 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/4-84
Karar no: 1999/90
T: 27.04.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Görevli memura direnme suçundan sanık Doğan A...'ın değişen suç vasfına göre TCY.nın 266/1, 647 Sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 560.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Hozat Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.2.1997 gün ve 5/6 sayılı hükmün üst C.Savcısı tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesi 13.2.1998 gün ve 11478/315 sayı ile
"1. Oluş ve kabule göre, sanığın birden fazla görevliye sövmesi eylemlerinde suç çokluğunun gözetilmemesi,
2. Koşulları oluştuğu halde sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanmayarak eksik ceza öngörülmesi" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme 13.5.1998 gün ve 7/5 sayı ile, iki nolu bozmaya uymuş, bir nolu bozmaya ise, "sanığın sözleri olayın akışı içinde değerlendirildiğinde, polis memurlarından her birisini ayrı ayrı tahkir etmek gayesiyle hareket etmediği,olayı yatıştırmaya gelen ve bir topluluk teşkil eden polis memurlarının tümünü hedef aldığı kanaatına varılmıştır. Bu nedenle sanığın eylemi tek bir hakaret suçunu oluşturmaktadır." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi Yerel C. Savcısı tarafından süresinde istenildiğinden dosya; Yargıtay C. Başsavcılığının "bozma" istemli 7.4.1999 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu,gereği konuşulup düşünüldü;
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık, haklarında beraat kararı verilen ve direnme kapsamı dışında kalan sanıklarla birlikte bir lokantada içki içtikten sonra eve gitmek için yola çıkmışlardır. İlçe merkezindeki parkın önüne geldiklerinde sanık, bağırarak türkü söylemeye, taşkınlık yapmaya başlamıştır. Olay yerine gelen ve şikayetçi olan polis memurlarının uyarıları üzerine "beni karakola götürecek memurun anasını avradını sinkaf ederim" demiş, karakola götürüldüğünde "hepinizin anasını avradını sinkaf ederim." diyerek görevli polis memurlarına sövmüştür.
Yerel Mahkemece sanığın, TCY.nın 266/1, 647 sayılı yasanın 4. maddesi uyarınca bir kez cezalandırılmasına karar verilmiş ve bu kararın Özel Dairece bozulması üzerine önceki hükümde direnilmiştir.
Açıklanan olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık;sanığın aynı anda çoğul anlatımla birden fazla görevliye sövmesi eyleminde suç çokluğu bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Kural olarak eylemin birden fazla olması halinde birden fazla ihlal sözkonusu olup her ihlalin ayrı suç olması nedeniyle de birden çok suç mevcuttur.
Birden fazla memura karşı yönelen tahkir suçlarında failin kastı araştırılmalıdır. Fail, birden çok memurdan herbirini ayrı ayrı tahkir etmek gayesiyle hareket etmiş ve her birini ayrı ayrı hedef almış ise tek suç değil, hedef aldığı memur sayısınca suç oluşmuştur. Zira sövme fiili yasaklanıp cezalandırılırken, insan onur ve haysiyetinin korunması amaçlanmıştır. Bu durumda onuru zedelenen bir kişi ise tek suç, tahkir edilen iki veya daha ziyade kişi ise iki veya daha ziyade suç mevcuttur.
Öte yandan mağdurların sayısı, bir topluluk teşkil edecek derecede ise ve fail tarafından toplulukta bulunanlar yeterli derecede teşhis edilememiş tümü bir topluluk olarak hedef alınmışsa ortada tek suç mevcuttur.
Somut olayda sanık, kendisini karakola götürmek isteyen ve polis memuru olan altı mağdura, "beni karakola götürecek memurun anasını avradını sinkaf ederim" dedikten sonra "hepinizin anasını avradını sinkaf ederim" diyerek her bir mağduru ayrı ayrı heref almıştır. Mağdurlar resmi giysili polis memurları olup sanık tarafından tanınmaktadırlar. Tümü bir topluluk olarak hedef alınmamıştır.
Sanık, kendisi hakkında yasal işlem yapmak isteyen her bir mağdurun onur ve haysiyetine yönelik ve tahkir edici nitelikte davranışta bulunmuş, çoğul anlatımla herbirine sövmüştür. Somut olayda mağdurlar ayrı ayrı hedef alınarak tahkir edildiğinden suç çokluğu sözkonusudur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.1.1981 gün ve 419/6 sayılı, 7.10.1991 gün ve 227/255 sayılı, 14.5.1996 gün ve 92/95 sayılı, 26.11.1996 gün ve 192/250 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Bu itibarla yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak 27.4.1999 günü oybirliği ile karar verildi.