 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No : 1997/1-182
Karar No : 1997/327
Tarih : 23.12.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
765/m.283,448,456/4,457/1
DAVA VE KARAR : Kasten adam öldünnek, ölene el uzatmak, yaralamak, gerçeğe aykırı olarak suç işlediğini söylemek suçlanndan sanık İlhan Ş...'ün TCY. nın 456/4. 457/1, 51/1, 59. maddeleri uyarınca 1 ay 20 gün hapis ve 464/3, 51/1, 59, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri ile 20.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına sanık Orhan Şengönül'ün TCY. nın 448, 51/1, 55/3, 59. maddeleri ile 10 yıl ağır hapis, TCY.nın 456/4, 51/1. 55/3, 59. maddeleri ile iki kez 116.666 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına, TCY.nın 283/2. maddesi uyarınca açılan davadan beraatına ilişkin Malatya Ağır Ceza Mahkemesince 7.2.1996 gün ve 65/15 sayı ile verilen kararın, katılanlar vekili ve sanık Orhan Şengönül tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen,
Yargıtay 1. Ceza Dairesince 27.6.1996 gün ve 2061/2552 sayı ile:
"Maktulün oğlu kendilerinin de eniştesi olan Murat'la kız kardeşleri arasında oluşan geçimsizliği görüşmek üzere arabalarıyla maktul Mehmet'in evi önüne gelen kardeş sanıklar İlhan ve Orhan'ın saldırgan olarak bir safta, maktul Mehmet, eşi müdahil Münevver ve kızları müdahiller Mukadder ve Mercar'ın saldırıya uğrayanlar olarak karşı safta olduğu, tanık Abuzer Sonkaya'nın ise aralayıcı olarak yer aldığı kavga ile ilgili olarak:
Müdahiller ile tanık Abuzer'in "bıçak kullanarak maktul Mehmet'i öldüren ve Münevver'i yaralayan şahsın sanık llhan olduğunu" açıklamaları, olayı yakınen izleyen tanıklar Mustafa Ç... ve Fatma S...'nın bu anlatımları doğrulamaları, her ne kadar tanık Abuzer Sonkaya ölü muayene sırasında Cumhuriyet Savcısına; "sanıyorum küçüğü bıçağı çıkarıp vurdu" demiş ve sanık Orhan'ı suçlar beyanda bulunmuş ise de, kesin olmadığını ve tahmine dayalı bulunduğunu açıkladığı bu ifadesini son soruşturmadaki teşhis ve anlatımıyla düzeltip" sopa ile maktulün başına ilk vuranın sanık Orhan olduğunu, kendisini engellemek amacıyla tuttuğu sırada diğer sanık ilhan'ın bıçak kullanarak maktul ile eşi Münevver'i yaraladığını açıklaması bu beyanın maktulün kafasında oluşan raddi yara ile de doğrulanması her ne kadar keşif sırasında sanık kardeşlerin eşgal benzerliği nedeniyle teşhis edilmelerinde yanılgı doğabileceğine bilirkişi tarafından işaret olunmuş ve mahkemece de bu husus hükme dayanak yapılarak eylemi üstlenen, sanık Orhan'ın maktulü bıçakladığı kabullenmiş ise de, gelinlerinin ağabeyleri olan sanıkları elektrik laiTibalarıyla aydınlanmış mekanda müdahil tarafın yanılgısız teşhis edebileceğinin kabulü gerekmesi, olay sonrasında arabalarıyla kaçan sanıklardan Orhan'ın benzin istasyonundaki bir bıçağı suçta kullandığından bahisle teslim eylediği anlaşılmakta ise de kaçış esnasında ağabeyisinden bu bıçağı almasının ve yaşının küçüklüğü nedeniyle daha az bir ceza ile kurtulacağı yorumuna vanp suçu üstlenerek ağabeysi İlhan'ı kurtarmaya yönelmesinin doğal ve alışılmış davranışlardan bulunması, mevcut kanıtların doğal sonucu olarak olayda tek bıçağın kullanıldığının ve bu bıçağın olay süresinde el değiştirmemiş olduğunun tam bir netlikle anlaşılması nedeniyle: müdahil Münevver'i kim bıçakla yaralamışsa, maktül Mehmet'i de onun öldürdüğünün kabulünde zorunluluk bulunması karşısında:
A-Müdahil Münevver'i bıçakla yaraladığı kabul edilip yazılı biçimde ve isabetle hükümlendirilen sanık ilhan'ın,
a- Maktulü öldürdüğünü kabulüyle TCY. nın 448, 51/1, 59. maddeleri uyarınca.
b- Olay sırasında oto kullanması nedeniyle oto sürücü belgesine sahip olabileceği şüphesinden hareketle araştırma yapılıp belge sahibi olduğu Gnlaşıldığında 2918 sayılı Yasanın 119. maddesi uyarınca.
B-Sanık Orhan'ın
a- Maktüle sopa vurarak el uzatmasından dolayı TCY.nın 464/1, 51/1, 55/3, 59. maddeleri uyarınca.
b- Öldürme olayını sahte beyanla üstlenmesi nedeniyle TCY.nın 283/2, 55/3, 59. maddeleri uyarınca hüküm kurulması gerekirken öldürme failinin hatalı belirlenmesi sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise, 20.12.1996 gün ve 244/271 sayı ile; olayın tek görgü tanığı olan Abuzer S...'nın otopsi tutanağındaki beyanına göre, öldürme suçunu sanık Orhan Ş...'ün işlediği kabulüyle, önceki kararda direnmiştir.
Bu karar da, C. Savcısı ve Katılanlar vekili tarafından süresinde temyiz edildiğinden, dosya Yargıtay C. Başsavcılığının, "bozma" istekli, 28.5.1997 gün ve 1/21890 sayılı tebliğnamesiyle. Yargıtay 1. Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü,
YARGITAY CEZA GENEL KURULU KARAR1:
İncelenen dosyaya göre.
özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında temeldeki uyuşmazlık, öldürme suçunu sanıklardan hangisinin işlediği hususundadır.
Sanıklann, ölenin oğlu ve enişteleri olan Murat'la, kızkardeşleri arasındaki geçimsizliği görüşmek üzere, otoları ile ölen Mehmet'in evi önüne geldikleri, bu konuyu tartışırken çıkan kavgada, sanıkların bir grupta, ölen Mehmet, eşi Münevver ve kızlan Mukadder ile Mercan'ın karşı grupta, kavgaya başladıkları, tanık Abuzer Sonkaya'nın ise kavgayı aralamaya çalıştığı, kavga sırasında Mukadder ve Mercan Çetinkaya'nın künt bir cisimle Münevver Çetinkaya'nın ise bıçakla raporlarında belirtildiği gibi yaralandıkları, Mehmet Çekinkaya'nın ise aldığı bıçak yarası sonucunda öldüğü anlaşılmaktadır.
Sanıklar Orhan ve İlhan Ş... aşamalardaki savunmalarında, bıçağı kullananın sanık Orhan Ş... olduğunu ileri sürmekte iseler de, katılan mağdur Münevver Ç... ile mağdureler Mukadder ve Mercan Ç... ile tanıklar Mustafa Ç..., Fatma S..., Meryem Ş... olaydaki tek bıçağın, sanık İlhan tarafından kullanıldığını açıklamışlar, görgü tanıklarından Abuzer S..., otopsi tutanağında belirlenen beyanında: ".... Kesin olarak bilmiyorum, ancak sanıyorum küçüğü olan, bıçağı çıkanp vurdu. Olaydan önce sanıkları tanımadığım için tariflerini yapamıyorum" demiş ise de duruşmadaki yeminli ifadesinde; "Sanık Orhan'ın sopa ile diğer sanık İlhan ın da bıçakla ölene, eş ve çocuklarına vurduklarını..." açıklamış, çeilşki üzerine sorulunca da, duruşmadaki ifadesinin doğruluğunda ısrar etmiştir.
Her ne kadar bıçak, sanık Orhan'ın gösterdiği, yerden zaptedilmiş ise de, yörede yaygın bir biçimde işlenen suçları yaşı küçüklerin üstelenerek, daha az ceza almayı amaçladıklan gözetildiğinde, olaydan sonra sanık İlhan'ın bıçağı kardeşi olan küçük Orhan'a vermiş olabileceği ve olayda kullanılan tek bıçakla yaralanan Münevver Ç...'nın sanık İlhan Ş... tarafından yaralandığı da göz önüne alındığında, maktulün bıçakla yaralanmak suretiyle sanık İlhan Ş... tarafından öldürüldüğünün kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
Sanık İlhan'ın sürücü belgesine sahip olup olmadığının araştırılmaması ise yüklenen suçların vasıf ve nitelikleri de nazara alındığında ehliyetin geri alınmasına ilişkin olarak Mahkemenin fiili takdiri kabul edildiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamalıdır.
O halde, sanık İlhan Ş...'ün öleni, bıçakla yaralayarak adi tahrik altında öldürdüğü kabul edilmeli, sanık Orhan Ş...'ün ise ölene sopa ile vurarak el uzattığı ve öldürme olayını gerçeği aykırı olarak üstlendiği benimsenmelidir.
Bu itibarla, direnme kararının bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, C. Savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden direnme kararının istem gibi BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.