 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/10-37
Karar no: 1999/48
T: 23.03.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Teşekkül halinde uyuşturucu madde satmak suçundan sanık Dimu D...'in be raetine ilişkin İstanbul 6 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesince verilen 13.3.1998 gün ve 21/23 sayılı kararın C.Savcısı tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesi 8.6.1998 gün 5400/5818 sayı ile,
"Sanık Dimu D...'in 26.12.1996 tarihli olay tutanağı ve yakalama tutanakları ile diğer sanıkların oluşa uygun hazırlık aşamasındaki ifadeleri ve tutanak düzenleyicileri Ramazan T..., Osman B... ve Turgay B...'ın dosya içeriğine ve maddi delillere uygun yeminli beyanlarına göre, olay tarihinde Yüksekova ilçesinden temin ettikleri eroini Mustafa Yılmaz'a ait kamyonetle İstanbul'a getirip uyuşturucu maddeyi teslim için bekledikleri sırada diğer sanıklarla birlikte yakalandığı ve teşekkül halinde uyuşturucu madde ticareti yaptığı sabit olduğu halde dosya içeriğine uygun düşmeyen ve yasal olmayan gerekçelerle beraatine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozmuştur.
Yerel Mahkeme 18.11.1998 gün 183/252 sayı ile,
"İhbar üzerine sanık İhsan A... ve gösterdiği kamyonetin içinde Sanık Mustafa Yılmaz yakalanmıştır. İhbarda belirtilen 3. kişi etrafda aranmış, otobüs durağında bekleyen Dimu D... şüpheli görülüp emniyete götürülmüştür. Sanık, aşamalarda suçu inkar etmiştir.
Özel Dairece, tutanak düzenleyen polislerin beyanlarına itibar edilmişse de tutanaklar, olay yerine sonradan gelen ekip tarafından düzenlenmiştir. Halbuki sanıkları yakalayanlar bir başka ekipdir. Sanığı yakalayan polis memurlarının beyanları dikkate alındığında olaya katılmadığı anlaşılmaktadır. Sanıkların aynı otelde kalmaları da suçun birlikte işlendiğini göstermemektedir. Çünkü Anadolunun aynı bölgesinden gelen hemşeriler bir arada kalmaktadırlar. Tüm görevlilerin olay tutanağını imzalamaları da tutanağın doğru olduğunu göstermemektedir. Tanıklar, olay tutanağının doğru olmadığını söylemişlerdir. Sanığın suçu işlediğine dair kesin kanıt yoktur" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi C.Savcısı tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istemli 16.2.1999 günlü tebliğnamesi ile 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu,gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında teşekkül halinde uyuşturucu madde satmak suçundan açılan davada, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık suçun subutuna ilişkindir.
Esasın görüşülmesine geçilmeden önce olay tutanağını düzenleyen tüm tanıkların mahkemece dinlenmesine gerek olup olmadığı Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca "ön sorun" olarak ele alınmış, olay tutanağının kapsamına ve dinlenen tanık beyanlarına göre soruşturmanın genişletilmesine yer olmadığına oyçokluğuyla karar verildikten sonra dosyanın esası incelenmiştir.
Olay günü Narkotik Şubeye telefon eden ve kimliğini gizleyen bir bayan, Sümbül Sokakta 27 KC 210 plakalı kırmızı kamyonetin yanında tedirgin üç kişinin dolaştığını, kamyonetten alınan ağır bir poşetin kamyonetin yanına gelen mavi renkli Doğan marka bir otonun bagajına konduğunu ve otomobilin uzaklaştığını ihbar etmiştir.
Olay yerine giden güvenlik kuvvetleri sanık ile teşekkül halinde uyuşturucu madde satmak suçundan mahkûm olan ve haklarındaki hüküm kesinleşen sanıklar İhsan A... ile Mustafa Y...'ı yakalamışlardır. 25.12.1996 günlü yakalama tuta nağında, araç ve çevresindeki üç kişinin tespit edilerek tertibat alındığı, elinde bir poşetle kamyonetin kasasından çıkan İhsan A... ile, kamyonetin hemen yanında bulunan diğer sanıkların yakalandığı, İhsan'ın elindeki torbada 34 kg, arabada ise 57 kg uyuşturucu madde bulunduğu belirtilmiştir.
Emniyet Müdürlüğü Narkotik Büroda görevli memurlar tarafından düzenlenen olay tutanağında da, kamyonetin kapalı kasasına giren sanık İhsan'ın aşağıda beklemekte olan sanık Dimu D...'e ağır bir poşeti uzattığı sırada araç şoförü olan Mustafa D...'in aracın yanında bulunup etrafı kontrol ettiği, her üç sanığın birlikte yakalandıkları, Mustafa Yılmaz'ın üzerinde 34, 18 ve 57 kg olarak uyuşturucu maddenin miktarı ile ilgili bir pusulanın ele geçirildiği bildirilmiştir.
Sanık, karakolda ifade vermek istemediğini söylemiş, C.Savcılığında ve aşamalarda ise Yüksekovada elektronik eşya sattığını, uçakla İstanbula gelirken yanına tesadüfen İhsan A...'ın oturduğunu, Aksarayda otele gittiklerinde İhsan'ın çantasını bırakıp gittiğini, ertesi gün eşya almaya Güneşli'ye giderken Şirinevlerde durakda polislerin kendisini doğulu olduğu için şüphe üzerine karakola götürdüklerini, suçla ilgisi olmadığını savunmuştur.
Mahkûm olan sanık İhsan A... karakolda alınan ifadesinde, eroini kendini İranlı Ali olarak tanıtan kişiden aldığını, İstanbula getirmesi için Mustafa Yılmaz ile anlaştığını, onun kamyonetini alarak eroinin diğer sahibi Dimu D...le birlikte, uyuşturucuyu yiyecek maddelerinin içinde yerleştirip kamyoneti geri verdiklerini, 18 kg eroini, Dimu D... yakalanmadan önce mavi renkli Doğan marka arabayla gelen şahıslara teslim ettiğini ve suçu yüklenmesi için Dimu'nun para ve avukat tutma sözü verdiğini söylemiş, sonraki ifadelerinde ise Sanık Dimu D...'in olayla ilgisi olmadığını bildirmiştir.
Sanık Mustafa Yılmaz, karakolda alınan ifadesinde olayı diğer sanık gibi anlatmış, diğer ifadelerinde ise sanık Dimu D...'i tanımadığını emniyette gördüğünü belirtmiştir.
Yakalama tutanağını düzenleyen görevliler, mahkemede tanık olarak dinlenmişler ve ifadelerinde, "her üç sanığı da olay yerinde arabanın yanında yakaladıklarını" söylemişlerdir.
Beyanlarda isimlerinin geçmesi üzerine dinlenen ve olay tutanağında imzası bulunan bir kısım tanıklar, tutanağın doğru olmadığını, sanık Dimu D...'in kamyonetin yanında değil, ilerde otobüs durağında yakalandığını ileri sürmüşlerse de, bu beyanlara itibar edilememişdir. Zira aksi sabit oluncaya kadar geçerli yakalama ve olay tutanağına, and verilerek dinlenen tanık beyanlarına göre sanıklar olay yerinde yakalanmışlardır. Olay tutanağı, Narkotik şubede görevli tüm memurlar tarafından imzalanmış olup memurların bir kısmı, sadece güvenlik önlemlerini alan, sanıkların yakalanmasına doğrudan katılmayan memurlardır. Ayrıca ihbarda şüpheli üç kişiden bahsedilmiştir. Sanık Dimu D... ile İhsan A... birlikte İstanbula gelmişlerdir. Aksaraydaki bir otelde kalan sanık, Güneşliye gitmek için Şirinevlerde otobüs beklerken yakalandığını savunmuşsa da bu beyanı diğer deliller karşısında samimi görülmemiştir. Sanık İhsan A...'in eşyaları, sanık Dimu D...'in otel odasında olduğu gibi sanık İhsan, hazırlıktaki ifadesinde uyuşturucu maddeye ortak olduklarını bildirmiştir. Bu itibarla, sanığın teşekkül halinde uyuşturucu madde satışına katıldığı sabit olduğundan cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle, direnme hükmü bozulmalıdır.
Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul başkanı ve üyeler, " Yakalama tutanağını düzenleyen tanıklarla olay tutanağında imzası bulunan ve bu tutanağın doğru olmadığını bildiren tanık beyanlarına, savunmanın tanıklarca doğrulanmış bulunmasına, dosya kapsamına, kuşkunun sanık lehine değerlendirilmesinin gerekmesine ve
Yerel Mahkemece gösterilen gerekçeye göre direnme hükmünün onanması gerektiği" görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,23.3.1999 günü tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oyçokluğuyla karar verilmiştir.