 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/2-181
Karar no: 1999/193
T: 21.09.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taklit ve tağşiş edilmiş gıda maddesi satmak suçundan sanık Fatma İ...'in 560 Sayılı KHK.nın 12/b maddesi yollamasıyla 18/A-g ve TCY.nın 119/5, 59, 647 Sayılı Yasanın 5 ve 6. maddeleri uyarınca 337.500.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına, bu cezasının 24 eşit taksitle alınmasına ve cezanın ertelenmesine ilişkin Kepsut Sulh Ceza Mahkemesince 12.6.1998 gün ve 149-109 sayı ile verilen kararın Yerel C.Savcısı ve sanık vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay Nöbetçi Ceza Kurulunca 5.8.1998 gün ve 10560-
10177 sayı ile;
"Sanığın imal edip satışa sunduğu ekmeklerdeki tuz oranının halen yürürlükte olan ekmeklerle ilgili TS 5000 Sayılı Standartta gösterilen miktarı geçmediği, etiketsizlik nedeniyle eyleminin 560 Sayılı KHK.ye 4128 Sayılı Kanunla eklenen 18. maddesinin A fıkrasının (f) bendine uyduğu gözetilmeden aynı fıkranın (g) bendine göre uygulama yapılması sonucu eksik ceza tayini" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 11.9.1998 gün ve 212-195 sayı ile, "560 Sayılı KHK.nın 7. maddesinde öngörülen Gıda Kodeksi, 16.11.1997 tarihinde yürürlüğe girmiş olup,
25. maddesinde satışa sunulan her gıda maddesinde etiket bulundurulması zorunlu tutulmuştur. Adı geçen KHK.nin 12/b maddesi, Gıda Kodeksine aykırı üretimi yasaklamış, 18. maddesinin (A) fıkrasının (g) bendi Gıda Kodeksine aykırı üretimin yaptırımını düzenlemiştir. Yerleşik uygulama da bu yöndedir." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararın da sanık vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 8.6.1999 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
CEZA GENEL KURULU KARARI
Gıda Kodeksine aykırı olarak etiketsiz ekmek satmak suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin Yerel Mahkeme kararı, Özel Dairece sanığın eyleminin 560 Sayılı KHK.nin 10. maddesi uyarınca çıkarılan Gıda Üretim ve Satım Yerleri Hakkında Yönetmelik hükümlerine aykırı davranmak olup, KHK.ye 4128 Sayılı Yasa ile eklenen 18/A maddesinin (f) bendinde yazılı suçu oluşturduğu gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma kararı sanık aleyhine olduğu halde, sanık duruşmada hazır edilerek bozmaya karşı diyeceği sorulmadan, sanık vekilinin bu konuda dinlenmesi ile yetinilerek önceki hükümde direnilmiştir.
CYUY.nın 326. maddesinde, "... Ancak, sanık hakkında verilecek ceza, bozmaya konu olan cezadan daha ağır ise herhalde dinlenilmesi gerekir." hükmü yer almaktadır. Savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayanan bu hüküm, emredici hükümlerden olup uyulmasında mutlak zorunluluk bulunmaktadır.
Ayrıca, direnmeye ilişkin karar başlığında sanığın soyadının "İncelen" olarak, nüfus kaydına göre yanlış yazıldığı görülmektedir. CYUY.nın 265. maddesinin 4. bendinde, duruşma tutanağında sanığın adının da yazılacağı hükmü getiril
miş olup, buyurucu bu usul kuralına aykırı davranılmıştır.
Öte yandan, 28.7.1999 tarihinde kabul edilerek 1 Ağustos 1999 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve aynı gün yürürlüğe giren 4421 Sayılı Yasanın 4/b-9.maddesi ile "1.1.1994 tarihinden 31.12.1998 tarihine kadar yürürlüğe girmiş kanunlardaki para cezaları 8 misli" artırılmış olup, bu düzenleme ile 560 Sayılı KHK.nin 4128 Sayılı Yasa ile değişik 18/A maddesinin gerek (f) bendinde belirtilen eylemin öngörülen yaptırımının alt sınırı 160.000.000 lira, gerekse (g) bendinde belirtilen eylemin yaptırımının alt sınırı 80.000.000 lira olarak sanık lehine değiştirilmiştir. TCY.nın 2/2. maddesi hükmü gereğince bu yeni yasal düzenleme dikkate alınarak sanığa yeniden önödeme ihtaratında bulunulmalıdır.
Bu itibarla saptanan bu usuli nedenler ve değişik gerekçe ile Yerel Mahkeme direnme hükmünün sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmeli
dir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün sair yönleri incelenmeksizin öncelikle saptanan usuli nedenler ve değişik gerekçe ile BOZULMASINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, sonuçta tebliğnamedeki isteme uygun olarak 21.9.1999 günü oybirliği ile karar verildi.