi için dosyanın sair yönleri incelenmeksizin Yargıtay C.Başsavcılığına İADESİNE, 18.5.1999 günü oybirliği ile karar verildi.