 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 1998/3-312
Karar No: 1998/377
Tarih: 15.12.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ORMAN YASASINA AYKIRILIK
KURU FİDAN KESME
İŞGAL VE FAYDALANMA
ÖZET: 1- Tapulu arazinin etrafını çevirmek için ormandan kuru fidan kesmek ya da bu eyleme azmettirmek a) ormanı sahiplenme, b) işgal etme, c) sahiplenmek amacıyla ormanı çevirme, d) işgal etme kasıt ve davranışlarını kapsamadığından işgal ve faydalanma suçunu oluşturmaz.
2- Orta kutru 8 cm.den az olan, kurumuş fide, çırpı ve çubuklar fidan ve ağaç kabul edilemeyeceğinden bunları dikiliden kesen sanığın eylemi OK.nun 91/5. maddesine uyan suç oluşturur.
(6831 s. OK. m. 93/1, 91/4-5)
Dikiliden ağaç kesmek suçundan sanık İhsanın TCY.nın 91/2, 4, son; 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 8.100.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin (Düzce 1. Sulh Ceza Mahkemesi)nce verilen 27.8.1997 gün ve 280-467 sayılı kararın C. Savcısı tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 21.10.1998 gün ve 8410/9546 sayı ile, "ağaçların kurumuş olması fidan vasfını kaldırmayacağından dosya içeriği ve bilirkişi mütalaası da nazara alınarak tebliğ namedeki (1) nolu bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, ancak; kabul ve uygulamaya göre hükmedilen hapis cezası miktarı itibariyle kısa süreli olmayıp 647 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince paraya çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yargıtay C. Başsavcılığı 26.11.1998 gün 91185 sayı ile,
"Sanığı işçi olarak tutan azmettirici konumunda bulunan, çam diktirip etrafını çevirten şahsın eylemi faydalanmaya yönelik olduğundan, sanığın eylemi de aynı mahiyettedir.
Ayrıca, kesilen emval kuru olup fidan olarak değerlendirilemez. Orman Yasasının 14. maddesinde kuru ağaçların kesilmesi cezalandırılmış olup fidanda böyle bir yasaklama yoktur. Yasa koyucu, fidanın kuru olmasını cezalandırsaydı, ağaçta olduğu gibi belirtirdi. Kurumuş bir fidanın ilerde ağaç olması düşünülemeyeceğinden fidan olarak kabul edilip ceza artırılamaz. Bu nedenle Orman Yasasının 91/4. maddesi ile cezanın artırılması yasaya aykırıdır." gerekçesiyle itiraz ederek kararın bu nedenlerle de bozulmasını talep etmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
Dosya içeriğine göre sanık olay günü Sami'ye ait ve ormana bitişik 183 nolu parselde yevmiyeli işçi olarak çalışırken, ormanda dikiliden orta kutru 8 cm.den az olan kuru fidanları kesmiş ve kazık yaparak çalıştığı arazinin etrafını çevirmiştir. Sanığın, 6831 sayılı Orman Yasasının 91/2, 4, son ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına ve bu cezasının ertelenmesine, tazminat, ağaçlandırma gideri, vekalet ücreti, nisbi harç tayinine ve zoralıma karar verilmiş, bu hüküm Özel Dairece sair itirazlar reddolunup "hükümolunan hapis cezasının uzun süreli olmasına rağmen 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin uygulanması" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Açıklanan olayda, Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasında, oluş ve sübutta bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Çözümlenecek sorun sanığın eyleminin işfal ve faydalanma suçunu oluşturup oluşturmadığı ve kesilen orta kuturları 8 cm.den az emvalin kuru olması nedeniyle fidan sayılıp sayılmayacağına ilişkindir.
1- Sanık, Sami'ye ait tapulu taşınmazda işçi olarak çalışırken, arazinin etrafını çevirmek için ormandan orta kutru 8 cm.den az olan kuru fidanları kesmiştir. Ormanı sahiplenmemiş, işgal etmemiştir. Sahiplenmek amacıyla ormanı çevirmemiş, işgal edici bir davranışta bulunmamıştır. Ayrıca sanığın eyleminde işgal ve faydalanmanın yasal öğesi olan devamlılık da bulunmamaktadır. Bu nedenle sanığın faydalanmak amacıyla hareket ettiği veya yanında çalıştığı kişinin işgal ve faydalanma suçuna iştirak ettiğine dair delil bulunmadığından bu yöne ilişen itiraz yerinde görülmemiştir.
2- Kesilen fidanların kuru olması nedeniyle sanık hakkında OY.nın 91. maddesinin 2 ve 4. fıkralarının uygulanıp uygulanamayacağına ilişkin itiraza gelince;
2896 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Orman Yasasının 91. Maddesinin 1.fıkrasında, "14. maddenin (A) ve (B) bentleriyle yasak edilen fiillerden yapacak emval veren ağaçların kesilmesi", 2. fıkrada ise "14. maddenin (A) ve (B) bentleriyle yasak edilen fiillerden yakacak emval veren ağaçların kesilmesi" yasaklanmış ve yaptırımı belirlenmiştir. Maddenin 4. fıkrasında, "14. maddenin (A) bendinde yazılı yetişmiş veya yetiştirilmiş fidanları kesmek, sökmek, ekim sahalarını bozmak, ağaçları boğmak, bunlardan yalamuk, pedavra, hartama çıkarmak fiilleri için verilecek cezalar beş misli artırılarak hükmolunur. Bu maddenin uygulanmasında fidandan maksat 8 cm.den daha az orta kuturlu ağaç ve ağaççıkların fidelik, çırpılık, çubukluk safhalarındaki halidir." hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin 5. fıkrası ise, "14. maddenin (A) ve (B) bentleriyle yasak edilen ve yukarıdaki fıkralarda yazılı bulunmayan fiilleri işleyenler" cezalandırılırlar hükmünü taşımaktadır.
Görüldüğü gibi Yasanın 14. maddesiyle, "Devlet ormanlarında;
A- Yetişmiş veya yetiştirilmiş fidanları kesmek, sökmek, ekim sahalarını bozmak, yaş ağaçları boğmak, yaralamak, tepelerini veya dallarını kesmek veya koparmak veya ağaçlardan yalamuk, pedavra, hartama çıkarmak,
B- Dikili yaş veya kuru ağaçları kesmek veya bunları kökünden sökmek veya bunlardan kabuk veya çıra veya katran veya sakız çıkarmak, yatık veya devrik ağaçları kesmek veya götürmek, kök sökmek, kömür yapmak,
C- Palamut, ıhlamur çiçeği her çeşit orman örtüsü, mazı kozalağı, tıbbi ve sınai nebatları veya orman tohumlarını toplayıp götürmek,
D- Ormanlardaki göl, gölet, baraj ve derelerde dinamit atmak veya zehir bırakmak suretiyle avlanmak,
E- Ticaret amacıyla olmaksızın kendi ihtiyacı için toprak, kum ve çakıl çıkarmak, eylemleri yasaklanmıştır.
Maddede geçen terimlerden ağaç, Orman Genel Müdürlüğünün 3.9.1964 gün 1950/138 sayılı tebliğinde, "Yaşı, çapı ne olursa olsun tabii olarak en az 8 metre ve daha yukarı boy yapabilen ve kökü , gövdesi, tepesi olan odunsu bitkiler" olarak tanımlanmıştır. Fidan ise "ağaçlama sahalarına dikilen veya ormanlarda tabii surette yetişen ağaç ve ağaççıkların, fidelik (gençlik, kültür), çırpılık, çubukluk safhalarındaki halidir. Ağaçlar bu hayat devresinde, ortalama olarak çapça 8 cm.ye, boyca 8m.ye kadar bir cesamet peydah ederler. Azami yaş da 20 yıldır. Fidanlıklarda ise fidan; ağacın sadece fidelik halini ifade eder..." şeklinde tarif edilmiştir.
Orman Yasasının 14/B ve 91. maddelerinde, ormanda dikiliden kesilen ağacın yaş veya kuru olması arasında fark gözetilmemiş ve yasa koyucu her iki halde de emvalin yapacak veya yakacak nitelikte olmasına göre failin aynı ceza ile cezalandırılmasını öngörmüştür. Zira ağaç kurumuş olsa bile, ekonomik bir değeri mevcuttur. Ayrıca kuru ağacın köklerinden sürgün vermesi de mümkündür.
Buna karşılık Yasanın 14/A maddesinde, "yetişmiş veya yetiştirilmiş fidanlar" denmiş, kuru fidandan söz edilmemiştir. Fidan, ağaç ve ağaççıkların fidelik, çırpılık, çubukluk safhası olduğuna göre, fidanın canlı olması, hayatiyetini devam ettirmesi ve ilerde ağaç olması aranmıştır. Fidan tanımlanırken, geleceği ölçü alınmıştır. Fide kurumuş ise, ilerde ağaç olamayacaksa fidandan söz edilemez. "Fidan" terimi, canlı, kurumamış, yaş fideleri belirtmektedir. Yasa koyucu, ekonomik ve sosyal yapıya katkısı büyük, yurdun ortak ve milli varlığı olan ormanların temelini oluşturan ve kesilmesi kolay bulunan fidanları korumak amacıyla O.Y.nın 91. maddesinin 4. fıkrasını kabul etmiştir. Nitekim; 91. maddenin gerekçesinde, 14. maddenin (A) ve (B) fıkralarında yazılı fiillerin işlenmesinin, ormanların tahribinde en tehlikeli sonuçlar doğuracağı için hapis veya para. cezası tertip edildiği belirtildikten sonra, "ayrıca ormanın ümidi ve istikbali bulunan genç ağaçlarda yapılacak tahribat ve hayvan beslemek suretiyle ika edilecek suçlar için cezaların teşdidi cihetine gidilmiştir." denilerek fidanların; ormanların ümidi ve istikbali olduğu kabul edilmiş ve kesilmeleri halinde bu nedenle ceza beş misli artırılmıştır.
Ekonomik değeri olmayan kuru fidanın kesilmesinde, kuru ağacın kesilmesi halinde hükmedilecek cezanın beş katı cezaya hükmedilmesi yasa koyucunun amacına da aykırıdır. Bu nedenle yasada açıkça belirtilmediği için kurumuş fidanların kesilmesi halinde OY.nın 91/1, 2 ve 4. fıkralarının uygulanması olanaksızdır.
Öte yandan kesilen kuru fidelerin orta kutru 8 cm.den az olduğu için ağaç vasfını kazanamamışlardır. Bu nedenle sanığın, sadece ağaçların kesimini cezalandıran OY.nın 91/1 veya 2. fıkrası ile cezalandırılması ve bu cezanın 4. fıkra ile artırılması gerektiği de ileri sürülemez.
Bu itibarla, orta kutru 8 cm.den az olan, hava koşulları ve diğer nedenlerle gelişemeyip kuruyan fide, çırpı ve çubuklar fidan ve ağaç olarak kabul edilemeyeceğinden, bunları dikiliden kesen sanığın eylemi OY.nın 91. maddesinin 5. fıkrasına uygun bulunduğundan, itirazın kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün bu nedenlerle bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyeleri, "Fidanlar kuru da olsa erozyonu önlemekte, orman örtüsünü oluşturmaktadır. Fenni usullerle, Orman İdaresinin izniyle kesilmelidir. İzinsiz kesimi, maddi zarar doğurmaktadır. Yasada yaş veya kuru ayırımı yapılmaksızın fidanların kesilmesi özel olarak düzenlenmiş olup, sanık hakkında OY.nın 91. maddesinin 2 ve 4. fıkralarının uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle Yargıtay C. Başsavcılığının itirazı reddolunmalıdır." gerekçesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle,
1- Sanığın eyleminin işgal ve faydalanma suçunu oluşturduğuna ilişkin itirazın reddine oybirliğiyle,
2- Sanık tarafından kesilen kurumuş fideler "fidan" sayılamayacağından ve dolayısıyla hakkında 6831 sayılı Yasanın 91. maddesinin 5. fıkrasının uygulanması gerektiğinden Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının bu nedenle kabulüne Yerel Mahkeme kararının bu değişik gerekçeyle de (BOZULMASINA), 15.12.1998 günü oyçokluğuyla, karar verildi.