 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/3-53
Karar no: 1999/87
T: 27.04.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Sanık Hamza T...'un, Orman Yasasının 91/5-son, 647 sayılı Yasanın 4.maddeleri uyarınca 1.710.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ve bu cezasının ertelenmesine ilişkin Uğurludağ Sulh Ceza Mahkemesince verilen 17/06/1997 gün ve 35/56 sayılı karar, katılan vekilinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 22/04/1998 gün ve 2283/4136 sayı ile;
"Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, Ancak;
Davanın dayanağını oluşturan suç saptama tutanağında,sanığın yaylada yaptığı ahırda kaçak olarak 46 adet 4.097 m3. çam maden direk kullandığının yazılı bulunmasına, keşifte dinlenen imzacı tanık Cemal D... yeminli beyanında tutanak içeriğini aynen doğrulamasına, yapılan keşif sonucu uzman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda suç konusu emvalin yapacak vasıfta çam maden direği olup dikiliden balta ile kesildiği, reçine akıntıları mevcut olduğunun belirtilmesine ve sanığın emvali düşük ve devrikten temin ettiğine ilişkin savunmasının herhangi bir delille desteklenmemiş bulunmasına göre, eyleminin Orman Kanununun 91/1-2 cümle son maddesindeki suçu oluşturduğu gözetilmeyerek yazılı madde ile hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise 27/05/1998 gün ve 47/47 sayı ile;
"Aynı konudaki benzer kararlarımız 3. Ceza Dairesince onanmıştır. Sanık,dikiliden ağaç kesmediğini, ormandan topladığını söylemiştir. Suç tutanağında sanığın ağaç kestiğine dair bir beyanı yoktur. Bilirkişi, raporunda emvalin yaş ol duğunu, reçine aktığını, balta ile dikiliden temin edildiğini belirtmişse de,ağaçların sanık tarafından kesildiğine ilişkin delil yoktur. Orman emvali binada kullanıldıktan sonra tesbit olunmuştur. Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde savunmanın aksi ispatlanamamıştır. Şüphe sanık lehine olup ispat külfeti sanığa yüklenemez." biçimindeki gerekçeyle önceki kararında direnmiştir.
Bu kararın da Yerel C.Savcıları tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma isteyen 03/02/1999 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen dosyaya göre;
Sanığın, Orman Yasasının 91/5-son, 647 sayılı Yasanın 4, 6.maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilen olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanığın üzerine yüklenen suçun niteliğine ilişkindir.
23/09/1996 günlü suç tutanağına göre, sanığın yayladaki ahırında yapılan kontrolde orta kutru 18 cm., boyu 6 metre olan 8 adet, orta kutru 18 cm., boyu 1.50 metre olan 1 adet, orta kutru 16 cm., boyu 2.00 metre olan 1 adet, orta kutkutru 16 cm, boyu 1.50 metre olan 1 adet, orta kutru 12 cm., boyu 1.50 metre olan 35 adet olmak üzere 4.097 m3.hacminde 46 adet damgasız çam maden direği kullandığı saptanmıştır.
Sanık, ormanda dikiliden ağaç kesmediğini, düşük ve devrikten topladığı emval ile ahırını tamir ettiğini savunmuştur.
Emvalin bulunduğu yerde keşif yapılmış, emvali inceleyen orman mühendisi bilirkişi, "emvalin çam maden direği olup yaş ve kabuklarının soyulduğunu, balta ile kesilmiş olduğunu, reçine akıntıları olup yapacak vasfında olduğunu, dikiliden temin edildiğini" bildirmiştir.
Sanık, herne kadar dikiliden ağaç kesmediğini, düşük ve devrikten topladığını savunmuş ise de; ağaçların dikiliden balta ile kesildikleri bilirkişi raporu ile sabittir. Düşük ve devrik ağaç ile baltayla kesilmiş ağaç, lifleri itibariyle birbirinden farklı olup gözle ayırdedilmesi mümkündür. Ayrıca sanığın ahırında kullandığı emvalin cinsi, orta kutru, boyu ve maden direği olması dikkate alındığında, bu ağaçların rüzgâr kırığı olması ve düşükten temin edilmesi de olanaksızdır. Kaldı ki; kesinleşen dosyaların dışında, Ceza Genel Kuruluna intikal eden diğer dosyalar da nazara alındığında, aynı soyadlı olup, aynı köyde oturan sanıkların toplam 200 kadar çam maden direği vasfındaki çürümemiş, çürümeye yüz tutmamış, sağlam ve yaş ağaç toplamaları, bu miktardaki ağacın aynı bölgede devrilmiş olması mümkün değildir. Bulunan ağaçlarda reçine akıntısının olması da yeni kesildiklerini göstermektedir.
Sanık bu emvalleri başkasından satın aldığını, başkasının kestiği emvalleri getirdiğini de ileri sürmemiştir. Kaldı ki; örf ve adetler de gözönünde tutulduğunda, bu miktarda yapacak niteliğindeki emvalin, kesip hazırlayanın dışında bir başkası tarafından götürülmesi düşünülemez.
Bu itibarla savunma samimi olmayıp, Orman Yasasını
82.maddesi uyarınca aksi sabit oluncaya kadar geçerli suç tutanağı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile sanığın, ormandan dikiliden yaş ağaç kestiği sübuta ermiş bulunduğundan, Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul Başkanı,"Ceza Genel Kurulunun 7.4.1999 gün ve 1999/52-85 sayılı kararına yazdığım karşı oy yazısındaki gerekçeyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum" diyerek bir kısım üyeler de "iddia, savunma, dosya kapsamı ve yerel mahkemece gösterilen gerekçeye göre direnme kararının onanması gerektiği" görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün istem gibi BOZULMASINA, 13/04/1999 günlü ilk müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından,27/04/1999 günü yapılan ikinci müzakerede oyçokluğu ile karar verildi.