 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No : 1997/372
Karar No : 1998/90
Tarih : 17.03.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Sanık Turgay hakkında sürücü belgesiz araç kullanmak suçundan açılan davanın TCY.nın 119. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına ilişkin (Derinkuyu Sulh Ceza Mahkemesi)nce verilen 3.9.1997 gün 119-115 sayılı kararın C. Savcısı tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza dairesi 17.11.1997 gün 9401/9229 sayı ile hükmün onanmasına karar vermiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığınca 12.12.1997 gün ve 103139 sayı ile;
"Sanık onbir yaşını doldurup 15 yaşını bitirmediğinden, işlediği suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yönünden mütehassıs hekimlere muayene ettirilmelidir. TCY.nın 119. maddesinin uygulandığı hallerde, farik mümeyyiz raporu alınmasını engelleyen bir hüküm yoktur. Aksi hal, küçükler aleyhine sonuç doğuracaktır." gerekçesiyle itiraz edilerek Özel Daire onama kararının kaldırılıp hükmün bozulması talep olunmuştur.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Sanık hakkında 30.8.1997 ünlü suç tutanağı ile sürücü belgesiz araç kullanma suçundan dava açılmış ve ön ödeme nedeniyle sanık hakkındaki kamu davasının otadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, suç tarihinde 11 yaşını bitirip 15 yaşını doldurmamış olan sanık hakkında, önödeme ihratında bulunulmadan önce işlediği suçun farik ve mümeyyizi olduğunun usulen tesbit ettirilmesinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.
2253 sayılı Çocuk Mahkemesinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 20. maddesinde, "Bu Kanunda gösterilen ceza ve tedbirlerin uygulanmasından önce küçüğün işlediği suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yönünden bedeni, akli ve ruhi durum mütehassıs kimselere tespit ettirilir." hükmü yer almaktadır.
TCY.nın 119. maddesinde yer alan önödeme ise; yalnız para cezasını gerektiren veya yasa maddesinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezanın yukarı sınır üç ayı aşmayan suçlarda, 647 sayılı Yasanın 4/1. maddesi uygulanarak maddede öngörülen şekilde hesaplanacak para cezasının bildirimden itibaren on gün içersinde ödenmesi halinde kamu davası açılmasını engelleyen, dava açılmışsa ortadan kaldırılmasını sağlayan bir kurumdur. Mahkemelerin iş yükünün azatılması ve bazı basit suçlarda sanıkların mahkemeye getirilmelerinin önlenmesi amacıyla kabul edilmiştir. Kamu davasının açılmasını önlemesi durumunda Usul Hukuku, açılmış olan davayı ortadan kaldırması halinde ise ceza ilişkisini düşürdüğünden Suç Hukuku Kurumuur. Önödemede bulunulmaması bir dava şartıdır ve ancak önödemede bulunulmadığı takdirde dava açılacak veya açılan davada yargılama yapılabilecektir.
TCY.nın 119. maddesi uyarınca hazırlık soruşturmasında Cumhuriyet savcısı, Özel Yasalar uyarınca işin doğrudan doğruya mahkemeye intikali halinde sanığın sorgusundan önce hakim tarafından, koşulları oluştuğu takdirde önödeme ihtaratında bulunulacaktır. önödemede bulunulması için eylemin bütün unsurları itibariyle müstelzim olduğu ceza miktarının 119. maddede belirlenen sınırlar içinde kalması yeterlidir. Suçun kendisine değil derecesine etki eden ve temel cezanın saptanmasında belirleyici durumda olan hükümler hariç, şahsa ve fiile bağlı cezayı artırıcı ya da azaltıcı nedenler önödemede dikkate alınmayacaktır. Delillerin takdiri suretiyle suça kalkışma, tahrik, takdiri indirim, tekerrür, yaş nedeniyle cezanın artırılması veya azatılması mümkün olmadığı gibi, Ceza Yasasının 119. maddesi uyarınca sorgusu dahi yapılmayan, şahsi halleri saptanmayan 11 yaşını doldurup 15 yaşını bitirmemiş olan sanığın, mütehassıs hekimlere sevki ile işlediği ileri sürülen suçun farik ve mümeyyiz olup olmadığının saptanması, işlediği suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabilecek durumda olması halinde cezasında indirim yapılması aksi takdirde önödeme ihtaratında bulunulmayarak ceza tayinine yer olmadığına karar verilmesi önödeme kurumuun ve yasa koyucunun yukarda açıklanan amacına aykırıdır. Öte yandan böyle bir uygulama, yasada belirlenen ceza itibariyle 119. madde sınırları dışında kalan bir madde uygulanırken; yaş, takdiri indirim gibi nedenlerle indirim yapılarak hükmolunacak cezanın, 119. madde kapsamına giren miktara inmesi halinde de önödemeye ilişkin hükümlerin uygulanmasını gerektirecektir ki, bu da yasaya aykırıdır.
Önödeme nedeniyle mahkemece verilen davanın ortadan kaldırılması kararı temyize tabi, sabıka teşkil etmeyen, ilerde işlenecek bir suçta tekerrüre esas ve tecile engel olmayan, sanık lehine bir hükümdür. Ayrıca, sanığın suçsuz, olduğunu veya cezayı hafifletici nedenlerin varlığını savunması, suçu işlediği tarihte farik ve mümeyyiz olmadığını ileri sürmesi halinde, belirlenen cezayı ödemeyerek dava açılmasını ya da açılan davaya devam olunmasını sağlama olanağı da mevcuttur.
Bu itibarla, olay tarihinde onbir yaşını bitirip 15 yaşını doldurmamış olan sanığın TCY.nın 119. maddesi kapsamına giren bir suçu işlemesi nedeniyle ödeme ihtaratında bulunulmadan önce işlediği suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yönünden bedeni, akli ve ruhi durumunun mütehassıs hekimlere tespit ettirilmesine gerek olmadığından, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul üyeleri "haklı nedenlere dayanan itirazın kabulü gerektiği" gerekçesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının (REDDİNE), 24.2.1998 günü yapılan birinci müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından 17.3.1998 günü müzakere sonunda oyçokluğuyla karar verildi.