Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/3-52
Karar no: 1999/85
T:  27.04.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Sanık Mustafa T...'un Orman Yasasının 91/5, son, 647 sayılı Yasanın 4.maddeleri uyarınca 1.710.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ve bu cezasının ertelenmesine ilişkin Uğurludağ Sulh Ceza Mahkemesince verilen 17.6.1997 gün ve 29/51 sayılı kararın, katılan vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3.Ceza Dairesi 22.4.1998 gün ve 2288/4202 sayı ile
"1-Dayanağını oluşturan  suç saptama tutanağında sanığın yaylada yaptığı evde 19 adet 0,559 m3 çam maden direğinin damgasız ve kaçak olarak kullanıldığının yazılı bulunmasına, keşifte dinlenen imzacı tanık Cemal D... yeminli beyanında tutanak içeriğini aynen doğrulamasına, yapılan keşif sonucu uzman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda suç konusu emvalin yapacak vasıfta çam maden direği olup dikiliden balta ile kesildiği, reçine akıntıları mevcut olduğunun belirtilmesine ve sanığın emvali düşük ve devrikten temin ettiğine ilişkin savunmasının herhangi bir delille desteklenmemiş bulunmasına göre eyleminin O.K. nun  91/1-2.  cümle, son maddesindeki suçu oluşturduğu gözetilmeyerek yazılı madde ile hüküm kurulması,
2- Sanığın sabıkasına konu İskilip Sulh Ceza Mahkemesinin 30.5.1991 tarih 120/205 sayılı eski mahkûmiyetinin sabıka kaydında infaz tarihi belirtilmediği cihetle ilam örneği ve infaz evrakları celp ve tetkik olunarak tekerrür hükümlerinin uygulanmasına esas olup olamayacağının araştırılmaması" isabetsizliğinden bozmuş.
Yerel Mahkemece 27.5.1998 gün 43/53 sayı ile; iki nolu bozmaya uyulmuş, bir nolu bozmaya ise, "Aynı konudaki benzer kararlarımız 3. Ceza Dairesince onanmıştır. Sanık, dikiliden ağaç kesmediğini, ormandan topladığını söylemiştir. Suç tutanağında sanığın ağaç kestiğine dair bir beyan yoktur. Bilirkişi, raporunda emvalin yaş olduğunu, reçine aktığını, balta ile dikiliden temin edildiğini belirtmişse de, ağaçların sanık tarafından kesildiğine dair delil yoktur.
Orman emvali binada kullanıldıktan sonra tespit edilmiştir. Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde savunmanın aksi ispatlanamamıştır.  Şüphe sanık lehine olup ispat külfeti sanığa yükletilemez." gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi yerel C.Savcıları tarafından süresinde istenildiğinden dosya; Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istemli 3.2.1999 günlü tebliğnamesi ile 3.Ceza Dairesine ve Özel Dairece de 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın, Orman Yasasının 91/5-son, 647 sayılı Yasanın 4.maddeleri uyarınca cezalandırılmasına ve bu cezasının ertelenmesine karar verilen olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; sanığın üzerine yüklenen suçun niteliğine ilişkindir.
23.9.1996 günlü suç tutanağına göre, sanığın yayla evinde yapılan kontrolde, evin onarımında orta kutru 9 cm. boyu 2 metre olan 15 adet, orta kutru 16 cm. boyu 4 metre olan 2 adet, orta kutru 18 cm. boyu 4 metre olan 2 adet olmak üzere 0,559 m3 hacminde 19 adet damgasız çam maden direğinin kullanıldığı saptanmıştır.
Sanık, ormanda dikiliden ağaç kesmediğini, devrik ve düşükten yel kırıklarını toplayıp evin onarımında kullandığını savunmuştur.
Mahallinde yapılan keşifde emvali inceleyen bilirkişi orman mühendisi "emvalin çam maden direği olup yaş ve kabuklarının soyulduğunu, balta ile kesilmiş olduğunu, reçine akıntıları olup yapacak vasfında olduğunu, dikiliden temin edildiğini" bildirmiştir.
Sanık herne kadar dikiliden ağaç kesmediğini düşük ve devrikten topladığını savunmuşsa da, ağaçların balta ile dikiliden kesildiği bilirkişi raporu ile sabittir. Düşük ve devrik ağaç ile baltayla kesilmiş ağaç, lifleri itibariyle birbirinden farklı olup gözle ayırdedilmesi mümkündür. Ayrıca sanığın evinde bulunan emvalin cinsi, orta kutru, boyu ve maden direği olması dikkate alındığında, bu ağaçların rüzgar kırığı olması ve düşükten temin edilmesi de olanaksızdır.
Kaldı ki kesinleşen dosyaların dışında Ceza Genel Kuruluna intikal eden diğer dosyalar da nazara alındığında, aynı soyadlı olan ve aynı köyde oturan sanıkların toplam ikiyüz kadar çam maden direği vasfındaki çürümemiş, çürümeye yüz tutmamış, sağlam ve yaş ağaç toplamaları, bu miktardaki ağacın aynı bölgede devrilmiş olması mümkün değildir. Bulunan ağaçlarda reçine akıntısının olması da yeni kesildiğini göstermektedir.
Sanık, bu emvalleri başkasından satın aldığını, başkasının kestiği emvalleri getirdiğini de ileri sürmemiştir. Kaldı ki örf ve adetler de nazara alındığında bu miktardaki yapacak vasfında bulunan emvalin, kesip hazırlayanın dışında bir başkası tarafından götürülmesi düşünülemez.
Bu itibarla savunma samimi olmayıp, Orman Yasasının 82.maddesi uyarınca aksi sabit oluncaya kadar geçerli suç tutanağı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile sanığın, ormandan dikiliden yaş ağaç kestiği sübuta ermiş ve bu iddianın aksi ispatlanamamış olduğundan Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul Başkanı; "Özel Daire bozması usul ve esas bakımından yerinde bulunmamaktadır, şöyleki;
1- USUL YÖNÜNDEN : Sanık hakkında Uğurludağ C.Başsavcılığının 28.3.1997 günlü iddianamesi ile; "yayla evinin onarımında, ormandan topladığı odunları kullandığı anlaşıldığından O.Y.nın 91/5-son maddesi uyarınca cezalandırılması" istemiyle kamu davası açılmıştır.
CMUY.nın 257. maddesi uyarınca "Hükmün mevzuu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibarettir." İddianame ve dayanağı olan suç tutanağı ile hazırlık evrakında da, sanığın ağaç kestiğinden sözedilmemektedir.
Yargılama sırasında CMUY.nın 259. maddesi de uygulanmamıştır. Bu nedenle sanık hakkında dikiliden ağaç kesmek suçundan dolayı usulünce açılmış bir dava bulunmamaktadır.
2- ESAS YÖNÜNDEN: 23.9.1996 günlü suç tutanağında, "sanığa ait yayla evinde yapılan kontrolde, kaçak orman emvalinin kullanıldığının saptanması üzerine sanığa sorulduğunda civarda bulunan ormanlardan temin ettiğini söylediği, bunun üzerine tutanak düzenlendiği" belirtilmiştir.
Sanık aşamalarda dikiliden ağaç kesmediğini, devrik ve düşüklerden topladığını savunmuştur. Sanığı ağaç keserken gören olmamıştır. Ağaç kestiğine dair bir iddia da bulunmamaktadır.
Öte yandan, kaçak orman emvali kullanıldığının tespitinden dokuz ay sonra yapılan keşifde bilirkişi; "emvalin yaş, kabukları soyulmuş, balta ile kesilmiş, reçine akıntıları mevcut, dikiliden temin edilmiş yapacak vasfında" olduğunu belirtmiş ise de, bilirkişinin bu beyanı ağaçların sanık tarafından kesildiğinin kanıtı değildir. Ağaçların başkaları tarafından kesilmesi ve sanığın götürmesi mümkün olduğu gibi düşük ve devrikten temin edilen emvalin, ev yapımında kullanılırken balta ile yeniden kesilip boylarının ve kalınlıklarının ayarlanması da olanaklıdır. Emvalin üzerinde hiçbir işlem yapmadan, ormandan getirildiği şekilde inşaatta kullanılması düşünülemez. Ayrıca, aynı soyadı taşıyan, başka kişiler hakkında da dava açılması tümünün bir araya gelip ormanı, tahrip etme amacıyla hareket ettiklerinin emvali ormandan toplamayıp kestiklerinin kanıtı olamaz.
Zira varsayımlarla hüküm kurulamaz. Ceza Yargılamasının amacı maddi gerçeğin ortaya çıkarılması olup kuşku sanık lehine yorumlanmalıdır.
Özel Daire bozma kararında belirtildiği üzere, "sanıktan, emvali düşük ve devrikten temin ettiğine ilişkin savunmasını herhangi bir delille desteklemesini" istemek, "masumiyet karinesi" ile çeliştiği gibi kanıtlama yükümlülüğünü de ters çevirmektedir. Savunmanın aksinin kanıtlanması yargı makamlarına aittir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik arzeden yerleşmiş kararlarında da vurgulandığı gibi, sanığın savunmasının aksini gösterir, dikiliden ağaç kestiğine dair yeterli ve kesin kanıt bulunmadığı ve varsayımlarla hüküm kurulamayacağı nazara alınarak bozma usul ve esasa uygun olmadığından direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir." gerekçesiyle ve bir kısım üyeler de "iddia, savunma, dosya kapsamı ve yerel mahkemece gösterilen gerekçeye göre direnme kararının onanması gerektiği" görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,13.4.1999 günlü ilk müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından 27.4.1999 günüyapılan 2. müzakerede tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini