Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No : 1997/4-386
Karar No : 1998/52
Tarih : 24.2.1998

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • BASIN YOLUYLA HAKARET
 
KARAR ÖZETİ ; Gazetede ......Kaymakam bütün işleri böyle sahte evraklarla yürütüyorsa üst makamı uyutarak kandırmaya çalışıyorsa vay halimize "..... evrak değişikliği yapıp valiyi dahi uyutan" biçimde çıkan yazıda verilen haberde kamu yararı olsa bile haberin veriliş biçimi ile konu arasındaki düşünsel bağın korunması ve eleştirilerin kişi hakkında küçültücü değer yargılarından kaçınılması ilkesine uyulmaması, eleştiri ve haber verme sınırı aşılıp yakınanın yaptığı işlem en doğal hakkı iken sahte belge düzenlenmiş gibi gösterilmesi nedenleriyle sanıkların suçları oluşmuştur.
 
(765 s. TCK. m. 480,482)
 
 
Basın yoluyla hakaret suçundan sanıklar Ömer Mustafa ve Enver'in beraetlerine ilişkin (Bulancak Asliye Ceza Mahkemesi)nce verilen 11.7.1995 gün 209-100 sayılı hükmün katılan tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesi 4.6.1996 gün 3930/5080 sayı ile;
 
"Sanık Enver'in yazı işleri müdürü olduğu G  Gazetesinin 13.9.1994 tarihli sayısında, diğer sanık Ömer Mustafa tarafından yazılıp yayımlanan "Kaymakam ne yapmak istiyor?" başlıklı yazıda "acaba kaymakam O... bütün işleri böyle değişik sahte evraklarla yürütüyorsa, üst, makamı uyutarak kandırmaya çalışıyorsa vay halimize", 10.5.1994 tarihli sayısında ise; Enver tarafından yazılan "öğretmensiz okul açıldı, kaymakam O... kendini milli eğitim müdürü zannediyor" başlıklı yazıda da "Bir de baktık ki daha önce öğretmen evi yönetim kurulunun oluşmasında evrak değişikliği yapıp valiyi dahi uyutan kaymakam O.... çıktı karşımıza" sözcüklerine yer vererek, okuyanlar üzerinde katılan kaymakamın sahte belge düzenlediği izlenimi uyandırarak eylemi' hukuka uygun kılan eleştiri ve haber verme sınırının aşıldığı ve adı geçenin çevrede küçük düşürüldüğü gözetilmeden genel kasıtla işlenen sövme suçunda özel kast arayan bilirkişi düşüncesine ağırlık vererek beraet hükmü kurulması" isabetsizliğinden bozmuş,
 
Yerel Mahkeme, 17.12.1996 gün 337-1 46 sayı ile;
 
"Suçun oluşması için genel kast yeterli olmayıp hedef alınan şahsın şeref ve haysiyetini ihlal veya tahkir etmek maksadıyla hakaret edilmelidir. Bilgi ve haber verme ile eleştiri, hakaret, tahkir maksadı olup olmadığına bakılarak saptanır. Sanıkların aşağılama kasdı taşımadıkları, suçun öğelerinin oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Yazılar, kamuoyunu bilgilendirme ve haber vermeye yöneliktir." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
 
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi katılan tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın "bozma" istemli 25.12.1997 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurlunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
Sanıkların, sahip ve yazı işleri müdürü oldukları gazetenin 10.5.1994, 13.9.1994 ve 20.9.1994 tarihli sayılarında yayınladıkları yazılarda., şikayetçiyi küçük düşürdükleri ve bu suretle hakaret suçunu işledikleri iddiasıyla açılan davalar yerel mahkemece birleştirilmiş ve eleştiri sınırının aşılmadığı, suçun öğelerinin oluşmadığı kabul edilerek sanıkların beraetlerine karar verilmiştir. Katılanın temyizi üzerine Özel Daire, 10.5.1994 ve 13.9.1994 günlü gazetelerdeki yazılarda eleştiri ve haber verme sınırının aşıldığı, katılanların çevrede küçük düşürüldüğü gözetilmeden, genel kastla işlenen sövme suçunda, özel kast arayan bilirkişi düşüncesine dayan tarak beraet kararı verilmesi" nedeniyle hükmü bozmuştur.
 
20.9.1994 günlü gazetede yer alan "Geleceğimizi Ağlatmayalım" başlıklı yazı ile ilgili olarak Özel Dairece inceleme yapılıp açıkça bir bozma kararı verilmediği ve bu konuda yerel mahkemece direnme kararı verilmesi de söz konusu olamayacağı için, incelemenin 10.5.1994 ve 13.9.1994 tarihli gazetelerde yer alan yazılarla sınırlı olarak yapılmasına karar verilmiştir. Ayrıca özel daire bozma kararında 10.5.1994 ve 13.9.1994 günlü gazetelerdeki yazı başlıklarının yanlış yazılması maddi yanılgı olarak kabul edilmiş, 10.5.1994 günlü nüsha nedeniyle sadece gazetenin sahip ve yazı işleri müdürü olan sanık Ömer Mustafa hakkında dava açıldığı, sanık Enver'in bu sayıda görevli olmaması nedeniyle hakkında bir dava bulunmadığı gözetilmeden, bozma kararında her iki sanığında sorumlu olduğunun belirtilmesi, CMUY. nın 150 ve 257. maddeleri uyarınca mahkemeler, iddianamede beyan olunan suç ve şahıslarla bağlı olduğundan, mahkemece verilen karar da dikkate alınarak sonuca etkili görülmemiştir.
 
Çözülecek sorun, 10.5.1994 ve 13.9.1994 günlü gazetelerdeki yazıların, basının haber verme ve eleştirme hakkı sınırlarını aşıp aşmadığı ve hakaret sövme suçlarının oluşması için genel kastın dışında ayrıca özel kast aranmasının gerekip gerekmeyeceğine ilişkindir.
 
Basın yoluyla işlenen suçlarda hukuka uygunluk halleri, temelini Anayasanın 28 ve devamı maddelerinden alan haber verme ve eleştirme hakları ile mağdurun rızasıdır. Haber verme eleştirme hakkının kabulü için, açıklama veya eleştiriye konu olan haberin, gerçek ve güncel olması. açıklanmasında kamu ilgi ve yararının bulunması, açıklan iş şekliyle konusu arasında düşünsel bir bağ bulunması gerekir. Haberde veya yazıda adı geçenler hakkında, küçültücü sözler kullanılmamalıdır. Bu öğelerden birisinin dahi bulunmaması halinde  haber verme ve eleştiri hakkından söz edilemeyecek, eylem hukuka aykırı olacaktır.
 
Öte yandan bir hakkın icrasını ifade eden haber verme, tenkit etme ve savunma hakları sadece hakaret suçu için söz konusu olabilir; bir kimseye mahsus bir fili inat etmeksizin, onun şeref ve itibarını lekeleyici bir söz söyleyen veya yazı yazan kimse bir hakkını kullandığını iddia edemez. Çünkü kimsenin böyle bir hakkı bulunmaz. Hatta fail hem mahsus bir madde isnat etmek sureti ile hakaret hem de ayrıca sövme suçunu işlese ve olayda bir hukuka uygunluk sebebi bulunsa, bu sebep hakaretin suç teşkil etmesini de sövmenin varlığına halel vermez ve failin sövmeden dolayı cezalandırılması gerekli olur" (Prof. Sahir Erman, Hakaret ve Sövme Cürümleri, sh.130) yargısal kararlarda  ve öğretide çoğunlukla hakaret ve sövme suçlarından özel bir kastın aranmadığı, genel kastın yeterli olduğu kabul edilmiştir. TCY nın 480 ve 482. maddelerinde saikten söz edilmemiş, sanığın amacına önem verilmemiştir. Söylenen sözlerin ve yazılan yazıların tahkir edici nitelikte olduğunun bilinmesi ve bilerek söylenmesi ya da yazılması yeterlidir. Bu suçlarda suçun  manevi unsuru genel kasttır.
 
Olayda, sahibi, yazı işleri müdürü ve yazarı, sanık Ömer Mustafa olan gazetenin 10.5.1994 günlü nüshasında "Kaymakam ne yapmak istiyor? B .... Kaymakamı 0........a Giden Evrak değişime uğruyor" başlıklı yazıda, "İlçe öğretmen evi yönetim ve denetim kurullarının oluşturulmadığı, evrakın dolaştığı. kaymakamlığın anlamsız tutum içinde olduğunun daha önce aktarıldığı" belirtildikten sonra "    gün geçmiyor ki skandala bir yenisi daha eklendi ilçe Milli Eğitim Müdürlüğünün teklif ettiği ve valiliğin teklif edilen isimler arasından seçeceği üyeleri Kaymakam (Y.0) evrakı değiştirmek yöntemiyle iki üyenin ismini değiştiriyor. Kaymakam 0   ilçe Milli Eğitim Müdürlüğünden gelen yazıyı yeniden yazıyor, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü başlığını kullanıyor, isimleri değiştiriyor, daha önceki valilik onayının iptalini ekliyor, İlçe ve İl Milli Eğitim Müdürü imzası olmadan kendi imzasıyla valiye imzalatıyor. Valiyi kendi bürokratları uyutuyor ve imzayı attırıyor. Bürokraside bütün yazılar böyle değişerek herkes kendi kafasına göre hiçtir makam takmadan yazı yazabiliyorsa o zaman diğer makamlar olmasın.... Kaymakam O... bütün işleri böyle değişik sahte evraklarla yürütüyorsa üst makamı uyutarak kandırmaya çalışıyorsa vay halimize   denmiştir.
 
Öğretmen evi yönetim ve denetim kurullarının geç oluşturulması, Milli Eğitim Müdürlüğünce önerilen isimlerin kaymakam tarafından değiştirilmesinin haber yapılmasında kamu ilgi ve yararı mevcut olsa bile, haberin veriliş biçimi ile konu arasındaki düşünsel bağın korunması ve haberde davranışları eleştirilen katılan kaymakam hakkında küçültücü değer yargılarından kaçınılması gerekmektedir. Oysa yazıda, katılan kaymakamın işlemleri "skandal" olarak nitelendirilmiştir. Daire amiri sıfatıyla yazıyı imzalayan kaymakamın, listedeki isimleri değiştirmesi en doğal hakkıdır. Bu işlemin, bir sahte belge düzenlenmiş gibi aktarılması ve "evrakı değiştirme yöntemiyle" yapıldığının açıklanması, katılanın "valiyi dahi uyutarak kandırmaya çalıştığının" söylenmesi katılanı küçük düşürücü, kişisel değer yargılarıdır.
 
Yazı İşleri Müdürlüğünü sanık Enver'in yaptığı 13.9.1994 günlü sayıda, sanık Ömer Mustafa'nın yazdığı "Öğretmensiz Okul Açıldı, Kaymakam 0... Kendini Milli Eğitim Müdürü Zannediyor" başlıklı yazıda, öğrenci kayıtları yapılıp okullar açıldığı halde, bir okulun öğretmensiz kalmasının nedenlerinin araştırıldığı belirtildikten sonra, "Sorduk, soruşturduk, birde baktık ki daha önce öğretmen evi yönetim kurulunun oluşmasında evrak değişikliği yapıp Valiyi dahi uyutan kaymakam 0..... çıktı karşımıza" denmekte ve devamında katılan kaymakamın bu konudaki tasarrufları eleştirilmektedir. Katılanın, ilçedeki öğretmenlerin görev yerlerinin değiştirilmesine ilişkin tasarrufları haber verilip eleştirilirken, önceki yazıda geçen sözcüklerin tekrarlanması, katılanın evrak değiştirip valiyi uyuttuğundan bahsedilmesi, haber verme ve eleştiri hakkının kötüye kullanılması olup sanıklar hukuka uygunluk hallerinden yararlanamazlar.
 
Suça konu her iki yazıda eleştiri ve haber verme sınırı aşılıp katılanın sahte belge düzenlediği izlenimi uyandırılarak çevrede küçük düşürüldüğü, suçun oluşumu için özel kast aranmayıp, yazılan yazıların tatıkir edici nitelikte olduğunun bilinmesi ve yazılmasının istenmesinden ibaret genel kastın yeterli olduğu gözetilmeksizin önceki hükümde direnilmesi yasaya aykırıdır.
 
Bu itibarla; yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
 
S o n u ç Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme direnme hükmünün (BOZULMASINA), 24.2.1998 günü tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini