 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1996/6-263
K. 1996/282
T. 17.12.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
(Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 135. maddesi)
KARAR ÖZETİ : Ceza Muhakeme/eri Usulü Kanununundeğişik 135. maddesi ile sanığa tanınan haklar, sadece "susma" hakkından ibaret olmayıp, maddenin diğer bentlerindeki husus/arda aynı derecede önemli ve savunma hakkına ilişkindir.
Yerel mahkemece sanığa sadece suçu an/atılıp suçlamalar konusunda cevap vermeyebileceği hatırlatılarak, sorgusuna geçilmesi maddedeki diğer bentlerdeki hususlar yerine getirilmediğinden savunma hakkının kısıtlanması olup, yasaya aykırıdır.
(1412 s. CMUK. m. 135)
Sahte çek düzenlemek suçundan sanık Refik'in, TCK.nun 342/1, 59. maddeleri gereğince ı yıl 8 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, (Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi)'nceverilen 30.5.1995 gün, 90-95 yılı hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 3.6.1996 gün, 6481 -5845 sayı ile;
"Yüklenen suçtan dolayı CMUK.nun 236. maddesinin yollamada bulunduğu aynı Yasanın 3842 sayılı Yasa ile değişik 135. maddesi uyarınca sorguya çekilmesi gereken sanığa, bu madde ile tanınıp savunmaya ilişkin bulunan bütün hakları hatırlatılmadan ve hatırlatılmış ise, bu husus tutanağa geçirilmeden mahkumiyet kararı verilmesi" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme, 11.9.1996 gün, 157-171 sayı ile;
"10.6.1993 tarihli celsede sanığa, vekili de olduğu halde CMUY.nın 135. maddesinde açıklanan yasal hakları hatırlatılmış ve vurgulanarak susma hakkı olduğu söylenmiştir. Sadece maddenin nosu zuhulen yazılmamıştır. Sanığa hakları hatırlatılmış kısıtlanmamıştır" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde istenildiğinden dosya; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "onama" istemli 8.11.1996 tarihli tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Sanık hakkında, sahte çek düzenlemek suçundan açılan davada; Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, CMUY.nın 135. maddesinde belirtilen hakların sanığa hatırlatılıp hatırlatılmadığına ilişkindir.
Ceza Muhakemeleri Usulü Yasasının, 3842 sayılı Yasa ile değişik 135. maddesinde;
"Zabıta amir ve memurları ile Cumhuriyet Savcısı tarafından ifade almada ve hakim tarafından sorguya çekilmede aşağıdaki hususlara uyulur:
1- İfade verenin veya sorguya çekilenin kimliği tespit edilir. İfade veren veya sorguya çekilen kimliğe ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırılmak zorundadır.
2- Kendisine isnad edilen suç anlatılır.
3- Müdafi tayin hakkının bulunduğu, müdafi tayin edebilecek durumda değilse baro tarafından tayin edilecek bir müdafi talep edebileceği ve onun hukuki yardımından yararlanabileceği, isterse müdafiin soruşturmayı geciktirmemek kaydı ile ve vekaletname aranmaksızın ifade veya sorguda hazır bulunacağı bildirilir; yakınlarından istediğine yakalandığını duyurabileceği söylenir.
4- İsnad edilen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu söylenir.
5- Şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını talep edebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe sebeplerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek imkanı verilir.
6- İfade verenin veya sorguya çekilenin şahsi halleri hakkında bilgi alınır.
7- İfade ve sorgu bir tutanakla tesbit edilir. Bu tutanakta;
a- İfade verme veya sorguya çekme işleminin yapıldığı yer ve tarih,
b- İfade verme veya sorguya çekme sırasında hazır bulunan kişilerin isim ve sıfatları ile ifade veren veya sorguya çekilen kişinin açık kimliği,
e- İfade vermenin veya sorgunun yapılmasında yukarıdaki işlemlerin yerine getirilip getirilmediği, bu işlemler yerine getirilmemiş ise sebepleri,
d- Tutanak içeriğinin ifade veren veya sorguya çekilen ile hazır olan müdafi tarafından okunduğu ve imzalarının alındığı,
e- İmzadan imtina halinde bunun nedenleri yer alır" hükmü bulunmaktadır. Madde ile sanığa, müdafii tayin hakkı, yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmama hakkı yanında, şüpheden kurtulması için bazı kanıtların toplanmasını isteme hakkı da tanınmıştır. Böylece sanığa, kendisini daha iyi savunma olanağı sağlanmıştır. Savunma hakkı ile doğrudan doğruya bağlantılı ve kamu düzeni ile ilgili emredici nitelikteki bu hükme uyulması zorunludur. Yerel Mahkemece iddianame okunduktan sonra sanığa suçu anlatılıp suçlamalar konusunda cevap vermeyebileceği hatırlatılarak sorgusuna geçilmiştir. Madde ile sanığa tanınan haklar sadece susma hakkından ibaret olmayıp 135. maddenin diğer bentlerindeki hususlar da aynı derecede önemli ve savunma hakkına ilişkindir. Sanığın en önemli haklarından biri olan savunma hakkı hiç bir şekilde kısıtlanmamalıdır.
Bu itibarla, sanığa CMUK.nun 135. maddesindeki yasal hakları hatırlatılarak usulüne uygun biçimde sorgusu yapılmadığından direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
- Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyeleri; "mahkemece gösterilen gerekçeye göre direnme hükmü doğru olduğundan sair yönlerin incelenmesi için dosyanın 6. Ceza Dairesi'ne gönderilmesi gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün (BOZULMASINA), 17.12.1996 günü tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak, oyçokluğuyla karar verildi.