 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/1-8
Karar no: 1999/12
T: 09.02.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Tasarlayarak adam öldürmek suçundan sanık Erdal Ç...'in, suç niteliğinin değiştiği kabul edilerek, kasten adam öldürmek suçundan dolayı TCY.nın 448, 51/1,59. maddeleri uyarınca 15 yıl ağır hapis cezası ve fer'i ceza ile cezalandırılmasına ilişkin Kayseri 1.Ağır Ceza Mahkemesince 17.09.1997 gün ve 90-132 sayı ile verilen hükmün kendiliğinden temyize tabi olması ve sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1.Ceza Dairesince 10.02.1998 gün ve 4237-107 sayı ile;
"... Sanığın, adam öldürme eylemini sebat, ısrar ve soğukkanlılıkla işlediğinin savunmasından anlaşıldığı, bu durumda suçun ağır tahrik altında taammüden işlendiğini kabul ile TCY.nın 450/4, 51/2, 59. maddelerinin uygulanması gerektiği gözetilmeyerek yazılı biçimde hüküm kurulması" isabetsizliğinden, cezanın tür ve miktarı gözönünde tutularak CYUY.nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak nazara alınmak koşuluyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 04.05.1998 gün ve 60-67 sayı ile olayda tasarlamanın koşullarının gerçekleşmediği ve hafif tahrik hükmünün uygulanması gerektiğinden bahisle önceki hükümde direnmiştir.
Hükmün kendiliğinden temyize tâbi olması nedeniyle dosyayı inceleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulunca 06.10.1998 gün ve 222-291 sayı ile;
"... maktülün annesi Şerife Ç... tarafından verilen 26.05.1997 günlü dilekçenin Yerel Mahkemece davaya katılma hükümleri yönünden değerlendirilmediği ve yokluğunda verilen hükmün bu şahsa tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle gıyabında verilen hükmün dilekçe sahibi Şerife Ç...'a tebliği ile tebligat evrakının ve hükmün temyiz edilmesi halinde temyiz dilekçesinin de eklenerek, hükmün temyiz edilmese dahi kendiliğinden temyize tabi olması nedeniyle inceleme yapılabilmesi için geri gönderilmek üzere dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesine" karar verilmiştir.
Bu karar uyarınca, Yerel Mahkemenin 04.05.1998 gün ve 60-67 sayılı direnme kararı Şerife Ç...'a tebliğ edilmiş olup, bu şahsın süresinde temyiz dilekçesini sunması üzerine, dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında tasarlayarak adam öldürmek ve yasak silah taşımak suçlarını işlediği iddiasıyla TCY.nın 450/4, 51/1, 36 ve 6136 sayılı Yasanın 13/1.maddeleri uyarınca cezalandırılması için Kayseri C.Başsavcılığınca 09.05.1997 gün ve 4773/2252 sayılı iddianameyle kamu davası açılmıştır. Maktülün annesi Şerife Ç... ise kamu davasının açılmasından sonra sunduğu ve mahkemeye intikal etmiş bulunan 26.05.1997 günlü dilekçesinde; oğlunun öldürüldüğü olayda, sanık Erdal Ç...'in babası Ahmet'in azmettirmesi sonucunda, sanık tarafından planlanmak suretiyle öldürme eyleminin gerçekleştirilmiş olduğunu ileri sürdüğü ve bu konuda tanık göstererek dinlenilmesini istediği anlaşılmaktadır. Ancak, bu dilekçe Yerel Mahkemece davaya katılma hükümleri yönünden değerlendirilmeden, sanığın babası Ahmet Ç... hakkında suç duyurusu niteliğinde olduğu kabul edilerek, sanık hakkında verilen kararın kesinleşmesinden sonra gereği için C.Savcılığına gönderilmesine karar verilmiştir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren kararlarında belirtildiği gibi,kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye görmesini sağlamak için gösterilen tanıkların dinlenmesini ve soruşturmanın genişletilmesini istemek, davaya katılma istemi niteliğindedir ve CYUY.nın 366/2.maddesi uyarınca öncelikle bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmelidir.
Yukarıda açıklandığı üzere, maktülün annesi Şerife Ç... tarafından Özel Daire bozma kararından önce verilen 26.05.1997 günlü dilekçe Yerel Mahkemece davaya katılma hükümleri yönünden değerlendirilmediği gibi yokluğunda verilen hükmün bu şahsa tebliğ de edilmediği, hatta bozma kararından sonra verilen direnme kararının dahi tebliğ edilmediğinin anlaşılması üzerine, Ceza Genel Kurulunca hükmün Şerife Ç...'a tebliğ edilmesi sağlanmıştır. Şerife Ç... ise süresinde temyiz dilekçesini mahkemeye sunmuştur. Bu aşamada, artık Özel Daire bozma kararında belirtildiği şekilde, sanık açısından CYUY.nın 326/son maddesinde öngörülen kazanılmış hak kavramından da söz etmek mümkün değildir. Zira, Şerife Ç...'ın dilekçesi, katılma isteğini içerdiğinden öncelikle bu istem hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden hüküm kurulması CYUY.nın 366/2. maddesine aykırı olduğundan, işin esasına ilişkin inceleme yapılması olanaksızdır.
Öte yandan, talimat yoluyla dinlenilen ve beyanları hükme dayanak alınan tanıklar Necmettin A... ve Asım A...'e, talimat mahkemesi olan Sarız Asliye Ceza Mahkemesince tanıklıktan önce yemin ihtaratı yapılması ile yetinildiği anlaşılmaktadır. Bu tanıklara yemin verilmeyip yemin ihtaratı ile yetinilmesi CYUY.nın 56. maddesine aykırıdır.
Bu itibarla; Yerel Mahkeme direnme hükmünün öncelikle saptanan bu usuli nedenlerden dolayı ve sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle sair yönleri incelenmeyen Yerel Mahkeme direnme hükmünün öncelikle saptanan usuli nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 09.02.1999 günü oybirliği ile karar verildi.