Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1997/9-26
K. 1997/58
T. 18.3.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
YASADIŞI ÖRGÜT KURMAK
ÖRGÜT ADINA ADAM ÖLDÜRMEK
YAĞMA SUÇLARINA KATILMAK
SUÇUN SÜBUTU
 
KARAR ÖZETİ : Yasadışı örgüt sorumlusu olan sanığınkatıldığı, Ankara'da iki kişinin ölümü ve bir taksi gaspı; İstanbul'da bir pavyonda, bir güvenlik görevlisinin ölümü ve birkaç kişinin ve sanık ile kardeşinin yaralandığı gasp olayına katılan diğer sanıkların ve pavyondaki tanıkların birbirine uyan anlatımları; yer gösterme; sanığın kardeşinin tanınması; sanığın kardeşinin pavyonda kullanılan tabanca ile yaralandığının ve Ankara ve İstanbul olaylarında aynı silahların kullanıldığının fennen saptanması; olayda yaralanan ve teğmen olan sanığın birliğine haber vermeksizin ya da resmi bir hastaneye başvurmadan bir kısmı TCK.nun 296. maddesine göre hüküm giyen sanıkların evlerinde gizli tedavi yaptırması; yakınlarının anlatımlarıyla ilgili olarak yazdığı mektup; olayda kullanılan gözlük, sabotaj planları ile örgütsel dökümanın sanığın evinde bulunması; sanığın özlük dosyası gibi kanıtlar karşısında sanığın suçu belli olduğundan, hükümlülüğüne karar verilmesi gerekir.
(765 s. TCK. m. 146/1, 296/1)
 
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını tağyir, tebdil ve ilga amacıyla yasa dışı örgüt kurmak, örgüt adına adam öldürmek ve yağma suçlarına katılmaktan sanık Hamza Y.'nin beraetine ilişkin, 5.5.1994 gün, 272171 sayılı hükmün C. Savcısı tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 18.9.1995 gün, 2837/4740 sayı ile; cezaevinden firar etmek ve ruhsatsız silah taşımak suçlarından açılan davaların gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına, TCY.nın 146/1. maddesine aykırı davranmak suçundan kurulan beraet kararının ise, "Sanığın silahlı çete niteliğindeki THKP/C-3. Yol Örgütü üyesi olarak, bu Örgüt'ün, ülkede kurulu temel anayasal düzeni silahlı eylem yoluyla değiştirerek, yerine Marksist- Leninist ilkelere dayalı bir sistem getirmek şeklindeki amacına yönelik olmak üzere; 30.6.1979 tarihinde Ankara Bahçelievler Semtinde iki kişinin ölümüyle sonuçlanan bir siyasi parti genel merkezi ile sendika eğitim tesisi ve polis karakolunun bombalanıp silahla taranması olayına ve yine 21.7.1979 günü örgüte gelir sağlama maksadıyla bir güvenlik görevlisinin ölümü ve birkaç kişinin yaralanması ile sonuçlanan A...... Pavyonunda silahlı gasp olaylarına katıldığının tanık beyanları, yakalanma biçimi, olay tutanakları ve tekmil dosya kapsamından anlaşıldığı gözetilmeden bu suçtan mahkumiyeti yerine; yazılı ve yerinde görülmeyen gerekçeyle beraetine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozmuş,
 
Yerel Mahkeme, 27.3.1996 gün, 237/55 sayı ile;
 
"Sanık, ifadelerinde suçu inkar etmiştir. Sanığın örgüt üyesi ve yöneticisi olduğunu, olaylara katıldığını, emniyetteki ifadelerinde söyleyen diğer sanıklar, sonradan bu ifadelerini kabul etmeyip baskıya dayalı olduğunu söylemişler, beraet etmişlerdir. İdamına karar verilen Ömer Y. ise, sanığın katıldığı iddia olunan olaylardan değil, İstanbul'daki kuyumcu soygunundan sonra takip edilerek yakalanmış ve bu suçtan mahkum olmuştur.
 
Sanığın olaylara katıldığına ilişkin yeterli delil yoktur. Tanıklar, sanığı teşhis edememişlerdir. Sanığın silahı olayda kullanılmamıştır. Olay yerinden geçerken yaralanmasının tesadüf olmayacağı akla gelirse de, kaçma ve tedavisine ilişkin beyanlarının aksine delil bulunmadığı gibi, mevcut deliller sanığın cezalandırılması için yeterli değildir" gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.
 
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi C. Savcısı tarafından süresinde istendiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın "bozma" istemli 23.12.1996 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
30.6.1979 tarihinde gasbedilen bir taksi ile olay yerine gelinip Ankara Bahçelievler Semtinde bir sendika ve bir parti binası ile polis karakoluna silahlı ve bombalı saldırıda bulunulmuş, olayda iki kişi ölmüştür.
 
21.7.1979 günü ise, saat 24.00 sıralarında Çeliktepe'deki bir pavyona, silahlı ve maskeli kişiler tarafından yapılan baskında, üç kişi silahla yaralanmış, pavyonda bulunan görevlilerle müşteriler etkisiz hale getirildikten sonra kasada bulunan paralar alınmıştır. Bu olay sırasında silahla omuzundan yaralanan sanık, jandarma teğmeni olmasına rağmen tedavi için resmi bir kuruma gitmemiş, 26.7.1979 tarihinde tedavi için Babaeski'ye giderken ilçe girişinde yolda yakalanmıştır.
 
Sanığın, mensubu olduğu yasa dışı örgüt adına, her iki olaya katıldığı iddiasıyla TCY.nın 146/1. maddesi uyarınca cezalandırılması için açılan davada, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık suçun sübutuna ilişkindir.
 
1- 30.6.1979 günü gerçekleştirilen silahlı ve bombalı baskına katılan ve TCY.nın 168/2, 1402 sayılı Yasanın 17. maddeleri gereğince cezalandırılmalarına karar verilen Mehmet Sami A., Rahmi Y. ve beraet eden Murat A., Rasim E., Fahri D., Hüseyin İ., Ali D., Engin G., İbrahim C., T. Cemal E., Ali Burhan E., olayın akışına uygun ve birbirlerini tamamlayan beyanlarında Dev-Genç içinde görüş ayrılığı doğduğundan, 3. yol ismi altında toplandıklarını, örgüte gelir sağlamak için soygun yaptıklarını, örgüt sorumlusu olan sanık Hamza Y. ve diğer örgüt üyeleri ile birlikte İstanbul'dan Ankara'ya gelerek, Ankara'daki örgüt üyeleri ile birlikte onların evlerinde kaldıklarını, Bahçelievler Semtinde dolaşarak olay yerinin krokisini çizdiklerini, Burhan E. tarafından evde bomba ve molotof kokteyli imal edildiğini, Ömer Y., Rahmi Y., Rasim E., Osman T.'nin Dikimevi'nde yolcu olarak bindikleri bir taksinin şoförünü, Natoyolu Semtinde, ıssız bir yerde etkisiz hale getirerek gasbettikleri bu taksi ile olay yerine geldiklerini, gözcülük yapanların teğmen elbiseli olduklarını, çanta içinde getirdikleri silahlarla ateş edip bomba attıktan sonra kaçtıklarını, olayda Kadir K.'nın yaralandığını, olaydan sonra kaçtıkları ve daha önce gasbettikleri taksiyi terkettiklerini, yaralanan kadir K.'nın tedavisinin Murat A. tarafından yapıldığını, sanık Hamza Y. ile Kadir K.'nın ertesi gün uçakla İstanbul'a döndüklerini, sanık Hamza Y.'nin hafta sonu geri gelerek Sami A. ile birlikte suçta kullanılan silahları otobüsle Gebze'ye götürdüklerini söylemişler, İstanbul'a döndüklerinde Çeliktepe'deki bir pavyondan para gasbettiklerini ayrıntılarıyla anlatmışlardır. Taksiyi gasbettikleri, Bahçelievler'e gittiklerinde park ettikleri yerleri, kaçış yönlerini, kaldıkları evleri, olay sırasında gözcülerin bulundukları yerleri yakalandıkları değişik tarihlerde göstermişler ve buna ilişkin yer gösterme tutanaklarını imzalarıyla doğrulamışlardır.
 
16.2.1982 günlü ekspertiz raporunda, bu olayda kullanılan 9 mm. Çaplı 7 adet kovanla İstanbul'daki pavyon baskınında bulunan iki adet koyanın ve yine bu olayda bulunan 7.65 mm. çaplı iki boş kovanla İstanbul'daki pavyonda yapılan soygunda bulunan bir boş koyanın aynı silahlardan atıldığı belirtilmiştir. Böylece her iki olayda aynı silahların kullanıldığı açıklığa kavuşmuştur.
 
2- Ankara'dan İstanbul'a dönen sanık Hamza Y. ve diğer yasa dışı örgüt üyeleri örgüte gelir sağlamak amacıyla soygun yapmaya karar vermişlerdir. Yakalanan örgüt üyeleri Mehmet Sami A., Rahmi Y. Engin G., İbrahim C., Ali Burhan E. yakalandıklarında, Ankara Emniyeti'nde alınan ifadelerinde, örgüt hakkında bilgi verdikten sonra sanık Hamza Y.'nin isteği üzerine olaydan bir gün önce Hüseyin İ.'nin oturduğu evde toplanıp iş bölümü yaptıklarını, İstanbul'da bulunan örgüt elemanlarına yardım etmek için Ankara'daki örgüt üyelerinin de geldiğini, pavyonun bulunduğu yere giderek çevreyi kontrol ettiklerini, sanık Hamza'nın verdiği silahları aldıklarını, gruplar oluşturduklarını, Jandarmanın pavyonda arama yaptığını görünce soygundan vazgeçtiklerini, ancak sanık Hamza'nın ısrarı üzerine baskına karar verdiklerini, bir grubun dışarda beklediğini, bir grubun ise içeri girdiğini, pavyona girerek orada bulunanları etkisiz hale getirdikten sonra kasadaki parayı alanlar arasında sanık Hazma ile kardeşi Cemalettin'in de olduğunu, her ikisinin olay sırasında pavyonun içinde yaralandıklarını, soyguna katılanlar tarafından taşınarak dışarıya çıkarıldıklarını, ara sokaklara dağıldıklarını, silah sesleri gelince ve dur ihtarı yapılınca Omer Y.'nin beyanı üzerine Cemalettin'i ona bırakıp kaçtıklarını, sanık Hamza Y.'yi ise yaralandığı pavyonun içinden sırtına alarak Rahmi Y.'nın dışarı çıkardığını, bir süre sırtında taşıyıp yorulması üzerine ara sokakta yere bıraktığını, Hamza'nın "git" demesi üzerine bırakıp, koşarak oradan ayrıldığını, ayrı ayrı istikametlere dağılarak olay yerinden uzaklaştıklarını, Çengelköy'de bulunan Burhan E.'nin evine gittiklerini, Ankara'dan gelen grubun geri döndüğünü beyan etmişlerdir.
 
Olayda yaralanan mağdurlar ile pavyonda bulunan tanıklar, baskın yapan şahısların maskeli olduklarını, ağızlarında mendil, gözlerinde siyah gözlük bulunduğunu, silahlarıyla ateş ederek panik çıkmasına sebep olduklarını, kasayı açtırıp mevcut parayı alarak kaçtıklarını söylemişlerdir. Tanık Bayram F. sahne arkasına giden bölümde Cemalettin Y. ile karşılaştığını, silahını göğsüne dayayıp kendisini tehdit ettiğini ve Cemalettin'in burada yaralandığını söylemiş, 29.7.1979 günü yapılan yüzleştirmede Cemalettin Ş.'yi teşhis etmiştir. Diğer tanıklar ise maskeli olmaları nedeniyle sanıkları tanıyamamışlardır. Silah seslerine gelen gece bekçileri ve Jandarma erleri, kaçanlara dur ihtarında bulunmuşlar, silahlı çatışmaya girmişler ve aya sokaklara dağılan soyguncuları kovalamışlardır. Olay yerinde yaralı buldukları Cemalettin Y.'yi hastaneye kaldırmışlardır. Cemalettin'i hastanede, 22.7.1979 günü Askeri Savcı tarafından alınan ifadesinde suçu inkar etmiş, hiçbir örgüte katılmadığını, eve giderken silahlı ve gözlüklü üç kişi ile karşılaştığını, korkup kaçınca ateş ettiklerini ve yaralandığını, binalara doğru süründüğünü, yarım saat sonra gelenlerin kendisini hastaneye götürdüklerini söylemiş, olay akşamı ağabeyi Hamza Y. ile evden çıktıklarını, Hamza'nın Tuzla'ya gitmek için Beşiktaş otobüsüne bindiğini, onu uğurladıktan sonra 4. Levent'de yürüyerek dolaştığını, üzerinde bulunan paranın kendi parası olduğunu, pavyon ile bulunduğu yer arasında bir kilometre olduğunu bildirmiş, 29.8.1979 tarihinde ölmüştür. Vücudundan çıkarılan mermi, pavyonda bulunan 4 kovan ve 3 adet mermi ile uyum sağlamış, elde edilen aynı silahtan atıldığı ve şahsın pavyonda yaralandığı saptanmıştır.
 
Sanık Hamza Y., tedavi olmak için Babaeski'ye giderken ilçe girişinde yakalanmıştır. 29.7.1979 tarihinde Askeri Savcı tarafından alınan ifadesinde Teğmen Ömer Y. ile bir ev tuttuğunu, olay günü ailesinin yanına gittiğini, kardeşi Cemalettin ile görüşüp görüşmediğini hatırlamadığını, hava karardıktan sonra evden çıkıp Tuzla'ya gitmek üzere Karaköy'e gittiğini, köyden gelen dayısıyla görüşmek için Karaköy'den geri dönüp, 4. Levent'de otobüsten indiğini, eve giderken silahlı bir şahısla karşılaştığında korkup kaçtığını, arkasından açılan atış sonucu yaralandığını, bir eve sığındığını, şahsen tanıdığı Mithat G.'nin kendisini eve aldığını, ağrı kesici istediğini, kardeşi Zeliha'yı çağırmalarını istediğini, sabah saat 06.00'da evden çıkıp Haydarpaşa Garı'na giderek orada beklediğini, saat 14.00'de Ankara'ya geldiğini, bir hastanede film çektirdiğini, akşam Haydarpaşa Garı'nda kalıp sabahleyin otostop yaparak Babaeski'ye gittiğini, niyetinin Edirne'ye gitmek olduğunu, ihbar üzerine yakalandığını beyan etmiş, aşamalarda ise gasp olayına katılmadığını, yaralanınca bir eve sığındığını, onlar istemeyince evden çıktığını, çekindiği için resmi mercilere başvurmadığını, 16.8.1978 tarihli dilekçesinde ise ilaveten, kardeşi Zeliha ile Kartal'da bulunan subay arkadaşlarının evine gittiklerini, orada kalıp Zeliha'yı arkadaşı Halil Y.'ye gönderdiğini, Halil'in getirdiği hemşirenin pansuman yaptığını, Halil ile Şükrü'nün kullandığı arabaya bindiğini, tedavi için Babaeski'ye giderken yakalandığını, olaylarla ilgisi olmadığını bildirmiştir. Sanık, bir örgüt üyesinin kimliğini kullanarak cezaevinden firar etmiştir.
 
Sanık Hamza Y.'yi evinde sakladıkları, tedavi ettikleri için TCY.nın 296. maddesi uyarınca üçer yıl hapis cezasıyla cezalandırılan ve haklarındaki mahkumiyet hükmü Askeri Yargıtay 5. Dairesi'nin 28.11.1984 gün, 295/512 sayılı kararı ile onanan Mithat G. ve daha sonra sanığın gittiği Kartal'daki evin sahipleri Teğmen Ahmet Ç., Teğmen Mustafa Ç., sanığın yaralı olarak geldiğini, yarasını sardıklarını, götürmek istedikleri halde doktora gitmediğini, bir hemşirenin eve gelerek tedavi ettiğini, arabayla gelen şahıslarla birlikte Kartal'dan ayrıldığını beyan etmişlerdir. Sanığın tedavisiyle ilgilenen ve onu Babaeski'ye götürürken yakalanan TCY.nın 296. maddesi ile mahkum olan ve mahkumiyet kararları kesinleşen Şükrü N., Halil Y., Alaattin D., Dr. Mehmet Erkan M. ve Nafiz Nedim S., örgütün kuruluşu hakkında bilgi vermişler, katıldıkları toplantı, gösteri ve törenleri anlattıktan sonra sanığın kardeşi Zeliha'nın, Kimya Mühendisleri Odasına gelerek anlatması üzerine sanığın yaralandığını öğrendiklerini ve Kartal'daki eve giderek tedavisi için doktor aradıklarını, Şükrü N.'nin yeğeni olan Hemşire Faize'nin pansuman yaptığını, Dr. Mehmet Erkan M.'nin önerisi üzerine onun doktor arkadaşına tedavi yaptırmak için araba temin ederek Babaeski'ye giderken ilçe girişindeki polis kontrolünde yakalandıklarını söylemişlerdir.
 
Sanığın ilk tedavisini yapan Hemşire Faize N. amcasının demesi üzerine sanığın bulunduğu eve gidip iğne ve pansuman yaptığını, örgüt hakkında bilgisi olmadığını söylemiş, Kartal'da bulunan evi göstermiş, sanığı teşhis etmiştir. Sanığa yardım ettiğinden bahisle kurulan mahkumiyet hükmü, sanığın konumunu bilmemesi ve bir daha tedaviye gitmesi nedeniyle Askeri Yargıtay'ca bozulmuş, bozmaya uyularak beraet kararı verilmiştir.
 
Yasa dışı örgüt üyesi olmak suçundan haklarında dava açılan Şahin B., Yüksel B., Ali K., Hüseyin A., Ali K. hazırlık soruşturmasında alınan ifadelerinde örgüt hakkında bilgi vermişler, örgüte katıldıklarını, ölen Cemalettin'in örgütün yöneticilerinden olduğunu söylemişler, daha sonra alınan ifadelerinde bu ikrarlarını geri almışlar ve haklarındaki beraet kararları temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
 
Sanığın babası olan Hamza Y., olayın ertesi günü ve daha sonra alınan ifadelerinde oğlu Cemalettin Y.'nin evi iki ay önce terkettiğini, nerede kaldığını, nasıl yaralandığını bilmediğini, Hamza Y.'nin ise olay günü saat 17.00 de evden çıktığını, kendi evi olup nerede oturduğunu bilmediğini, sanık Hamza'nın olayın akabinde sığındığı evde bulunan Mithat G.'nin kızıyla ders çalışıp olay gecesi kendilerinde yattığını söylemişse de bu beyanı sanıkların beyanları ile çelişkilidir. Çünkü, Cemalettin'in iki ay önce evi terkettiğini ileri sürmüş ise de, Cemalettin Y., ağabeyi Hamza ile akşama doğru babaları evinden çıktığını, ağabeyini Beşiktaş otobüsüne bindirdiğini söylemiştir. Yine Hamza Y.'nin saat 17.00'de evden çıktığını söylemişse de, Hamza Y. hava karardıktan sonra evden çıktığını bildirmiştir. Olay tarihi olan 21 Temmuz'da, saat 17.00'de İstanbul'da havanın kararmayacağı açıktır. Bu itibarla sanık Hamza ile kardeşi ve babasının beyanları çelişkili olup gerçeği yansıtmamaktadır.
 
Öte yandan, teğmen olan sanığın evinde yapılan aramada, zati tabanca ve teferruatından başka, üç çift ameliyat eldiveni, enjektör, neşter, ameliyat makas ve pensesi, sargı bezi, ilaç, pamuk, ameliyat ipliği, elektrikli fünye kablosu, duvarda asılı poster arasında sabotajlarla ilgili el yazılı notlar, halının altında 14 sahifelik ideolojik yazı, güçlendirilmiş batarya bulunmuştur.
 
Olay yerinde yapılan incelemede ise, boş kovanlarla birlikte bir adet gözlük, bir adet kanlı eşarp bulunmuş, pavyon soygununa katılanların maskeli ve gözlüklü oldukları anlaşılmıştır.
 
25.7.1979 günlü ekspertiz raporunda, soygun yapılan pavyonun içinde ve dışarda bulunan boş koyanların bir kısmının aynı silahtan atıldığının ve sonuç olarak olayda 9 mm. çaplı 3, 7.65 mm. çaplı 7 silah ve 7.62 mm. çaplı bir harp tüfeğinin kullanıldığının saptandığı bildirilmiştir. Ayrıca bu olayda kullanılan tabancalardan birinin 14.4.1979 günü Çeliktepe'de bulunan bir otele baskın yapılıp iki kişinin ölümü, bir kişinin yaralanması ve kasadaki paranın alınması olayında da kullanıldığı saptanmıştır.
 
Sanık Hamza Y.'nin, Piyade Okul Komutanlığından getirtilen özlük dosyasında, "ideolojik görüşünü eyleme dönüştürmemesi için tavır ve hareketlerinin takip edilmesi gerektiği, okulca takip edildiği, ancak delil ele geçirilemediği, zanlı olduğu" belirtilmiştir.
 
Sanık, askeri hastaneden ailesine yazdığı ve el altından göndereceğini bildirdiği mektubunda, devrimci bir avukat tutulmasını istemiş, iddiaları reddedeceğini yazmış, ifadesinde neler anlattığını belirttikten sonra, ne şekilde ifade vereceğini açıklamış ve kardeşi Zeliha ile arkadaşlarının benzer biçimde ifade vermelerini istemiştir.
 
Sanık suçu inkarla, soygun yapılan pavyonun alt kesiminde yol alırken silahlı bir şahıs tarafından yaralandığını söylemişse de, ölen kardeşi Cemalettin'in de benzer savunmada bulunması ve her ikisinin birbirinden habersiz aynı yerde tesadüfen yaralanmasının, evden çıkış ve birbirlerini görme hususlarındaki çelişkili beyanları dikkate alındığında olanaksız olduğu ortadadır. Ayrıca teğmen olan sanığın, tesadüfen yaralandığında, özel veya resmi bir kuruma başvurarak tedavi olmaması, görevine gitmeyip birliğine haber vermemesi, gizli olarak ilk tedavisini yaptırıp Babaeski'ye gitmesi, savunmasının samimi olmadığını göstermektedir. Sanığın ve kardeşi Cemalettin'in pavyonun içinde yaralandıkları olaya katılanlar tarafından bildirilmiş ve bu beyan Cemalettin'in vücudundan çıkartılan merminin, pavyonda bulunan kovan ve çekirdeklerin atıldığı silahtan atıldığının saptanması ile fennen doğrulanmıştır.
 
Sanığın birlikte ev tuttuğu Teğmen Ömer Y.'nin örgütün üyesi olduğu, örgüt adına birçok olaya ve bu arada Çeliktepe'deki pavyon soygunu olayına da katıldığı, örgüt üyesi olmak suçundan mahkum olan diğer hükümler tarafından bildirilmiş ve Ömer Y., bir kuyumcu soygunundan sonra 17.1.1981 tarihinde saklandığı evde yakalanmış, sanık Hamza ise pencereden kaçmıştır. Ömer Y.'nin idamına ilişkin hüküm Askeri Yargıtay'ca onanarak kesinleşmiştir.
 
Sanığın yasa dışı silahlı bir örgütün sorumlusu olduğu, Ankara'da bir parti ve bir sendika genel merkezi ile polis karakolunun silahla taranması ve bombalanması olayı ile örgüte gelir sağlamak amacıyla İstanbul Çeliktepe'de bulunan bir pavyonda yapılan silahlı gasp olayına katıldığı ve bu sırada silahla yaralandığı, tanık beyanları, yakalanma biçimi, hastaneden yakınlarına yazdığı ve ne şekilde ifade vermeleri gerektiğine ilişkin mektup, sanığı evlerinde saklayan ve tedavi ile ilgilenip Babaeski'ye götürürken yakalanarak TCY.nın 296. maddesi uyarınca mahkum olup haklarındaki mahkumiyet kararı Askeri Yargıtay'ca onanarak kesinleşen sanıkların beyanları, sanığın evinde bulunan eşyalar, ekspertiz raporları, olay ve yer gösterme tutanakları ile tüm dosya kapsamıyla sübuta erdiği halde, çelişkili ve olayın akışı ile maddi delillere uygun düşmeyen savunmaya itibar edilerek yazılı şekilde sanığın beraatine karar verilmesi isabetsizdir. Bu itibarla, direnme kararı bozulmalıdır.
 
S o n u ç : Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün (BOZULMASINA), 18.3.1997 günü tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini