 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/1-66
Karar no: 1999/72
T: 20.04.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Adam öldürmeye tam teşebbüs suçundan sanık olup, değişen şuç niteliğine göre, sanık Osman Ö...'in T.C.K'nun 456/2, 457/1 ve 59. maddeleri uyarınca 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık Cuma Ö...'in T.C.K'nun 456/4, 457/1, 59, 647 Sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 330.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ve bu cezasının ertelenmesine,
Aynı suça fer'an katılmaktan sanık olup, değişen suç niteliğine göre, sanık Sultan A...'ın T.C.K'nun 456/4, 65/3, 457/1, 59, 647 Sayılı Yasanın 4.maddeleri uyarınca 165.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına, cezasının ertelenmesine, sanık Mustafa A...'in T.C.K'nun 456/4, 62, 457/1, 59, 647 Sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 220.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, cezasının ertelenmesine,
75.000.000 lira manevi tazminatın, sanıklar Cuma Ö... ve Sultan A...'dan müteselsilen alınarak, katılan Hüsnü K...'a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine ilişkin KOZAN Ağır Ceza Mahkemesince 18.6.1998 gün ve 14/139 Sayı ile verilen karar, sanıklar vekilinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1.Ceza Dairesince 22.2.1999 gün ve 4094/398 Sayı ile;
"Mahkeme, iddiayı, savunmayı, delilleri ayrı takdir etmiş ve kavgayı sanık tarafın başlattığını kabul etmiş, takdirinde bir isabetsizlik bulunmamış olduğundan sanıklar vekilinin TCK.nun 51/2 nin tatbiki hususunda olumlu-olumsuz karar vermesi gerekir yolundaki tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiş, sanıklardan istenen manevi tazmınatın toplamı 150 milyon lira olduğundan ve hükmedilen tazminatın tamamı da aynı miktarı kapsadığından red edilen miktar üzerinden sanıklar vekili için ücreti vekalet tayini gerekeceği yolundaki bozma isteği de isabetli bulunmamıştır." denilerek tebliğname hilafına onanmıştır.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 11.3.1999 gün ve 108869 Sayı ile;
"Sanıklar vekili 18.6.1998 tarihli dilekçesiyle, sanıklar lehine tahrik hükümlerinin uygulanmasını istemiştir.
Bu durumda; Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde, olayda sanıklar lehine tahrikin olup olmadığı tartışılmalı ve konuyla ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmelidir.
Öte yandan, müdahiller vekili 8.4.1997 günlü dilekçe ile; her iki müdahil için ayrı ayrı 150'şer milyon lira yani toplam 300.000.000 lira manevi tazminat istemiştir.
Müdahil Yakup Korkmaz için 150.000.000 lira tazminatın tamamına, diğer müdahil Hüsnü Korkmaz için istenen 150.000.000 liranın 75.000.000 lirasına hükmedilip fazlaya ilişkin telep red edilmiştir.
Buna göre, müdahil Hüsnü Korkmaz için istenen tazminatın red edilen miktarına göre, sanıklar vekili için nisbi vekalet ücreti tayin edilmelidir." biçimindeki gerekçe ile itiraz ederek onama ilamının kaldırılıp, Yerel Mahkeme kararının belirtilen bu iki nedenden dolayı bozulmasını istemiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu,gereği konuşulup düşünüldü:
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen dosyaya göre;
Ö... Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasında subutunda uyuşmazlık bulunmayan olayda çözülecek sorunlar;
1- Olayda sanıklar lehine T.C.K'nun 51. maddesinin uygulanmasını gerektirecek tahrik nedeni bulunup bulunmadığı,
2- Katılan Hüsnü K... için istenen manevi tazminatın red edilen miktarı için sanıklar vekiline nisbi vekalet ücreti tayinine gerek olup olmadığı,
Hususlarına yöneliktir.
Yerel Mahkemenin kabulune göre,
1- Somut olayda, sanıklar Osman Ö..., Cuma Ö... ve Mustafa A...'in köy içinde, yanlarından geçmekte olan mağdurlara laf atmaları nedeniyle aralarında kavga çıkmış, bu kavga esnasında, sanık Osman mağdur Yakup K...'ı bıçakla hayati bölgelerine vurup 30 gün iş ve gücünden kalacak ve hayati tehlike geçirecek şekilde, sanık Cuma, mağdur Hüsnü K...'ı ele geçirilemeyen bıçakla sırtından 7 gün iş ve gücünden kalacak ve hayati tehlike geçirecek biçimde yaralamıştır. Olay sırasında; sanıklardan Sultan A...(Ö...), mağdur Hüsnü'yü kollarından tutmak suretiyle sanık Cuma'nın eylemine katılmış, sanık Mustafa A...'de, tornavida ile mağdur Yakup'a vurmak istediği sırada tanık İbrahim D...'in müdahalesi ile engellenmiş ve eylemi silahla etkili eyleme tam teşebbüs aşamasında kalmıştır.
Yerel Mahkeme bu kabule ulaşırken, olay yerinin kalabalık olması, olayın aniden gelişen yapısı, tanıkların bir kısmının taraflar ile akraba veya komşu olmaları yüzünden objektif davranamamaları nedeniyle kendi içinde ve bir birleriyle çelişkili olan tanık anlatımlarından ziyade, tanıkların ifadelerindeki ortak hususları, mağdurların beyanlarını ve sanıkların savunmalarını gözönünde tutmuştur.
Mahkemece itibar edilen bu kanıtlar incelenip irdelendiğinde; olayda,mağdur taraftan gelen ve sanıkların cezalarının azaltılmasını gerektirecek bir kışkırtma nedeninin bulunmadığı, tanık beyanlarının da taşıdıkları çelişki nedeniyle tahrikin varlığını ortaya koymaktan uzak oldukları görülmüştür. Bu itibarla sanıklar yararına tahrik hükümlerinin uygulanmamasında ve bu konuya ilişkin karar verilmemesinde bir isabetsizlik yoktur.
2- Öte yandan, "davanın ehemmiyetine göre kanunu mucibince takdir olunacak vekil ücretlerinin yargılama giderlerinden olduğu H.U.M.K'nun 423. maddesi ile hükme bağlandığı gibi, 29.5.1957 gün ve 4/16 Sayılı İçtihadı Birleştirme kararında da "Karşı tarafa yüklenmesi gereken ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretine diğer yargılama giderleri gibi mutlak suretle talep olunmaksızın kendiliğinden (resen) hükmedilmesi gerektiği ve bu gibi karşı tarafa yükletilmesi gereken vekalet ücreti taleplerinin ayrı bir dava konusu yapılmayacağı" belirtilmiştir.
Yerel Mahkeme, katılan Hüsnü K... için istenen 150.000.000 lira manevi tazminat talebinin 75 milyonluk bölümünün kabulüne hükmetmiş, red edilen miktar üzerinden sanıklar vekili için, avukatlık ücreti belirlememiştir. Oysa suç tarihinde yürürlükte olan ve 10 Mayıs 1997 gün ve 22985 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifelerinin 11. maddesinin 2. fıkrası uyarınca manevi tazminat talebinin reddedilen miktarı için, katılan lehine takdir olunan miktarı geçmeyecek şekilde, sanık vekili yararına da tarifelerin üçüncü kısmına göre vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir. Yargıtay C.Başsavcılığının bu hususa yönelen itiraz nedeni haklı olup kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
1- Olayda tahrik olup olmadığının tartışılıp bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği görüşüyle ileri sürülen itiraz nedeninin reddine,
2- İtiraznamede ileri sürülen ikinci itiraz nedeninin kabulü ile Ö... Daire onama kararının kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün "red edilen manevi tazminat miktarı üzerinden sanıklar yararına nisbi vekalet ücretine hükmedilmemesi" isabetsizliğinden BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, Yerel Mahkeme kararının hükmün fıkrasına "Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, müdahil Hüsnü K... için istenen tazminatın reddedilen miktarı olan 75.000.000 lira üzerinden tayin edilen 7.500.000 lira nisbi vekalet ücretinin katılan Hüsnü K...'dan alınıp sanıklar Cuma ve Sultan'a verilmesine" ibaresinin yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,20.4.1999 günü oybirliği ile karar verildi.