 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 1998/8-332
Karar No: 1999/8
Tarih: 02.02.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Nafaka borcunu ödememek suçundan sanık Hayati D...'nin İİK.nun 344. maddesi uyarınca on gün hafif hapsine, 354. maddesi uyarınca ihtarat yapılmasına ilişkin Bekilli İcra Ceza Hakimliğince verilen 28.11.1997 gün ve 10/10 sayılı hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8.Ceza Dairesi 16.03.1998 gün 2282/3570 sayı ile;
"Nafaka ilamının kesinleştiği tarih duruşma tutanağında belirtilmiş olmakla, tebliğnamedeki buna yönelen bozma nedenine katılınmamıştır. Ancak;
Borçlu sanığa gönderilen icra emrinin 08.09.1997 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin ise aylık nafaka alacağı oluşmadan 30.09.1997 günü yapıldığı, bu sebeple atılı suçun oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı biçimde mahkûmiyetine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme 22.05.1998 gün ve 9/10 sayı ile;
"İcra emrinde 72.000.000 lira birikmiş nafakanın ve işleyecek aylık 8.000.000 lira nafakanın tahsili istendiğinden, bozma kararında belirtildiği gibi aylık nafaka alacağının oluşmaması gibi bir durum doğmamıştır." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi Yerel C.Savcıları ve sanık vekili tarafından süresinde istenildiğinden dosya; Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istemli 09.11.1998 günlü tebliğnamesiyle 8.Ceza Dairesine ve Özel Dairenin 14.12.1998 gün ve 14479/16732 sayılı görevsizlik kararı ile 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu gereği konuşulup düşünüldü:
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın nafaka borcunu ödememek suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; sanığa yüklenen suçun yasal unsurlarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.
İİY.nın 344. maddesinde düzenlenen nafaka borcunu ödememek suçunun oluşabilmesi için;
1-Nafaka ödenmesine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayanılması,
2-Aylık nafakanın tahsili için icra takibine başlanmış ve 53 örnek icra emrinin borçlu-sanığa tebliğ edilmiş olması,
3-Borçlunun ilamda yazılı ödeme koşullarına uymaması,
4-Aylık nafakaya hükmedilmesi halinde icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması,
5-Borçlu-sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması hususunda açılmış bir davanın bulunmaması, dava açılmış ise sonuçlanmış olması, gerekmektedir.
Takip konusu yapılan birikmiş nafaka alacağı adi alacak niteliğinde bulunduğundan ödenmemesi halinde, unsurları itibariyle nafaka borcunu ödememe suçu oluşmamaktadır. İİY.nın 344. maddesinde yazılı suçun oluşabilmesi için; aylık nafakaya hükmedildiği takdirde icra emrinin tebliğinden itibaren bir aylık nafaka borcu tahakkuk etmeli, diğer bir deyişle tebliğden itibaren bir ayın dolması ile ortaya çıkan bu borç, borçlu tarafından ödenmemelidir. Bu süre geçmemişse, ödenmesi gereken ve gerçekleşen bir borçtan söz edilemeyeceği için, nafaka borcunun ödenmediği ve dolayısıyla suçun oluştuğu ileri sürülemez. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik arzeden kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda; 01.09.1997 günlü takip talebiyle, biriken dokuz aylık nafaka tutarı ile her ay için sekiz milyon lira aylık nafakanın tahsili talep olunmuştur. İcra emri 08.09.1997 günü borçlu-sanığa tebliğ olunmuş, bir aylık cari nafaka alacağı doğmadan 30.09.1997 günü şikayette bulunulduğundan,sanığa yüklenen suçun yasal unsurları oluşmamıştır. Bu itibarla, Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki hükümde direnilmesi yasaya aykırı olup Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,02.02.1999 günü oybirliğiyle karar verildi.