 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1996/7-22
K. 1996/31
T. 5.3.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- SANIĞA EN SON SÖZÜN VERİLMESİ
KURALI
KARAR ÖZETİ CMUK.nun 251. maddesi gereğince "en son söz sanığındır". Maddenin son fıkrasında ise; "sanık namına müdafii tarafından müdafaada bulunulsa dahi, müdafaaya ildve edecek başka bir şey olup olmadığı sanığa sorulur" hükmü yer almaktadır.
Son sözün sanığa verilmesi kuralı, bozmadan sonra başlayan yargılamada da geçerlidir. Gerek bozmadan önce ve gerekse sonra aynı usul hükümleri uygulanacaktır. Direnme kararı verilirken sanıktan en son sözünün sorulmaması yasaya aykırıdır.
(1412 s. CMUK. m. 251)
551 sayılı Markalar Kanununa aykırı davranmak ve emirlere uymamak suçundan sanık Karabey hakkında yapılan yargılama sonunda:
a- TCY. nın 526. maddesi uyarınca açılan davanın önödeme nedeniyle TCY. nın 119. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına,
b- 551 sayılı Yasanın 51/b maddesi uyarınca 8 ay hapis ve 160.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, (Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesi)'nce 16.5.1994 gün ve 43/245 sayı ile verilen kararın, sanık tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nce, 29.12.1994 gün ve 12245/14782 sayı ile; "eksik soruşturma sonucu hüküm kurulması" isabetsizliğinden, bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise, 17.5.1995 gün ve 198/393 sayı ile; sanıktan son sözü sormadan önceki karardaki gerekçe ile direnme kararı vermiştir.
Bu karar da, sanık müdafii tarafından süresinde temyiz edildiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın bozma istekli 26.1.1996 gün ve 7/63898 sayılı tebliğnamesiyle, Yargıtay 1. Başkanlığı'na gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup görüşüldü:
İncelenen dosyaya göre;
CYUY.nın 251. maddesi gereğince, "en son söz sanığındır." Maddenin son fıkrasında ise; "Sanık namına müdafii tarafından müdafaada bulunulsa dahi, müdafaaya ilave edecek başka bir şey olup olmadığı sanığa sorulur" hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm gereğince, duruşma mutlaka sanığın son sözü ile bitecektir. Sanıktan son sözü sorulduktan sonra başkaca bir işlem yapılmaksızın karar verilmelidir. Aksi halde, yani sanığın son sözü sorulduktan sonra, yeni bir işlem yapılması, sanık müdafii olsa dahi bir başkasının beyanının alınması halinde, yeniden ve mutlaka sanıktan son sözü sorulmalı, en son söz sanığa verilmelidir. Zira bu husus, sanığın savunma hakkı ile ilgilidir. Ceza yargılamasında sanığın en önemli hakkı, savunma hakkı olup, bu hak hiçbir şekilde kısıtlanamaz. En son söz sanığa verilerek, kendisinden önce yapılan işlem-lere karşı diyecekleri ve müdafiinin savunmasına ekleyecek bir hususu olup olmadığı saptanmalıdır. Savunma hakkı ile doğrudan ilgili bulunan bu usul kuralı buyurucu nitelikte olup, uyulmaması CYUY.nın 308. maddesinin 8. bendi gereğince yasaya mutlak aykırılık oluşturmaktadır.
Son sözün sanığa verilmesi kuralı, bozmadan sonra başlayan yargılamada da, aynen geçerlidir. Çünkü, henüz dava sonuçlanmamış olup, yargılama devam etmektedir. Gerek bozmadan önce ve gerekse sonra aynı usul hükümleri uygulanacaktır. Buyurucu olan bu usul kuralının bozmadan önce geçerli olduğu, bozmadan sonraki aşamada ise uygulanmasına gerek bulunmadığı biçimindeki bir ayırımın yasal ve hukuksal dayanağı bulunmamaktadır.
İncelenen dosyada, Yerel Mahkeme direnme kararı verirken, duruşmada hazır bulunan sanıktan en son sözü sormadığından, sair yönleri incelenmeyen hükmün, öncelikle bu usul? sebepten bozulmasına karar verilmelidir.
Karşı oy kullanan Kurul Üyeleri; bozmadan sonraki aşamada, son sözün sanığa verilmesine gerek bulunmadığını ileri sürmüşlerdir.
SONUÇ Açıklanan nedenlerle, sanık müdafinin temyiz itirazları ile tebliğnamedeki bozma düşüncesi bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen direnme kararının, bu usul? sebepten (BOZULMASINA), 5.3.1996 tarihinde, 2/3'ü aşan oyçokluğuyla karar verildi.