Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 1998/11-205
Karar No: 1998/304
Tarih: 13.10.1998

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
SINIFTAKİ ÖĞRENCİLERİN ÇANTASINDAN HIRSIZLIK
TESELSÜL
 
KARAR ÖZETİ: Bir çok öğrencinin öğrenim gördüğü sınıfa girip ayrı sıralardaki üç ayrı kişiye ait olduğunu bilmesi gereken çantaların içinden hırsızlık yaparak her mağdura yönelik eylemini bulduğu fırsattan yararlanıp "ayrı ve yeni bir kararla" gerçekleştiren öğrenci olmayan sanığın eylemleri arasında Subjektif bir bağlantı yanı aynı suç işleme kararı bulunmadığından olayda teselsül hükümlerinin uygulanması yasaya aykırıdır.
 
(765 s. TCK. m. 491/4, 80)
 
Hırsızlık suçundan sanık Fatih'in, TCY.nın 491/4, 522, 523, 55/3, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 130.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve bu cezasının ertelenmesine ilişkin (Kayseri 2. Sulh Ceza Mahkemesi)nce verilen 30.9.1997 gün ve 1434/1192 sayılı hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesi 29.4.1998 gün 3681/3172 sayı ile;
 
"Sanığın hırsızlık suçunu sınıfta bulunan ve ayrı kişiye ait olduğu anlaşılan çantadaki cüzdandan gerçekleştirdiği sübuta ermesine göre, bu eylemin diğerlerinden bağımsız suçu oluşturduğunun kabulünde zorunluluk bulunduğundan, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmeyerek hükmün onanmasına" karar vermiştir.
 
Yargıtay C. Başsavcılığı 19.6.1998 gün ve 114279 sayı ile;
 
"Öğrenci olmayan sanık, girdiği sınıftaki sıra ya da sıralar üzerinde bulunan üç kişiye ait çantalardan para ve kredi kartları çalmıştır. inceleme konusu olan olayın dışında kalan, diğer olaylarla ilgili dava dosyaları araştırılmalı, TCY.nın 802 maddesinin değerlendirilmesi için davalar birleştirilmeli veya bu konu kararda tartışılmalıdır. Hırsızlık yapılan çantaların değişik kişilere ait olması, kastın yenilendiğini kabule yeterli değildir. Mekan ve zaman birliği olup, TCY.nın 80. maddesi uygulanmalı ve tartışılmalıdır. Ceza Genel Kurulunun 2.3.1987 gün, 341/84 sayılı kararında öğretmen odasında ayrı kişilere ait iki çantadan para çalınması müteselsil suç olarak kabul edilmiştir" gerekçesiyle itiraz ederek onama kararının kaldırılıp Yerel Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
 
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
İtirazın ileri sürülen husus hakkında sağlıklı bir hukuki sonuca ulaşabilmek için TCY.nın 80. maddesinde düzenlenen müteselsil (zincirleme) suçun hukuki niteliğine ilişkin olarak öğretide ileri sürülen görüşler ile yargısal kararlar gözönüne alınmalı ve somut olay bu verilerin ışığında irdelenerek değerlendirilmelidir.
 
Ceza Hukukunda, yasadaki tarife uygun her netice ilke olarak ayrı bir suç oluşturur ve fail kaç netice meydana getirmişse o kadar suç işlemiş sayılarak, herbirinden dolayı ayrı ve bağımsız cezalara maruz kalır. Ancak, bazı hallerde değişik neticelerden dolayı faile çeşitli cezalar verilmeyerek, tek bir ceza hükmedilmesi ile yetinilir. Birden fazla neticenin meydana gelmesine karşın, faile tek ceza verilmesini gerektiren hallerden biri, müteselsil (zincirleme) suçtur.
 
TCY.nın 80. maddesinde müteselsil suç, "Bir suç işlemek kararının icrası cümlesinden olarak Kanunun aynı hükmünün birkaç defa ihlal edilmesi, muhtelif zamanlarda vaki olsa bile bir suç sayılır. Fakat bundan dolayı terettüp edecek ceza altıda birden yarıya kadar artırılır" şeklinde tanımlanmıştır.
 
Bu yasal tanımlamadan anlaşıldığı gibi, müteselsil suçun varlığı için bazı koşulların gerçekleşmesi gerekir. Bunlardan birisi, birden fazla suçun bulunması, diğeri bu suçların Kanunun aynı hükmünü ihlal etmeleri, üçüncüsü ise birden fazla suçun aynı suç işleme kararına bağlanmasıdır.
 
Somut olayda sanığın, birden fazla ve Yasanın aynı hükmünü ihlal eden hırsızlık suçunu işlediği ileri sürülmüş olduğundan, müteselsil suçun "birden fazla suçun, aynı suç işleme kararına bağlanmasına ilişkin üçüncüsü ve en önemli koşulu üzerinde durmak gerekmektedir.
 
Ceza Yasamızın 80. maddesi 4055 sayılı Yasa ile değiştirilmiş ve maddedeki "aynı kasdı cürmi" sözcükleri çıkartılarak yerine "aynı suç işleme kararı" sözcükleri konulmuştur. bu değişiklikle, haklı olarak müteselsil suçlarda suç kastlarının ayrılığında zorunluluk bulunduğu, "aynı suç işleme kararının" kasttan başka bir anlam taşıdığı vurgulanmak istenmiştir.
 
Kaynak yasa ile yasamızdaki "aynı suç işleme kararı" kavramından ne anlaşılacağı öğreti ve yargısal kararlarda değerlendirilmiş, bunun, Kanunun aynı hükmünü müteaddid defa ihlal etmek hususunda önceden kurulan bir plan (Antolisei- Maggiore, Manzini'ye aften DÖNMEZER ERMAN cilt 1, sh. 387), Kanunun aynı hükmünü müteaddid defa ihlal etmek hususundaki genel bir niyet (raineri-Pannain'e atfen DÖNMEZER-ERMAN) anlatımında bulunduğu ileri sürülmüştür.
 
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun konuya ilişkin 2.3.1987 gün ve 341/84 sayılı, 20.3.1995 gün ve 48/68 sayılı kararlarında, öğretideki yukarda değinilen görüşlere yer verildikten sonra "Aynı suç işleme kararından" Yasanın aynı hükmünü birçok kez ihlal etme hususunda önceden kurulan bir plan, genel bir niyetin anlaşılması gerektiği, bu bağlamda failin suçu işlemeden önce bir plan yapmasının veya bu suça niyet etmesinin, fakat; fiili bir defada yapmak yerine kısımlara bölmeyi ve o surette gerçekleştirmeyi daha uygun görmesinin, bu plan çerçevesinde hareket etmesinin, hareketinin önceki hareketinin devamı olmasının ve tüm bu hareketleri arasında subjektif bir bağlantı bulunmasının anlaşılması gerektiği kabul edilmiştir.
 
Aynı suç işleme kararının varlığı, olaysal olarak suçun işlenmesindeki özellikler, suçun işleniş biçimi, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme zamanı, fiiller arasında geçen süre, mağdurların farklı olup olmadıkları, ihlal edilen değer ve yarar ile korunan değer ve yarar, olayların oluşum ve gelişimi ile tüm özellikleri değerlendirilerek belirlenecektir.
 
Yine öğreti ve yargısal kararlara, suçların işlenme tarihleri arasında az veya çok bir zaman aralığı bulunması, suç mağdurlarının birden fazla olması halinde teselsülü reddetmenin adalet ve hakkaniyete uygun bulunmayacağının genel bir kabul gördüğü de anlaşılmaktadır.
 
Somut olay, öğreti ve yargısal kararlardaki yukarda değinilen görüşler doğrultusunda ele alınıp değerlendirildiğinde, öğrenci olmayan sanık, dinlenme sırasında, birçok öğrencinin öğrenim gördüğü sınıfa girmiş, ayrı sıralarda-ki üç ayrı kişiye ait olduğunu bilmesi gereken çantaların içinden hırsızlık yapmıştır. Çaldığı para ve eşyanın değişik mağdurlara ait olduğunu bildiği anlaşılmakta ve her mağdura yönelik eylemini, bulduğu fırsattan yararlanarak ayrı ve yeni bir kararla gerçekleştirilmektedir. Olayın akışına ve dosya içeriğine göre, eylemler arasında subjektif bir bağlantı, dolayısıyla aynı suç işleme kararı bulunmamaktadır. Önceden yapılmış bir plan ve mağdurların çantalarından hırsızlık yapılacağına dair genel bir niyet, bir suç işleme kararı mevcut değildir.
 
Kaldı ki; sanık vekili temyiz dilekçesinde sanık hakkında aynı olayla ilgili olarak açılan davalarda, sanığın beraatine karar verildiğini beyan etmektedir.
 
Bu nedenle, olayda teselsül hükümleri uygulanamayacağından, sanık hakkında aynı sınıfta diğer iki kişinin daha parasını çaldığı iddiasından dolayı dava açılmış olup olmadığının araştırılarak, dolayısıyla TCY.'nın 80. maddesinin tartışılmasında zorunluluk bulunmadığından, Yargıtay C. Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmelidir.
 
SONUÇ Açıklanan nedenlerle Yargıtay C. Başsavcılığının itirazının (REDDİNE), dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına tevdiine, 13.10.1998 günü oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini