 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/2-70
Karar no: 1999/68
T: 20.04.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Sanık Mustafa Y...'ın kavgada korkutmak için silah teşhiri suçundan beraatine; emirlere aykırılık suçundan, TCY.nın 526/1, 647 Sayılı Yasanın 4 ve TCY.nın 72. maddeleri uyarınca 485.000 lira hafif para cezasıyle cezalandırılmasına, ruhsatsız av tüfeği ve gaz tabancasının zoralımına ilişkin Elmalı Sulh Ceza Mahkemesince 18.2.1998 gün ve 82/24 sayı ile verilen karar, O Yer C.Savcısının temyizi üzerine dosyayı inceleyen 2. Ceza Dairesince 17.2.1999 gün ve 13600/1416 Sayı ile;
"Sanık hakkında emirlere riayetsizlikten açılmış bir dava olmadığından TCK.nun 526/1 maddesi ile tesis olunan hüküm hukuken geçersiz olduğundan temyiz isteminin CYUY.nın 317. maddesi gereğince REDDİNE" karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 17.3.1999 gün ve 30504 Sayı ile;
"Sanık hakkında, kavgada korkutmak amacıyla silah teşhiri suçundan açılan dava, sanığın alacak meselesinden müştekiyle tartışmasının kavga hali olarak nitelendirilemeyeceğinden bahisle beraatle sonuçlandırılmış, ancak sanıkta yakalanan gaz tabancası Antalya Valiliğince bulundurulması ve taşınması yasaklandığı için sanığın ek savunması alınarak "yetkili mercilerin emirlerine riayetsizlik" suçundan TCK.nun 526. maddesi gereğince hüküm kurulmuştur.
Tesbit edileceği üzere, sanığın iddianamede yazılı suçtan başka bir suç işlemiş olduğu duruşma sırasında ortaya çıkmış, mahkeme ise kavgada silah teşhiri suçunun, emirlere riayetsizlik suçuna dönüşmesinin mümkün bulunmadığını, iki eylemin müstakil suçlar olarak mütalaası gerektiğini gözetmemek ve CYUY.nın 259. maddesinde açıklanan usul kurallarını da uygulamamak suretiyle 307. maddede yazılı olduğu şekilde "kanuna muhalefet" etmiştir. Hükmün kanuna muhalif olmasının hukuki sonucu da Yüksek Yargıtayca BOZULMASI dır. (md.321).
Yüksek 2.Ceza Dairesi Kanuna muhalefet edilerek tesis edilen hükmü bozmak yerine, Yerel C.Savcısının temyiz itirazlarını, CYUY.nın 317. maddesi gereğince reddetmiş, ancak, maddede yazılı red sebeplerine dayanmayarak hükmün hukuken geçersiz olduğunu açıklamıştır.
Temyiz talebinin reddi üzerine hakimin, kesinleşme şerhi vereceği ilamı infaz için C.Savcılığına tevdi edeceği kuşkusuzdur. Burada önümüze çıkan sorun infazın nasıl önleneceğidir? İlam infaza verilmediği takdirde mahkeme esasını nasıl kapatacaktır? Ölüm, af, zamanaşımı, eylemin suç olmaktan çıkarılması hallerinde kesinleşmiş bir hükmün işlemden kaldırılması mümkündür. Keza, temyiz isteği reddedilerek ya da onanarak yahut temyiz edilmeyerek hüküm kesinleştiği halde yeniden kurulan ve hukuken geçerliliği bulunmayan hüküm de Yargıtayca temyiz isteğinin reddi üzerine CYUY.nın 253. maddesine dayanılarak işlemden kaldırılabilecektir.
Bir başka soru da şudur:
Temyiz isteği reddedilen Yerel C.Savcısı bu tür kararların Yüksek Yargıtayca hukuken geçersiz sayıldığını, dolayısıyla temyiz edilemez olduğunu düşünerek, temyizden imtina ederse en azından usul ve yasaya aykırı görülen bir karar temyiz denetimine tabi tutulmadan infaz edilmeyecek midir?
Görülüyor ki Yerel Mahkemenin kararının bozulması halinde bu sakıncalar ortadan kalkacak ve mahkeme bozma üzerine "CYUY.nın 259. maddesinin uygulanmasına ve bu konuda karar ittihazına yer olmadığına, sanık hakkında TCK. 526. maddesi gereğince işlem yapılmak üzere dosyanın C.Savcılığına tevdiine" karar vermek suretiyle işin esasını kapatabilecektir. Yüksek Yargıtayın 259. madde yönünden görüş ve uygulamaları da bu yöndedir." biçimindeki gerekçelerle itiraz ederek Özel Daire kararının kaldırılıp Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu gereği konuşulup düşünüldü:
CEZA GENEL KURULU KARARI
Kavgada korkutmak amacıyla silah teşhiri suçundan sanığın beraatine,emirlere aykırılık suçundan TCY.nın 526/1, 647 Sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık; dava açılmayan bir konuda verilen hükme yönelik temyiz isteğinin reddine karar verilip verilmeyeceğine ilişkindir.
CYUY.nın 150. maddesi uyarınca "tahkikat ve hüküm, yalnız iddianamede beyan olunan suça ve zanaltına alınan şahıslara hasredilir.
Bu hudut dahilinde olarak, mahkemeler İstiklal ile hareket etmek hak ve görevini haiz olup Ceza Kanununun tatbikinde kendilerine arz edilen iddialarla bağlı değildirler.
Aynı Yasanın 257. maddesinde ise; "Hükmün mevzuu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibarettir.
Fiili takdirde mahkeme, iddia ve müdafalarla bağlı değildir." hükümleri yer almaktadır.
Somut olayda sanık hakkında 23.5.1997 gün ve 69 Sayılı iddianame ile; şikayetçiye 13 milyon lira borç para veren sanığın alacağının ödenmemesi üzerine olay akşamı mağdurenin bindiği aracı durdurarak tartıştıkları, bu tartışma sırasında emanette kayıtlı olan av tüfeği ve gaz tabancasını korkutmak amacıyla gösterdiği iddiasıyla TCY.nın 466/1. maddesi uyarınca cezalandırılması için kamu davası açılmıştır.
Yapılan yargılama sonunda, "kavga olmadığının ve suçun unsurlarının gerçekleşmediğinin kabulü ile sanığın bu suçtan beraatine, ancak valilik kararına aykırı olarak gaz tabancası taşıdığından ek savunma hakkı tanınarak sanığın TCY.nın 526/1, 647 Sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş, mahkumiyet hükmü; "emirlere aykırılık suçundan açılmış bir dava bulunmadığı, dava açılmış olsa bile yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı" gerekçesiyle Yerel C.Savcısı tarafından temyiz edilmiştir.
CYUY.nın 150 ve 257. maddeleri uyarınca mahkemeler iddianamede belirtilen olayla bağlı olup, açılmayan bir davadan dolayı hüküm kuramazlar. Sanık hakkında alacak nedeniyle tartıştığı mağdura silah gösterdiğinden bahisle dava açılmış olup; emirlere aykırılık suçundan açılmış bir dava bulunmamaktadır. Bu nedenle Yerel Mahkemece, kavgada silah teşhiri suçundan beraat hükmü kurulduktan sonra ayrıca, açılmayan emirlere aykırılık suçundan CYUY.nın 259. maddesi hükmüde uygulanmadan mahkûmiyet kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Temyiz istemi üzerine Yargıtayca verilecek kararları, CYUY.nın 317. maddesi uyarınca temyiz isteminin reddi, 321. madde gereğince hükmün bozulması veya onanması yada 322. maddesi uyarınca düzelterek onamadır. Hangi hallerde temyiz isteminin reddine karar verileceği 317. maddede gösterilmiş olup bu hükme göre;“temyiz isteminin süresinde olmaması, hükmün temyiz edilemez nitelikte olması ve temyiz edenin buna hakkının olmaması" hallerinde istem reddolunacaktır. Olayda bu koşullar bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar verilemez, öte yandan 317. maddeye aykırı olarak böyle bir karar verilmesi halinde yasaya aykırı olan bu hüküm kesinleşecek ve infaz edilecektir. Bu ise giderilmesi olanaksız sonuçlar doğuracaktır.
Bu itibarla işin esasına girilerek inceleme yapılması zorunlu olduğundan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne,Özel Dairenin temyiz isteminin reddine dair 17.2.1999 gün ve 13600/1416 Sayılı kararının kaldırılmasına, temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Özel Dairesine gönderilmesine, 20.4.1999 günü oybirliğiyle karar verildi.