 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/3-97
Karar no: 1999/96
T: 04.05.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Sanık Ahmet A...'nın 6831 Sayılı Yasaya aykırılık suçundan beraatine ilişkin Sincanlı Sulh Ceza Mahkemesince verilen 23.6.1997 gün ve 20/78 sayılı kararın katılan idare temsilcisi tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen 3.Ceza Dairesince 27.4.1998 gün ve 3318/4331 sayı ile;
"Başkimse köyünden Kel Ahmet lakaplı şahsın kaçak odun naklettiği ihbarı üzerine giriş yolunda gece 23.45'de beklenildiği, traktörde emval yüklü, üzerinde 2 kişi bulunduğunun görüldüğü, sivil giyimli orman mühendisi Alpaslan A... ve Kadir Ş...'in işareti üzerine traktörün yavaşladığı ancak imzacı orman muhafaza memuru resmi kıyafetli olarak yaklaşınca traktörü hızla uzaklaştırdıkları traktöre 4-5 el ateş ederek durdurmaya çalıştıkları tanık Mustafa S... yeminli beyanında sanık Ahmet A...'nın önceleri Başkimse köyü muhtarı olması nedeniyle tanıdığını, yanındaki diğer şahsı tanıyamadığını beyan etmesine yine ihbar üzerine birkaç gün sonra emvalin (2 ster çam dal ve gövde odunu) başkasına ait nadas tarlada atılı bulunmasına, traktörün de emniyete yazılan arama yazısı üzerine bilahare Uşak Çarşısı içinde bulunduğu diğer görgü tanığı Kadir Ş... sanığın ismini vererek olayı anlattığı, C.Savcılığındaki ifadesinde tutanağı doğruladığı olayda plakası tesbit edilen 64 AL 618 plakalı traktörün trafik kaydının Hakkı Karabulut adına kayıtlı iken 9.11.1995 tarihinde noter senedi ile sanık Ahmet A...'ya satıldığı belirlenmesine göre sanığın suçu subut bulduğu gözetilmeden olayın akışına ve dosya içeriğine uygun bulunmayan savunmasına itibar edilerek beraatine karar verilmesi," İsabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme 12.6.1998 gün ve 71/90 sayı ile;
Önceki gerekçelerine ilaveten suç anında ve devamında traktörün plakasının alınamamış olduğu, sonradan sanıkta tespit edilen 64 AL 618 plakalı traktör olarak bildirilmesinin suçun sübutuna etkili olamayacağı, sanığın cezalandırılmasına yeter kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gerekçeleriyle ilk hükmünde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi katılan idare temsilcisi ile C.Savcısı tarafından istenilmekle, dosya Yargıtay C.Başsavcılığının "onama" istemli ve 5.4.1999 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, C.Savcısının 24.7.1998 tarihli temyiz isteminin süresinde olmadığı anlaşılmakla; temyiz isteminin CMUY.nın 317. maddesi uyarınca reddine karar verilerek, incelemenin katılan idare temsilcisinin temyiziyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildi, gereği konuşulup düşünüldü;
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanığa yüklenen 6831 sayılı Yasaya aykırılık suçunun sübuta erip ermediğine ilişkindir.
17.12.1996 tarihli suç tutanağında, 16.12.1996 günü Sinanpaşa Orman İşletme Şefliğinde çalışan Alpaslan A...'a yapılan ihbarda, Kel Ahmet lakaplı bir şahsın traktörle kaçak odun naklettiğinin bildirilmesi üzerine, demiryolu girişinde beklemeye başlanıldı 64 AL 618 plakalı traktör çam yüklü olarak geldi,dur işareti üzerine yavaşladı, orman muhafaza memuru olduğumuzu görünce hızlanarak gece karanlığından yararlanarak kaçtı, arazi çamur olduğundan gece karanlığında traktör kaybedildi, İlçe Jandarma Komutanlığından asker alınarak, köy muhtarı ile birlikte Ahmet A...'nın evine gelindi, sorulduğunda eşinin evde olmadığı şeklindeki bilgilere yer verilmiş, aynı günlü ikinci tutanakta ise sanığın eşinden Ahmet A...'nın Uşağ'a çocuklarını yolcu etmeye gittiği ve henüz dönmediğinin öğrenildiği belirtilmiştir.
Suça konu emvaller 23.12.1996 tarihinde bir ihbar üzerine nadasa bırakılmış bir tarlaya atılı olarak bulunmuş ve yediemin olarak köy muhtarına teslim edilmiştir.
Sanık suçlamaları ısrarla red ederek, olay tarihinde Uşak'ta olduğunu belirtmiş ve Ufuk Uğur isimli kişiyi tanık olarak göstermiştir.
Tanık Mustafa S... C.Savcılığı ve duruşmada; tutanakların doğru olduğunu belirterek, traktörün arka tekerleklerine ateş ettiğini,sonradan öğrendiklerine göre traktörün iki lastiğinin patladığını, odunları İhsan Durmaz'ın tarlasında bulduklarını, ateş ettiğinde traktörden de kendilerine ateş edildiğini,sanığı daha önceden muhtar olduğundan tanıdığını beyan etmiş;Tanık Kadir Ş... C.Savcılığında tutanakların doğru olduğunu belirterek benzer şekilde beyanda bulunmuş, duruşmada tayini çıktığı gerekçesiyle dinlenememiştir.
Tanık Alpaslan A..., C.Savcılığında, olayın başlangıcını benzer şekilde anlatarak, traktörde iki kişi olduğunu, traktördeki kişileri tanımadığını traktörden ateş edildiğini farketmediğini, duruşmada ise karanlık olması nedeniyle traktördeki kişileri tanımadığını, şimdide tanıyamayacağını, diğer arkadaşlarının da gecenin karanlığında şahısları tanıyacaklarını zannetmediğini, zaten anlık bir olay olduğunu söylemiştir.
Tanıklardan Ahmet Balaban 15-17 Aralık tarihleri arasında, Cemil Elen ise 14-15 Aralık tarihinde sanığı Uşak'ta gördüklerine dair beyanda bulunmuşlardır.
Tutanak tanığı Alpaslan A...'ın beyanları, olay akşamı sanığın Uşak'ta olduğuna dair eşinden alınan bilgi,sanığın savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın gece karanlığında tanınıp tanınamayacağının kuşkulu olduğu tutanak tanıkları Mustafa S... ve Alpaslan A...'ın beyanları arasında çelişki bulunduğu, üçüncü tanık Kadir Ş...'in ise duruşmada dinlenilmediği ayrıca,sanığın savunma tanığı olarak belirttiği Ufuk Uğur'unda beyanının saptanmadığı anlaşılmaktadır. Ceza Yargılamasının amacı maddi gerçeğin tesbiti ilkesine dayanır, bu nedenle, öncelikle savunma tanığı Ufuk Uğur ve son soruşturma aşamasında dinlenmeyen tutanak tanığı Kadir Ş...'in beyanları saptanarak varsa çelişkiler giderildikten ve gerektiğinde aynı koşullarda, sanığın tanınıp tanınmayacağı yönünden mahallinde keşif icra edilerek bir sonuca ulaşılması gerekirken eksik soruşturma ile hüküm kurulması isabetsizdir.
Bu nedenle yukarıda açıklanan şekilde soruşturma genişletilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinden Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ :Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,dosyanın yerine gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 4.5.1999 günü isteme aykırı olarak oybirliğiyle karar verildi.