Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E:1999/4-183
K:1999/250
Tarih :  2.11.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
UZUV TATİLİ
SUÇA ASLİ İŞTİRAK
 
KARAR ÖZETİ : 1- Taşla vurma sonucu mağdurun sol göz görmesinin tashihsiz 0.5 m., tashihli 2m.den parmak sayma derecesine düşüp tedavisi mümkün olmayan arızası "Uzuv tatili" niteliğindedir.
2-Aralarında husumet bulunan mağduru gören sanıklardan Osman'ın mağdurun kaçmasını ve karşı koymasını engelleyecek biçimde kollarını arkadan tutmasından yararlanan diğer sanığın taşla mağduru yaraladığı olayda, sanık Osman'ın diğer sanığın vurmasını sağlaması, taşla saldırıya karşın mağdurun kollarını bırakmaması nedenleriyle fiili doğrudan doğruya katılmış" olmakla fiili "asli iştirak" niteliğindedir.
(765 s. TCK. m. 456/3, 64)
 
Yaralama suçundan sanıklar Osman ile Mustafa'nın TCY.nın 456/3, 59. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 şer ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmalarına, 3 er yıl kamu hizmetlerinden yoksun bırakılmalarına ilişkin (Kütahya Ağır Ceza Mahkemesi)nce verilen 28.5.1998 gün ve 123/55 sayılı hükmün sanıklar vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesi 11.5.1999 gün ve 4266/5299 sayı ile;
 
"Sanık Osman'ın, katılanı kollarından tutarak öbür sanık Mustafa'nın yaralama eylemine yardımcı olma eyleminin TCY.nın 65/3. madde ve fıkrasına uyduğunun gözetilmemesi" isabetsizliğinden bozulmasına. "sanık Osman'ın suça katılmasının TCY.nın 64/1. maddesine ve sanıkların eylemlerinin TCY.nın 456/2. maddesine uyduğu" karşı oyuyla ve oyçokluğuyla karar vermiştir.
 
Yargıtay C. Başsavcılığı 17.6.1999 gün ve 79894 sayı ile;
 
"1- İki organdan oluşan görme duyusu tamamen kaybedilmemiştir. Görme fonksiyonu, kalan diğer göz tarafından sağlandığı için uzuv zaaf ı olup sanıkların eylemi TCY.nın 456/2. maddesine uygundur.
 
2- Sanık Osman, katılanı arkadan yakalamış, kollarından tutup kaçmasına imkan vermemiş, kolay ve savunmasız bir hedef haline getirmiştir. TCY.nın 64/1. maddesinde yer alan doğrudan doğruya beraber işleme söz konusudur." gerekçesiyle itiraz ederek hükmün bu nedenlerle bozulmasını talep etmiştir.
 
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
Şikayetçinin oğluna istediği kızı, sanık Mustafa da oğluna istemiş ve bu nedenle aralarında bir kırgınlık doğmuştur. Olay günü şikayetçi, köyün dışında atından düşen ve oğluna istediği kızın babası olan Abdullah'a yardım etmeye giderken aralarında husumet bulunan sanıklar önüne çıkmışlardır. Sanık Osman katılanın arkasına geçerek kollarından sıkıcı tutmuş, sanık Mustafa ise taşla gözüne vurmuştur. Yere düşünce sanıklardan Osman taşla kafasına ve kalçasına vurmuş, Mustafa'nın yeniden taşla vurmak istemesi üzerine "adam öldü, taş atma" demiş ve birlikte olay yerinden kaçmışlardır. Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu ve Genel Kurulunun raporlarında, katılanın sol gözündeki 'görme kaybının uzuv tatili niteliğinde olduğu belirtilmiştir.
 
Açıklanan olayda Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık;
 
1- Katılanın gözündeki arızanın uzuv tatili niteliğinde olup olmadığı,
 
2- Sanık Osman'ın suça asli maddi fail olarak katılıp katılmadığına ilişkindir.
 
1- Uzuv (organ), vücutta belli bir görevi yapan veya hareketi sağlayan kısımdır. Uzuv tatili, yapılan travma sonucu bir uzvun görevini yapamaz hale gelmesidir. Uzvun bütünü veya fonksiyonu tüm olarak ortadan kalkmakta veya ileri derecede azalmaktadır. O uzvun kullanılmasından yoksun kalınmakta ve genel beden gücünde eksilme olmaktadır.
 
Adli Tıp uygulamasında uzuvlar, iç organ olabildiği gibi beş duyu denilen görme, işitme, tatma, hissetme ve koklama organları da olabilir. Ceza Yasasının 456. maddesinde her iki el veya her iki ayağın fizyolojik çalışmalarındaki benzerliğe rağmen ayrı ayrı iş görme yeteneğinde olduğu, bu nedenle her birinin müstakil bir uzuv bulunduğu kabul edilmiştir. Bunun gibi vücutta çift olarak bulunan organlardan tek göz, tek böbrek, tek kulak gibi uzuvların da müstakil birer organ oldukları, adli ve tıbbı uygulamalar da belirtilmiştir.
 
Bir gözün görme yeteneğinin ziyaa uğraması, o gözün fizyolojik fonksiyonunu yapamaz hale gelmesidir. İki gözün birlikte görme görevini yerine getirmesi, gözlerin teker teker uzuv sayılmasına engel değildir. Gözlerden her biri anatomik yönden uzuv olup başlı başına görme fonksiyonu bulunmaktadır. Bu itibarla; gözlerden birinin fonksiyonu tamamen kaybetmesi uzuv tatili, fizyolojik görevlerinin devamlı zaafa uğraması ise uzuv zaafı niteliğindedir. Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu ile Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren yerleşik kararları da bu doğrultudadır.
 
Somut olayda sanık Osman'ın tutması, sanık Mustafa'nın da taşla vurması sonucu katılanın sol göz görmesinin, tashihsiz 0.5 metreden, tashihli olarak da 2 metreden parmak sayma derecesine düştüğü, arızasının uzuv tatili niteliğinde olup tedaviyle düzelmesinin olanaklı olmadığı anlaşıldığından, mevcut durumun uzuv zaafı niteliğinde olduğuna ilişkin itirazın reddine karar verilmelidir.
 
2- Bir kişi tarafından işlenebilen tek failli suçun, yapılan işbirliği sonucunda birden fazla kişi tarafından gerçekleştirilmesi halinde suça iştirak mevcuttur.
 
Türk Ceza Yasasında; suça katılanları suçun meydana gelmesinde asli rol alanlar ve neticenin oluşmasında yardımcı rol oynayanlar olmak üzere iki gruba ayıran ikilik sistemi de denilen nisbi suçluluk sistemi kabul edilmiştir. Failler, suça iştirakteki derecelerine göre asli veya fer'i fail olarak ikiye ayrılırlar.
 
Asli iştirak; faillerin bir suçu işleme hususunda, suçun işlenmesinden önce veya işlendiği sırada ortak bir irade ile hareket etmeleri ve suçun icrasında doğrudan doğruya etkili olan hareketleri ifa etmeleridir. Asil iştirak; asli manevi iştirak (azmettirme) ve asli maddi iştirak, asil maddi iştirak de fiili irtikap etmek ve doğrudan doğruya beraber işlemek şeklinde olmaktadır.
 
Fer'i iştirak ise suçun yapıcı davranışlarına (icra hareketlerine) doğrudan doğruya katılmamakla birlikte suçun işlenmesi için iş ve vasıta tedarik etmek, suçun işlenmesini kolaylaştıran davranışlarda bulunmak, suç işlenmeden önce suç işleme kararını teşvik etmek, kuvvetlendirmek, talimat vermek veya suç işlendikten sonra yardım için söz vermek, olay yerinde bulunup asil faile destek sağlamak suretiyle fiile ikinci derecede katılmaktır.
 
Suçun iştirak halinde işlenmesinde, faillerin suça katılma derecelerinin diğer bir deyişle asil fail mi yoksa fer'i fail mi olduklarının saptanması için eylemin bir evresindeki durumları değil, verilen karar, kararın icrası, olay öncesi ve olay sırasındaki davranışları dikkate alınmalıdır.
 
Somut olayda sanıklar; kız isteme yüzünden aralarında husumet bulunan katılanı köyün dışında gördüklerinde dövmek amacıyla yanına gitmişlerdir. Sanık Osman, katılanın arkasına geçerek kollarından sıkıca tutmuş, yerel anlatımla kollarını kilitlemiş, katılanın serbest hareket etmesini, ellerini kullanmasını, kaçıp kurtulmasını, ellerini kullanarak kendisini savunmasını engellemiştir. Bu durumdan yararlanan sanık Mustafa ise yerden aldığı taşla mağdurun gözüne vurmuş ve uzuv tatiline neden olacak şekilde katılanı yaralamıştır. Sanıkların olay yerine birlikte gelmeleri, sanık Osman'ın katılanı tutarak kaçmasını ve karşı koymasını engellerken diğer sanığın vurması mağdurun dövülmesine ilişkin iştirak iradelerini göstermektedir. Sanık Osman'ın; diğer sanık tarafından vurulmasını istemediği takdirde katılanı tutmasına gerek olmadığı açıktır. Sanık Osman bu hareketi ile diğer sanığın vurmasını sağlamış, onun taşla saldırdığını gördüğü halde katılanı serbest bırakmamış, fiile doğrudan doğruya katılmıştır. Diğer sanığın ne yapacağını bilmediği, taşla vurmanın tesadüfen olduğu söylenemez. Bu itibarla sanık Osman'ın eylemi, asli maddi iştirak niteliğinde olduğundan bu yöne ilişkin itirazın kabulüne karar verilmelidir.
 
Çoğunluk görüşüne katılmayan iki üye, "sanık, Osman'ın suçu diğer sanıkla doğrudan doğruya beraber işlediğine ilişkin itiraz nedeninin de reddi gerektiği" doğrultusunda oy kullanmışlardır.
 
SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle;
 
1-Katılanın gözündeki arızanın uzuv tatili olmayıp uzuv zaafı niteliğinde olduğuna ilişkin itirazın REDDİNE oybirliğiyle,
 
2-Yargıtay C. Başsavcılığının, sanık Osman'ın suça asli maddi fail olarak katıldığına ilişkin itirazının Kabulü ile 4. Ceza Dairesinin 11.5.1999 gün ve 4266/5299 sayılı bozma kararının kaldırılmasına, sair yönleri de Usul ve Yasaya uygun bulunan yerel mahkeme hükmünün (ONANMASINA), 2.11.1999 günü oyçokluğuyla karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini