 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1997/6-175
K. 1997/196
T. 14.10.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KARAR DÜZELTME
- İTİRAZ
- YASAL SÜRE
KARAR ÖZETİ : İtiraz konusu olabilecek bir hususta Yargıtay C. Başsavcılığı'nın öncelikle bulunduğu karar düzeltme isteminin Özel Dairece reddedilmesi üzerine, Ceza Genel Kuruluna itiraz etmesi aynı nedenlerin değişik olağanüstü yasa yollarında iki kez incelenmesi ve yasaca öngörülen mutlak «bir aylık" itiraz süresinin bertaraf edilmesi sonucunu doğuracağı cihetle yasaya aykırıdır.
(1412 s. CMUK. m. 322)
Özel belgede sahtekarlık suçundan sanık Mustafa'nın TCY.nın 345,80. maddesi uyarınca 1 yıl 2 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, (Pendik 1. Asliye Ceza Mahkemesi)'nce 29.03.1996 gün ve 1918-215 sayı ile verilen kararın, sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nce, 19.12.1996 gün ve 12875 - 13349 sayı ile; "usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına" karar verilmiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığı'nca, 28.02.1997 gün ve 15747 sayı ile; "Temyiz layihasında ileri sürülen, TCY.nın 347. maddesinin uygulanmasına ilişkin hususun,. Özel Dairece meskütunanh bırakıldığı" gerekçesi ile karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
Özel Daire, 27.03.1997 gün ve 2724-3218 sayı ile; karar düzeltme isteğinin reddine karar vermiş, bu karar 08.05.1997 tarihinde Yargıtay C. Başsavcılığı'nca, görülmüş ve 28.05.1997 gün ve 15747 sayı ile; "Onama kararında, temyiz layihasında ileri sürülen TCY.nın 347. maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkin hususun yanıtsız bırakıldığı" açıklaması ile, karar düzeltme isteğinin reddine dair karara itiraz edilmiştir.
Dosya, Yargıtay 1. Başkanlığına gönderilmekle; Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre:
Yerel Mahkemenin, sanığın TCY.nın 345, 80. maddeleri uyarınca 1 yıl 2 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin kararını, sanık müdafiinin temyizi üzerine inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesi, "usul ve yasaya uygun bulduğu hükmün 19.12.1996 tarihinde onanmasına" karar vermiş, bu karar Yargıtay C. Başsavcılığı'nca 03.01.1997 tarihinde görüldüğü halde, yasal süresi olan (otuz gün) içerisinde itiraz edilmemiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığı 28.02.1997 tarihinde Özel Daimden karar düzeltme isteğinde bulunmuş, 27.3.1997 tarihinde düzeltme isteğinin reddine dair verilen karar, Yargıtay C. Başsavcılığı'nca 08.05.1997 tarihinde görülmüş ve karar düzetme isteğinin reddine dair karara, 28.05.1997 tarihinde itiraz edilmiştir.
İtiraz konusunun görüşülmesinden önce, karar düzeltme isteğinin reddine dair karara, Yargıtay C. Başsavcılığı'nca yasada öngörülen sürenin geçmesinden sonra itiraz edilip edilemeyeceği ön sorun olarak ortaya çıktığından öncelikle bu husus tartışılmıştır.
CYUY.nın 322. maddesinde düzenlenip Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na tanınmış olan "karar düzeltme" ve "itiraz" olağanüstü yasa yoludurlar. Nitelikleri açısından karar düzeltme; Ceza Dairelerinin veya Ceza Genel Kurulunun karalarlarına karşı, hükmün zat ve mahiyetine doğrudan doğruya etkili olmak üzere temyiz dilekçe veya layihasında ya da tebliğnamede ileri sürülen bir hususun veya hükme etkili olan yanılgıların göz önüne alınmayarak "meskütunanh bırakılması halinde Yargıtay C. Başsavcılığı'nca gidilebilen bir olağanüstü yasa yoludur ve Yargıtay C. Başsavcılığı'nın kendiliğinden veya Yerel C. Savcısının başvurusu üzerine bu yola gidildiğinde süreye bağlı değildir.
Buna karşılık, Fransız usul sisteminden alınan Yargıtay C. Başsavcılığı itirazı da olağanüstü yasa yolu olmakla beraber karar düzeltmeye göre bazı özellikler taşır. Şöyle ki, karar düzeltme genelde kesinleşen kararlara karşı gidilen yerel C. Savcılığının isteği veya Yargıtay C. Başsavcılığı'nca re'sen başvurulması halinde süreye bağlı olmayan olağanüstü bir yasa yolu iken, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazı kesinleşmiş olsun ya da olmasın, temyiz incelemesi sonucunda, Ceza Dairelerinin verdikleri tüm kararlara karşı gidilebilen ve otuz günlük süreye tabi bir olağanüstü yasa yoludur.
Görüldüğü üzere, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının en belirgin özelliği süreye bağlı olmasıdır. Her ne kadar Ceza Genel Kurulu itiraz sebeplerine, bağlı olarak inceleme yapmak zorunda değilse de, Yargıtay C. Başsavcılığı itiraza ilişkin yazısında itirazın nedenlerini açıkça belirtmek durumundadır. Yoksa bir yazı ile süreyi saklı tutup, ilerde gerekçeli itirazını sunmasına yasal açıdan olanak yoktur. Bu da göstermektedir ki, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın itirazında, yasada öngörülen otuz günlük süreye uyulmasında mutlak zorunluk bulunmaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın itirazına konu Olabilecek bir hususu süresinde itiraz konusu yapmayıp, öncelikle özel daireden karar düzeltme isteğinde bulunması, bu isteğin reddi halinde de Ceza Genel Kuruluna itiraz etmesine olanak tanınması halinde itirazın süreye bağlılığı bertaraf edilmiş olur ki, buna Yargılama Yasası elverişli değildir.
Kaldı ki, gerek karar düzeltme ve gerekse Yargıtay C. Başsavcılığı itirazı olağanüstü yasa yolları olduğuna göre, aynı nedenlerin değişik olağanüstü yasa yolları uyarınca iki kez incelenmesi de olanaklı değildir. Karar düzeltme isteğinde ileri sürülen bir nedeni, itiraz sebebi olarak da ileri sürmeye olanak tanınırsa bu yasa yollarının nitelikleri ve düzenlemelerindeki amaçlar da nazara alındığında hukuki yanılgı ile maddi yanılgı birbirine karıştırılmış olur. Karar düzeltme isteminin reddi halinde istemin bir başka olağanüstü yasa yoluyla (itiraz) yenilenmesinin kabulü niteliği açısından çok değişik bir olağanüstü yasa yolunun araç olarak kullanılması sonucunu da doğurur ki, hukuki çelişkiye yol açacak bu durum kabul edilemez. Bu itibarla, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın bu iki yolu aynı amaç ve nedenlerle kullanmasına yasal olanak bulunmadığından esası incelenmeyen itirazın öncelikle bu usuli sebepten reddine karar verilmelidir.
S o n u ç: Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının sair yönleri incelenmeksizin bu usuli sebepten (REDDİNE), 14.10.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi.