 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1998/9-55
K. 1998/123
T. 31.3.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YASA DIŞI TUTUKLAMA
TAZMİNAT İSTEMİ
KAMU DAVASININ ZAMANAŞIMINA UĞRAMASI
KARAR ÖZETİ: Tutuk kaldığı kamu davası "Zamanaşımı nedeniyle" ortadan kaldırılan davacı, 466 saydı Yasanın 1. maddesine göre "davanın zamanaşımına uğraması" nedenine dayanarak tazminat (ödence) isteyemez.
Çünkü andan maddede ödence (tazminat) için tek tek sayılan başvurma koşullarında "davanın zamanaşımına uğraması" durumu yoktur.
(466 s. KDYT. K. m. 1)
Haksız yere tutuklandığı günler için 466 sayılı kanun gereğince tazminat verilmesi isteğiyle davacı Şahin tarafından açılan dava üzerine, 466 sayılı Yasanın 1/6 maddesi uyarınca 219.231.095 Lira maddi ve 20.000.000 Lira manevi tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine ilişkin, (BergamaAğır Ceza Mahkemesi)'nce verilen 20.12.1996 gün ve 45-119 sayılı kararın, davalı vekili ve davacı tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince, 23.9.1997 gün ve 2125-4941 sayı ile:
"Davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.
Tazminat isteğine esas olan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmış bulunması karşısında, davacı yararına tazminata hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise, 10.12.1997 gün ve 128-129 sayı ile; "Anayasanın 19. maddesi uyarınca kısa sürede kamu davasını sonuçlandıramamış olan Devletin, zamanaşımına uğrayan dava sebebiyle sanığın beraat etme olanağı ortadan kaldırmış olması karşısında ve Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nin 2.11.1995 tarih ve 9069-11153 sayılı içtihadı gözönünde tutularak mahkememizce daha önce verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmıştır." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararın da davalı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerinde dosya, Yargıtay C. Başsavcılığının "bozma" istekli 17.2.1998 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza kulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık hakkındaki kamu davası zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılan davacının tutuklu kaldığı günler için tazminat isteminde bulunup bulunamayacağına ilişkindir.
Yasa dışı tutuk kalınan günler için uğranılan zararların devletçe hangi koşullarda tazmin edileceği 466 sayılı Yasanın 1. maddesinde açıklanmıştır. Buna göre;
"1- Anayasa ve diğer kanunlarda gösterilen hal ve şartlar dışında yakalanan veya tutuklanan veyahut tutukluluklarının devamına karar verilen,
2- Yakalama veya tutuklama sebepleri ve haklarındaki iddialar kendilerine yazılı olarak
hemen bildirilmeyen,
3- Yakalanıp veya tutuklanıp da kanuni süresi içinde hakim önüne çıkarılmayan,
4- Hakim önüne çıkarılmaları için kanunda belirtilen süre geçtikten sonra hakim kararı olmaksızın hürriyetlerinden yoksun kılınan,
5- Yakalanıp veya tutuklanıp da bu. durumları yakınlarına hemen bildirilmeyen,
6- Kanun dairesinde yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturulma yapılmasına veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına, veyahut beraatlerine veya ceza verilmesine mahal olmadığına karar verilen,
7- Mahkum olup da tutuklu kaldığı süre hükümlülük süresinden fazla olan veya tutuklandıktan sonra sadece para cezasına mahkum edilen kimselerin uğrayacakları her türlü zararlar, bu kanun hükümleri dairesinde Devletçe ödenir," hükmü öngörülmüştür:
Görüldüğü gibi, anılan maddede yedi bent halinde, ayrıntılı olarak, hangi hallerde tazminat ödeneceği belirlenmiş olup, bunlar arasında "kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması" hali zikredilmemektedir. Yasada ayrıntılı olarak düzenlenen ve sınırlı olarak sayılan bu hallerin açıklığıkarşısında, yorum yoluyla bunların genişletilmesi, yeni hallerin eklenmesi mümkün değildir. Bu nedenle, açılan bir davada suç vasfı sonradan değişmiş ve bu nedenle de dava zamanaşımı nedeniyle ortadan kalkmış bile olsa, tutuk kalınan günler için, devletten zararların giderilmesi istenemez.
Somut olayda, sanık hakkında TCY. nın 146/3, 173/3. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış, eylem TCY. nın 168/2. maddesi kapsamında görülerek bu madde uyarınca 6 yıl 8 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Bu hükmün temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nce; "sanık hakkındaki davanın, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına" karar verilmiştir. Davacı, söz konusu dava deneniyle 10.10.1980 tarihinde gözetim altına alınmış, 7.11.1980 tarihinde tutuklanmış ve 3.6.1983 tarihinde de tahliye edilmiştir. O halde, 466 sayılı Yasanın 1. maddesinde öngörülen hallerin hiç birisinin uyuşmazlık konusu, olayda gerçekleşmediği açıkca anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnmeye ilişkin gerekçesi yerinde olmayıp, hükmün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, yerinde olmayan Yerel Mahkeme direnme hükmünün, tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak (BOZULMASINA), 31.3.1998 tarihinde oybirliği ile karar verildi.