 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/5-83
Karar no: 1999/83
T: 27.04.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Sarkıntılık suçundan sanık Fahri Ç...'un beraatine ilişkin Sivas 2.Asliye Ceza Mahkemesince 24/12/1996 gün ve 510/625 sayı ile verilen kararın Yerel C.savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 15/12/1997 gün ve 4123/4610 sayı ile;
"Hakkında mahkûmiyet hükmü kurulan diğer sanık Cengiz K...'in kullandığı otoda bulunan Fahri Ç... ile birlikte hareket ederek yolda yürümekte olan müştekiyi ısrarlı biçimde takip edip rahatsız ettikleri iddia ve dosya içeriğinden anlaşılmış olup devamlılık gösteren ve sırnaşıkça bir hal alan eyleminin sarkıntılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde beraatine karar verilmesi" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise, 27/05/1998 gün ve 51/152 sayı ile;
"Bozulan kararımızda tüm kamu ve savunma tanıkları dinlenmiş ve anlatımları değerlendirilmiş olup hiçbir tanık, sanık Fahri'nin, hakkında mahkûmiyet kararı verilen diğer sanık Cengiz gibi sarkıntılık suçunu işlediğine dair beyanda bulunmamıştır. Ne hazırlık ve ne de son soruşturma aşamasında sanık Fahri'nin diğer sanık gibi korna çalmak, gözle işaret etmek veya buna benzer hareketle, davranışla yakınan Yasemin'e karşı söz atma eylemi tespit edilmemiştir.
Sanık Fahri, diğer sanığın yanında yolcudur, direksiyon diğer sanıktadır.
Sanık Fahri'nin diğer sanıkla birlikte hareket etmesi aracında yolcu olmasından kaynaklanmaktadır. Her iki yakınanın ifadelerinde, "korna çalarak el kol işareti yaptılar" sanık Cengiz'in "işimiz seninle değil" derken yanında oturan şahıs da onu tasdik etti diye söylemeleri,sarkıntılık olayına sanık Fahri'nin karıştığının delili olamaz. Sanık Fahri'nin diğer sanıktan bağımsız olarak yakınan Yasemin'e herhangi bir işaret, söz veya davranışta bulunduğu sabit değildir. Suç işleyen bir kişinin yanında bulunan, onun davranışlarına engel olmayan, belki de olamayan bir kimsenin de ona katıldığı (iştirak ettiği), birlikte suç işlediğinin kabulü pozitif hukuk sistemiyle bağdaşmaz" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararın da Yerel C.Savcısı tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine, dosya Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istemli 24/03/1999 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanık Fahri'ye yüklenen sarkıntılık suçunun sübuta erip ermediğine ilişkindir.
Yakınan Şinasi Yüzbaşıoğlu aşamalardaki ifadesinde,olay gecesi saat 23.30 sıralarında eşi Yasemin ile birlikte yürüyerek misafirlikten döndükleri sırada yanlarına doğru yaklaşan bir otonun camının açılması suretiyle birşeyler söylendiğini ancak, bu otoyla bir ilgileri olmadığından önemsemediklerini, otonun biraz ileriden tekrar geriye dönüp kendilerinin gittiği yöne doğru gelerek yaklaşmak suretiyle rahatsız ettiklerini, bu arada kurtulmak için yolun soluna doğru geçmek istedikleri sırada şahısların takip ederek korna çaldığını, ara sokağa girdiklerinde şahısların yine arkalarından takip etmeleri nedeniyle caddeye çıktıkları sırada amaçlarının ne olduğunu sormak için otoyu durdurup kim olduklarını sorup, polis olduğunu söyleyerek kimliğini gösterdiğini, direksiyonda olan adını sonradan öğrendiği sanık Cengiz'in, "biz çok polis, amir gördük, Sivas'ta polis bize kimlik soramaz, biz polisin kimliğini sorarız, bizim işimiz seninle değil" diyerek eşine karşı yaptıkları intibaı veren bir harekette bulunduklarını ve sanıkların durmadan yanında bulunan eşine baktıklarını,sanıkları karakola davet ettiğinde gelmemeleri üzerine aracın plakasını alarak yakında bulunan karakola bildirdiğini, sonradan adının Cengiz olduğunu öğrendiği sanığın otoyu kullandığını, sanık Fahri'nin ise şoför mahallinde diğer sanığın yanında oturduğunu,muhtemelen sanıkların birlikte karar vermiş olduklarını söylemiştir.
Yakınan Yasemin Yüzbaşıoğlu ise benzer şekilde beyanda bulunmuş olup,kendilerinin gittiği yöne doğru giden bir otonun yürüdükleri kaldırıma doğru yaklaşarak içindeki şahısların bakmaya başlayıp, yanlarından geçerlerken sağ ön camı açıp birşeyler söylediklerini, ancak ilgilenmedikleri için ne söylendiğini anlamadıklarını, otonun biraz ileriden dönüp yine kendilerine bakarak geçmeleri üzerine yolun soluna geçtikleri sırada şahısların korna ile işaret etmeye başladıklarını, eşiyle birlikte ara sokağa girdiklerinde ise arkalarından ağır ağır takip ettiklerini ve sokağın diğer caddeyle kesiştiği köşede eşinin bu şahıslara niçin kendilerini takip ettiklerini sorup, polis memuru olduğunu söyleyerek kimliğini gösterdiğini, şahısların kimliklerini görmek istediğinde direksiyonda oturan şahsın, "biz senin gibi çok polis ve amir gördük, Sivas'ta polis bizim kimliğimize bakamaz, biz polisin kimliğine bakarız, bizim işimiz seninle değil" diyerek gözleri ile kendisini gösterdiğini ve yanında oturan şahsın da tasdik ettiğini, eşinin şahısları karakola davet edip gelmemeleri üzerine aracın plakasını alarak karakola bildirdiklerini beyan etmiştir.
Sanık Fahri Ç... aşamalarda yüklenen suçlamayı kabul etmemiş, iddia edildiği gibi bir olay olmadığını söylemiştir.
Hakkında sarkıntılık suçundan verilen mahkûmiyet hükmü kesinleşen sanık Cengiz K... de aşamalarda yüklenen suçlamayı kabul etmemiş, olay gecesi 58 AS 333 plakalı araçta bulunan şahısların da karakola götürülmüş olduklarını ve daha önce bu araçtaki şahısların dövüşmüş olduklarını öğrendiğini, bu olayı da muhtemelen aynı şahısların işlemiş olduklarını ancak, kendi aracının plakası 58 DZ 333 olduğu için plaka benzerliği nedeniyle suçun kendi üzerlerine kaldığını beyan etmiştir.
Olayın görgü tanığı Doğan Farımaz aşamalarda, olay günü saat 23.30 sıralarında taksi şoförlüğü yaptığı taksi durağında beklerken sonradan adının Şinasi Yüzbaşıoğlu olduğunu öğrendiği şahsın yanında bir bayanla giderlerken bayanın şahsın kolundan çektiğini ve ara sokağa girdiklerini gördüğünü, merak edip baktığı zaman yakınan Şinasi'nin, "sizler beni niye takip ediyorsunuz?" diyerek bir araçta bulunan şahıslarla konuşup karakola davet ettiğini duyduğunu, bayanın kolundan çektiğini görüp kendisinin de araya girdiğini ve sonra yakınan Şinasi'nin karakola gittiğini, aracın da uzaklaştığını, tartışma sırasında aracın plakasını aldığını, 58 DZ 333 plakalı bordo renkli bir araç olduğunu belirtmiştir.
Duruşmada dinlenen tanıklardan Cengiz Akutay da tanık Doğan ile birlikte aynı takside olduklarını bildirmiş ve olayı aynı şekilde anlatmış, Ali Şahinli ise olay tarihinde çarşı karakolunda grup amiri olarak görev yaptığı sırada yakınan Şinasi'nin eşine sarkıntılık yapıldığını belirterek başvurduğunu ve aracın plakasını bildirdiğini, olay yerinde caddede bulunan bir şahsın da plakayı bildirmesi üzerine telsizle anons ettiklerini ve nöbeti bitince ayrıldığını söylemiştir. Ayrıca, sanık Cengiz'in savunmasında bildirdiği 58 AS 333 plakalı araçta bulunup olay gecesi aynı olay nedeniyle karakola götürülen Hüseyin Yıldırım ve Hasan Yıldırım'da dinlenmiş ve suçsuz oldukları anlaşılınca serbest bırakıldıklarını bildirmişler, yakınan Şinasi de bunu doğrulamıştır.
Dosyada mevcut olan teşhis tutanağı içeriğinden, sanıkların yakalandıklarında yakınan Şinasi tarafından teşhis edildikleri anlaşılmaktadır.
Bu kanıtlar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanık Fahri Ç...'un, hakkındaki hüküm kesinleşen sanık Cengiz K...'in yönetimindeki araçla birlikte yakınanları takip ettikleri, aracın sanık Fahri'nin oturduğu sağ tarafındaki camı açılarak yakınanlara söz atıldığı ve araç yakınan Şinasi tarafından durdurulup sanık Cengiz'in, "...işimiz seninle değil" diyerek, yakınan Yasemin'i işaret ettiğinde, sanık Fahri'nin de onayladığı açıkça görülmektedir.
O halde sanık Fahri'nin sarkıntılık suçunun icrasına iştirak ettiği kabul edilmelidir. Bu nedenle yerinde olmayan Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan 4. Ceza Dairesi Başkanı S. Selçuk, "Yerel Mahkemenin kanıtları takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, direnme hükmünün yerinde olduğundan onanmasına karar verilmesi gerektiği" görüşüyle karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 27/04/1999 günü tebliğnamedeki isteme uygun olarak oyçokluğu ile karar verildi.