 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/11-81
Karar no: 1999/84
T: 27.04.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Gündüzün bina içerisinde hırsızlık suçundan sanık Aydın T...'ın T.C.K.nun 491/4, 522, 647 Sayılı Yasanın 4.maddeleri uyarınca 1.200.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin MUSTAFAKEMALPAŞA Sulh Ceza Mahkemesince 1.6.1998 gün ve 257/389 Sayı ile verilen karar, Yerel C.Savcısının temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 17.2.1999 gün ve 62/1579 Sayı ile;
Dosya içeriğine göre, mahkemenin kabülünde bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamenin 1. bendindeki (subuta yönelik) bozma düşüncesine iştirak edilmeyerek,
"......... sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;
Sanığın tekerrüre esas teşkil eden önceki hükümlülüğü bulunduğu gözetilmeden cezasının T.C.K.nun 81/1.maddesiyle artırılmaması" isabetsizliğinden oyçokluğu ile bozulmuştur.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 21.3.1999 gün ve 86336 Sayı ile;
"Sanığın suça konu ehliyet ve ruhsatı, savunmasının aksine müştekinin evine girerek çaldığını kabule yeterli açık ve kesin delil bulunmadığı halde, bu tür suçları işleme hususunda ehil olduğundan bahisle, mahkumiyetine karar verilmesi yerinde değildir" biçiminde ve karşı oy yazısında da yer olan gerekçe ile itiraz ederek, Özel Daire kararının kaldırılıp, Yerel Mahkeme hükmünün, belirtilen bu nedenle bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, sanığa atılan suçun subutuna ilişkindir.
"Gündüzleyin, pencerenin camını kırarak girdiği müştekinin evinden ehliyet, trafik tescil belgesi, motorlu araç trafik belgesi ve boş cüzdan çaldığı,bilahare, Karacabey ilçesinde hırsızlık yaparken yakalandığı, boş cüzdan dışındaki belgelerin üzerinde ele geçirilerek müştekiye teslim edildiği" iddiasıyla sanık hakkında kamu davası açılmıştır.
Sanık, aşamalardaki ifade ve sorgusunda; söz konusu belgeleri, gitmiş bulunduğu Mustafakemalpaşa ilçesinde bulduğunu, Bölge Trafik istasyonuna götürüp teslim etmek istediğinde, görevlilerin, "sahibine verirsin" diyerek bunları almadığını, kendisinin de belgeleri cebine koyduğunu, ancak okuma yazma bilmediğinden sahibini bulup teslim edemediğini" savunmuştur.
Yerel Mahkeme, müştekinin beyanı ve "sanığın bu suçları işleme hususunda ehil olduğu" gerekçesiyle atılan suçu sabit görmüş ise de; mevcut delillerin sanığın mahkumiyeti için yeterli ve inandırıcı bulunmadığı anlaşılmaktadır.Şöyleki;
1- Müşkekiye ait belgelerin sanığın üzerinde elde edildiği doğru olmakla beraber, bu husus, belgelerin sanık tarafından çalındığının başlıbaşına kanıtı olamaz.
2- Müşteki, aşamalardaki anlatımında, Mustafakemalpaşa ilçesindeki evine gündüzleyin pencere camının kırılarak girildiğini,suça konu belgeler ile içinde para olmayan cüzdanının çalındığını, ancak o sırada evde bulunmadığını ve eve gireni görmediğini söylemiştir. Dosyadaki 10.3.1997 günlü teslim ve tesellüm tutanağına göre, müştekiye teslim edilen eşyalar arasında cüzdan bulunmamaktadır.
Oysa, ister boş, ister içinde para olsun, sanık için müştekiye ait belgelerden,çok, cüzdan, maddi öneme haizdir. Buna göre, görgüye dayanmayan müşteki anlatımının suçluluğun sübutu bakımından kanıt değeri olmadığı gibi;
3- Dosyada, savunmanın aksini ortaya koyan hukuki değer taşıyan başkaca bir kanıtta bulunmamaktadır.
Ceza yargılamasının amacının, hiç bir duraksamaya meydan vermeyecek şekilde maddi gerçeğin ortaya çıkarılması olduğu dikkate alındığında; somut olayda bu amacın gerçekleşmediği ve eylemin sanık tarafından işlendiğinin kuşkulu kaldığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, kuşku sanık lehine yorumlanarak, müştekinin görgüye dayanmayan beyanı ve "sanığın bu suçları işleme hususunda ehil olduğu" varsayımına dayanarak verilen mahkumiyet kararını subut noktasından yerinde bulup,uygulamaya yönelik nedenle bozan Özel Dairenin çoğunluk düşüncesine karşı ileri sürülen itiraz nedeninin kabulüne karar verilmelidir.
Kurul üyelerinden bir kısmı, suçun subutunu yerinde görüp, uygulamaya yönelik nedenle bozan Özel Daire kararında bir isabetsizlik bulunmadığından itirazın reddine karar verilmesi gerektiği, aynı görüşe sahip bir Kurul üyesi de,ayrıca,sanığın hırsızlık eyleminin,müstekiye ait cüzdanın içinde para bulunmaması nedeniyle, tam kalkışma aşamasında kaldığı görüşüyle, karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C.Başsavcılığınca ileri sürülen itirazın KABULÜNE, Özel Daire kararının kaldırılarak, Yerel Mahkemenin sanık hakkında kurduğu 1.6.1998 gün ve 257/389 Sayılı mahkumiyet hükmünün subut yönünden BOZULMASINA, 27.4.1999 günü oyçokluğu ile karar verildi.