 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/5-32
Karar no: 1999/43
T: 6.03.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Adiyen zimmet suçundan sanık Sonay H...'nun TCY.nın 202/1, 80,202/3 ve 59. maddeleri uyarınca 2 yıl 11 ay ağır hapis ve 18.008.750 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, 219/son maddesi uyarınca sürekli olarak kamu hizmetlerinden yoksun bırakılmasına ilişkin Ankara 6.Ağır Ceza Mahkemesince 18.9.1996 gün ve 205/167 sayı ile verilen karar, C.Savcısı, sanık vekili ve katılan vekilinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen 5.Ceza Dairesince 22.10.1997 gün ve 3057/3601 sayı ile;
"Oluşa ve abone sahiplerinden ikinci kez para istenmesi nedeniyle abonelerin ellerindeki tahsilat makbuzlarıyla idareye başvurarak ödeme yaptıklarını kanıtlamaları üzerine olayın açıklığa kavuştuğu kabul edilmiş olmasına ve sanığın makbuzların dairede kalan nüshalarını ortadan kaldırmak ve kayıtlara intikal ettirmemek suretiyle hileli vasıtalar kullanıp mal edinme eylemini gizlediği anlaşılmasına göre müteselsil nitelikli zimmet suçundan cezalandırılması gerekirken suç niteliğinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması"isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme 12.3.1998 gün ve 252/39 sayı ile;
Sanığın zimmetine geçirmiş olduğu para Telekomdaki kayıtlar ile her zaman ortaya çıkacağına göre olayda nitelikli zimmet suçunun unsurlarının oluşmadığı, eylemin adiyen zimmet olduğu gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmünde katılan idare vekilleri tarafından temyizi üzerine dosya Yargıtay C.Başsavcılığının bozma isteyen 12.2.1999 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu,gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Adiyen zimmet suçundan sanık Sonay H...'nun TCY.nın 202/1, 80, 202/3 ve 59. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına, 219/son maddesi uyarınca hakkında fer'i ceza tayinine karar verilen olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluş ve sübutta bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Çözülmesi gereken sorun sanığın eyleminin adiyen zimmet suçunu mu yoksa nitelikli zimmet suçunu mu oluşturduğuna ilişkindir.
Zimmet suçları TCY.nın "Devlet İdaresi Aleyhine İşlenen Cürümler" başlığını taşıyan üçüncü bab birinci fasıl, 202. maddesinde düzenlenmiş olup; bu suç memur veya özel yasası gereğince memur gibi cezalandırılan bir kimsenin kendisine tevdii edilen veya görevi nedeniyle saklama, denetim veya sorumluluğu altında bulunan para veya para yerine geçen belge veya senet ve sair taşınır malları kendisi veya üçüncü kişiler yararına mal edinmesi ve failde mal edinme (zimmete geçirme) kastının bulunmasıyla oluşur.
TCY.nın 202/ 2.madesinde düzenlenen nitelikli zimmet ise öğreti ve uygulamada kabul edildiği gibi, basit zimmetten bağımsız bir suç olmayıp, bu suçun nitelikli halidir. Nitelikli zimmet, failin zimmet suçunu, dairesini aldatacak ve fiilin açığa çıkmamasını sağlayacak her türlü hileli faaliyette bulunmak suretiyle işlemesidir. Hileli faaliyetler yasada sınırlı olarak sayılmamış ancak dairesini aldatacak ve fiilin ortaya çıkmamasını sağlayacak nitelikte olması aranmıştır. Bu hareketler bazen zimmeti temin bazende gerçekleşmiş bulunan zimmeti gizlemek için yapılabilir. Başka bir anlatımla; dairesince yapılan bir denetimde zimmet suçu ve zimmet miktarı ortaya çıkarılamıyor, zimmetin saptanması için daire dışında araştırma ve başka bilgi ve belgelere ihtiyaç duyuluyor ise fiil nitelikli zimmettir.
Uyuşmazlık konusu somut olay incelendiğinde Keçiören PTT.Merkez Müdürlüğü Aktepe Şubesinde gişe memuru olarak görev yapan ve para tahsiline yetkili olan sanık Sonay H...'nun; 7.9.1994 ve 28.2.1995 tarihleri arasında 88 aboneden tahsil ettiği, telefon bedellerine ait faturaların gişelerde kalan kısmını imha ederek parayı mal edindiği, gişelerde kalan kısmın yırtılması nedeniyle bu paranın PTT. bilgisayar kayıtlarına ve günlük tahsilat defterine kayıt edilmediği,kayıt harici kalan faturaların büyük bir kısmının son ödeme tarihi geçen faturalardan oluştuğu, telefon borçları tahsil edildiği halde, bilgisayar kayıtlarından borçlu gözüken şahısların telefonlarının konuşmaya kapatılması ve kendilerinden ikinci kez para istenmesi üzerine, ellerinde bulunan faturalar ile müracaat ederek borçlarını ödediklerini belirttikleri, abonelerde kalan fatura parçalarının kurum kayıtlarıyla karşılaştırılması sonucu, sanığın tahsil ettiği paraları kayıtlara intikal ettirmeden mal edindiği, ve PTT. de kalan fatura parçalarını imha ederek PTT kayıtlarında yapılacak inceleme ile zimmet ve miktarının ortaya çıkmamasını sağladığı saptanmıştır.
Özel Daire bozma ilamında da belirtildiği üzere sanığın makbuzların dairede kalan nüshalarını ortadan kaldırmak ve kayıtlara intikal ettirmemek suretiyle hileli vasıtalar kullanarak mal edinme eylemini gizlediği; zimmet ve miktarının ancak özel bir araştırma ve kurum dışında temin edilen belgelerle saptanabildiği; PTT. de kalan nüshalar yırtıldığından abonelerdeki faturalar elde edilmediği müddetçe sanığın eyleminin saptanmasının olanaksız bulunduğu, anlaşılmaktadır.
Bu itibarla Özel Daire bozma ilamına uyulması gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle direnmeye karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün istem gibi BOZULMASINA, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine 16.3.1999 günü oybirliğiyle karar verildi.