 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 1998/6-153
Karar No: 1998/223
Tarih: 16.6.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
OTOMOBİL HIRSIZLIĞI
OTOMOBİLİ KULLANMA HIRSIZLIĞI
KARAR ÖZETİ: Daha önce iki ayrı olayda çaldığı mobilet ve motorsikletleri parçalayarak satan sanığın, yakınanın evinin önünden çaldığı otomobilin polis ekibi tarafından belirlenerek takip edilmesi sonunda bir yayaya çarpıp otoyu terk edip gittiği olayda; a)Sanığın otoyu kullanırken takip edilmesi sonucu terketmesi, b) Bir engel olmadığı halde otoyu yakınana iade etmemesi yada onun kolayca bulabileceği bir yere bırakmaması c) Üç günlük sürenin yasanın aradığı "kısa bir süre" koşuluna uymaması, d) Geçmiş hükümlülüğü nedeniyle iade edilmek üzere alındığının açıkca anlaşılamaması nedenleriyle sanığın eylemi TCY'nın 493/2. maddeye uyan suçu oluşturur.
(765 s. TCK.m.493/2,494/1)
Hırsızlık suçundan sanık Hüseyin 'in TCY. nın 493/2,522,523,81/2-3. maddeleri uyarınca 2 sene 2 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin (Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesi)'nceverilen 17.06.1997 gün, 284/444 sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesi 16.04.1998 gün, 3956/3729 sayı ile;
"Oluşa, dosya içeriğine ve mevcut delillere göre sanığın eyleminin TCK.nun 494/1. maddesinde gösterilen suçu oluşturması ve müştekinin dava ve şikayetinden vazgeçmiş bulunması nedeniyle hükmün bozulmasına, CMUK.nun 322. TCK.nun 99. maddeleri uyarınca davanın düşürülmesine" karar vermiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığı 04.05.1998 gün ve 82687 sayı ile;
"TCY.nın 494. maddesinin uygulanması için gereken "taşıtın geçici olarak kısa süre kullanılması" ve "iade edilmek üzere alındığının açıkça anlaşılır olması" koşulları olayda gerçekleşmemiştir. Sanık, üç gündür elinde bulundurduğu otomobili kullanırken, polis ekibinin izlemesi ve bir kişiye çarparak yaralanmasına neden olması, otonun hasar görmesi üzerine, yakalanmamak amacıyla otoyu bırakıp kaçmıştır. Kendiliğinden iade ve terk yoktur. Sanığın eylemi TCY.nın 493/2.maddesine uygundur. Ancak, rızai bir iade olmadığı halde TCY.nın 523.maddesinin uygulanması, sanığın eski hükümlülüklerinden hangisinin tekerrüre esas alındığının gösterilmemesi, sabıka kaydındaki hükümlülüklere göre TCY.nın 81. maddesinin 3. fıkrasındaki sınırdan fazla artırım yapılması, kabule göre de; TCY.nın 523. maddesi ile indirim yapılırken yanlış hesap sonucu 15 gün fazla hapis cezasına hükmolunması yasaya aykırıdır" gerekçesiyle itiraz ederek Özel Daire kararının kaldırılıp hükmün bu nedenlerle bozulmasını talep etmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Dosya içeriğine göre;
Şikayetçi 21.03.1997 günü karakola müracaatla, evinin önüne saat 15.00 sırsarında park ettiği otomobilinin çalındığını bildirmiştir.
24.03.1997 günü saat 16.00 sıralarında ring görevi yapan polis ekibi, 21 .03.1997 günü çalındığı anons edilen otomobili görünce takibe başlamıştır. Polis ekibini görünce kaçmaya çalışan sanık, bir yayaya çarptıktan sonra olay mahallinden uzaklaşmıştır. Sanık iki gün sonra teslim olmuş, aşamalarda, şikayetçinin otosuna anahtar uydurarak aldığını, iki gün gezdikten sonra kaza yaparak kaçtığını, otomobili gezmek amacıyla çaldığını söylemiştir.
Yerel Mahkemece, otomobilin gezmek amacıyla değil sahiplenmek için anahtar uydurmak suretiyle alındığı kabul olunarak sanığın. TCY. nın 493/2, 522, 523, 81/2-3 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş, bu hüküm Özel Dairece eylemin TCY.nın 494/1. maddesine uygun bulunduğundan bahisle bozulmuştur.
Yargıtay C. Başsavcılığı ile Özel Daire arasında oluş ve sübutta bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Çözülecek sorun, sanık hakkında TCY. nın 494/1 maddesinin uygulanıp uygulanamayacağına ilişkindir.
TCY.nın 494/1. maddesindeki suçun oluşabilmesi için;
a) Hırsızlığın özel bir ulaşım aracı hakkında işlenmesi,
b) Çalınan aracın kısa bir süre kullanılması,
c) Aracın, zilyedine geri verilmesi veya kolaylıkla bulabileceği bir yere bırakılması, henüz bırakılmamış ise taşıtın iade edilmek üzere alındığının açıkça anlaşılır olması, gerekir.
Maddede "geçici olarak kısa bir süre" denilmek suretiyle, kullanmanın çok kısa bir süre devamı amaçlanmıştır. Öğretide Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler isimli kitabının 318. sayfasında konuya ilişkin görüşünü, "Taşıtın kısa bir süre kullanılması nihayet birkaç saat araç ile gezilmesi şeklinde olacaktır. Her halde kullanma süresi bir günü geçtiği hallerde bu suç oluşmaz ve genel hükümlerin uygulanması gerekir. "şeklinde belirtmektedir.
Somut olayda sanık, 21.03.1997 günü çaldığı otomobili, iade etmesine engel bir neden olmadığı halde iade etmemiş, uzun süre elinde bulundurmuş, kullanmayı sürdürmüştür, Üç gün sonra, polis ekibince takip edildiğinde kaza yapınca otomobili bırakarak olay yerinden kaçması kendiliğinden iade, kolaylıkla bulunabileceği bir yere bırakma ve iade için alınma olmadığını göstermektedir. Yine sanığın, dosyadaki eski hükümlülüklerine ilişkin karar örneklerinden iki ayrı olayda çaldığı mobilet ve motorsikletleri parçalarına ayırarak başka kişilere sattığı anlaşılmaktadır. Sanığın, geçmişine ilişkin bu belirlemede otomobili iade etmek üzere almadığını ortaya koymaktadır. Bu nedenle olayda, "otomobilin geçici olarak kısa bir süre kullanılması" ve "zilyetine iade edilmek amacıyla alındığının açıkca anlaşılır olması" koşulları gerçekleşmediğinden sanık hakkında TCY. nın 494/1. maddesinin uygulanması olanaksızdır. Yargıtay C. Başsavcılığının suç vasfına yönelik itirazının kabulü gerekmektedir.
SONUÇ Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C. Başsavcılığının suç vasfına yönelik itirazının kabulü ile 6. Ceza Dairesinin 16.04.1998 gün 3956/3729 sayılı, "Yerel Mahkeme hükmünün bozulması ve sanık hakkındaki davanın CMUY.nın 322,99. maddeleri uyarınca ortadan kaldırılmasına ilişkin" kararının kaldırılmasına, itiraz nedeni yapılan diğer hususların incelenmesi için dosyanın 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına (TEVDİİNE), 16.06.1998 günü oybirliğiyle karar verildi.