 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1996/6-242
K. 1996/264
T. 3.12.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
SİLAHLI YAĞMA
HIRSIZLIK KASTI
SUÇA EKSİK KALKIŞMA
KARAR ÖZETİ : Borcu için verdiği 24 milyon liralık çekini çalmak için, balkondan girdiği mağdurun evinde, mağdurun kendisini görüp direnmesi üzerine -cezadan kurtulmak için- onu ve o sırada gelen kızını tabanca ile ateş ederek yaralayıp etkisiz hale getirdikten sonra, hiçbir şey alamadan evi terketmiş olan sanığın eylemi, TCK.nun 495/2. maddesinin yollamasıyla silahlı gaspa eksik kalkışma suçunu oluşturur.
(765 s. TCK. m. 492/1-son, 495/2, 61)
Gaspa kalkışma, adam öldürmeye kalkışma, konut dokunulmazlığını bozma ve 6136 sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunma k suçlarından sanık Arif'in, TCK.nun 492/1-son, 61, 522, 456/4, 457/1, 456/4, 457/1. maddeleri uyarınca, sonuç olarak 1 yıl 36 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesi uyarınca açılan davanın 3831 sayılı Yasa uyarınca düşürülmesine, sanık Ali'nin TCY.nın 492/1-son, 61, 65/3, 522. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, (Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi)'nce11.11.1992 gün ve 105/153 sayı ile verilen kararın, C. Savcısının aleyhe ve Ali tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nce, 16.9.1993 gün ve 5602/6326 sayı ile;
(Sair itirazlar yerinde değilse de,
1- Oluş ve kabule göre, sanık Arif'in eyleminin gaspa kalkışma suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Ali hakkında, 65/3. madde ile tayin olunan cezanın yarısına indirilmesi zorunlu iken, 1/3 oranında indirim yapılması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise, 10.11.1995 gün ve 200/210 sayı ile; (2) nolu bozma nedenine uyarak, önceki karardaki gerekçe ile (1) nolu bozma nedenine karşı direnmiştir.
Bu karar da C. Savcısı tarafından sanık aleyhine temyiz edildiğinden, dosya Yargıtay C. Başsavcılığı'nın "bozma" istekli 17.10.1996 gün ve 5406 sayılı tebliğnamesiyle, Yargıtay 1. Başkanlığına gönderilmekle; Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanık Arif'in üzerine yüklenen suçun niteliğine ilişkindir.
Kemal isimli kişi, bir ticari ilişki nedeniyle mağdur Hasana verdiği 24 milyon lira meblağlı bir çeki ödeyemediği için, sanık Arif inceleme kapsamı dışında kalan diğer sanıklar Cenk, İbrahim ve Ali ile birlikte, mağdurun evine girip bu çeki çalmaya karar verirler. Dört sanık, mağdurun evinin önüne gelirler, içlerinden Arif ile Cenk balkondan eve girerler. Çekin bulunduğu yatak odasına girdiklerinde, mağdurun kendilerini fark etmesi üzerine, kendisini ve suç ortaklarını cezadan kurtarmak için önce mağdurun başına tabancanın kabzasıyla, daha sonra ateş ederek yaralamak suretiyle, bilahare karşısına çıkan mağdurun kızı Hatice'ye de ateş ederek maddi cebir kullandıktan sonra, çek ve herhangi bir şey alamadan olay yerinden kaçarlar. Bu oluşta herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
T.C. Yasasının 495 ve devam eden maddelerinde düzenlenen ve yağma "gasp" olarak tanımlanan suç; cebir ve şiddet (maddi cebir) veya tehdit (manevi cebir) kullanmak suretiyle yapılan hırsızlıktır. Hırsızlık ve yağma cürümleri aynı ortak unsurlara sahip olmakla beraber, ayrıldıkları tek nokta malın alınması için cebir ve şiddet veya tehdit kullanılmasıdır. Bu haliyle yağma suçu karma suçlardandır. Yağma suçlarına cebri hırsızlık da denilmektedir.
495. maddenin ikinci fıkrasında ise, dolaylı yağma hali düzenlenmiş bulunmaktadır. Buna göre, "bir malın yağması esnasında veya akabinde fiili icra veya itmam etmek veya malı kaçırmak yahut kendisini veya şerikini cezadan kurtarmak için mal sahibine veya cürüm yerine gelen başkasına karşı cebir, şiddet veya tehdit icra eden kimsenin, yağma suçunun cezası ile cezalandırılacağı" düzenlenmiş bulunmaktadır.
Görüldüğü üzere, bu durumda eylem önce hırsızlık olarak gerçekleştirildikten veya bu kastla hareket edilirken, mağdura veya olay yerine gelen üçüncü kişilere karşı failin fiili tamamlamak veya malı kaçırmak veya kendisini ya da suç ortağını cezadan kurtarmak maksadıyla maddi veya manevi cebir kullanması nedeniyle nitelik değiştirip, yağma suçuna dönüşmektedir.
Yukarıda açıklanan biçimde gelişen olayda, sanık Arif hırsızlık kastı ile girdiği mağdurun konutunda, mağdurun kendisini görüp, direnmesi üzerine, cezadan kurtulmak için, mağdur ve kızına karşı maddi cebir uygulayarak, onları etkisiz hale getirdikten sonra, hiçbir şey alamadan evi terketmiş olduğundan, eylemi TCK.nun 495/2. maddesi yollamasıyla silahlı gaspa eksik kalkışma suçunu oluşturur. Bu itibarla, direnme kararının bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : C. Savcısının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden, direnme kararının istem gibi (BOZULMASINA), 3.12.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.