Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No : 1997/146
Karar No : 1997/156
Tarih : 10.06.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
    DAVA : Orman Kanununa muhalefet suçundan sanık İsmet'in;
    Orman boşluğuna ağıl yapmak suretiyle işgal eylemi nedeniyle 6831 sayılı Kanunun 93/1, TCK.nun 59/2; 647 sayılı Kanunun 4. maddeleri uyarınca 750.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, yapılan ağılın 6831 sayılı Kanunun 93/4. maddesi uyarınca müsaderesine,
    Dikiliden ağaç kestiği nedeniyle 6831 sayılı Kanunun 91/1, TCK.nun 19; 6831 sayılı Kanunun 91/1. madde 2. cümlesi, 91/son, TCK.nun 59/2; 647 sayılı Kanunun 4/1, TCK.nun 72. maddeleri uyarınca 3.000.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına,
    Sanığa her iki suç nedeniyle verilen ağır para cezaları TCK.nun 72. maddesi uyarınca toplanarak sonuçta 3.750.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına,
    Tekerrüre esas olmasa da, sanığın sabıkası olması nedeniyle cezanın ertelenmesine yer olmadığına ilişkin (Korkuteli Sulh Ceza Mahkemesi)'nce 15.7.1996 gün ve 121/217 sayı ile verilen karar, Yerel C.Savcıları ile sanığın temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nce, 10.4.1997 gün ve 2771/4117 sayı ile;
    "Sanığın aynı suçtan sabıkalı olup mahkemece gösterilen gerekçenin sabıkalı bulunması nedeniyle suç eğilimini esas aldığı" gerekçesiyle tebliğname hilafına onanmıştır.
    Yargıtay C.Başsavcılığı'nın, 6.5.1997 gün ve 88948 sayılı itiraznamesi ile;
    "Sanığın sabıkası kaydında belirtilen hükümlülük nevi itibariyle adli sicilden silinebilen ve infaz tarihi ile suç tarihi itibariyle adli sicilden silinmesi gereken bir hükümlülüktür. Silinebilir özellikli eski hükümlülük kaydının bulunması cezaların tecil edilmesine engel değildir. Ayrıca, hakimi sanığın bir daha suç işlemeden çekinmeyeceğine götüren sebepler hüküm yerinde açıkça belirtilmesi gerekir. Dosyamızda bu yönden boşluk olmuştur. İlgili konudaki uygulamalar farklılık arzetmektedir. Nitekim, 3. Ceza Dairesi'nin fotokopisi sunulan Korkuteli Sulh Ceza Mahkemesi'nin bir başka dosya ile ilgili kararında silinme koşulları gerçekleşen sanığın önceki mahkumiyetinin tecile engel teşkil etmeyeceği kabul edilmiştir. Dosyamızda, mahkeme tek bir gerekçeye dayandığı halde, tebliğname gerekçesi karşılanırken Yerel Mahkeme gerekçesi yorum ile genişletilmiştir" biçmindeki gerekçe ile itiraz edilerek onama kararının kaldırılıp Yerel Mahkeme hükmünün bozulması istenmiştir.
    Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
    KARAR : İncelenen dosyaya göre;
    Sanık İsmet'in dikiliden ağaç kesmek ve orman boşluğuna ağıl yapmak suretiyle işgal suçlarından cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, sanık hakkında 647 sayılı Kanunun 6. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilirken gösterilen gerekçenin yasal ve yeterli olup olmadığına, dosya kapsamına uyup uymadığına ilişkindir.
    Ayrıntıları 7.6.1976 gün ve 4/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun uyum gösteren görüşlerine göre, ERTELEME; cezanın sanığın kişiliğine uydurulmasını sağlayan yargısal bir şahsileştirme kurumudur.
    Mahkemelerce cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, Anayasanın 141/3. ve CMUK.nun 32. maddesi uyarınca, uygulamanın nedenini gösterir yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi zorunludur.
    Gerekçe; istem konusundaki takdirin akla, hukuka ve dosya içerisindeki bilgi ve belgelere uygun açıklamasıdır. Ertelemeye yer olmadığına karar verilirken gösterilen gerekçenin soruşturma aşamasında izlenen sanığın kişiliği ile ilgili bilgi ve belgelerin yerinde değerlendirildiğini gösterir biçimde geçerli, yeterli ve yasal olması zorunludur. Yasal, yeterli ve geçerli olmayan bir gerekçeye dayanılarak erteleme isteminin reddine karar verilmesi yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi cezaların kişiselleştirilmesi ilkesine de aykırıdır ve uygulamada keyfiliğe yol açar. Keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek ve kararı aydınlatmak için sanığın olay öncesi ve sonrası davranışları gözönünde bulundurularak, gelecekteki yaşamı sezilmeli, suç işleme hususundaki eğilimi değerlendirilmelidir.
    Bu açıklamaların ışığında dosyaya bakıldığında; Yerel Mahkemenin, sanığın oluş ve sübutunda uyuşmazlık bulunmayan eylemleri nedeniyle yaptığı uygulama sonucu "sanığın her ne kadar tekerrüre esas olmasa da; sabıkası olması nedeniyle cezasının ertelenmesine yer olmadığına" karar verdiği anlaşılmaktadır.
    Dosyaya getirtilen sanığa ait hükümlülük yazısından, sanığın 12.5.1985 yılında işlediği suç nedeniyle 6831 sayılı Kanunun 93/1, TCK.nun 59, 81/2 maddeleri ile Korkuteli Sulh Ceza Mahkemesi'nce 6 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, 20.7.1987 tarihinde kesinleşen bu cezasının 28.5.1988 tarihinde yerine getirildiği görülmektedir. Adli sicilden silinebilecek mahiyetteki bir hükümlülük kaydı tekerrüre esas olmayacak nitelikte bulunması nedeniyle ertelemeye engel değilse de; sanığın orman Kanununu ihlale yönelik ısrarlı suç işleme eğilimini açıkça ortaya koymaktadır. Dava dosyasındaki suçların nitelik ve nicelikleri ve sanığın önceki mahkumiyeti sırasında TCK.nun 81/2. maddesi ile uygulama yapılması da bu hususu kanıtlamaktadır.
    Kaldı ki; Yerel Mahkemece de sanığın önceki mahkumiyetinin tekerrüre esas olmadığı kabul edilmiş, ancak sabıkasından anlaşılan suç işleme eğilimini esas alarak cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar vermiştir. Buna göre, itiraznameye fotokopisi eklenen 3. Ceza Dairesi'nin 8.4.1997 gün ve 2770/3966 sayılı kararı somut uyuşmazlıkta emsal teşkil etmediği gibi, Özel Daire bozmasında, "Yerel Mahkeme gerekçesinin yorum yoluyla genişletildiği" biçimindeki Başsavcılığık görüşü de yerinde değildir. O halde; saptanan olgularla, kişiliği ve suç işleme eğilimi dosyaya yansımış bulunan sanığın cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesinde yasaya ve dosya kapsamına aykırılık yoktur.
    Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
 
    SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının (REDDİNE), 10.6.1997 günü oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini