 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/10-129
Karar no: 1999/140
T: 25.05.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Teşekkül oluşturarak uyuşturucu madde satmak suçundan sanık Zeliha K...'ın TCK.nun 403/5, 7, 405/2 ve 59. maddeleri uyarınca 2 sene 6 ay ağır hapis ve 950.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Ankara (2) nolu Devlet Güvenlik Mahkemesince verilen 2.11.1998 gün ve 67/137 sayılı karar, sanığın temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 5.4.1999 gün ve 2650/3650 sayı ile;
Tebliğnamede ileri sürülen iki neden yerinde görülmeyerek onanmıştır.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise; 30.04.1999 gün ve 12711 sayı ile;
"Sanık Zeliha K...'ın sonradan döndüğü polis ifadesi dışında eylemini diğer sanık Zakir Ö... ile teşekkül halinde gerçekleştirdiğine dair yeterli kanıt bulunmamaktadır. Eylemini bireysel olarak gerçekleştirdiği kabul edilmesi gerekirken hakkında ayrıca 403/7. maddenin uygulanması oluşa uygun düşmemektedir. Öte yandan Ö... Dairenin müteaddit uygulamalarında da benimsenen Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.12.1993 gün ve 301/338 sayılı içtihadında da açıklandığı üzere TCK'nun 405/2. maddesinin tatbik edilebilmesi için ismi verilen kişilere yönelik suçlama (atfı cürüm) yada iftira durumunun bulunmadığının belirlenmesinin zorunlu olduğu gözönüne alındığında, sanığın, suç ortağı olarak ismini verdiği Zakir Ö...'in yakalanamamış ve suçla ilgisi kanıtlanamamış olması nedeniyle, hakkında TCK.nun 405/2.maddesinin uygulanmasında isabet görülmemektedir." biçimindeki gerekçelerle itiraz ederek onama kararının kaldırılıp, sanığın kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla, Yerel Mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
Dosya, 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
CEZA GENEL KURULU KARARI
Dosya içeriğine göre, güvenlik görevlilerinin yapmış olduğu istihbari çalışmalar esnasında esrar maddesi bulundurduğu ve içtiği tesbit edilen Selahattin Balıkçı isimli şahsın evine gidildiği, adı geçenin kapıyı açması üzerine evde aramaya geçildiği sırada gazete kağıdına sarılı vaziyette sobanın altına saklanmış bulunan tahmini 8-10 gram esrar maddesini kendisinin çıkararak görevlilere teslim ettiği, yapılan ön sorgusunda bu esrar maddesini MELEK ismiyle tanıdığı bayandan 5 milyon lira karşılığında aldığını söylemesi üzerine belirttiği adresteki eve gidildiği ve Zeliha K...'ın yakalandığı, bu evde yapılan arama sırasında, Zeliha'nın, yatakların arasında saklanmış olan 10 gram civarındaki esrar maddesini çıkarıp görevlilere teslim ettiği anlaşılmaktadır.
Sanık Zeliha K... 25.2.1998 günlü kolluk ifadesinde; annesiyle birlikte kaldığı eve bir ay kadar evvel imam nikahlı eşi Zakir Ö...'in gelerek, küçük gazete kağıtlarına sarılı vaziyette 4-5 gram halinde esrar maddesi getirip, kendisinden bunları satmasını istediğini, önce karşı çıkarak "sen sat" dediğini, onun işi olduğunu söyleyerek bunları bıraktığını, daha önce esrar içicisi olarak tanıdığı SELOŞ lakaplı Selahattin Balıkçı'ya durumu anlattığını, annesiyle kaldığı eve gelen Selahattin'e üç parça halindeki esrar maddesini, beşer milyon lira karşılığında sattığını, üç parçasını 20 gün kadar evvel evin önünden polis ekibinin geçtiğini görünce korkup attığını,Selahattin'den üç defa da aldığı toplam 11 milyon lirayı kocası Zakir'e verdiğini, Selahattin'den başkasına esrar satmadığını, kalan esrar paketlerinden ikisini kendisini yakalayan polislere teslim ettiğini, Zakir'den olma 11 aylık bir çocuğu bulunduğunu belirtmiş, duruşmadaki sorgu ve savunmasında ise; gayriresmi eşi Zakir'in getirip bıraktığı maddeyi "Bu nedir" diyerek Selahattin Balıkçı'ya gösterdiğini, onun da alıp gittiğini, Zakir'in esrar satmadığını, ancak nereden aldığını bilmemekle beraber eve getirdiğini, "evde dursun" diyerek kendisine bıraktığını, satmak için getirmediğini, bu maddeden Selahattin'e sattığına ilişkin emniyet anlatımını kabul etmediğini, söylemiştir.
Esrar kullanmak suçu sabit görülerek verilen cezası onanmak suretiyle kesinleşen diğer sanık Selahattin'in kolluk anlatımı, sanık Zeliha'nın kolluk anlatımı doğrultusunda olup, duruşmadaki sorgu ve savunmasında; Zeliha'dan içmek için 2 defa esrar aldığını, karşılığında para vermediğini, ona da kocasının bıraktığını, kocasını tanımadığını, sanığı ise, aynı mahallede oturdukları için tanıdığını, emniyette, aldığı esrar karşılığında para verdiğini söylemediğini ifade et-
miştir.
Merkez Kriminal Polis Laboratuvarının 25.12.1998 günlü raporunda her iki sanıkta yakalanan bitki kırıntılarının, uyuşturucu maddelerden "Tetrahydrcannabinol" içeren ve esrar elde edilmesinde kullanılan dişi Hint Keneviri bitkisi kırıntıları olduğu bildirilmiştir.
Yapılan doktor muayenesinde sanıkların vücutlarında darp ve cebir izine rastlanılmadığı belirtilmiştir.
Ö... Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık; yukarıda
açıklanan oluş, savunma ve kanıtlara göre, sanık Zeliha'nın esrar satma eylemini;
a- Bireysel olarak mı yoksa, teşekkül halinde mi gerçekleştirdiği,
b- Suç ortağı olarak ismini verdiği kişinin yakalanamamış ve suçla ilgisi kanıtlanamamış olması nedeniyle hakkında TCK.nun 405/2. maddesinin uygulanmasında bir isabetsizlik bulunup bulunmadığı, hususlarına ilişkindir.
Uyuşmazlık konusu olan her iki hususta da sağlıklı bir çözüme ulaşabilmek için TCY.nın 403. maddesinde düzenlenen uyuşturucu madde satmak suçunun öğeleri ile TCK.nun 405/2. maddesinin uygulanma koşullarını tartışıp bu tartışmadan çıkan sonuçlara göre somut olayı ele alıp değerlendirmek gerekir:
TCY.nın 403. maddesinin 5. bendinde "uyuşturucu maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak satanlara veya satışa arz edenlere .... dört yıldan 10 yıla kadar ağır hapis ve uyuşturucu maddenin her gram ve küsuru için ellibin lira ağır para cezası verilir";
7. bendinde "Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, teşekkül oluşturanlar ile idare edenler veya bu teşekküle dahil bulunanlar tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza ayrıca yarı oranında arttırılır."
11 nci bendinde ise, "Birden ziyade kimsenin bu suçları işlemek için önceden anlaşmaları teşekkül sayılır." hükümleri getirilmiştir.
Görüldüğü üzere, maddenin 7. bendinde yer alan hükme göre, uyuşturucu madde satmak suçunun teşekkül halinde işlenmesinde cezanın arttırılacağı öngörülmüş olup, 11 nci bendinde teşekkülün tanımı yapılmıştır. Bu tanıma göre, suçu işlemek için iki veya daha çok kimsenin irade birliği yapması teşekkülün oluşması için yeterlidir. Maddi çıkar, manevi çıkar ve başka çeşitli nedenlerle teşekküle katılmak olanaklıdır. Hatta teşekküle katılanlar kendi aralarında bir işbölümü de yapabilirler.
O halde uyuşturucu madde satmak suçlarından iki veya daha fazla kimselerin suçu işlemek için önceden anlaşıp, birleşmeleri halinde teşekkülün oluştuğu kabul edilmelidir. Doğal olarak teşekküle katılanlar suçun kolayca işlenmesini sağlamak için kendi aralarında bir iş bölümüne gireceklerdir. Bunlardan bazılarının işin önemli bir bölümünü, bazılarının ise daha hafif kısmını üstlenmeleri veya bazılarının suçtan elde edilecek yararı bölüşürlerken, diğerlerinin belli bir ücret almaları teşekkülün oluşmadığı sonucuna varmayı gerektirmez.
TCY.nın 405. maddesinde ise; uyuşturucu maddeleri tedarik, kullanma ve bu suçlara katılma hallerinde, suçun ortaya çıkarılması veya failin ihbarı; bu suça iştirak halinde katılan failler veya bağımsız olarak bu suçu işleyenler bakımından birinci fıkrada cezayı kaldıran, ikinci fıkrada ise cezayı azaltan sebep olarak kabul edilmiştir.
Yasa koyucu bu hükmü koyarken; bu cürümlerin ortaya çıkarılarak faillerinin yakalanmaları ve cezasız kalmamaları düşüncesinden hareket etmiştir. Zira, uyuşturucu madde tedarikine ilişkin suçlar tehlike suçları olup,bu suçların koruduğu hukuki yarar, genel kamu esenliğidir. Suç haber alındıktan sonra olsa bile, uyuşturucu maddeyi sağladığı kişiyi veya uyuşturucu maddenin gizlendiği yeri bildirerek fail veya uyuşturucu maddenin ele geçirilmesini sağlayan, dolayısı ile genel kamu esenliğini korumaya yönelik uyuşturucu madde tedariki suçuyla mücadeleye katkıda bulunan fail hakkında TCY.nın 405 nci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen Ö... indirim hükümleri uygulanır.
Somut olayda sanığın, hakkındaki mahkumiyet hükmü onanarak kesinleşen sanık Selahattin'in aşamalardaki anlatımlarıylada doğrulanan savunmasından bir başka kişi tarafından sağlanan uyuşturucu maddeyi, bir iş bölümü çerçevesinde satma görevini üstendiği,güvenlik güçlerince cürüm haber alınıp esrar içicisi Selahattin'in yakalanması ile kendisine ulaşıldığında; evde yatakların arasına sakladığı esrar maddesini çıkarıp görevlilere teslim ederek kendi suçunun ortaya çıkmasına, yakalanamamış olsa bile, suç ortağının ismini vermek suretiyle, suçun niteliğinin belirlenmesine hizmet ve yardım ettiği anlaşılmaktadır.
Bu tesbite göre yapılan uygulamada bir isabetsizlik bulunmadığından,ileri sürülen her iki sebep yönünden Başsavcılık itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının REDDİNE, 25.5.1999 günü oybirliği ile karar verildi.