 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No : 1997/156
Karar No : 1997/250
Tarih : 18.11.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Adam öldürme ve yaralama suçlarından içtimaen 15 yıl ağır hapis 4 ay 30 gün hapis cezası ile hükümlü Mustafa'nın şartla salıverildikten sonra işlediği 6136 sayılı Yasaya aykırı davranmak suçundan dolayı 1 sene hapis ve 300.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ve bu cezasının ertelenmesine karar verilmesi nedeniyle, şartlı salıverme kararının geri alınması isteminin reddine dair, (Tokat Ağır Ceza Mahkemesi)nin 1.10.1996 gün, 1996/189 D. İş. sayılı kararına vaki itiraz üzerine Zile Ağır Ceza Mahkemesinin 23.10.1996 gün, 1996/121 D.İş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verilmiştir.
Bu kararda isabet görülemediğinden bahisle CMUK.nun 343. maddesi gereğince bozulması lüzumu, Adalet Bakanlığının yazılı emir talebine dayanılarak Yargıtay C. Başsavcılığının 13.2.1997 günlü tebliğnamesiyle istenilmekle Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin 10.4.1997 gün 504-1166 sayılı kararı ile;
"Ertelenmiş mahkumiyet kararı, TCY.nın 95. maddesindeki şartlar gerçekleştiğinde esasen vaki olmamış sayılacaktır. Ertelenmiş mahkumiyetlerde, mahkumiyet hükmünün sonuç yaratma özellikleri askıya alınmakta, deneme süresi sonuna kadar geciktirilmektedir. Şartla salıverildikten sonra ve bihakkın tahliye tarihinden önce suç işlenmesi ve bu suçun cezasının ertelenmesi halinde, erteleme kararı tüm sonuçları ilegeçerli sayılarak, erteleme nedenleri ortadan kalkmadıkça şartla salıverilme kararının kaldırılamayacağı kabul edilmelidir." gerekçesiyle ve oyçokluğuyla yazılı emre dayanan bozma istemi reddedilmiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığı'nca bu karara karşı 12.5.1997 gün, 12638 sayı ile itiraz edilerek dosya. 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Hükümlü Mustafa, adam öldürme ve yaralama suçlarından içtimaen 15 yıl ağır hapis 4 ay 30 gün hapis cezası ile cezalandırılmış ve bu cezaları kesinleşmiştir. Hükümlü, 25.3.1994 günü şartla salıverilmiş olup bihakkın tahliye tarihi 23.7.2006 dır.
Hükümlü şartla salıverildikten sonra 14.5.1996 günü işlediği 6136 sayılı Yasaya aykırı davranmak suçundan, 1 sene hapis ve 300.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmış, 647 sayılı Yasanın 6. maddesi gereğince bu cezası ertelenmiştir.
Deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi nedeniyle TCY.nın 17. maddesi uyarınca sanık hakkındaki şartla salıverilme kararının geri alınması talep olunmuş, istemin reddine ilişkin hüküm kesinleşmiştir. Bu hükme yönelik yazılı emirde bozma istemi Özel Dairece reddedilmiş ve bu karara karşı Yargıtay C. Başsavcılığı'nca itiraz edilmiştir.
Çözümlenecek sorun, şartla salıverilen hükümlünün deneme süresi içinde işlediği bir diğer cürüm nedeniyle verilen cezasının 647 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verilmesi halinde, önceden verilen şartla salıverme kararının geri alınmasının mümkün olup olmadığına ilişkindir.
Şartla tahliye kararı 647 sayılı yasanın 19 ve şartla salıverilme kararının geri alınması ise TCY.nın 17. maddesinde düzenlenmiştir. Şartla salıverilme iyi halliliğe dayanan bir kurumdur. Cezasının bir kısmını iyi halli olarak geçiren bir hükümlünün, cezasının tamamını çekmeden, cezaevinden daha erken salıverilmesidir. Şartla salıverilen hükümlü, iyi halliliğini sürdürmek zorundadır. Aksi halde şartla salıverilme kararı geri alınacaktır. TCY.nın 17. maddesinde "Şartla salıverilmiş olan hükümlü, geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir cürümden dolayı şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahküm olur veya mecbur olduğu şartları yerine getirmez ise, şartla salıverilme kararı geri alınır. Bu takdirde suçun işlendiği tarihten sonraki kısım hükümlünün ceza süresine mahsup edilmeyerek aynen çektirilir ve şartla salıverilmeye esas teşkil eden hükmün infazı ile ilgili olarak bir daha şartla salıverilmeden yararlanamaz." hükmü yeralmaktadır. Bu hükme göre iyi halli olup da şartla salıverilen hükümlü, deneme süresi içerisinde hürriyeti bağlayıcı ceza ile sonuçlanan kasıtlı bir cürüm işlediği ya da uyması gereken koşullara uymadığı takdirde şartla salıverilme kararı geri alınacaktır. Suçun, özgürlüğü bağlayıcı ceza gerektiren kasıtlı bir cürüm olması öngörülmüştür.
Şartla salıverilme kararının geri alınması için hükümlünün, kasdi bir cürümden özgürlüğü kısıtlayıcı bir cezaya mahküm olması yeterlidir. Kesinleşmiş mahkümiyet kararı, hükümlünün iyi halliliğini yitirdiğini göstermektedir. Bu hükmün kesinleşmiş olması zorunludur. Çünkü, kesin bir mahkümiyet hükmü olmadan özgürlüğü bağlayıcı cezayı müstelzim kasıtlı bir cürüm işlendiği kabul edilemez. Öte yandan, 8.6.1970 gün 9-4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında "Şartla salıverilen hükümlülerin meşruten tahliye tarihi ile bihakkın tahliye edilmeleri icabeden tarih arasında şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı müstelzim kasıtlı bir cürüm işlemeleri halinde TCY.nın 17. maddesi gereğince meşruten tahliye kararının geri alınması gerektiği, ikinci cürmün birinci cürme ait ceza müddeti dolmadan işlenmiş olması yeter olup, cezanın verilip kesinleşmesinin bu süre içinde gerçekleşmiş olmasının şart bulunmadığı" açıklanmak suretiyle, suçun deneme süresi içinde işlenmesinin yeterli olduğu belirtilmiştir. Şartla salıverilmenin geri alınması cürümle ilgili olup, o cürmün cezasının çektirilebilir olmasıyla ilgisi bulunmamaktadır. TCY.nın 17. maddesinde, mecbur olunan şartların yerine getirilmemesi halinde şartla salıverilme kararının geri alınması kabul edildiği halde, özgürlüğü bağlayıcı ceza gerektiren bir suçun işlenmesi halinde kararın geri alınamayacağı, ikinci suçun cezasının çektirilebilir olmasının şart olduğu ileri sürülemez. TCY.nın 17. maddesinde "... mahkum olur" denmesi, mahkümiyet kararının yeterli olduğunu, cezanın çekilebilir olmasının nazara alınmadığını göstermektedir. İyi halliliği ortadan kaldıran, cezanın çekilmesi değil, kesinleşmiş mahkümiyetle sonuçlanan kasti bir cürme ilişkin eylemin varlığıdır.
Deneme süresi içinde işlenen suç nedeniyle hükmolunan cezanın ertelenmesi halinde, yasa koyucunun şartla salıverme kararının geri alınamayacağına dair istisnai bir düzenleme yaptığı söylenemez. Zira, bu durumda kasıtlı suçtan dolayı hükmolunan özgürlüğü bağlayıcı cezanın ertelenmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle ikinci suçtan verilen mahkümiyet kararının yasaya aykırı olarak ertelenmesi halinde şartla salıverilme kararının geri alınamayacağının ileri sürülmesi, yasa koyucunun amacına aykırıdır.
İncelenen dosyada, adam öldürme ve yaralama suçlarından 15 yıl ağır hapis 4 ay 30 gün hapis cezasına hükümlü Mustafa'nın, bu cezasının infazı sırasında 25.3.1994 tarihinde şartla salıverildiği, deneme süresi içinde 14.5.1996 tarihinde işlediği izinsiz silah taşımak suçundan 1 yıl hapis ve 300.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek bu cezasının ertelendiği ve hükmün kesinleştiği, bu süretle TCY.nın 17. maddesinde tanımlanan türden bir cürüm işleyip mahkum olmakla iyi halliliğini kaybettiği anlaşıldığından, şartla tahliye kararı geri alınmalıdır.
Bu itibarla, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Başkan ve Üyeler, Özel Daire kararında gösterilen haklı gerekçelere göre, itirazın reddi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının (KABULÜNE) 1. Ceza Dairesi'nin 10.4.1997 gün ve 504/1166 sayılı kararının kaldırılmasına, Zile Ağır Ceza Mahkemesinin 23.10.1996 gün 1996/121 D. İş sayılı hükmünün (BOZULMASINA), 18.11.1997 günü oyçokluğuyla karar verildi.