 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 1998/9-144
Karar No: 1998/193
Tarih: 26.5.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
SİLAHLI ÇETEYE GİRMEK
SUÇUN OLUŞMASI KOŞULU
KARAR ÖZETİ: Girdiği silahlı çeteden dört gün gibi kısa bir süre sonra çekilip, öğrenimine devam eden, kendisine silah ve malzeme verilmediği için güvenlik kuvvetlerine teslimi söz konusu ve yetkili makamlara çekildiğini bildirmesine gerek olmayan, çekildikten sonra da örgütün amacı doğrultusunda herhangi bir çalışmada bulunduğu belirlenemeyen sanık hakkında 3419 sayılı Yasanın ila maddesi uygulanmalıdır.
(3419 s. SFHK. m. 1/a)
Yasadışı silahlı çete üyesi olmak suçundan sanık Hıdır'ın TCK.nun 168/2, 3713 sayılı Kanunun 5 ve TCK.nun 59/2. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hakkında TCK.nun 31 ve 33. madde hükümlerinin uygulanmasına ilişkin (Ankara 1 Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi)nce 6.3.1997 gün ve 80/36 sayı ile verilen karar, sanık vekilinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce 11.11.1997 gün ve 2365-5462 sayı ile;
"İşlenen suçlara iştirak etmeksizin örgütten kendi isteği ile çekildikten sonra yakalanan sanığın bu tarihe kadar herhangi bir örgütsel eylemde bulunduğu hususunda delil elde edilemediği cihetle hakkında 3853 sayılı Yasayla değişik 3419 sayılı Yasanın ila maddesinin uygulanması gerekirken, son soruşturma sırasında (örgüte kendi isteğimle katılmadım. Benim herhangi bir suçum almadığı için pişman değilim) yolundaki savunmasına yanlış anlam vererek aleyhe yorum yoluyla yazılı şekilde hüküm tesisi" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise, 20.1.1998 gün ve 221-3 sayı ile;
"3618 sayılı Kanun ile değişik 3419 sayılı Kanunun ek 1. maddesindeki hüküm amir hükümdür. Yorum yoluyla genişletilemez. Sanığa birkaç kez Pişmanlık Yasasından istifade edip etmeyeceği sorulmuş, sanık cevaben örgüte katılmadığını bu nedenle bu yasadan yararlanmasının söz konusu olmayacağını bildirmiştir. Bozmada belirtildiği gibi ben örgüte kendi isteğimle katılmadım şeklinde bir beyanda bulunmamıştır. Nitekim, sanığın inkara yönelik beyanı ve yukarda belirtilen yasa hükmü karşısında, vekili de, sanık hakkında 3419 sayılı Kanunun 1/amaddesinin değil, TCK.nun 170. maddesinin tatbikini istemiştir. Bu durumda olayımızda 3853 sayılı Kanun ile değişik 3419 sayılı Kanunun ila maddesinde belirtilen koşullar oluşmamıştır." biçimindeki gerekçe ile direnmeye karar vermiştir.
Bu kararın da DGM C. Savcısı ve sanık vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C. Başsavcılığının bozma isteyen 24.4.1998 günlü tebliğ namesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunda duruşmalı inceleme yapılmadığından sanık vekilinin bu konudaki isteğinin reddine karar verildikten sonra Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
19 Mayıs Üniversitesinde öğrenci olan ve Tunceli İlinde örgütsel faaliyette bulunduğuna ilişkin bir ihbar üzerine Samsun'da kaldığı evde yakalanan sanık, kolluk, C. Savcılığı ve sulh Ceza Hakimliğindeki ifadelerinde örgüte girişini anlatmış, 1987 yılında Üniversiteye kayıt olduktan sonra PKK. örgütünün mücadelesine ilgi duyup sıcak bakmaya başladığını, bu amaçla Marksist-Leninist içerikli kitaplar okuduğunu, belli bir seviyeye gelince örgütün Samsun birinci sorumlusunun emriyle Tunceli'ye giderek kararlaştırılan şekilde örgüt elamanları ile buluşup kırsala çıktığını, kendisine CEMŞİT kod adı verdiklerini, bu kişilerle kırsalda kaldığı 4 gün içinde onların söyledikleri ile yaptıkları arasındaki çelişkiyi görerek hiç bir eyleme katılmadan örgütten kaçtığını, İzmir'e gittiğini, oradan da Samsun'a gelerek öğrenimine devam ettiğini, pişman olduğunu söylemiş, C. Savcılığında bu beyanını yinelemiş, duruşmasındaki savunmasında ise; hazırlık ifadelerinden dönerek, örgüte girmediğini pişmanlık duyacak bir şey yapmadığını söylemiş, TCY.nun 16812, 3713 sayılı Yasanın 5, TCY.nın 5912. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Açıklanan olayda, özel Daire ile yerel Mahkeme arasında oluş ve sübutta bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Çözülecek sorun hiç bir eyleme katılmadan kendi isteği ile örgütten çekilen sanık hakkında 3853 sayılı Yasa ile değişik 3419 Sayılı Yasanın ila maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkindir.
30.3.1988 tarihinde yürürlüğe giren Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair 3419 sayılı Kanunun yürürlükle ilgili 7. maddesi 27.3.1990 günlü 3618 sayılı Yasa ile değişmiş ve 3419 Sayılı Yasanın yayımı tarihinden itibaren 3 yıl sonra yürürlükten kalkacağı kabul edilmiştir. Bu değişiklik sonucu yasanın yürürlük Süresi 30.3.1991 günü sona ermiştir. Aynı konuda 29.11.1992 tarihinde 3853 sayılı Yasa ile yeniden düzenleme yapılmış, 30.3.1991 ila 29.11.1992 tarihleri arasındaki boşluk 3853 sayılı Yasanın geçici maddesi ile doldurulmuştur.
3419 sayılı yasanın değişik ila maddesi gereğince "Siyasi ve ideolojik amaçla suç işlemek için TCK.nun 313. maddesine göre kurulmuş TEŞEKKÜL TCK.nun 125 ve 131. maddeleri ile 146 ila 162. maddelerinde yazılı suçları işlemek üzere kurulmuş SİLAHLI ÇETE ve CEMİYETmensubu olup da, bu teşekkül, çete veya cemiyet tarafından işlenen suçlara iştirak etmeyenlerden, teşekkül, çete veya cemiyetin teşekkülü ve faaliyetleri hakkında bilgi vermek suretiyle teşekkül, çete veya cemiyetin dağılmasına veya meydana çıkarılmasına sebep olanlar veya teşekkül, çete veya cemiyet üyeliklerinden mukavemet göstermeksizin kendiliklerinden çekilerek güvenlik kuvvetlerine silah ve malzemelerini teslim edenler veya verecekleri bilgi ve belgelerle veya bizzat gösterecekleri çaba ile teşekkül, çete veya cemiyetin amaçladığı suçun işlenmesine engel olanlar hakkında" ceza verilmeyecektir.
Maddenin düzenlenme şeklinden de anlaşıldığı gibi ila bendinin uygulanması bakımından teşekkül, çete veya cemiyet tarafından işlenen suçlara iştirak etmeyenler ile yasanın yayımından önce işlenmiş suçlara iştirak edip haklarında tahkikata başlanmamış olanlar şeklinde bir ayrıma gidilmiş, teşekkül, çete veya cemiyetin teşekkülü ve faaliyetleri hakkında bilgi vermek suretiyle dağılmasına veya meydana çıkarılmasına sebep olanlar veya teşekkül, çete veya cemiyet üyeliğinden mukavemet göstermeksizin kendiliklerinden çekilerek güvenlik kuvvetlerine silah ve malzemelerini teslim edenler veya verecekleri bilgi ve belgelerle gösterecekleri çaba ile amaçlanan suçun işlenmesine engel olanlar hakkında ceza verilmeyeceği öngörülmüştür.
3419 sayılı Yasanın genel gerekçesinde, "Ceza mevzuatımızda yer alan bazı çeşit suçları işleyen kişilerin, suçu ve diğer failleri son soruşturma açılıncaya kadar açıklamaları halinde cezalarından indirim yapılması öngörülmekte, bir kısım suçları işleyenler için ise, mensubu bulundukları teşekkül, silahlı çete veya cemiyeti dağıtmaları veya ortaya çıkarmaları veya suç işlenmesini engellemeleri veya gizli ittifaktan çekilmeleri halinde ceza verilmemektedir. Türk Ceza Kanununun 141, 142,170, 171 ve 404. maddeleri buna örnek olarak gösterilebilir. Ancak yine Türk Ceza Kanununda yer alan ve Devlet düzenini yıkmaya yönelik bazı anarşik ve terör nitelikli suçlar için bu imkan tanınmamıştır. Halbuki böyle bir imkanın tanınması, bazı örgütsel suçların tamamıyla ortaya çıkarılmasına yardımcı olacaktır." denilmiştir. 1. maddenin gerekçesinde ise, "TCY.nın 170. maddesinde yer alan, "ceza verilemeyeceğine ilişkin hükmün" cemiyet ve çete kurulması suretiyle işlenen ve TCY.nın 168. maddesinde sayılan 125, 131, 146, 147, 149 ve 156. maddelerdeki suçlara münhasır bulunduğu, Ceza Yasasında aynı nitelikli bazı maddelerde yazılı suçların da aynı mahiyette işlenmelerinin mümkün bulunduğu, bu itibarla TCY.nın 170. maddesine benzer bir hükmün DAHA GENİŞ KAPSAMLI olarak düzenlendiği ve 1. maddenin kapsamına TCY.nın 141 ve 142. maddeleri ile 146. maddeden 163. maddeye kadar olan maddelerle 171 ve 313. madde hükümlerinin dahil edildiği" belirtilmiştir.
Görüldüğü üzere, Yasa Koyucunun amacı suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak topluma kazandırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için de, cemiyet veya çetenin sair efradı olan faillerin cemiyet ve çeteden çekilerek silahlarını terk ve teslim etmeleri halinde ceza tayin edilmeyeceğine ilişkin TCY.nın 170. maddesinden daha geniş kapsamlı bir düzenleme yapılması gerektiği sonucuna varılmış ve 3419 sayılı Yasa kabul edilmiştir.
Failin kendiliğinden örgüt üyeliğinden çekildiğinin kabulü için, mevcut olmayan silahının teslimi ve kolluk güçlerine teslim olması koşul değildir. Örgüte yeni giren, kendisine silah ve malzeme verilmemiş veya geri alınmış bir kimseden mutlak surette silah teslimi istenemez. Öte yandan, örgütten kaçan ve ilişiğini kesen failin, mutlaka güvenlik kuvvetlerine başvurması da zorunlu değildir. Çünkü cezasızlık sebeplerinden biri olan TCY.nın 170. maddesinin uygulanabilmesi için, mukavemet göstermeden ve silahını terk suretiyle örgütten çekilme yeterlidir. Ayrıca çekilmenin yetkili makamlara beyan edilmiş olması da şart değildir. Çete faaliyetlerine iştirak etmemek şeklinde zımni olarak çekilmenin mümkün olduğu öğreti ve uygulamada kabul edilmiştir (As. Çetin Özek, Devletin Şahsiyetine Karşı Cürümler, İÜHFM, c. XXIX, 3. 3, Sh. 503 ve devamı, Prof. Faruk Erem, Türk Ceza Hukuku, Özel Hükümler, C.3, Sh. 163 ve dv. Nejat Öztürk, Türk Ceza Kanunu Şerhi ve Tatbikatı, c. 1. Sh. 524, A. Pulat Gözübüyük, Türk Ceza Kanunu Şerhi, c. 2. Sh. 690). Yasa koyucunun yeterli görmeyerek kapsamını genişlettiği TCY.nın 170, 171/son maddelerinde aranmadığı halde, mevcut eksikliğin giderilmesi için çıkartılan 3419 sayılı Yasanın uygulanabilmesi için silah ve malzemenin mutlaka güvenlik kuvvetlerine tesliminin aranması Yasa Koyucunun amacı ile bağdaşmamaktadır.
Yukarıdaki düzenleme ve değerlendirmeler ışığında incelenen somut olayda kendisine silah ve malzeme verilmediği için güvenlik kuvvetlerine tevdii söz konusu olmayan sanık silahlı çetede dört gün gibi kısa bir süre kaldıktan sonra kendiliğinden çekilerek öğrenimine devam etmiş, çekildikten sonrada örgütün amacı doğrultusunda herhangi bir faaliyette bulunduğu belirlenememiş olduğundan hakkında 3419 sayılı Yasanın 1/a maddesi uygulanmalıdır.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyeleri, "örgüt saflarına isteyerek katılan sanığın 3419 sayılı Yasanın ila maddesinde yararlanabilmesi için salt örgütten ayrılması yeterli olmayıp, ayrıca güvenlik güçlerine teslim olması, örgüt hakkında bilgi vermesi ve pişman olduğunu duruşmada da belirtmesi gerekir. Oysa, incelenen dosyada bu koşullar gerçekleşmemiştir biçimindeki gerekçeler ile karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün istem gibi (BOZULMASINA), 26.5.1998 günü oyçokluğu ile karar verildi.