 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/4-200
Karar no: 1999/254
T: 02.11.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Kendiliğinden hak alma ve silahla tehdit suçlarından sanık Tevfik D...'ün TCY.nın 308/3-4, 61/1, 81/1. maddeleri uyarınca 5 gün hapis ve 38.500 lira ağır para cezası ile TCY.nın 191/2, 81/1. maddeleri uyarınca 6 ay 18 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Çobanlar Asliye Ceza Mahkemesince 4.3.1997 gün ve 42-6 sayı ile verilen kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 4.Ceza Dairesince 12.3.1998 gün ve 1409-2200 sayı ile;
"a) Kendiliğinden hak almaya kalkışma suçundan öngörülen 30 günden az özgürlüğü bağlayıcı cezanın, 647 sayılı Yasanın 4/2. madde ve fıkrası uyarınca zorunlu olarak paraya çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi;
b) ...." isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise, 26.5.1998 gün ve 14-21 sayı ile (b) bendindeki bozma nedenine uyarak gereğini yerine getirmiş, ancak (a) bendindeki bozma nedenine karşı;
"647 sayılı Yasanın 4/2. madde ve fıkrası uyarınca, "suç tarihinden önce para cezasına ve tedbire çevrilmiş olsa dahi hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûm edilmemiş olanlar hakkında hükmolunan 30 güne kadar hürriyeti bağlayıcı cezalar 647 sayılı Yasanın 4.maddesindeki ceza veya tedbirlere çevrilir" denilmektedir. Oysa dosya arasında mevcut bulunan sabıka kaydı ve tasdikli ilam sureti ile anlaşıldığı üzere, sanığın Çobanlar Sulh Ceza Mahkemesince verilen 17.12.1994 gün ve 1994/23-23 sayılı kararıyla hürriyeti bağlayıcı ceza ile cezalandırıldığı ve bu cezanın paraya çevrildiği, bu nedenle 647 sayılı Yasanın 4/2.madde ve fıkrasında sözedilen zorunluluğun bulunmadığı anlaşılmıştır" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararın da sanık tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine, dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "onama" istekli 21.4.1999 günlü tebliğnamesi ile 1.Ceza Dairesine, bu Dairece görevsizlik kararıyla 4. Ceza Dairesine ve anılan Dairece de 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, önceden özgürlüğü bağlayıcı cezadan çevrilme para cezasına mahkûmiyeti bulunan sanık hakkında kendiliğinden hak alma suçundan tayin edilen 5 gün hapis cezasının, 647 sayılı Yasanın 4/2. maddesi uyarınca para cezasına çevrilmesinde zorunluluk olup olmadığına ilişkindir.
647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Yasanın 12.6.1979 gün ve 2248 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinin 2.fıkrasında, "suç tarihinden önce para cezasına veya tedbire çevrilmiş olsa dahi hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûm edilmemiş olanlar hakkında hükmolunan otuz güne kadar (otuz gün dahil) hürriyeti bağlayıcı cezalarla suç tarihinde 18 yaşını ikmal etmemiş olanların mahkûm edildikleri kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar yukardaki bentlerde yazılı ceza veya tedbirlerden birine çevrilir" hükmü getirilmiştir.
Görüldüğü gibi bu hüküm ile getirilen düzenlemede 18 yaşını tamamlamış olan kişilerin otuz güne kadar (otuz gün dahil) özgürlüğü bağlayıcı cezaları ile 18 yaşını tamamlamamış olan kişilerin kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı cezalarının (647 sayılı Yasanın 3/3. maddesine göre, bir yıl ve daha az süreli özgürlüğü bağlayıcı cezalar kısa sürelidir.) para cezası veya tedbirlerden birisine çevrilmesinde zorunluluk öngürülmüştür. Ancak, bu zorunluluk hali öngörülürken 18 yaşını tamamlamış olanlar hakkında yasa koyucu bir de ön koşul getirmiştir. Bu ön koşul ise, "suç tarihinden önce para cezasına veya tedbire çevrilmiş olsa dahi özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûm edilmemiş" olma halidir. O halde 18 yaşını tamamlamış olan kimse hakkında bu ön koşulun gerçekleşmesi halinde 30 gün dahil özgürlüğü bağlayıcı cezaya ilişkin mahkûmiyetinde hakimin bu cezayı para cezasına çevirmesi zorunlu olacak, aksi halde ise bu zorunluluk kalkacaktır. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.2.1998 gün ve 368-29 sayılı, 20.12.1993 gün ve 289-326 sayılı kararlarında da aynı husus vurgulanmış olup, Ceza Dairelerinin süre gelen uygulama ve kabulleri de bu doğrultudadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Dosyada bulunan karar örneklerine göre, sanığın önceden Çobanlar Sulh Ceza Mahkemesince 17.11.1994 gün ve 23/23 sayı ile; sövme suçundan dolayı TCY.nın 482/3 ve 647 sayılı Yasanın 4.maddeleri uyarınca özgürlüğü bağlayıcı cezası para cezasına çevrilmek suretiyle sonuç olarak 300.000 lira ağır para cezasına mahkûm edildiği ve 23.12.1994 tarihinde infaz edilen bu mahkûmiyeti esas alınarak sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle 18 yaşını tamamlamış sanık hakkında yukarıda açıklanan ön koşul gerçekleşmemiş olmakla 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen özgürlüğü bağlayıcı cezanın zorunlu olarak para cezasına veya tedbire çevirme halinden söz etmek olanaksızdır. Yerel Mahkemenin direnme gerekçesi isabetlidir. Ancak, sanık hakkında tehdit suçundan kurulan hüküm yönünden Özel Dairece yapılan incelemede bir karar verilmediğinden bu suça ilişkin hükmün ve Yerel Mahkemece bozmaya uyulan kısmın incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekmektedir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin direnme kararı doğru olup, sanık hakkında tehdit suçundan kurulan hükmün ve bozmaya uyulan kısmın incelenmesi için dosyanın 4.Ceza Dairesine gönderilmesinin temini için Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 2.11.1999 günü oybirliği ile karar verildi.