Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1997/8-15
K. 1997/10
T. 4.2.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
RUHSATSIZ TABANCA TAŞIMAK - BULUNDURMAK
BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ
 
KARAR ÖZETİ : Sanık hakkında; satın alıp üç gün taşıdıktan sonra geri verdiği anlaşılan, ele geçmeyen, üzerinde kullanıma ve atışa elverişli olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması olanağı ve ateş edildiğine dair ikrar bulunmayan, bir eylemde kullanıldığı da belirlenemeyen suç konusu tabancayı taşıma ve bulundurmaktan mahkumiyet hükmü kurulması, bozma nedenidir.
(6136 s. ASK. m. 13)
 
Ruhsatsız tabanca taşımak suçundan sanık Muzaffer'in 6136 sayılı Yasanın 13/1, TCK.nun 19, 59; 647 sayılı Yasanın 4, TCK.nun 72. maddeleri uyarınca sonuçta; 1.716.666 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve bu cezasının ertelenmesine ilişkin, (Güneysınır Asliye Ceza Mahkemesi)'nce 15.2.1995 gün ve 1/5 sayı ile verilen karar, sanığın temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nce, 6.11.1995 gün ve 13544/14431 sayı ile;
 
"Sanığın; tanımadığı kişiden satın aldığı, bilahare anlaşamamaları üzerine sahibine iade ettiğini iddia ettiği suça konu silahın ele geçmemesi nedeniyle, 6136 sayılı Yasa kapsamına girip girmediği saptanmamış olmakla, varsayıma dayalı olarak silahın anılan yasa kapsamında kaldığının kabulü ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi" isabetsizliğinden bozulmuştur.
 
Yerel Mahkeme ise, 17.1.1996 gün ve 67/01 sayı ile;
 
8. Ceza Dairesi'nin 11.10.1979 gün ve 4714/6146 sayılı, CGK.nun 1980/40-118 sayılı kararlarını emsal göstererek ve önceki gerekçesine ilaveten; "sanığın, satın alıp üzerinde taşıdığı silahla kahvehaneye geldiği, kahveye jandarmanın baskın yapması üzerine cezai takibattan kurtulmak için silahını sakladığı dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda silahın atışa salih olup olmadığının sanık tarafından bilinmemesi söz konusu değildir" açıklamasıyla, önceki kararında direnmiştir.
 
Bu kararın da sanık tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın bozma isteyen 25.12.1996 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
İncelenen dosyaya göre;
 
Köy muhtarının kendisini tehdit ettiğinden bahiste şikayette bulunan sanığın, bu konuda verdiği ifade sırasında C. Savcısının sorması üzerine, "aralarında alışveriş ihtilafı bulunan köy muhtarının kendisine sürekli gözdağı vermesi nedeniyle, bir arkadaşı ile birlikte Konya'ya giderek tanımadığı bir şahıstan 14.000.000 liraya anlaşıp, 300 Mark'ını peşin vererek bir tabanca alıp geldiğini, bu silahı üç gün süre ile üzerinde taşıdığını, o günlerde, köy kahvesine gelip arama yapan jandarmalardan kaçırmak amacıyla tabancayı yakınında bulunan bir sandalyenin altındaki tel ile yapılmış raf gibi bölüme koyarak, sandalyeyi kendisinden uzaklaştırmak suretiyle sakladığını, bu süre içinde tabancanın kalan borcunu ödeyemeyeceğini anlayınca, silahı götürüp sahibine iade ettiğini" söylemesi üzerine hakkında dava açılmış, sanık bu anlatımını, duruşmada da tekrar etmiştir.
 
Olayın, yukarıda açıklanan biçimde cereyan ettiği hususunda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında bir uyuşmazlık yoktur. Çözümlenecek sorun, tabancası ele geçirilip üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması olanağı bulunmadığı halde, sanığa 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan ceza verilip verilmeyeceğine ilişkindir.
 
Ruhsatsız tabanca taşımak veya bulundurmaktan mahkumiyet hükmü kurulabilmesi, silahın kullanıma ve atışa elverişli olduğunun saptanmasına bağlıdır. Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamaları bu doğrultudadır. Olayımızda silah elde edilememiş, bir eylemde kullanıldığı da belirlenmemiştir. Sanığın aşamalardaki savunmalarında silahı taşıdığı sürede silahla ateş ettiğine ilişkin bir anlatım da yoktur.
 
Bu durumda, ele geçmeyen ve üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması olanağı bulunmayan silahın kullanıma ve atışa elverişli olduğu en azından kuşkulu bulunmaktadır. Mahkeme kabulü varsayımdan ibarettir. Varsayımlara dayanılarak mahkumiyet hükmü kurulamaz.
 
Bu itibarla, Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
 
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün istem gibi (BOZULMASINA), 4.2.1997 günü oybirliği ile karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini