Hukuki.NET

T.C. 
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 1998/70
Karar No: 1998/156
Tarih: 05.05.1998

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
    Cumhuriyeti alenen tahkir ve tezyif etmek suçundan sanık Y.'ın TCY.n1n 159/1, 59/2, 647 sayılı Yasanın 6. maddeleri uyarınca 10 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına ve bu cezanın ertelenmesine ilişkin; (ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi)nce 4.11.1997 gün ve 42/211 sayı ile verilen kararın,sanık vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce, 5.2.1998 gün ve 6246/331 sayı ile;
    "Suça konu basın açıklaması bütün olarak ele alınıp incelendiğinde; ana teması itibariyle bir kısım yönetici ve görevlilerinin kirli ve gizli işlerle uğraştıklarının vurgulandığı, ağır eleştiri niteliğinde olduğu, Cumhuriyeti tahkir ve tezyif özel kastını taşımadığı bu nedenle de atılı suçun unsurları yönünden oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan üyeleri Ş. E. ve S. E. ise; "İçeriğinde (Devletin mafyalaştığı, mafyanın Devletleştiği,... faili meçhullerin faili Devlettir.. bir çok siyasi cinayetin gerisinde kontrgerilla örgütü vardır... bu gizli Devlet..) ibareleri bulunan 17 Kasım 1996 "Basın Açıklaması" başlıklı bildiriyi suç tarihinde Ankara Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı öjnünde oluşan topluluğa aynen okuyup ve bilahare orada bulunan basın mensuplarına dağıtan sanığın, bu eylemi TCK.nun 159. maddesinde öngörülen müsnet "Cumhuriyeti alenen tahkir ve tezyif etme" suçunu oluşturduğu, sanığın da ağır eleştiri kastı ile değli, suç işleme kastı ile hareket ettiği, binnetice hakkında hükmolunan mahkumiyet hükmünün onanması" görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
    Yargıtay C. Başsavcılığı ise, 25.2.1998 gün ve 119763 sayı ile; "Suça konu basın açıklamasında yer alan mafyanın ne olduğunun Meydan Larousse cilt 12, sayfa 580'de yapılan youmu;
    Sicilya'da yuvalanmış genellikle iktisadi temele dayanan ve siyasi hedeflere de yönelen karmaşık, teşkilatı gizli, şantaj, cürüm ve şiddet hareketlerini icra eden şebeke olarak izah edilmektedir.
    Basın açıklamasının irdelenmesine gelince;
    Daha basın açıklamasının ilk cümlesinde "Devletin mafyalaştığı mafyanın devletleştiği" denilmek suretiyle hedefin T.C. Devleti olduğu belirtilmiş, hakaret ve tezyif başlamıştır. İlk cümleden hareketle devam eden yazıda "T.C. Devleti mafya devleti olduğu için ülkemizde insan haklarına olan inancın tükendiği, kaba kuvvetin hakim olduğu faili meçhul cinayetlerin üzerinin örtüldüğü, gözaltında işkence ve ölümlerin sorumlularının cezasız kaldığı, hak ihlallerinin arttığı, kirli ve gizli işler çeviren emniyet müdürleri, milletvekilleri, devlet yöneticileri ile Türkiye'nin bir Latin Amerika Ülkesi olduğu" ve Türk Milleti'nce etraflarında bir sevgi yumağı oluşan gazetici yazar ve hukukçulardan U.M. M.A. Bahriye Üçok vs. isimlerinden bahsederek bunlar da bu operasyonun içinde midir? diye sorulduğu ve soruya yanıt yine devamı cümlede kendileri tarafından "iddia ediyoruz ki faili meçhullerin faili devlettir" diye verildiği, burada özel kastın tüm açıklığıyla ortaya konulduğu, Ceza Genel Kurulunun ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin kararlarında kabul edildiği gibi, Türkiye işlenen tüm faili meçhul cinayetlerin, hatta içlerinde canice katledilen kişilerin katilinin devlet olduğu iddia edilerek, bu insanlara karşı halkta bulunan sevgi de kullanılmak suretiyle devletin aşağılanmış küçük düşürülmüş olduğu, amaca yönelik tüm faillerin icra edildiği TCK.nun 159. maddesinin kanuni unsurlarının hepsinin oluştuğu" gerekçesiyle Özel Daire kararına itiraz etmiştir.
    Dosya, 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuulup düşünüldü:
 
    KARAR : Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, sanığa isnad olunan suçun yasal unsurları itibariyle oluşup oluşmadığına ilişkindir.
    TCY.nun 159/1. maddesinde; "Türklüğü, Cumhuriyeti, Büyük Millet Meclisi'ni, Hükümetin manevi şahsiyetini, Bakanlıkları, Devletin askeri veya emniyet muhafaza kuvvetlerini veya Adliyenin manevi şahsiyetini alenen tahkir ve tezyif edenler.. cezalandırılırlar" hükmü yer almaktadır.
    Konunun çözüme kavuşturulabilmesi için TCK.nunun 159. maddesiyle korunmak istenilen değerler ve suçun yasal ögeleri üzerinde durmak gerekir.
    Maddede "Cumhuriyet", korunan değerler arasında gösterilmiştir. "Cumhuriyet" sözcüğü 159. maddeye Mer'i Ceza Kanununda ve hükümet teklifinde yer almadığı halde, encümen tarafından "Devletin şekli olan Cumhuriyeti tahkir etmenin de bu maddede yazılı cürümler arasında bulunması muvafık görülmüştür." şeklindeki bir gerekçeyle dahil edilmiştir.
    Cumhuriyet, Devletin şeklini anlatır. Anayasanın 1. maddesine göre Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. Cumhuriyet, sözcük ve kavram olarak milli ve kutsal bir nitelik taşır. Nitekim, Anayasanın 5. maddesine göre Devlet şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki Anayasa hükmü değiştirilemez ve değiştirilmesi dahi önerilemez. Devletin şekli olan Cumhuriyetin her türlü saldırıya karşı korunması toplum yararı bakımından zorunlu görülmüş ve 159. maddeye bu amçala ilave edilmiştir. Maddedeki "Cumhuriyet" "Devlet" ile anlamdaştır. Bu nedenle Devleti tahkir ve tezyif, niteliği itibarkiyle Cumhuriyeti tahkir ve tezyif olur. Devlet ise, belli bir ülke içinde kurulan en üst iktidar ve selahiyeti temsil eden bir tüzel kişiliktir.
    Maddede Devlet organizasyonu içersinde TBMM., Hükümet, Bakanlıklar, askeri veya emniyet kuvvetleri ve adliye ayrı ayrı belirtildiğine ve bunların herbirine vaki tahkir ve tezyif suç sayıldığına göre bunları tümünü oluşturan "Devlet"e karşı tahkir ve tezyifin suç oluşturmadığını kabul mümkün değildir.
    Ancak bu hüküm ile Devlet kavramı ve Devletin varlığını oluşturan ve maddede sayılan kurumlar korunmuş olup bu kurumlarda yer alan kişi veya kişilerin ya da grupların korunması amaçlanmamıştır.
    Suçun maddi ögesi, maddede belirtilen kavramların varsayılan tüzelkişiliklerine yönelik, onları aşağılayan ve küçük düşüren hareketlerdir.
    Manevi ögesi ise tahkir ve tezyif kastıyla hareket edilmesidir.
    İncelenen dosya içeriğine göre;
    Sanığın İnsan Hakları Derneği ...... Şube Başkanı olduğu, olay tarihinde Ankara'da Yüksel Caddesi'ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde düzenlenen açık yer toplantısında, katılanlara hitaben "Basın Açıklaması" başlığını taşıyan bir bildiriyi okuyup, dağıttığı, bu bildiride;
    "Devletin mafyalaştığı, mafyanın devletleştiği bir ülkede insan haklarını savunuyoruz... kava kuvveti ve yetkiyi elinde tutanlar kendi koydukları kanunlarla ülkeyi yönetmektedirler... Bir yandan çığ gibi büyüyen ve yaygınlaşan hak ihlalleri, diğer taraftan kirli ve gizli işler çeviren emniyet müdürleri, millet vekilleri, devlet yöneticileri ve Türkiye bir Latin Amerika ülkesi oldu... Toplumun güvenliğinden sorumlu güvenlik güçleri bizzat toplumun güvenliğini tehdit etmektedir... İddia ediyoruz ki; "Faili meçhullerin faili devlettir" ve pek çok siyasi cinayetin gerisinde kontrgerilla örgütü vardır. Bu gizli devlet terör örgütü dağıtılmadan demokratikleşme ve insan hakları bakımından ileri adım atılamayacağı açıktır... ülkeyi yönetenler milletin değil servetin vekilliğini yapıyorlar ve bizleri kirlenmiş bir toplumda yaşamaya mahkum ettiler.. Çocuklarına temiz ve onurlu bir toplum bırakmak isteyen emekçi kitlelere sesleniyoruz; bu ülkeye adaleti, demokrasiyi ve insan haklarını hakim kılacak olan sizlersiniz!" gibi açıklamalara yer verildiği anlaşılmaktadır.
    Sanık aşamalardaki savunmalarında, kamuoyunda "Susurluk olayı" olarak adlandırılan olaydan sonra ülkedeki gelişmeleri dile getirip, basın açıklamasını hazırladığını, açıklamada yer alan hususların, kişisel düşünceleri olduğunu, bir vatandaş olarak eleştiri hakkını kullandığını, Türkiye Cumhuriyeti'ne hakaret etme kastının olmadığını belirtmiştir.
    Suça konu basın açıklaması bir bütün olarak ele alınıp incelendiğinde; Devletin yönetim kademesinde bulunan bir kasım kişilerin kirli ve gizli işlerle uğraştıkları, hak ihlallerinde bulundukları, bu nedenle toplumda meydana gelen kirlenmenin can güvenliğini tehdit ettiği ve bu duruma karşı demokratik yollardan mücadele edilmesi gerektiği düşüncesinin işlendiği görülmektedir. Söz konusu basın açıklamasının yapıldığı dönemde, "Susurluk olayı" olarak adlandırılan ve içinde bazı kamu görevlilerinin de karıştığı ısrarla ileri sürülen olay nedeniyle gerek yazılı gerekse görsel basında yer alan haberler ve oluşan kamuoyu nazara alındığında sanık tarafından bu olay nedeniyle ortaya çıkan gelişmelerin ağır bir şekilde eleştirildiği açıklıkla anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi sanık, sözkonusu basın açıklaması ile Devletin varlığını oluşturan kurumların içinde bulunan bazı kişilerin durumlarını vurgulamakta, Cumhuriyeti tahkir ve tezyif kastını taşımamaktadır. Bu itibarla Özel Dairenin çoğunluk görüşü yerinde olduğundan, Yargıtay C. Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmelidir.
 
    SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, yerinde olmayan Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının (REDDİNE), 31.3.1998 tarihli birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından 5.5.1998 tarihli ikinci müzakerede oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Suçlar] Dolandırıcılık mı hukuki ihtilaf mı 
  • 25.04.2024 13:09
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini