 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1998/3-170
K. 1998/239
T. 23.6.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DEVRİK ORMAN EMVALİ ÜZERİNDE ŞEKİL DEĞİŞİKLİĞİ
YAPMAK
TAMAMLANMIŞ SUÇ
SUÇA KALKIŞMA
KARAR ÖZETİ: Ormanda -başkaları tarafından kesilmiş olsa dahi- önceden kesilmiş devrik orman emvalini ele geçmeyen motorlu testere ile parçalamak suretiyle üzerinde şekil değişikliği yaptığı sırada orman içinde yakalanan sanığın 6831 sayılı Yasanın 91/5. maddesine uyan suç tamamlanmıştır.
(6831 s. OK.m.91/5)
(765 s.TCK.m.61)
6831 Sayılı Yasaya aykırı davranmak suçundan sanık Sedat 'ın değişen suç niteliğine göre 6831 sayılı Kanunun 91/5, TCK.nun 61, 6831 sayılı kanunun 91/son maddeleri uyarınca 3 ay hapis ve 450.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, suça konu emvalin zoralımına ilişkin (Borçka Sulh Ceza Mahkemesi)'nce16.9.1996 gün ve 92/81 sayı ile verilen karar, katılan idare vekili ve üst C. savcısının temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 10.6.1997 gün ve 6050/7086 sayı ile;
"Davanın dayanağı suç saptama tutanağı içeriğine ve imzacı tanıklar Erdem ile Ali Naci ve tanık Remzi'nin beyanlarına göre suç konusu emval üzerinde işlem yaptığı anlaşılan sanığın eyleminin tamamlanmış olduğu gözetilmeden yazılı şekilde eksik teşebbüs aşamasında kaldığından bahisle karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise 11.8.1997 gün ve 66/72 sayı ile;
"Sanık, tutanak yazmanı ve Bölge Şefi Erdem tarafından yola emval attığı sırada yakalanmıştır. tanık Erdem, olay yerine motor sesi üzerine gittiğini, ancak sanığı motorla ağaç keserken görmediğini ve bu sırada olay yerinde bir başkasının olabileceğini sezinlediğini beyan etmektedir. Bu tesbit gözönüne alındığında; tartışmasız olan, sanığın ormandan yola emval dökerken yakalandığıdır. Varolan deliller, emvali sanığın kestiği sonucuna götürmeye yeterli değildir. Emvalin başkalarınca kesilme olasılığı vardır. Olay yerinde motor sesinin duyulmuş olması emvalin sanık tarafından kesilmesinin kesin delili olamaz. Nitekim tanık Erdem'in beyanına göre olay yerinde bir başkasının bulunma olasılığı vardır. Tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere, suç tutanağı olay sonrasında tutulmuştur. Olayın olduğu sırada diğer tutanak yazmanı Ali Naci olay yerinde bulunmamaktadır. Tanık şoför Remzi ise, olay meydana gelip bittikten sonra olay yerine gitmiştir. Bu yönüyle bu tanıkların beyanları, eylemin tamamlandığının kanıtı olamaz." biçimindeki gerekçe ile önceki hükümde direnmeye karar vermiştir.
Bu kararın da, katılan, o yer ve üst C. savcılarınca süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C. Başsavcılığının bozma isteyen 20.5.1998 günlü tebliğnamesiyle, 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanığa isnad olunan suçun tamamlanmış olup olmadığına ilişkindir.
Sanık kendisi tarafından kesildiği kanıtlanamayan, ancak önceden kesilmiş bulunan devrik orman emvalini ele geçmeyen motorlu testere ile parçalayıp üzerinde şekil değişikliği yaptığı sırada orman içinde yakalanmıştır.
Sanığın eylemine uyan suç, 6831 sayılı Yasanın 91/5. maddesinde yaptırıma bağlanmıştır. Buna göre "aynı yasanın 14. maddesinin (A) ve (B) bentlerinde yasak edilen fiilen işleyenlerin" cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır. 6831 sayılı Yasanın 14. maddesinin (B) bendinde ise; "Dikili yaş ve kuru ağaçları kesmek veya bunları kökünden sökmek veya bunlardan sakız çıkarmak, yatık veya devrik ağaçları kesmek veya götürmek, kök sökmek, kömür yapmak" eylemleri sınırlı bir biçimde sayılmış bulunmaktadır.
O halde, devrik veya yatık emval üzerinde kesme, yontma, kömür yapmak gibi şekil değişikliğine neden olarak bir işlem yapılması halinde 6831 sayılı Yasanın 91/5. maddesinde açıklanan suç tamamlanmış olmaktadır. Suçun tamamlanması için emvalin orman dışına çıkarılması koşul değildir.
Emvalin orman sınırları içindeyken yakalanması halinde suça kalkışma hükmünün uygulanabilmesi, üzerinde şekil değişikliğine yol açan hiç bir işlem yapılmayan, yatık veya devrik ağaçların götürülmesi halinde olanaklıdır.
Bu ilkeler, Ceza Genel Kurulunun 25.10.1993 gün ve 278/282 sayılı kararında da benzer biçimde açıklanmış bulunmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda sanık; devrik emval üzerinde şekil değişikliğini sağlayan işlem yaptığından, yüklenen suç tamamlanmıştır.
Bu itibarla, direnme kararının bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ Açıklanan nedenlerle, katılan vekili, o yer ve üst C. savcılarının temyiz itirazları yerinde görüldüğünden direnme kararının istem gibi (BOZULMASINA), 23.6.1998 günü oybirliği ile karar verildi.